İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

Mobbinge uğrayan genel sekreter göreve iade edildi!

Görevden alınan Pamukkale Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Hüseyin BAĞ tarafından mobbinge uğrayan Genel Sekreter, Danıştay İkinci Dairesi tarafından eski görevine iade edildi!

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 10 Nisan 2021 12:05, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:01
Mobbinge uğrayan genel sekreter göreve iade edildi!

Pamukkale Üniversitesi Rektörü iken, eşini kişiye özel kadro açtığı iddiasıyla başlatılan soruşturma sonucunda görevden alınan Prof. Dr. Hüseyin BAĞ döneminde, yargı kararıyla mobbinge uğradığı sabit olan Genel Sekreter eski görevine iade edildi.

Danıştay İkinci Dairesi verdiği kararda özetle; davacının görevinden alınmasını gerektirecek, görevinde yetersiz ve verimsiz olduğuna ilişkin hukuken geçerli somut bir bilgi ve belgenin davalı idarece sunulamaması karşısında, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı olarak davacının genel sekreterlik görevinden alınarak enstitü sekreteri olarak atanmasına ilişkin dava konusu işlemde uyarlık görülmemiştir.

T.C.

DANIŞTAY

2. DAİRE

Esas: 2020/516

Karar:2020/3123

İSTEMİN KONUSU : İzmir Bölge İdare Mahkemesi, 5. İdari Dava Dairesince verilen 22/01/2019 günlü, E:2018/2444, K:2019/169 Sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava Konusu İstem : Dava; davacının, davalı üniversite emrinde Genel Sekreter olarak görev yapmakta iken bu görevinden alınarak Arkeoloji Enstitüsüne Enstitü Sekreteri olarak atanmasına ilişkin 16/04/2018 günlü, 26874 Sayılı işlem ile bu işlemin dayanağı 16/04/2018 günlü, 15/15 Sayılı üniversite yönetim kurulu kararının iptali istemiyle açılmıştır.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Denizli İdare Mahkemesi'nin 18/10/2018 günlü, E:2018/500, K:2018/1119 Sayılı kararıyla; idarenin, mevzuatla kendisine verilen görevleri yapabilmesi için istediği personelle çalışma konusunda kamu yararı ve hizmet gerekleriyle sınırlı olmak üzere takdir yetkisi bulunduğu, üniversite genel sekreterliği görevinin sınavla atanılan ve dolayısıyla kazanılmış hak mahiyetinde bir görev olmadığı, dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler değerlendirildiğinde; davacının üniversite genel sekreterliğine devam etmesi durumunda kamu hizmetinin verimli ve etkili sunulmasında anılan eşgüdümün sağlanmasının mümkün olamayacağı, davalı idarenin ifa etmekte olduğu kamu hizmetini sekteye uğratacağı, dava konusu işlemin hukuka, kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi Kararının Özeti: İzmir Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesinin 22/01/2019 günlü, E:2018/2444, K:2019/169 Sayılı kararıyla; davacının istinaf başvurusunun kesin olarak reddine hükmedilmiş, bu kararın temyizi üzerine, İzmir Bölge İdare Mahkemesi, 5. İdari Dava Dairesinin 28/02/2019 günlü, E:2018/2444, K:2019/169, Temyiz No:2019/88 Sayılı kararıyla; bahse konu kararın, 2577 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca kesin olarak verildiği ve Danıştay'da temyize tabi olmadığı gerekçesiyle, aynı Kanun'un 48. maddesi uyarınca davacının temyiz başvurusu reddedilmiştir.

Anılan kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 21/11/2019 günlü, E:2019/828, K:2019/6515 Sayılı kararıyla; davacı, 2577 Sayılı Kanun'un 46. maddesinin 1. fıkrasının ( e ) bendinde yer alan daire başkanı ve daha üst düzey kamu görevlisi olarak değerlendirilip, Bölge İdare Mahkemesince verilen karara karşı temyiz yolunun açık olduğu gerekçesiyle bozulmuş, İzmir Bölge İdare Mahkemesi, 5. İdari Dava Dairesince dava dosyası temyiz isteminin esastan incelenebilmesi için Dairemize gönderilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, davalı idarenin istifaya zorlamak amacıyla hukuksuz görevlendirmeler ve uydurma soruşturmalarla sistematik olarak mobbing uyguladığı, gerek maddi, gerekse manevi yönden mağdur edildiği, davalı idarenin 2547 Sayılı Kanun'un 13/b-4 madde hükümlerini kamu ve hizmet gereklerinin esasını sağlamak için değil, görevinden hukuksuz bir şekilde fiilen ve hukuken uzaklaştırmak maksadıyla kullandığı, dava konusu işlemin gerekçesinin fiili ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu, idare ile uyumsuz çalıştığına, yönetim karşıtı faaliyette bulunduğuna, kendisine verilen görevleri hakkıyla yapmadığına, savcılığa mesnetsiz suç duyurusunda bulunduğuna ilişkin somut hiç bir bilgi ve belgenin dosyaya sunulmadığı ileri sürülerek, bölge idare mahkemesince verilen kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Davalı idare tarafından, genel sekreterlik ile enstitü sekreterliği görevlerinin genel idare hizmetleri sınıfı içerisinde yer aldığı ve iki görev arasında herhangi bir farkın bulunmadığı, kazanılmış hak aylık derecesinin korunduğu, atama işlemi ne şekilde yapıldıysa görevden alma işleminin de aynı yolla yapıldığı, davacının genel sekreterlik görevine getirilirken herhangi bir yazılı ya da sözlü sınava tabi tutulmadığı, dava konusu işlemin usul ve yasaya uygun olduğu, istemin reddi gerektiği ileri sürülmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulüyle Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Karar veren Danıştay İkinci Dairesi'nce, Tetkik Hakimi'nin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

KARAR : İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY : Davalı üniversite emrinde Genel Sekreter olarak görev yapmakta olan davacı, bu görevinden alınarak Arkeoloji Enstitüsüne Enstitü Sekreteri olarak atanmasına ilişkin 16/04/2018 günlü, 26874 Sayılı davalı idare işlemi ile bu işlemin dayanağı 16/04/2018 günlü, 15/15 Sayılı üniversite yönetim kurulu kararının iptali istemiyle temyizen incelenmekte olan iş bu davayı açmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT :

2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun "Atamalar" başlıklı 52. maddesinin ( a ) bendinde; "Genel Sekreter ile daire başkanları, müdürler, hukuk müşavirleri ve uzmanlar, yükseköğretim üst kuruluşlarında ilgili kuruluşların görüşü alınarak Yükseköğretim Üst Kuruluşunun Başkanı, üniversitelerde ise yönetim kurulunun görüşü alınarak rektör tarafından atanır" hükmü yer almaktadır.

07/10/1983 günlü, 124 Sayılı Yükseköğretim Üst Kuruluşları İle Yükseköğretim Kurumlarının İdari Teşkilatı Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin "Genel Sekreterlik" başlıklı 27. maddesinin 1. fıkrasında; "1. Genel Sekreterlik, bir Genel Sekreter ile en çok iki Genel Sekreter Yardımcısından ve bağlı birimlerden oluşur." hükmüne; 2. fıkrasında ise; "Genel Sekreter, üniversite idari teşkilatının başıdır ve bu teşkilatın çalışmasından Rektöre karşı sorumludur...." hükmüne yer verilmiştir.

657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun "Memurların Kurumlarınca Görevlerinin ve Yerlerinin Değiştirilmesi" başlıklı 76. maddesinde; kurumların, görev ve unvan eşitliği gözetmeden, kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68. maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst, kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atayabilecekleri hükme bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ile memurların naklen atanmaları konusunda idareye takdir yetkisi tanındığı açık olup, bu yetkinin ancak kamu yararı ve hizmet gerekleri gözardı edilerek kullanıldığının kanıtlanması ya da idari yargı merciince saptanması halinde, sözü edilen bu durumun, dava konusu idari işlemin neden ve amaç yönlerinden hukuka aykırılığı nedeniyle iptalini gerektireceği yerleşmiş yargı içtihatlarıyla kabul edilmiş bulunmaktadır.

Uyuşmazlık konusu olayda, dava konusu yönetim kurulu kararı ve idarece sunulan savunma dilekçesinde davacının, işlediği iddia edilen disiplinsiz davranışlarından bahisle işlemin tesis edildiği ileri sürülmüş ise de; davacı hakkında Rektörün eşinin İslami İlimler Akademisine atanmasına ilişkin resmi yazıyı basına sızdırarak, basında ve sosyal medyada üniversitenin iç işleyişiyle ilgili olarak uygun olmayan gündem oluşturduğu gerekçesiyle 657 Sayılı Kanun'un 125/B-a maddesi ve 2547 Sayılı Kanun'un 53/b-1/b maddesinde düzenlenen fiilleri işlediğinden bahisle 2547 Sayılı Kanun'un 53/D maddesi uyarınca verilen uyarma cezasının, Denizli İdare Mahkemesi'nin 31/05/2018 günlü, E:2017/1945, K:2018/704 Sayılı kararı ile; basına sızdırıldığı iddia edilen isnada konu 10/05/2017 tarihli atama işlemine ilişkin resmi yazının davacı veya maiyetindeki elemanlar tarafından basına sızdırıldığına ilişkin her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı bir delilin bulunmadığı, hatta bu hususun davalı idarece yaptırılan soruşturma sonucu hazırlanan soruşturma raporunda da belirtildiğinden, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptal edildiği, İzmir Bölge İdare Mahkemesi, 5. İdari dava Dairesinin 31/12/2018 günlü, E:2018/2233, K:2018/2948 Sayılı kararı ile davalı idarenin istinaf başvurusu reddedilerek kesinleştiği; yine Çivril Meslek Yüksekokulu ve Bekilli Meslek Yüksekokulu'na yapılan görevlendirmeleri kapsamında hazırladığı fizibilite raporlarının ciddiyetten uzak ve özensiz olduğu gerekçesiyle başlatılan soruşturma neticesinde; 657 Sayılı Kanun'un 125/A-a maddesi uyarınca verilen uyarma cezasının ise Denizli İdare Mahkemesi'nin 15/02/2019 günlü, E: 2018/981, K:2019/120 Sayılı kararı ile; disiplin cezasına konu görevin davacının görev tanımına uymadığı, yapılan görevlendirme kapsamında istenen fizibilite raporlarının şablonunun ve hangi kriterlere göre hazırlanması gerektiğinin belirtilmediği, yine de davacının elinden geldiği ve bilgisi elverdiği ölçüde çalışmasını yaparak verilen süre içerisinde istenen fizibilite raporlarını hazırlayarak idareye sunduğu, bu haliyle davacının üzerine atılı fiillerin sübut bulmadığı gerekçesiyle iptal edildiği, İzmir Bölge İdare Mahkemesi, 5. İdari dava Dairesinin 10/10/2019 günlü, E:2019/725, K:2019/1566 kararı ile davalı idarenin istinaf başvurusu reddedilerek kesinleştiği; ayrıca davacı hakkında soruşturma konusu yapılan, Buldan Meslek Yüksekokuluna görevlendirilmesine ilişkin yazıyı basına sızdırdığı; davalı idarece tahkik edilen bir yolsuzluk soruşturmasında sanık tarafından daha önceki ifadesinin davacının baskısıyla verildiği; bir öğretim üyesinin 2547 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olmayan şekilde bir yıl süreyle yurtdışında görevlendirilmesine sebep olduğu iddiaları hakkında başlatılan soruşturmalarla ilgili olarak ise; disiplin cezası verilmesine gerek görülmediği, davacının görevinde başarısız ve verimsiz olduğu yönünde başkaca somut, nesnel ve hukuken kabul edilebilir bilgi ve belgenin dosyaya sunulmadığı anlaşılmıştır.

Öte yandan, davacı tarafından kendisine mobbing uygulandığından bahisle maddi ve manevi tazminat ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ile bu işlem nedeniyle uğranıldığı iddia edilen zararlara karşılık olmak üzere 1.000,00-TL maddi ve 50.000,00-TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davada; davacıya geçici görevlendirmeleri kapsamında geçici görev yolluğu ödenmediğinden davacının 1,000,00-TL maddi tazminat isteminin kabulü; davacının ifa ettiği kamu görevinin niteliği ve davacı ile davalı idare arasında yaşanan ve yargıya intikal eden ve etmeyen hukuki süreç bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davalı idarece davacıya belirli bir süre sistematik biçimde devam eden, yıldırma, pasifize etme veya işten uzaklaştırmayı amaçlayan işlemler tesis edildiği, sürekli yerinin değiştirildiği, davacının yersiz soruşturmalara maruz bırakılıp haksız disiplin cezaları verildiği, bu haliyle davacıya manevi taciz ( mobbing ) uygulandığı, bu durumun ise davacıyı manevi olarak elem ve kedere uğrattığı ve yıprattığı gerekçesiyle manevi tazminat isteminin 10.000,00-TL'lik kısmının kabulü yolunda Denizli İdare Mahkemesince verilen 11/09/2019 günlü, E.2018/1373, K.2019/933 Sayılı karara karşı davalı idarece yapılan istinaf başvurusu İzmir Bölge İdare Mahkemesi, 6. İdari Dava Dairesinin 26/12/2019 günlü, E.2019/2277, K.2019/2420 Sayılı kararıyla kesin olarak reddedilmiştir.

Bu durumda, davacının görevinden alınmasını gerektirecek, görevinde yetersiz ve verimsiz olduğuna ilişkin hukuken geçerli somut bir bilgi ve belgenin davalı idarece sunulamaması karşısında, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı olarak davacının genel sekreterlik görevinden alınarak enstitü sekreteri olarak atanmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık, aksi yöndeki İzmir Bölge İdare Mahkemesi, 5. İdari Dava Dairesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;

1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜNE,

2. İzmir Bölge İdare Mahkemesi, 5. İdari Dava Dairesince verilen 22/01/2019 günlü, E:2018/2444, K:2019/169 Sayılı kararın, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 2/b fıkrası uyarınca BOZULMASINA,

3. 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 6545 Sayılı Kanun'la değişik 50. maddesinin 2. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın, kararı veren İzmir Bölge İdare Mahkemesi, 5. İdari Dava Dairesine gönderilmesine,

4. 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'na 6545 Sayılı Kanun'un 27. maddesiyle eklenen Geçici 8. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 22.10.2020 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber