İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

Hibrit eğitim nasıl gidiyor? Ayrıntılı bir analiz

Hem yüz yüze hem de uzaktan eğitimi içeren hibrit eğitim nasıl gidiyor? Maksut Balmuk'un ayrıntılı bir değerlendirmesini paylaşıyoruz.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 02 Kasım 2020 12:50, Son Güncelleme : 02 Kasım 2020 20:49
Hibrit eğitim nasıl gidiyor? Ayrıntılı bir analiz

MEB tarafından Covid-19 nedeniyle uygulanan hibrit eğitim sistemi uygulanıyor. Hibrit eğitim sisteminde bilindiği gibi uzaktan eğitim ve yüz yüze eğitim iç içe. Covid-19 nedeniyle yüz yüze eğitimde sınıfları seyrekleştirmek için sınıflar ikiye bölünüyor. Bazı okullar adlandırma da yapmış mavi grup kırmızı grup diye.

Mavi grup Pazartesi -Salı günleri okula gelirken Çarşamba günü temizlik günü ve Perşembe- Cuma kırmızı grup okula gelip yüz yüze eğitim yapıyor.

Yani bir ilkokul öğrencisi haftanın 5 günü, 30 saat olarak göreceği derslerin sadece 2 günde ve 12 saatini yüz yüze alıyor. Geriye kalan 18 saat ise uzaktan eğitim ile yapılıyor. Aslında yapılamıyor desek daha uygun olur. Bu arada uzaktan eğitimde iki ayak var EBATV ve Canlı Ders uygulamaları.

Ortaokulda ise haftada 5 gün 35 saat ders varken onlar da iki gün 12 saat ders alıyorlar yüz yüze.

Liselerde genel olarak 5 gün 40 saat ders varken aynı uygulama söz konusu.

Müfredat (dersin öğretim programı, kitapları, işlenişi... ) aynı yani haftada 30,35,40 saate göre ama yüz yüze ders saati yarının altında. Kaldı ki öğrenciler ilerleyen zamanda karşılaşacakları tüm sınavlarda müfredatın tamamından sorumlu olacaklar.

Bir de ders saati normal okul süresince 40 dakika şimdi ise 30 dakika.

Bu problemi bir çözelim diyorum ama atomu parçalamaktan daha zor görünüyor. Bir ilkokul öğrencisine haftada 30 saat ders programına göre her ders 40 dakika olacak şekilde vermekte zorlandığımız müfredatı haftada 12 saat ve bir ders saati 30 dakika olan sistemle vereceğiz. Hadi siz çözün.

Ortaokul ve liselerde de aynı durum var.

Okul açılamadı, geç açıldı, açıldı kapandı vs bunlardan hiç bahsetmiyorum.

İlkokullara Örneklerle Bakalım.

Yani bir ilkokul öğrencisi haftanın 5 günü, 30 saat olarak göreceği derslerin sadece 2 gün ve 12 saatini yüz yüze alıyor. Geriye kalan 18 saat ise uzaktan eğitim yapılacakmış. Mış diyorum çünkü öğretmen mavi ve kırmızı gruba derse gelince haftanın 4 günü 24 saat yüz yüze ders yapıyor. Bir ilkokul öğretmeni 30 saat ders verebiliyor ve fazlasını verse de ücret alamaz. Zaten verecek zaman kalmıyor. Bu nedenle sadece 6 saat uzaktan (canlı ders) eğitimi verebiliyor.

Böylece bir ilkokul öğrencisi öğretmenini 12 saat yüz yüze görüyor 6 saat de canlı derste. Şimdi de Çizelgeye bakalım.

Evet çizelge ve açıklaması böyle. Normal alınması gereken saatleri değil bu çizelgeyi esas alın diyor. Ve burada olmayan derslerle ilgili

diyor. Görüldüğü gibi normalde 7 saat tutan dersleri uzaktan yapın ama 6 saat yapın diyor. 7 yaparsan ücret de yok zaman da. 6 saatlik bu dersler öğrenci ve öğretmenin okula gitmediği ÇARŞAMBA günleri veriliyor.

Öğretmen ve Öğrenci Robot Değil

Yüz yüze yapılan derslerin saatlerinin (Türkçe-Matematik-Fen Bilgisi-Sosyal Bilgiler-Yabancı Dil-DKAB) toplamı normalde(Covid yokken) 23 saat fakat şu anda 12 saat olarak veriliyor. Kalan saatler ise açıkta yani verilmiyor. Öğretmen bunları da uzaktan verse ücret alamıyor mevzuat buna uygun değil kaldı ki öğretmen de öğrenci de robot değil. Gün içinde 6 saat ders girip bir de her gece bir o kadar daha PC'den ders anlatması ya da öğrencinin izlemesi gerekiyor ki buna robot bile dayanamaz.

Bu arada normal yani Covid-19 pandemisi olmasaydı öğrencilerin almaları gereken ders saatlerini de (İlkokul/Ortaokul) paylaşalım.

Bu şartlarda elbet ki ders saatinin 30 dakikaya düşürülmesini, sınıfların ikiye bölünmesini, ve çocukların sadece iki gün okula gelmelerini eleştirmiyoruz ama bu kadar az zaman diliminde hiçbir şey olmamış gibi müfredatın anlatılmaya çalışılmasını, öğrencilerin tüm müfredattan sorumlu tutulmasını elbet ki eleştiriyoruz.

Daha ilginç bir şey anlatalım.

Öğrenci okula gelmezse öğretmen de öğrenci de cezalandırılıyor.

Velev ki yukarıda örnek verdiğimiz 4. Sınıfta hiçbir öğrenci okula devam etmiyor. Üstelik hastamız var, yaşlımız var, korkuyoruz... gibi haklı gerekçelerle öğrenci velisi dilekçe verip sınıfa hiç öğrenci gelmese de öğretmen okula geliyor, planlama yapıyor, derse hazırlık yapıyor ve ders saati bitene kadar okulda beklediği halde hiç ücret alamıyor.

Uzaktan eğitim yani canlı ders uygulamasında da öğrenciler PC başına gelmezse/gelemezse öğretmenin ücreti kesiliyor.

Hadi ücreti ya da bu canlı derslerde yaşanan güvenlik sorunlarını bir tarafa bırakıp başka bir şey anlatalım.

Öğrenci velisi dilekçe vermiş çocuğumu yollamayacağım MEB bana böyle bir hak verdi ve kullanacağım diye. Bunu da tüm sınıf yapıyor. Yani o sınıfta okula gelen öğrenci yok. Öğretmen diyor ki madem öyle bari uzaktan eğitim (canlı ders) vereyim. Öğrenci ve veli de istiyor hatta dilekçe de veriyor. Yok hayır veremezsin deniliyor. Versen de ücret vermeyiz denilince olsun ücret de istemiyorum diyor ama olmaz yine de veremezsin deniliyor.

Başka örnek; sınıf mevcudu düşük diyelim ya da az sayıda(tek grupluk) öğrencinin devam ettiğini düşünelim. O zaman öğretmen haftada sadece 12 saat yüz yüze eğitim veriyor. Ücretini tam alması için 30 saat girmesi gerekiyor. Fakat az öğrencili durumda dahi kalan 18 saatin uzaktan eğitimle tamamlanmasına izin verilmiyor. Sadece 6 saat uzaktan yapabilirsin deniliyor. O zaman da öğretmen haftalık 12 yüz yüze 6 uzaktan toplam 18 saat ders yapıyor ve bu da sadece maaş karşılığına denk geliyor.

Bir de üstüne soruşturma

Bir okulda aynen bu durum yaşandı. Bir sınıfta veliler biz çocuğumuzu yollamayacağız dediler. Öğretmen okula her gün geldi. Gelince de boş oturmayayım bari internetten canlı ders vereyim çocuklar eksik kalmasın dedi ve soruşturmayı yedi. Kılıfı da velileri sen örgütledin ondan gelmiyorlar. Hayır dese de soruşturma başladı. Öğretmen öğrenci gelmeyeceğini bildiği halde zaten her gün okula geliyor ders anlatmaktan neden imtina etsin ki?

Okula gelmeyen çocuk ne olacak denildiğinde EBATV izlesin deniliyor ve fedakarlık yapan öğretmenler de böylece cezalandırılıyor.

Bir de Ortaokula'a bakalım.

Açık olan 8.sınıflara bakalım.

Evet normal müfedat (yukarıda vermiştik) 35 saat ama yüz yüze yapılan 12 saat. 23 saat kayıp var. Yani Covid-19 olmasa haftada 5 saat görülecek Türkçe ve Matematik derslerinin müfredatını 3 er saatte, 4 saat olan Fen Bilimlerini ise 2 saatte öğreteceğiz.

Sınıflar ikiye bölününce öğretmen ihtiyacı da çıkıyor ortaya doğal olarak. Şöyle ki:

Normalde (Covid-19 olmasa) 30 saat dersi olan Matematik öğretmeninin tüm dersleri 8 sınıfa olsa 6 sınıfı var demektir. Şubeler ikiye bölündüğünde ve her gruba 3 saat ders düştüğünde 12 grupta 36 saat yüz yüze ders vermesi gerekiyor. Matematiksel olarak girmesine imkan yok. İmkan olsa bile öğretmene 30 saatin üstündeki derslere ücret ödenemiyor. Mevzuat buna izin vermiyor. Öğretmenin maksimum alabileceği ders saati 30. Hadi şimdi tüm sınıfı 8 olan öğretmen olmayabilir ama 2 Kasım'da 5. Sınıflar, 23 Kasım'da da diğer sınıflar gelince nasıl olacak?

Yüz yüze Eğitim Elbet ki Şart!

Evet yüz yüze eğitim çok önemli uzaktan olmuyor ve öğretmenlerin neredeyse tamamı bu fikirde. Kaldı ki uzaktan eğitim uygulamaları gerçek anlamda yüz yüze eğitimden daha zor geçiyor (hazırlık ve uygulama yönünden). Ama sağlık da önemli. İkisini de önceleyecek önlemlerin alınması gerekiyor fakat kaygı ortamında bu zor şartlarda ne kadar ve nasıl yapılacağının yanında verimli olup olmadığı da değerlendirilmelidir.

Her ne kadar uzaktan eğitim denilse de uzaktan EĞİTİM yapılması neredeyse imkansızdır ve uzaktan ÖĞRETİM olarak adlandırılması daha mantıklı olacaktır. Bu şekilde kullanım, öğretim kavramının adeta eğitim kavramı içerisine geçmiş bir şekilde kullanılmasına bağlı olsa da biz vurgumuzu yapalım. Öğrenmede dinlemenin/izlemenin rolünün Türkçe dersinde dahi sadece yüzde 10-15 civarında olduğu da göz önüne alınmalıdır. Diğer derslerde oranın daha farklı olacağı açık olup dinleme/izlemenin de aşamalarının PC ortamında ne kadar sağlanabildiği tartışmalıdır.

Bu şartlarda müfredatın tamamını vermek mümkün değil müfredatta revizyon yapılmalı, fedakarlık yapan öğretmene cezayı reva görenlerle ilgili düzenleme hayata geçirilmelidir.

Maksut BALMUK

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber