Bakan Karaismailoğlu'ndan 'Kanal İstanbul' açıklaması
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, katıldığı canlı yayında, Kanal İstanbul projesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Muhalefetin yönelttiği, "İstanbul Boğazı'ndan ücretsiz geçmek varken gemilerin neden Kanal İstanbul'u tercih edeceğine" ilişkin eleştirilere yanıt veren Karaismailoğlu, "Gemilerin sayıları ve boyutları artmaya başladı. 10 sene sonra Boğaz'dan 78 bin gemi geçmesini bekliyoruz. Bu kadar geminin Boğaz'dan geçmesi mümkün değil. Bu da gemilerin beklemesi demek. Bir geminin bekleme maliyeti yaklaşık 104 bin dolar. İşletmeler bu hesaplamaları yaparak Kanal İstanbul alternatifine yönlenecek." dedi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Habertürk TV'de Açık ve Net programında Kübra Par'ın sorularını yanıtladı.
Kanal İstanbul'un İstanbul için alternatif bir su yolu olacağını aktaran Bakan Karaismailoğlu, Kanal'ın kendi kaynağını yaratacağını aktararak şöyle konuştu:
"GEÇİŞLER ÜCRETLİ OLACAK, GELİR GETİRİCİ LİMANLAR OLACAK"
"Burada bir kanal yapıyorsunuz. Gemi geçişleri ücretli olacak. Oradan geçişler
ücretli olacak. Buradan gelir getirici limanlar olacak. Kanal kendi kaynağını
kendisi yaratacak. Sonuçta bir ihale olacak. Bu işi yapmaya istekli, kabiliyetli
olan firmalar size teklif verecekler. Kamu için en uygun teklif seçilecek. Belirlenen
sürede bitirdikten sonra sonuçta yatırım yapacak size. Bir kaynak olarak size
teslim ettikten sonra bunun geri dönüşü olacak.
"İSTANBUL BOĞAZI'NDAN 43 BİN GEMİ GEÇİYOR"
Şu anda 12 milyar ton ticaret hacmi var. Önümüzdeki 10 yılda 25 milyar tona
çıkacak. Şu anda İstanbul Boğazı'ndan 43 bin gemi geçiyor. Gemi sayısı düştü,
yük miktarı yüzde 25 arttı. Gemi boyutları büyüdü. Bundan sonra gemi sayıları
artmaya başlayacak. Bu hareketin devam etmesi gerekiyor.
"BÜYÜK GEMİLERİN BOĞAZ'DAN GEÇMESİ MÜMKÜN DEĞİL"
Daha büyük gemilerin Karadeniz'e yanaşacağı liman yok. Önümüzdeki yıllarda 78
bin gemiye çıkacak. Bu gemilerin Boğaz'dan geçmesi mümkün değil. Geçen hafta
Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün altındaki balıkçıya geminin çarpması sonucu 2
balıkçı vatandaşımız rahmetli oldu. Gemi trafiğinden dolayı yüzme yarışmalarına
bile izin veremiyoruz. Zeytinburnu açıklarında onlarca gemi geçiş için süre
bekliyor.
"KANAL İSTANBUL ALTERNATİF BİR SU YOLU OLACAK"
Gemi sayıları 70 binlere çıktığında günlerce Marmara'da bekleyen gemiler olacak.
Onların vereceği kirlilik ayrı bir konu. Burada gemilerin bekleme maliyetleri
var. Ortalama bir geminin bekleme maliyeti 100 bin dolar. Bu 34 saatin beklemenin
karşılığı. O yüzden Kanal İstanbul'u tercih edeceklerdir. Alternatif bir su
yolu olacaktır bu kanal.
Bu işin uzun sürmesi tamamen finans tarafının genel bütçeye yük getirmemesi. Bunun bütçesinin kendi eko sistemi içerisinde çözülmesi için yoğun çabamız var. Burası kendi kendine eko sistemini üretmiş bir proje olacak.
"BU ÜLKE BU PROJEDEN PARA KAZANACAK"
Bunların niyetleri herhalde Kuzey Kore'yi örnek alıyor. O yüzden bunların yenilir
yutulur kelimeler değil. Bu yatırım ülke için yatırımdır. Ülke sonuçta buradan
para kazanacak. Belki bu yıl derdini, sıkıntısını çekeceksiniz ama sonuçta ülke
buradan para kazanacak.
"KANAL İSTANBUL BÜTÇESİNİ KENDİ ÜRETECEK ZATEN"
Fabrikalar kuruyoruz. İlçelere kadar her bölgede organize sanayi bölgeleri kuruyoruz.
Kanal İstanbul bütçesi burada üretilecek zaten. Deprem konusunda burada Çevre
Şehircilik Bakanlığımızın imar planlarında riskli binaların dönüştürülmesi gereken
yerler ayrılmıştır.
"YABANCININ YAPTIĞI YATIRIM BU ÜLKENİN KAYNAĞI OLUYOR"
Bu projede verdiğiniz garanti yatırım olarak dönüyor zaten. Sonuçta bu yatırım
bu ülkeye yatırmıştır. Siz ona o garantiyi niye veriyorsunuz? Size yurt dışı
finansman getiriyor. Yabancı kendi finansıyla yatırımını yapıyor, o yatırım
bu ülkenin kaynağı oluyor.
"ÇEVRE ETKİ RAPORLARINI HAZIRLARKEN UZMAN HOCALARLA BİRLİKTE ÇALIŞILDI"
Bilim adamları işi siyasete çevirince ipin ucu kaçıyor. Biz çevre etki raporlarını
hazırlarken uzman hocalarla birlikte çalışıldı. Yapılan simülasyon, model, araştırmalar
var. Hepsine tek tek hocaların verdiği cevaplar var. Biz hocalarımızla sürekli
istişare halindeyiz. Hocalarımız birkaç programa çıktı. Ama karşı tarafta öyle
mobing var ki, programa çıkmaktan bazıları imtina ediyorlar. Ama bundan sonra
programlara çıkmaya karar verdiler.
"KARADENİZ'DEN KANAL İSTANBUL'A TEMİZ SU GELECEK"
Maalesef onlar 10 yıl önceki dünyada veya Türkiye'de kaldılar. Kirlilik son
derece azaldı. Tuna Nehri'nden eskisinden çok daha az kirlilik geliyor. Kanal
İstanbul'a gelinceye kadar bir mesafe var. Zaten Karadeniz kendisi arıtıyor.
Kanal İstanbul'a Karadeniz'den temiz su gelecek. Boğazdan gelen Karadeniz suyunu
Haliç'e transfer ediyoruz. O zaman Haliç'i kirletiyorsa orayı da kapatalım.
"KARADENİZ'DEN GELEN SU MÜSİLAJIN OLUŞMAMASINA ETKİSİ OLACAK"
Hocalarımızın araştırmalarının sonucu müsilaj Marmara su sıcaklığının yükselmesi,
kirlilik ve hareketsizlikten oluyor. Karadeniz 25 metre üstünden Kanal'a akacağı
için temizleyecektir. Karadeniz'den 18 derecede su gelecektir. O gelen ilave
suyun hareketliliği ile birlikte müsilajın oluşmamasına etkisi olacaktır.
"HALİÇ'İ TOPRAKLA KAPATALIM DENİYORDU! NE OLDU?"
1994 seçimleri yapıldığında Haliç'in halini hatırlasın herkes. 'Burayı toprakla
doldurun, burası iflah olmaz' deniyordu. Ne oldu sonra? Oradaki çamur transfer
edildi, Boğaz'dan Marmara'dan sular bağlandı. Şu anda Haliç'te balık tutuluyor.
Bunu yapan yine AK Parti'ydi. Nasıl birinci boğaz köprüsü yetmedi ardından Yavuz
Sultan Selim, Avrasya yapıldı. Bunlar raporlarla, planlarla yapıldı.
"MARMARA ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE TEMİZLENECEK İNŞALLAH"
İBB biyolojik arıtma tesisini iptal etti, uygulama hataları yaptı. Özel şirketlerin
arıtmalarının denetlenmesi lazım. Şu anda seferberlik var. Önümüzdeki günlerde
temizlenecek inşallah.
"KANAL'IN OLDUĞU BÖLGEDE VERİMLİ TARIM ARAZİSİ YOK"
Şu anda Kanal'ın yüzde 70'i doğal bir su yatağı. Bir toprak ve harfiyat hareketi
var. Burada kaybolacak olan Sazlıdere Barajı'dır. Onun da İstanbul suyuna etkisi
yüzde 2'dir. Terkos'ta deniz suyunun karışma riski var. O da güvenli bir hal
alacaktır. Sadece Baklalı kesiminde tarım alanı vardır. Gerisi tamamen bataklıktır.
Burada verimli tarım arazisi zaten yoktur.
"SAZLIDERE BARAJI'NIN YERİNE ÜÇ BARAJ YAPILACAK"
275 metre dip derinliği olan bir su kanalı yapıyoruz. Bilimsel araştırmalardan,
raporlardan söylüyorum. Artık İstanbul'a Melen bağlandıktan sonra 200 kilometreden
su getiriliyor. Sazlıdere yerine Karamandere, Hamzalı, Pirinççi barajları yapılacaktır.
Şu anda DSİ planları yapılıyor.
"TÜRKİYE 2053, 2071'İN PLANLARINI YAPIYOR"
Panama, Suveyş kanalını yapanlar dahil olmak üzere bu projeyle ilgili. Bizim
firmalarımız da ilgili. Kanal İstanbul'un genel bütçeye yük olmaması için finans
çalışmalarımız devam ediyor. Yeni Türkiye bölgesinde lider olmak istiyorsa,
geniş, uzun vadeli planlar yapmalı. 2053, 2071'in planlarını yapan Türkiye var
artık. Muhalefetin dezonformasyonlara baksaydık Avrasya, Yavuz Sultan Selim
Köprüsü olur muydu? 5-10 yıl sonra bu projeler ülke ekonomisine büyük katkı
verecek. Gençler farklı projeleri konuşacak.
"BU MODLARI TAÇLANDIRACAK OLAN KANAL İSTANBUL'DUR"
Dünyanın Karadeniz'de yaptıklarını takip ediyoruz. Karadeniz dünyanın büyük
bir ticaret gölü haline dönüşecek. İhtiyaç olan projeler mega proje de olsa,
büyük maliyet de olsa çekinmeden yapmak zorundayız. Kanal İstanbul gündeme çok
önceden girmişti. İstanbul Havalimanı bunun parçası, Kuzey Marmara Otoyolu bunun
parçası. Kuzey Marmara Otoyolu dünyanın en geniş, güvenlikli ve akıllı otoyolu.
Bu modların birleşmesiyle taçlandıracak olan Kanal İstanbul'dur"
"MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI'NIN KANAL İSTANBUL'LA İLGİLİ HİÇBİR ENDİŞESİ
YOK"
Bunun Montrö ile alakası olmayan uzman kişiler ve devlet görevlileri var. Milli
Savunma Bakanlığımızla istişare ediyoruz. Hiçbir endişeleri yok. Montrö Çanakkale
Boğazı'nda da var. Orayı geçmeden buraya gelemez gemiler. İşin uzmanları Kanal
İstanbul'un Montrö ile hiçbir ilişkisi olmadığını söylüyor. Savaşlar şimdi karadan
mı yapılıyor? Bunu da işin uzmanları tartışıyor.
"İSTANBUL BOĞAZI İSTANBULLULARIN OLMALIDIR"
Biz sorumluluk makamında olan kişileriz. Ağzımızdan çıkan lafın sorumluluğu
var. Bu proje uygulama aşamasına geldiğinde rahat rahat anlatıyoruz. Olağanüstü
bir ikna var. Yüzde 40 karşı, yüzde 40 taraftar olanlar var. Yüzde 20 kararsız.
Anlattıkça 'biz bunu böyle bilmiyorduk' diyen çok kişiye rastlıyoruz. Belki
anlatmakta eksik kalmış olabiliriz. Orayı tamamlayacağız sorun yok. İşin rant
ve emlak kısmı gelince akla hayale gelmeyecek dezenformasyonlar başlıyor. Bu
lojistik hareketin bir şekilde sağlanması gerekiyor. Plan yapmak zorundasınız.
Sonuçta bu bir matematik. Devlet aklıyla yönetiliyorsunuz. Çevre, kaza riskleri
göz önüne alınca İstanbul Boğazı'nın İstanbulluların olması gerekiyor.
"MARMARA'DA 50 BİN GEMİNİN BEKLEMESİNE RAZI MI OLACAKSINIZ?"
Bu işi teknik tartıştığınızda izah edilmeyecek bir husus yok. Maalesef siyasi
yönden mutlaka karşı yönde insanlar olacaktır. Siz alternatif su yolu yapıyorsunuz.
Marmara Denizi'nde 50 bin geminin beklemesine razı mı olacaksınız? Sorumluluk
makamında olmayan kişilerin akla hayale gelmeyecek tezviratlarıyla uğraşacaksınız.
Güçlü ekonomi güçlü altyapıyla olur. Bölünmüş yollarla seyahat sürelerini azalttık.
Yakıttan zamandan kazanç sağladık. İstihdam, üretim arttı, ekonomi gelişti.
Bu altyapıyı yapmak zorundasınız. Boğaz köprüsünü yapıyorsunuz ihtiyaç arttı
ikincisini, üçüncüsünü yapıyorsunuz. Dünya küresel lojistik hareketine yön verecek
proje yapıyorsunuz."