Hakimin, 'kişisel' yolla görüş sorması etik değil

Yargı Etiği Kurulu, hakimin baktığı dosya ile ilgili güvendiği öğretim üyelerinden hukuki konularda "kişisel" olarak telefon, mesaj veya yüz yüze görüşme yoluyla hukuki görüş sormasının etik olmadığı sonucuna vardı

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 04 Kasım 2019 14:21, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:01
Hakimin, 'kişisel' yolla görüş sorması etik değil

Yargı Etiği Kurulu, hakimin baktığı dava ve dosya ile ilgili güvendiği öğretim üyelerinden hukuki konularda "kişisel" olarak telefon, mesaj veya yüz yüze görüşme yoluyla hukuki görüş sormasının etik olmadığı sonucuna vardı.

Yargıtay bünyesinde kurulan Yargı Etiği Kurulu, hakimlerin davranışlarının etik olup olmadığı konusunda çalışmayı sürdürüyor.

Alınan bilgiye göre, Yargıtay'daki bir daire başkanı, gorev yaptıgı daireye temyiz üzerine gelen veya ilk derece mahkemesi sıfatıyla baktıgı davalarda, uyusmazlıgı hukuka uygun, adaletli sekilde cozebilmek icin "bilgisine güvendiği universite hocaları ile yüz yüze veya telefon, mail gibi haberleşme araçlarını kullanarak iletişime geçip, hukuki gorus almasının yargı etigi ilkelerine uygun olup olmadıgı"na ilişkin Kuruldan tavsiye talep etti.

Başvuruyu inceleyen Kurul, hakimin baktığı dosya ile ilgili güvendiği öğretim üyelerinden hukuki konularda "kişisel" olarak telefon, mesaj veya yüz yüze görüşme yoluyla hukuki görüş sormasının etik olmadığına karar verdi.

Yargı Etiği Kurulunun kararında, hakimlerin bilgi, beceri ve kisisel niteliklerini artırmak amacıyla bilimsel calısmalardan faydalanabileceği, hakimin bilimsel goruslerden faydalanmasının temel bir hukuk ilkesi olduğuna işaret edilen kararda, Türk Medeni Kanunu'nda "Hakim, karar verirken bilimsel goruslerden ve yargı kararlarından yararlanır." hükmünün bulunduğu hatırlatıldı.

Kararda, Yargıtay Yargı Etigi Ilkelerindeki hükümler kapsamında hakimin hukuk duzeninin ongordugu yontemlerin dısına cıkarak, tarafların ve kamuoyunun bilgisi dısında kisisel insiyatifiyle yeni usuller uygulamasının, ozen yukumlulugunun ihlali anlamına geleceği, halkın yargıya olan guvenini yukseltecek sekilde yuksek standartlar sergileme ve bu standartları yuceltme odeviyle tutarlı sayılamayacağı vurgulandı.

-"Bir azınlığın kanaati doktrin yerine geçmez"

Hakimin bilimsel görüşlerden yararlanması gerektiği konusunda bir tereddüt bulunmadığı ancak tavsiye istemine konu bilimsel görüşlerin kapsamının, niteliğinin ve hangi yöntemle oluşturulduğunun açıklığa kavuşturulması gerektiği ifade edildi.

Türk hukukunda dikkate alınacak öğretinin, denenmiş, teyit edilmiş, doğrulanmış, benimsenmiş olması şartının arandığının altı çizilen kararda, "Bu konu değerlendirilirken, belirli bir görüşün doktrinde kendini kabul ettirmiş, gerçek bir otorite kazanmış olup olmadığına bakmak gerekir. Bir azınlığın kanaati doktrin yerine geçmez." tespitleri yapıldı.

- "Halkın yargıya güvenini olumsuz etkiler"

Hakimin hukuki görüşlerden yararlanması gerektiği anlayışının köklerinin Roma hukukuna dayandığına vurgu yapılan kararda, ilgili kanunlarda da ne tür görüşlerin hakimin yararlanacağı nitelikte bir bilimsel görüş niteliği taşıyacağı konusunda bazı ölçütlerin benimsendiği hatırlatıldı. Kararda, şunlar kaydedildi:

"Hakimin yararlanabileceği bilimsel görüşün, öncelikle bilimsel çalışma usullerine göre hazırlanmış ve yayımlanmış olması gerekir. Ayrıca, hakimin dikkate alacağı öğretinin denenmiş, teyit edilmiş, doğrulanmış, benimsenmiş olması da öngörülmektedir. Hakim bilimsel görüşten yararlanırken, söz konusu bilimsel görüşü yazan yazarın ve öğretim üyesinin bilimsel bağımsızlığının olup olmadığını da dikkate almalıdır. Hakimin belli sponsorların, ekonomik çevrelerin veya diğer güç odaklarının menfaatlerini dikkate alan yayınlara karşı dikkatli ve uyanık olması gerekir. Bu tür yayınlarda ileri sürülen görüşlerin etkisinde kalınması, bağımsızlık ve tarafsızlık değeri başta olmak üzere yargı etiğinin diğer değerlerinin de ihlal edilmesi tehlikesini doğurabilir.

Başvuru konusu davranış biçimi irdelendiğinde, hakimin baktığı dava dosyasına ilişkin herhangi bir öğretim üyesinin bilgisine güvenerek görüş sorması, üniversite öğretim üyelerinin üniversite dışında gelir getirici özel çalışmaları ve diğer faaliyetleri nedeniyle bağımsızlık ve tarafsızlık ilkesi başta olmak üzere yargı etiği ilkelerine uygunluk açısından ciddi riskler doğurabilir. Hic suphe yok ki boyle bir durum, en basta davanın tarafları olmak uzere, kamuoyu, avukatlar, yargı mensupları ve yargı personeli nezdinde, yargı bagımsızlıgının korunmasının temel bir unsuru olan halkın yargıya olan guvenini olumsuz etkiler. Şahsen ve resmi olmayan bir sekilde alınan gorusun bilimsel usullere gore yapılan calısmanın urunu olmadığı, bir bilimsel gorus niteligi tasımaktan oldukca uzak olduğu da şüphesizdir."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber