'Açık cezaevine geçme' uygulamasından gelen cinayetler

Üniversite öğrencisi Ceren Özdemir, firari mahküm tarafından öldürüldü. Ancak katil zanlısının, işlediği suçlara rağmen açık cezaevinde kalması, "firarına zemin hazırlandı" tartışmalarına yol açtı.

Kaynak : Türkiye
Haber Giriş : 06 Aralık 2019 07:45, Son Güncelleme : 06 Aralık 2019 08:01
'Açık cezaevine geçme' uygulamasından gelen cinayetler

Ordu'da 20 yaşındaki Ceren Özdemir'in, firari mahküm Özgür Arduç (35) tarafından hunharca öldürülmesi herkesi derinden sarstı. Bu vahşi cinayet toplumda büyük bir infial oluştururken infaz sistemi de yeniden tartışma konusu oldu. Katil zanlısı dün 'canavarsa hisle kasten öldürme' tutuklanarak cezaevine kondu ancak geride cevap bekleyen sorular kaldı. Şahıs, sadece iyi halli hükümlülerin cezaların bitimine az bir süre kala açık cezaevine sevk edildiği uygulamadan nasıl yararlandı? Daha önce firar ettiği halde neden yine açık cezaevine konuldu? Ve tekrar nasıl kaçabildi? Kamuoyu bunları sorarken hukukçular, suç işleme potansiyeli yüksek olan kişiler için için bir rehabilite merkezi oluşturulması gerektiğini savundu.

BAŞSAVCILIK: İZİN DEĞİL FİRAR

Ordu Cumhuriyet Başsavcılığı, katil zanlısı Özgür Arduç'un cezaevinden izinli çıkmadığını, firar ettiğini açıkladı. Açıklamada şöyle denildi: Özgür Arduç'a 2005 yılında 'Kasten öldürmeye teşebbüs' suçu ve işlediği diğer suçlar nedeniyle toplam 23 yıl 79 ay 148 gün hapis cezası verilmiştir. 15 Ağustos 2005'ten itibaren bu cezası çeşitli ceza infaz kurumlarında aralıksız olarak infaz edilen hükümlü, 28 Ekim 2019'da Ordu Açık Ceza İnfaz Kurumu'na alınmıştır. Açık ceza infaz kurumları, firara karşı engelleri ve dış güvenlik görevlisi bulunmayan kurumlardır. Hükümlünün 01.12.2019 günü saat 00.15 sularında kurumdan firar ettiği tespit edilmiş olup, aynı gün hükümlü hakkında yakalama emri çıkarılmıştır.

ANNE: ZANLI KADAR BIRAKAN DA SUÇLU

Anne Güfer Özdemir, katilin cezaevinden izinli çıkmasına isyan etti. Anne Özdemir "Katil zanlısını tanımıyoruz, hiç görmedik. Sokakların iyi olmadığını biliyorduk. Kızım çekinirdi, şüphelenseydi beni çağırırdı, koşarak giderdim. Arkadaşları çağırmış bir yerde oturmak için gitmemiş, keşke gitseydi. Böyle caniler sokakta oldukça çok canlar yanar. Benim ciğerim yandı, hiçbir annenin yanmasın. Psikopat birisi cezaevinden bırakılır mı? O zaman bunu bırakan da suçlu. Cani de eğer onu destekleyen biri varsa o da cezasını çeksin. Böyle potansiyeli olanları toplasınlar, bir yerde tutsunlar" diye konuştu.

Baba Yılmaz Özdemir ise şunları söyledi: Katilin cezaevinden firar etmesini anlamakta güçlük çekiyorum. Dışarıda insanlar e-Kelepçe ile geziyor, buna niye takılmamış? Şimdi yakalansa ne olacak? Bizim acımız dinmez ki. Bugün kızımın doğum günüydü.

FİRAR EDENE HÜCRE HAPSİ

Eski yönetmelikle toplam cezalarının beşte birini kapalı kurumlarda iyi halli olarak geçiren ve şartlı salıverilme tarihine altı yıl veya daha az süre kalanlar açık cezaevine gönderiliyordu. Ancak Adalet Bakanlığı, FETÖ ve darbe girişimi soruşturmaları sebebiyle dolan cezaevlerini boşaltmak için açık cezaevine ayrılma şartlarını kolaylaştırmıştı. Yönetmelikle yapılan değişiklikle, toplam cezası on seneden fazla ise 10'da birini, on seneden az ise bir ayını kapalı cezaevinde geçiren hükümlüler eğer iyi halliyse açık cezaevine geçebiliyor. Açık ceza infaz kurumunda kalan hükümlüler adliyelerde çalışabiliyor. Açık cezaevinden ilk defa kaçan hükümlülere hücre cezası veriliyor. Bu cezayı tamamlayanlar, tekrar açık cezaevine gidebiliyor. İkinci defa firarda ise bir daha açık cezaevine gönderilemiyor.

PROBLEM SİSTEMDE DEĞİL

Türkiye Adalet Araştırmaları Merkezi Başkanı (TÜRKAD) Dr. Mehmet Sarı'ya göre bu cezanın infaz sisteminden kaynaklanan bir durum değil. Cezaların infazında doğrudan doğruya caydırıcı bir yan olduğunu savunan Sarı "Bir taraftan da cezanın ıslah edici yanı var. Kişinin cezaevi içerisinde geçirdiği şartların belli kısmını yattıktan sonra şartlı tahliye söz konusu oluyor. Yani kişinin bir daha herhangi bir suça karışmaması, suç işlememesi kaydıyla cezasının infaz şartları hafifletiliyor. Son hadiseye baktığımızda problem aslında bu ceza sistematiğinde değil. Sanığın gerçekten ıslah edilmesi ve topluma kazandırılması bakımından sürecin işleyip işlemediği meselesi üzerinde durmamız lazım. Dolayısıyla infaz rejiminden ziyade doğrudan kişinin rehabilite ve gerçekten sistematik suç işleyen kişilerin ıslah edilmesi bakımından yeni ve farklı yöntemlerin tartışılması gerekiyor" sözlerini sarfetti.

Hukukçular Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Büşra Altunay "Burada açık cezaevlerinin şartlarından ziyade hangi şartlarda açık cezaevlerine geçileceği tartışılmalıdır. Sanık ifadesinde yetiştirme yurtlarında büyüdüğünü ve bu yurtlarda kalırken kendisine işkence yapan kişiyi öldürme amacıyla aradığını, Ceren Özdemir'i de öldürme kastıyla bıçakladığını söylemiştir. Yani aslında öldürme arzusu taşırken açık cezaevine alınmıştır. Bu aşamada eğer gerekli psikolojik tahliller yapılsaydı, kapalı cezaevinde kalması gerektiği anlaşılacakt" ifadelerini kullandı.

KENDİME YENİ AVLAR ARIYORDUM

Zanlı Özgür Arduç, işlediği cinayeti soğukkanlılıkla anlattı. Yetiştirme yurdundu büyüdüğünü söyleyen Arduç, şunları dedi: Hapisten çıktığımda kafamda birilerini öldürmek vardı. Gözüme birilerini kestirmiştim. Ancak, bir bıçak darbesinde öldürebileceğim kişiler aradım. Ceren Özdemir'i hiç tanımıyorum. Zıpkın almayı düşündüm. Bıçak çaldım. Daha fazla kişiyi öldürmek için tabanca bulmaya çalıştım ama param olmadığı için yapamadım. Olay günü Süleyman Felek Caddesi üzerinde kızı gördüm, takip ettim. Evinin önüne geldiğimizde montumun cebindeki bıçağı çıkararak, koluma soktum. Amacım, kızı öldürüp çantasını almaktı. Bu sırada kız kapı ziline bastı. Üst kat camından bir kadının baktığını gördüm. Kapı açılınca kız içeri girdi. Ben de arkasından 'Bakar mısınız, burada Metin diye biri oturuyor mu?' dedim. Bana dönmesiyle birlikte bıçağı rastgele iki defa sapladım. Koşarak oradan uzaklaştım. Sabah kendime yeni avlar aradım ama fırsat bulamadım.

SOKAKLARDA YAŞAMIŞ

Özgür Arduç, kendi iddiasına göre yetiştirme yurdunda büyüdü. Burada, bir görevli tarafından uzun yıllar işkencelere maruz kaldı. Cezaevine girdikten sonra dışarı çıkıp o kişiyi öldürmeyi düşünen şahıs, firar ettikten sonra rotasını masum insanlara çevirdi. İlk kurbanı Ceren Özdemir olan zanlı, başka cinayetler işleyemeden yakalandı. Arduç, hapse girmeden önce sokaklarda yatıp kalkıyordu. Kim kimsesi olmayan şahsın, Ordu'da mı yoksa başka şehirde mi yaşayıp yaşamadığı henüz bilinmiyor.

KIRMIZI ÇİZGİDEN YAKAYI ELE VERDİ

Katil zanlısı Özgür Arduç, Ordu Altınordu'da esnaflık yapan Alpat Taşçı'nın dikkati sayesinde yakalandı. Olayı internetten öğrendiğini belirten Taşçı "Katil zanlısının fotoğrafını sosyal medyada gördüm. Bir süre sonra dükkanımın önünden geçti. O olduğunu anladım, peşine takıldım. Bir süre yürüdükten sonra bir lokantaya girerek yemek istedi. Lokantacı arkadaş parası olmayınca yemek vermedi. Polisi arayıp eşkalini aldım. Eşofmanında kırmızı çizgi olduğunu söylediler. Yakınlaşıp teyit ettim, iyice yüzüne baktım. Takip ettiğimi anladı ve hızlanmaya başladı. Tekrar polisi arayıp yakalanmasını sağladım. Eğer o adamı görmeseydim belki bir cinayet daha işleyecekti. İnşallah hak ettiği cezayı alır" ifadesini kullandı.

İZİNLE GELEN ÖLÜMLER...

Cezaevinden izinli çıkıp suç işleyenlerin sayısı son yıllarda arttı. İş o vakalardan bazıları:

Geçen ay İzmir Buca'da hükümlü Şehmuz Selçuk (24), sevgilisi Melisa Kalem'i pompalı tüfekle öldürüp intihar etti.

Eylül ayında Emrah Yaşar, İstanbul Taksim'de üniversite öğrencisi Halit Ayar'ı (23) kendisine para vermediği için bıçaklayarak öldürdü.

Yine eylülde Ersin Ü, İstanbul'da eski eşi Kübra T'yi önce bıçakladı, ardından da kızgın yağ ile yaktı.

Eylülde Ankara'da A.K, bir çocuğa cinsel istismarda bulundu.

Temmuz ayında Samsun Bafra'da Mevlüt T, tartıştığı eşi Ayla T'yi sokak ortasında tüfekle vurup ağır yaraladı.

Temmuzda Denizli D Tipi Cezaevinden izinli çıkan M.Ö, aralarında husumet bulunan Ahmet Alkan ile amcası Süleyman Alkan'ı tüfekle vurarak canlarına kıydı.

Haziranda İzmir'de Göksel Sağlam, iki çocuğunun annesi eski eşi Habibe Çevik ve baldızı Fatma Akdağ'ı katletti.

Geçen yıl Ankara'da Fevzi Çelik, eşi

İlknur Çelik'i 15 yerinden bıçaklayarak

öldürdü.

2017'de Murat Özkara, eşini boğazından bıçaklayarak ölümüne sebep oldu.

KATİLE EN AĞIR CEZAYI ALDIRACAĞIZ

Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, cinayete ilişkin konuştu. Bakan Selçuk "Ceren Özdemir kızımızın katledilmesi hepimizi derinden yaraladı. Bakanlık olarak olayı yakından takip ediyoruz ve etmeye devam edeceğiz. Açılacak dava süreçlerine de müdahil olacağız. Amacımız katilin en ağır cezayı alması yönündedir. Uzman ekiplerimiz ile ailemize psikososyal destek sağlıyoruz. Şiddetin her türlüsü ile mücadelemizi İçişleri ve Adalet bakanlıklarımızla iş birliği içerisinde sürdüreceğiz" şeklinde konuştu.

BİR OLAYLA SİSTEM DEĞİŞİRSE YENİ PROBLEMLER ORTAYA ÇIKAR

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da Ceren Özdemir cinayetiyle ilgili konuştu. Bakan Soylu, şunları söyledi: Cezaevinden firar etmiş bir cani ile karşı karşıyayız. Uygulamayı eleştirebilme durumunda değiliz. Bir olay başımıza geldiğinde bütün sistemi değiştirecek adım atıyorsak, başka problemler oluşur. Bu tip firari olaylar söz konusu olabilir. Bizim görevimiz bunları anında yakalayıp tekrar var olan yere iade etmektir. Nasıl bulacaksınız bunu? Teknik takip yapacaksınız. 3-4 gündür Bursa'da kayıp dağcıları arıyoruz. Ama bulamıyoruz. Kaçmak isteyen bu konuda firari olduğunu bilip yakalanmak istemeyenlerle ilgili çaba sarf ediyoruz. Ama yakaladıklarımız oluyor, yakalayamadıklarımız oluyor. Bu bütün Türkiye'nin güvenlik problemi olduğu anlamına gelmez. Türkiye'nin on yıllardan beri yürüyen hukuki sistemi var. Biz her olay sonrasında kendi iş işleyişimizi değerlendiriyoruz. Her şeyin çok kötü gittiği anlamına gelmiyor. Bizim ihmalimiz nerededir? Her firarinin cinayet işleyebileceği söz konusu değildir.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber