YÖKAK'ta idari personelin 'temsili' yok!

Yükseköğretim Kalite Kurulu, idari hizmetlerin kalitesini idari personelin temsiline izin vermeden nasıl sağlayacak!

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 30 Ağustos 2020 11:47, Son Güncelleme : 26 Ağustos 2020 11:48
YÖKAK'ta idari personelin 'temsili' yok!

Bilindiği üzere, 01 Temmuz 2017 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 7033 sayılı Kanunla 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununa eklenen ek 35 inci madde ile bağımsız özerk yapıya haiz Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) kurulmuştur.

İlgili Kanunda söz konusu kurulun görevlerine baktığımızda, yükseköğretim kurumlarının eğitim-öğretim ve araştırma faaliyetleri ile idari hizmetlerinin kalite düzeylerine ilişkin ulusal ve uluslararası kalite standartlarına göre değerlendirmeler yapmak, iç ve dış kalite güvencesi, akreditasyon süreçleri ve bağımsız dış değerlendirme kurumlarının yetkilendirilmesi süreçlerini yürütmek olarak belirtilmiştir.

Diğer taraftan, söz konusu kurulun bu görevleri kimlerle yürüttüğüne baktığımızda ise;

a) Yükseköğretim Kurulu Genel Kurulu tarafından seçilen üç,

b) Üniversitelerarası Kurul tarafından seçilen üç,

c) Milli Eğitim Bakanlığı tarafından seçilen bir,

ç) Mesleki Yeterlilik Kurumunu temsilen bir,

d) Türk Akreditasyon Kurumunu temsilen bir,

e) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumunu temsilen bir,

f) Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığını temsilen bir,

g) Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğini temsilen bir,

ğ) Öğrenci temsilcisi bir,

Üye olmak üzere toplam on üç üyeden oluşan bir heyetle çalıştıkları görülmektedir.

Diğer taraftan, 23 Kasım 2018 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan "Yükseköğretim Kalite Güvencesi ve Yükseköğretim Kalite Kurulu Yönetmeliği"nin 6 ncı maddesinin 1 inci fıkrasının (e) bendine göre; "Yükseköğretim kurumlarının; eğitim-öğretim, araştırma-geliştirme, toplumsal katkı ve idari hizmetlerinin kalite düzeylerine ilişkin beş yılda en az bir defa dış değerlendirmesini yapmak ve ihtiyaç durumunda yükseköğretim programlarının değerlendirmesini yapmak" görevi Yükseköğretim Kalite Kuruluna verilmiştir.

Görüleceği üzere, bağımsız ve özerk YÖKAK'a devlet ve vakıf üniversitelerinin idari hizmetlerinin kalite düzeylerine ilişkin beş yılda en az bir defa değerlendirme yapmak ve bu hizmetlerin kalite standartlarını belirleme görevi verilmiştir. Ancak, burada işin üzücü tarafı idari hizmetlerin kalitesinin standartları 13 kişilik heyet tarafından belirlenirken, üniversitelerde idari işlerin lokomotifi olan 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi personelin temsilinin sağlanamamasıdır. İlgili Kurulda, işin akademik, eğitim-öğretim, topluma hizmet, bilimsel araştırma ve sanayi gibi birçok ayağı düşünülürken, idari personelin temsiline imkan sağlanmaması, sanırım Üniversitelerdeki fiili durumun yansımasıdır.

Senato, üniversite yönetim kurulu ve diğer akademik birimlere ait kurullar dahil olmak üzere birçok farklı yetkili kurulda, üniversitelerde akademisyen ve öğrencilerin temsili sağlanırken, yine idari personelin varlığı hiçbir mevzuatta düzenlenmemiştir. İdari personelin kendisiyle ilgili karar verilen konularda dahi karar mekanizmalarında temsili sağlanamamıştır.

Ülkemizdeki yükseköğretim sisteminin akademik bir bakış açısıyla şekillenmesi ve yükseköğretimle ilgili konuların genellikle akademik yöntemlerle ele alınma alışkanlığının olması, verilen kararların icracısı durumunda olan idari personelin herhangi bir karar merciinde olmamasına neden olmuştur. 1981 yılında yürürlüğe giren 2547 sayılı Kanunla kuruluş şekli belirtilen Yükseköğretim Genel Kurulunda da bu yönlü bir yapılanmaya yer verilmemiş olmasının yanında, 2017 yılında yapılan mezkür düzenleme ile oluşturulan Yükseköğretim Kalite Kurulunda da halen eski bakış açısıyla bir oluşuma yer verilmesi geçen 36 yıllık süreçte Akademideki kamu yönetimi anlayışının halen geriden geldiğinin en somut göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır.

"İdareyi idariye teslim etmekten her daim kaçınan" akademik dünyanın, iki/dört sene sonunda mezun edilen öğrenci kadar dahi değer görmeyen idari personelin eliyle yürütülen idari hizmetlerin kalitesini belirleme yetkisini kendine görev addetmiş olması bizlerce sorgulanması gereken bir durumdur.

Bu bağlamda mükemmeliyetçi dönüşüm dinamizminin korunması açısından, yükseköğretimin temel ve en önemli paydaşlarından biri olan idari personelin kalite denetim süreçlerine dahil edilmeyerek yeknesak sistemin devam ettirilmesi durumunda arzulanan kalitenin sağlanamayacağı aşikardır. Oysa idari personele kalite süreçlerinde söz hakkı verilmesi, kendi yetkinlik ölçütlerini belirlemesi açısından temel ihtiyaçtır.

Son olarak "balık dipte cambaz ipte gerek" düsturundan yola çıkarak her işi kendi ehline vermenin altını çizip idari personelin süreçlerde yer alması bakımından bir an evvel yasal zeminde karşılık bulan değişikliklere gidilmesi hususunu YÖKAK Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Elmas'ın dikkatine sunuyoruz.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber