Osmaniye'yi keşfe çıkalım

Furkan Kumkaya memurlar.net için yazdı...

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 09 Temmuz 2021 00:10, Son Güncelleme : 08 Temmuz 2021 13:38
Osmaniye'yi keşfe çıkalım

Ülkemizin en son il olan şehirlerinden biri olan Osmaniye, içerisinde birçok tarihi ve doğal güzellikleri saklıyor. Doğu Akdeniz sıcak ikliminin ulaştığı Osmaniye'yi daha yakından tanıdıktan sonra bu şehri görmek isteyeceğinizi düşünüyoruz. Osmaniye'de yaylalardan, kalelere, şelalelerden, kuş cennetlerine kadar uzanan geniş bir yelpazede zenginlikler bulunuyor. Fıstığın ve turbun başkenti olan Osmaniye'yi her yönüyle tanımaya başlayabiliriz.

OSMANİYE İKLİMİ

Osmaniye, Akdeniz iklimin iç kesimlere giriş noktasında bulunduğundan dolayı yazları yüksek sıcaklık derecelerine ulaşıyor. Kışları ise daha ılıman geçen Osmaniye'nin her yeri geniş ormanlar ve Ceyhan nehrinin beslediği geniş tarım arazileri yeşillenmekte. Bulunduğu nokta Çukurova bölgesinin bir parçası olan şehir Torosların oluşturduğu dağlık bölgesi ile de çeşitli doğa harikalarına ev sahipliği yapıyor. Torosların etkisi ile şehir merkezindeki sıcaklık ile yukarı kesimlerdeki sıcaklık arasında gün içerisinde ciddi farklar oluşabiliyor.

OSMANİYE'NİN TARİHTEKİ YERİ

Osmaniye topraklarında tarih sahnesi boyunca egemen olan bir çok toplum olmuş. Bunlardan başlıcaları ise Hititler, Asurlar, Persler, Bizanslılar, Memlükler ve Türkler olmuş. Bölgede yaşanan birçok savaş egemenlik değişimi sebebiyle zaman zaman da şehrin idaresi bazı beyliklere ve prensliklere de bırakılmış.

Bölgenin tarihteki içindeki bilinen en eski yaşamı, şehrin kuzeyinde yer alan Topraktepe bölgesine yerleşmiş Hititler olarak karşımıza çıkmakta. M.Ö. 8. yüzyıla dayanan geçmiş, Topraktepe yazıtları ile birlikte meydana çıkmış. Bu yazıtların keşfi ise çok da uzak bir zamana dayanmamakta. Hitit yazılarının da ilk okunduğu yer olan bu bölgedeki birçok tarihi noktanın ortaya çıkması ve Osmaniye'ye kazandırılmasında da Prof. Dr. Halet Çambel'in büyük emeklerinin olduğundan da bahsetmek gerekmekte.

Bölgedeki Türk etkileri ise Malazgirt zaferinden sonra Selçuklular ile başlamış. Moğol mağlubiyetine kadar Türkler tarafından yönetilen şehir daha sonra Memlüklere, Haçlı seferlerinden sonra da Ermeni Prensliklerine geçmiş. Tekrar geri alındıktan sonra da Osmanlı hakimiyetine kadar Ramazanoğulları hakimiyetinde 100 yıldan fazla yaşam alanı olmaya devam etmiş. Cumhuriyet döneminde de 1996 yılına kadar Adana'nın bir ilçesi olarak süregelen şehir günümüzde yaklaşık 550.000 nüfuslu bir kent halini almış.

OSMANİYE'DE GÖRÜLMESİ GEREKEN YERLER

OSMANİYE KENT MÜZESİ

Osmaniye'yi gezmeye başlamadan önce onu daha iyi tanımak için gelinmesi gereken ilk yerin Kent Müzesi olduğunu düşünüyoruz. Osmaniye'de bulunan her şeyi ve Osmaniye halkının yaşamını etnografik bir biçimde bu müzede bir arada görmeniz gerekiyor. Çok katlı olarak tasarlanmış olan müze ilk Türkleşme izlerinin Selçuklu olması sebebiyle girişinde Selçuklu Mimarisi izleriyle sizleri karşılıyor.

Müzeye girdikten sonra ilk katında bölgede yapılan el sanatlarından, şehrin kültürel geçmişine ve yemeklerine kadar birçok konuda geniş bir sergi sizleri karşılıyor. Her bir galeride balmumu karakterler ve aslında uygun alet edavatlarla bölge sizlere anlatılmaya başlanıyor. Müzenin üst katlarında ise bir zaman tüneline giriyorsunuz. Burada şehrin tarihi zamanlar içindeki macerasından günümüze kadar ulaşıyorsunuz. Nostalji bölümünde ise antika parçalar ile birlikte şehrin yetiştirmiş olduğu değerleri tanıma fırsatı buluyorsunuz.

TOPRAKKALE

Osmaniye her şeyden önce bir kaleler şehri olarak adlandırılmakta. Şehrin birçok noktasında bulunan kaleler tarihin bir çok zamanında çeşitli devletler tarafından kullanılmış olup göç yollarının güvenliğini sağlamışlar. Bu kalelerden biri olan Toprakkale, şehrin batı yönünden girişinde sizleri karşılıyor. Adana-Osmaniye yolunun üzerinde Antakya kavşağında tam ortada bulunuyor. Şehrin iç kesimlerine girmeden Osmaniye'de bir noktayı görmek isterseniz bunun için en basit nokta Toprakkale oluyor.

Kale birçoğu hala ayakta olan burçların ihtişamıyla bizleri karşılıyor. İç avluya ulaşana kadar birçok nokta kilit taşlı tavan modeliyle üstü kapalı olarak dizayn edilmiş. İç avlunun bulunduğu kısma gidene kadar geçilen bu alanların ise tavanı günümüzde çökmüş durumda bulunuyor. Kale havasının buram buram hissedildiği kalenin bulunduğu nokta stratejik bir yerde bulunuyor. Önünde İskenderun körfezine arkasında da Karatepe'ye kadar uzanan açık bir alan bulunuyor. Bölgede bulunan tepeler arasında görüş alanı en açık yerlerden biri olarak göze çarpıyor.

Kalenin geçmişi ise M.Ö. 2000'li yıllara kadar uzanıyor. Yapıldığı dönemde ise körfeze nazır olduğu kaynaklarda geçiyor. Bu durum ise yaklaşık 4000 yıl içerisinde alüvyal birikim ve su çekilmesi ile nelerin değişeceğini gözler önüne seriyor.

Kalenin güneye bakan surları ise oldukça kalın bir şekilde yapılmış olup hala ayakta durmakta. Günümüzde bakım çalışmaları aksadığı için içerisinde bakımsız bir görüntü ortaya çıksa da kalenin dokusu eski dönemlerdeki kale hissini veren nadir kalelerden biri oluyor.

ZORKUN YAYLASI

Osmaniye'de Amanos dağları sayesinde birçok yayla da bulunuyor. Bunlardan en çok tercih edileni ise Zorkun Yaylası olarak göze çarpıyor. Antakya'nın kuzey ilçelerinden biri olan Payas'ın sakinleri ve Osmaniyeliler yaylayı ortak kullanmaktalar. Yayla şehrin 28 kilometre güneyinde yer alıyor. Yaklaşık 10 km güneye gidildikten sonra kalan yol yaylaya yapılan çıkış olarak geçiyor. Yol üzerinde çıkışın en zor olduğu kısım ise yaylacıların yerel deyimi ile uzun yıllar önce ismini koyduğu "Dana Böğürten Yokuşu" olarak bahsedilmekte. Özellikle kış aylarında çıkışın oldukça zor olduğu bu kısım için de sizleri uyarmak gerekiyor.

Yaylanın çıkışında birçok noktada yayla evleri bulunuyor. Ahşap dizayna yapılan yayla evlerinden sonra yaylanın merkezine ulaşıyorsunuz. Yayla denildiğinde aklınıza gelen geniş yeşil düzlüklerden ziyade burada ufak bir şehir yaşamı bulunuyor. Ahşap ve beton yerleşimin bulunduğu yaylada yaz kış yaşam devam ediyor. Yazın dolu olan ilçede kışın ise kalan sayısı oldukça azalıyor.

Yaylada market, kasap, manav gibi birçok imkanı bulabiliyorsunuz. Kış aylarında buradaki kar bazı yerlerde 3-4 metreyi geçebiliyor. Yaylada gezilecek yerlerden en çok tercih edileni ise Şenliktepe adı verilen bir mesire alanı. Zorkun Mesire Yeri olarak geçen bölge uzun ve sık çam ağaçlarının altında bir tepenin üzerini kaplıyor. Oldukça geniş bir alan olan mesire alanının manzarası ise mükemmel. Bölgede bulunan havaya bağlı olarak Osmaniye'ye kadar görebileceğiniz Şenliktepe'de kış zamanı bu görüntüyü yakalamak şansınıza kalabiliyor.

KARATEPE ASLANTAŞ MİLLİ PARKI

Osmaniye de tarih denilince akla ilk olarak Karatepe gelmekte. Bunun sebebi bölgenin en eski yerleşim noktası olması. Geç Hitit döneminde bölgede kurulmuş olan şehrin keşfi ise 20. yüzyılın ortalarına dayanmakta. M.Ö. 8. yüzyılda kurulmuş olan şehrin en önemli özelliklerinden biri ise Hitit yazılarının okunabildiği ilk yer olması. Karatepe'de bulunan ve kendiliğinden Fenikece yazılan alternatif metni lie yazılmış olan yazıtlar yıllar sonra Hitit dilinin çözülmesini sağlamış.

Ülkemizin ikinci milli parkı olma ünvanını da taşıyan bölge 1958 yılında tescillenmiş. Uzun sur duvarları ile çevrili olan bu şehir bölgenin Kralı Asatiwataya tarafından yaptırılmış. Bölgenin o günkü adı olan Adanava kralı olduğundan ve Tanrı'ya olan bağlılığından söz ettiği uzun bir yazıt bulunmaktadır. İçerisinde birçok hiyeroglifin de yer aldığı şehir ülkemiz için de özel bir tarihi noktadır.

KASTABALA ANTİK KENTİ

Osmaniye şehir merkezinin 16 km kuzeyinde bulunan Kastabala Antik kenti, Roma İmparatorluğunun bir mirası olarak günümüze ulaşmış. M.S. 4. yüzyılda kurulan şehir, hakim tepenin üzerinde kurulmuş olan kalenin etrafında güneye doğru yayılmış bir düzene sahip. Ceyhan nehrinden şehre yapılan su kanalları ile beslenen şehirden günümüze birçok nokta kalmış durumda. Şehrin ana girişinde sütunlu bir bulvar bulunuyor. Bulvarın hemen sağında bir ibadethane bulunuyor, bulvarında devamında ise şehir yerleşimlerinin kalıntıları bulunuyor.

Geniş bir alandan ziyade sıkışık bir düzende inşa edilmiş şehirde, yaşam alanının hemen arkasından aşağıya tiyatro uzanıyor. Tribünü ayakta olan tiyatronun sahnesi ise tamamen yıkılmış durumda. Tiyatronun hemen arkasında da bazı köşe kolonları ayakta kalmış olan hamam bulunuyor.

Şehrin hemen üzerinde ise dik bir kayalığın üzerinde konuşlanmış olan dar bir kale bulunuyor. Kaleye çıkışın yaşanan elim bir olay sebebiyle yasaklandırıldığı ve gerekli önlemler alınana kadar yasağın devam edeceğini de bilmeniz gerekiyor. Kalenin güneydoğu kısmındaki duvarı dışında tüm surlar ve burçlar ayakta duruyor.

HEMİTE

Osmaniye'nin kuzeyinde bulunan Gökçedam köyünde yüzyıllar öncesinde kalma bir kale bulunuyor. Yukarıda bahsettiğimiz gibi kaleler şehri olan Osmaniye'nin en çok ziyaret edilen noktalarından biri de Hemite Kalesi.Sürekli rüzgar alan bir noktada olan Hemite Kalesi, çevresindeki bütün noktaları da gözleyebilecek konumda bulunuyor.

Hemite'nin diğer bir özelliği ise Yaşar Kemal'in köyü olması. Ceyhan Nehri'nin kıyısında kurulmuş olan şehir büyülü ortamı ile Yaşar Kemal'in çocukluğuna ev sahibi olmuş. Sarı Sıcak, İnce Memed, Yılanı Öldürseler gibi eserlerin sahibi olan Türk edebiyatının önemli ismini köyünde de anmaya devam ediyorlar. Köyün girişinde yapılan Yaşar Kemal evi her yıl birçok ziyaretçiyi ağırlamakta.

ANITKABİR MOZOLE TAŞI

Mustafa Kemal Atatürk'ün Anıtkabir'de bulunan mozolesinde kullanılan mermer, Osmaniye'nin Çağşak Köyünün Kınalıçınar yamacından çıkarılmış. Yamaçtan çıkarılan taşın diğer parçası ise Osmaniye Ticaret Odası Başkası, Devrim Murat Aksoy tarafından sergilenmek üzere Ticaret Odasının bahçesine getirilmiş. "Osmaniye Kırmızısı" olarak bilinen bu taşın sergilenme amacı ise Mustafa Kemal'in 16 Ocak 1925 yılındaki Osmaniye ziyaretini anısını canlı tutmak. Siz de mozole taşının diğer yarısını görmek isterseniz buraya uğrayabilirsiniz.

OSMANİYE YEMEKLERİ

ZORKUN TAVA

Osmaniye'nin en özel yemeklerinden biri Zorkun Yaylasında meşhurlaşan ve adını da yayladan Zorkun Tava olarak geçiyor. İçeriğinde kuzu eti, sarımsak, soğan, domates, biber bulunan Zorkun Tava, buradaki kasaplar tarafından hazırlanıp fırınlarda uzun bir pişirme ile servis ediliyor. Yemek istediğiniz yer ise tamamen size kalıyor. Yanında ise yine fırından taze taze çıkmış pide pişiriliyor.

KADİRLİ SUCUK EKMEĞİ

Osmaniye'nin ilçelerinden biri olan Kadirli'nin ise sucuk ekmeği meşhur. Ülkemizin her yerinde sucuğu meşhur olan birçok şehir olsa da en farklı hazırlanan Kadirli sucuğu oluyor. Bağırsak içinde hazırlanmış iç yağı eklenerek hazırlanan sucuklar yerine burada perde yağı kullanılarak hazırlanan sucuklar herhangi bir kangal formuna da sokulmamakta. Her kasabın yada ustanın kendi tarifi bulunuyor ve sucuk daha çok parçalı bir şekilde pişirilip ekmeğin arasında servis ediliyor. Yağ kullanımındaki farklılık ise soğuk içecek ile içildiğinde ağızda ve boğazda donma yapmayan yağ tipinin tercih edilmesi. Kadirli'deki en meşhur yer ise Sucukçu İbo olarak bilinmekte.

OSMANİYE KÖMBESİ

Hatay ve Adana'da da yapılan ve oldukça tüketilen bir kurabiye türü olan kömbe, Osmaniye için de günlük hayatın parçası olan bir tat. Şehir merkezinde birçok köşede sadece kömbe yapan dükkanlar görebilirsiniz.

OSMANİYE'YE NASIL GİDİLİR?

Osmaniye'ye ulaşım için alternatifin oldukça fazla. Şehrin içinden Edirne'den Şanlıurfa'ya kadar uzanan otoban geçmekte. Böylelikle bu hat boyunca birçok şehirden Osmaniye'ye hızla gelebilmektesiniz. Karayolu ulaşımının yanı sıra Adana-Elazığ arasında sefer yapan Fırat Ekspresi de tren yoluyla Osmaniye'den geçmekte. Şehre havayolu ile gelmek isterseniz de 100 km mesafede bulunan Adana Şakirpaşa Havalimanı'nı kullanabiliyorsunuz.

Osmaniye'nin bazı merkezlere olan uzaklıkları ise şöyle;

- Adana 100 km

- Hatay 130 km

- Gaziantep 140 km

- Elazığ 400 km

- Kayseri 400 km

- Ankara 590 km

- İzmir 990 km

- İstanbul 1020 km

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber