Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı ve Sivas Milletvekili Muhsin Yazıcıoğlu,
bugün Meclis Genel Kurulu'nda "4/C Statüsünde Çalışanlar ve Tekel'in Özelleştirilmesi
Sonrasında İşçilerin Durumu" başlıklı bir konuşma yaptı.
Yazıcıoğlu'nun konuşma metninin tamamı şu şekildedir:
Sayın Başkan,
Değerli Milletvekilleri
TEKEL'in satılması ve satılmasından sonra çalışanların durumları ve bu bağlamda
657 sayılı Devlet Memurların Kanunun 4/C kapsamında çalışanların sorunları
hakkında söz almış bulunuyorum.
Bu konularda hepimize değişik zamanlarda gelen dertlenmeler, yakınmalar ve yardım talepleri bulunmaktadır. Bu mesele bir an evvel el birliği ile çözülmelidir.
Hükümet hızlı bir şekilde özelleştirmelere ve satışlara devam etmektedir. Sırada TEKEL vardır. Cumhuriyetimizin Milli İktisadi kar eden kuruluşu TEKEL'in özelleştirme adı altında satışının ülkemize, devletimize ve tütün üreticimize bir faydası var mı yoksa zararı olacak mı? Analitik olarak inceleyecek olursak;
TEKEL, 2007 yılında 145.658 üreticiden 34.155.000 kg. -2006 yılı tütünü- 147.824.292 YTL bedel karşılığında satın almıştır. Bu haliyle mevcut üreticilerin yüzde 67'sinin tütününü almıştır. TEKEL, 2006 yılında 55 milyon dolarlık tütün ihraç etmiştir. 13.164 personeli, 6 sigara fabrikası, 39 adet Pazarlama ve Dağıtım Başmüdürlüğü; 57 adet Yaprak Tütün İşletme Müdürlüğü bulunmaktadır. TEKEL'in tütün mamulleri pazarında payı 2001 yılında yüzde 68,8 iken özelleştirme kapsam ve programına alındıktan sonra hızla düşmeye başlamış ve 2006 yılı sonu itibariyle yüzde 37,5 civarına inmiştir. TEKEL uzun yıllar Türkiye'nin ilk 500 firması arasında yer almıştır. 891 milyon YTL ile 34 üncü sıradadır. 2006 yılında 30 milyon Euroluk yatırım yapan, 2007 yılında ise 88 milyon Euroluk yatırım planlayan TEKEL, 2006 yılında 199 milyon YTL kar etmiş bir kurumdur.
TEKEL'in özelleştirilmesinin ülke ekonomimize, geçimini tütünden sağlayan onbinlerce tütün üreticisine ve onların ailelerine, TEKEL işçilerine hiçbir fayda sağlamayacaktır.
TEKEL'in özelleşmesi yani satışından sonra doğacak zararlar ve sıkıntıları
çok yönlüdür. TEKEL, Türk tütün üreticisinin ürününü değerlendirmek suretiyle
piyasada dengeleyici aktör olmaktadır. TEKEL'i satın alacak yabancı firmalar
sigara üretimini yüzde 75-90 oranda Amerikan blend olarak bilinen, Virginia
ve Burley tütünlerine sos verilerek meydana getirilen harmanlardan hazırlanan
sigaralara ağırlık verecektir. Bu durumda blend ağırlıklı sigaralarda yüzde
10-15 civarında Türk tütünü kullanılacaktır. Böylece harman tütünde %60-70 ithalatla
dışardan tütün alarak ithalat yoluyla ve karlarını da yurt dışına transferle
ülkenin finans zararına uğramasına sebep olacaktır. Bir milyonun üzerinde Türk
tütünü üretici ailesi de üretimden alı konulacaktır. Dahası var tütünden başka
hiçbir tarım ürününün yetişmediği Adıyaman, Batman, Muş, Hatay, Bitlis ve diğer
Güneydoğu illerimizde kıraç topraklarda üretim yapan bu yoksul insanlar ve aileleri
zaten yoksulluk içerisinde yaşamlarını sürdürmeye çalışırken geçim kaynaklarını
yitirmiş olacaklardır. Geçim kaynağını yitiren tütün üreticisi ve aileleri büyük
kentlerin varoşlarına göç edeceklerdir. Buralarda da geçim kaynağı bulamayan
bu insanlar şehir terörüne insan kaynağı oluşturacaktır. Manisa, İzmir ve Denizli'de
tütün üreticisinin durumu ne olacak? Tütün ziraatına alışmış, tütünden rızkını
temin eden Ege bölgesi tütün üreticisi de mağdur olacaktır.
Şimdi gelelim 4/C konusuna;
Tütün üreticisinin durumu böyle iken peki TEKEL fabrikalarında çalışanların
durumu ne olacak? Bu soruyu buradan sormak istiyorum. TEKEL çalışanları özelleştirme
yapılmasın demiyorlar. Onlar özelleştirmeden sonra işsiz kalmaktan korkuyorlar.
Çalıştıkları kurumdan, yaptıkları işten başka bir şey bilmeyen ve yaşları
35 yaş üstü olan bu insanlar işsiz kalınca ne yapacaklar? Satıştan kazanılacak
paralar hesap edilirken bunun da hesabı yapılmalıdır. Yine yeni bir 4/C mağdurlarımı
meydana getirilecektir? Yine sokaklara atılan işçiler, onların çocukları, aileleri
bir lokma ekmeğe muhtaç hale geleceklerdir. 4/C nin çözüm olmadığı bilakis
sorunun kendisi olduğu hepimizce bilinmektedir.
Özelleştirme Uygulamaları Sonucunda İşsiz Kalan ve Bilahare İşsiz Olan İşçiler Diğer Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Geçici Personel Statüsünde yani 4/C kapsamında İstihdam edilmektedir. Bunların sayıların 11.000 civarındadır. Bu mağdurlar 1.200 YTL civarında maaş alırlarken birden bire işsiz kalmış ve akabinde de 570 YTL ücretle çalıştırılmışlardır. Bu maaşı 10 ay almakta ve 12 ay geçimini sağlamaktadır. Böylece aylık ortalama 475 YTL ile geçinmek zorundadırlar. Yine bu kişiler önceki çalıştıkları iş yerlerinde usta, ustabaşı veya kalifiye eleman olarak çalışırken 657/4-(C) maddesine göre yeni çalıştırıldıkları kurumlarda temizlik ve çaycılık yaptırılmıştır. Maaş ve görev konusundaki haklarının alınmasından başka yıllık izinleri de bulunmamaktadır. Bunların sadece ayda bir gün izin yapma hakları vardır. Yine bu mağdurlar yılda iki ay işsiz kalmaktalar. Bu iki aylık sürede başka herhangi bir iş yapmaları yasaktır. Bu mağdurlar Sosyal Devlet anlayışı içerisinde, sosyal ve maddi haklarını geri almalıdır.
Yine Türkiye İstatistik Kurumunda da bir başka 4/C mağduriyeti yaşanmakta. İstatistik kurumunda merkez teşkilatı ve bölgelerde yaklaşık 1.300 kadar 4/(C) statüsünde personel bulunmaktadır. İşlerin sokak kısmını, anketlerini, sayımlarını, veri giriş işlemlerini, kurumun yükünü geçici personel statüsünde çalıştırılan bu kişiler taşımaktadır. 4/C' ye göre çalıştırılan personelin yıllık izin hakkı, iş güvencesi, hastalanma hakkı bulunmadığı gibi maaş olarak da yine bu kurumun kendi yayınladığı "asgari geçinme" değerinin altında almaktadırlar. Çalıştıkları kurumun her türlü yükünü çeken, veri üretilmesinde alanda büyük hizmet veren, masa başında veri girişi yapan bu 4/C mağdurlarının da hak ettikleri maaş olarak kurumda çalışan diğer memurlar kadar ücret, yıllık izin hakkı ve iş güvencesi verilmesi gerekmektedir.
Milli Eğitim Bakanlığında ise 10.000'e yakın öğretmen 4/C maddesi hükmünce istihdam edilmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı okullarında İngilizce ve Bilgisayar öğretmenliği yapmaktadırlar. Fakat çalıştıkları okullarda emsallerinden çok düşük ücret almakta ve iş güvenceleri bulunmamaktadır. Çocuklarımızı emanet ettiğimiz bu öğretmenlerimize hak ettikleri emsali ücret ve iş güvencesi verilmelidir. Üniversitelerde, Belediyelerde ve diğer Kamu Kurum ve Kuruluşlarında çalışan yine 4/C mağdurları bulunmaktadır. Bu mağdurlara da çalıştıkları birimlerde emsalleri kadar ücret ve iş güvencesi verilmelidir.
4/C kapsamında çalıştırılan tüm personele insan izzet-i nefsi ve onuruna göre
yaşayabilecek ücret, iş garantisi ve hastalanma hakkı, yıllık izin hakkı verilmelidir.
Bu kadrolarda bulunan vatandaşlarımız ya bir önceki gibi kanun çıkararak 218.733
geçiciye uyguladığı gibi 4/B'ye aktarılmalıdır ya da 4/C'nin ekonomik ve sosyal
şartları iyileştirilmelidir. Böyle bir iyileştirme bütçeye çok fazla bir yük
getirmeyecektir. Aksine çalışma şartları iyileşen personel de daha verimli ve
daha üretken çalışacağı için ekonomik faydası da olacaktır. Büyük Türk Devletinin
şanına da vatandaşına sahip çıkmak yakışır.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.