Kur'an Kursu öğretmenini baldızına attığı mesajlar yaktı
Baldızına attığı mesajlar nedeniyle memuriyetten çıkarılan Kur'an Kursu öğretmenine, Danıştay'dan destek geldi...

Diyanet İşleri Başkanlığı, baldızına sosyal medya üzerinden 'duygusal bazı mesajlar' atan Kur'an Kursu öğreticisinin görevine son verdi. Konu davalık oldu, idare mahkemesi, her ne kadar dosyada yer verilen ifadeler dikkate alınarak davacının ortak niteliği kaybettiğinden bahisle dava konusu işlem tesis edilmiş ise de; davacıya isnat edilen fiil, her türlü şüpheden uzak, somut ve inandırıcı delillerle desteklenmediğinden, sübut bulmayan eylem nedeniyle davacı hakkında tesis edilen işlemin ağırlığı da dikkate alındığında, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle anılan işlemin iptaline karar verdi.
Bölge İdare Mahmesi ise, dosyanın incelenmesinden, Kur'an Kursu Öğreticisi
ve din görevlisi olan ve toplumu dini konularda aydınlatma görevi bulunan, bu
görevi yürütürken eğitici, dini yasaklardan sakındırıcı, yanlış inançları düzeltici
davranışlar içinde bulunması gereken davacının, eşinin kız kardeşi olan ve psikolojik
rahatsızlığı bulunan ...'ya karşı gösterdiği, diğer aile bireyleri tarafından
da öğrenilen olağandışı ilgi ve davranışları ile Diyanet İşleri Başkanlığı Atama
ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin 5/1-b maddesinde yer alan itikat, ibadet,
tavır ve hareketlerinin islam törelerine uygunluğunun çevresinde bilinir olduğu
şeklindeki ortak nitelik şartını kaybettiği sonucuna varıldığı, 657 sayılı Kanunun
98/b maddesi gereğince davacının görevine son verilmesine ilişkin dava konusu
işlemde hukuka uyarlık, aksi yöndeki ilk derece mahkemesi kararında ise hukuki
isabet görülmediği gerekçesiyle istinaf talebinin kabulüne, İdare Mahkemesi
kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
Danıştay 12. Dairesi ise konuyla ilgili kararında, ise şöyle denildi:
'Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca, atanmalarında dini öğrenim
şartı esas alınan alanlarda görev yapan personelin; 657 sayılı Kanun'un 48.
maddesinin (B) bendinin 2. alt bendi ile aynı Kanun'un 98. maddesinin (b) bendi
uyarınca Yönetmelikle aranılan "itikat, ibadet, tavır ve hareketlerinin
İslam törelerine uygunluğunun çevresinde bilinir olduğu'' şeklindeki ortak nitelik
şartını kaybettiğinden bahisle görevine son verme işleminin tesisi için, ''İslam
törelerine uygun olmayan bir eylemin bulunmasının'' yanında, diğer bir şart
olarak ''bu eylemin çevresinde bilinir olması" gerektiği, ancak bu iki
şartın birlikte gerçekleşmesi durumunda ilgilinin görevine son verilebileceği
açıktır.
Uyuşmazlıkta, davacının soruşturma sonucu tespit edilen eylemlerinin islam
törelerine uygun olmadığı tartışmasız olmakla birlikte; bu eylemlerinin aile
içinde bilindiği; davacının görev yaptığı ilçede bulunan Kur'an Kursu ve çevresinde
bilinmediği, davacıya atfedilen gayri ahlaki fiil ve davranışlara yönelik, görgü
ve bilgiye dayalı tanık anlatımının bulunmadığı, söz konusu fiillerin alenileştiğine,
mesleğine ya da sosyal çevresine yansımalarının olduğuna dair bir bulgunun olmadığı;
dolayısıyla davacının eylemlerinin çevresinde bilinir olduğu hususunun, her
türlü şüpheden uzak, kesin ve somut delillerle ispat edilemediği anlaşıldığından,
anılan eylemleri nedeniyle davacının görevine son verilmesine ilişkin dava konusu
işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir.
Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali yönündeki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine ilişkin temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.'
Davanın ayrıntıları ise şöyle:
Danıştay 12. Daire Başkanlığı 2021/531 E. , 2021/551 K. "İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/531
Karar No : 2021/551
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Başkanlığı
VEKİLİ : I.Hukuk Müşaviri ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih
ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Kocaeli İli, Gebze İlçesi, ... Kur'an Kursu Öğreticisi olarak
görev yapan davacının; Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin
5/1-b maddesinde yer alan "Atanmalarında dini öğrenim şartı esas alınan
unvanlarda; itikat, ibadet, tavır ve hareketlerinin İslam törelerine uygunluğunun
çevresinde bilinir olduğu şeklinde ortak bir nitelik taşımak" şartını kaybettiğinden
bahisle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 98/b maddesi uyarınca görevinin
sona erdirilmesine ilişkin ... tarih ve .... sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı işleminin
iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesince verilen ... tarih
ve E:..., K:... sayılı kararla; her ne kadar dosyada yer verilen ifadeler dikkate
alınarak davacının ortak niteliği kaybettiğinden bahisle dava konusu işlem tesis
edilmiş ise de; davacıya isnat edilen fiil, her türlü şüpheden uzak, somut ve
inandırıcı delillerle desteklenmediğinden, sübut bulmayan eylem nedeniyle davacı
hakkında tesis edilen işlemin ağırlığı da dikkate alındığında, dava konusu işlemde
hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle anılan işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava
Dairesinin ... tarih ve E:.., K:.. sayılı kararıyla; dosyanın incelenmesinden,
Kur'an Kursu Öğreticisi ve din görevlisi olan ve toplumu dini konularda aydınlatma
görevi bulunan, bu görevi yürütürken eğitici, dini yasaklardan sakındırıcı,
yanlış inançları düzeltici davranışlar içinde bulunması gereken davacının, eşinin
kız kardeşi olan ve psikolojik rahatsızlığı bulunan ...'ya karşı gösterdiği,
diğer aile bireyleri tarafından da öğrenilen olağandışı ilgi ve davranışları
ile Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin 5/1-b
maddesinde yer alan itikat, ibadet, tavır ve hareketlerinin islam törelerine
uygunluğunun çevresinde bilinir olduğu şeklindeki ortak nitelik şartını kaybettiği
sonucuna varıldığı, 657 sayılı Kanunun 98/b maddesi gereğince davacının görevine
son verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık, aksi yöndeki ilk
derece mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle istinaf
talebinin kabulüne, İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine
karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, hakkında yapılan soruşturmada kendisinin
ve eşinin ifadesinin alınmadığı, davranışlarının yanlış yorumlandığı, ölçülülük
ilkesine uygun karar verilmediği, soruşturma raporunun olduğu gibi kopyala yapıştır
yapılıp ceza kararına aktarıldığı, yazışma ve konuşma iddalarının hiçbir delili
olmadığı halde varsayımdan yola çıkılarak varmış gibi, herhangi bir hukuk kuralı
ihlal edilmediği halde ölçüsüzce bir ceza işlemi tesis edildiği, aynı fiil sebebiyle
hem kınama cezası ile hem de göreve son verme ile cezalandırıldığı, verilen
ceza ile korunan fayda arasında orantısızlık olduğu, cezanın hukuka ve hakkaniyete
aykırı olduğu belirtilerek, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, davacının; "Bipolar
Bozukluk" hastası olan baldızı ... ile sosyal medya yoluyla duygusal ve
cinsel içerikli mesajlaştığı, bu aşk mesajlaşmalarına uzun süre devam ettiği,
zaman zaman başbaşa kaldıklarında aşk içerikli ifadelerle baldızına iltifatlarda
bulunduğu, baldızını etkileyici güzel sözler sarf ettiği, ancak eşlerin birbirine
karşı kullanabilecekleri 'kokunu duymak istiyorum, "kokunu benden esirgedin,
burnun büyük vb." tarzda ileri boyutlu ifadeler kullandığı hususlarının
sabit olduğu, davacı hakkında, bu fiilleri sebebiyle göreve atanma şartını kaybettiğinden
bahisle 657 sayılı Kanunun 98/b maddesi uyarınca işlem tesis edildiği, işlemin
kamu yararına, hizmet gereklerine, hukuka ve mevzuata uygun olduğu belirtilerek
temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya
uygun olan Bölge Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten
ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanunu'nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde
görülmeyerek ve dosya tekemmül ettiğinden, yürütmenin durdurulması istemi hakkında
ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Kocaeli İli, Gebze İlçesi, ... Kur'an Kursu öğreticisi olarak görev yapan davacı
hakkında, ...'nın eşi olan din görevlisi ... isimli şahsın Diyanet İşleri Başkanlığına
yazdığı şikayet dilekçesinde, davacının, baldızı ...'ya karşı gayri ahlaki tutum
ve davranışlar sergilediğinin iddia edilmesi üzerine, davacı hakkında disiplin
soruşturması başlatılmıştır.
Soruşturma sonucunda düzenlenen ...tarih ve ...sayılı raporda özetle; davacının,
bipolar bozukluk hastası olan baldızı ... ile sosyal medya yoluyla duygusal
ve cinsel içerikli mesajlaştığı, bu aşk mesajlaşmalarına uzun süre devam ettiği,
zaman zaman başbaşa kaldıklarında aşk içerikli ifadelerle baldızına iltifatlarda
bulunduğu, baldızını etkileyici güzel sözler sarf ettiği, ancak eşlerin birbirine
karşı kullanabilecekleri 'kokunu duymak istiyorum... vb.' tarzda ileri boyutlu
ifadeler kullandığı hususlarının sabit olduğu; anılan eylemleri nedeniyle davacının
Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin 5/1-b maddesinde
yer alan "Atanmalarında dini öğrenim şartı esas alınan unvanlarda; itikat,
ibadet, tavır ve hareketlerinin İslam törelerine uygunluğunun çevresinde bilinir
olduğu şeklinde ortak bir nitelik taşımak'' şartını kaybettiğinden bahisle,
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 98. maddesinin (b) bendi uyarınca görevine
son verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Söz konusu rapordaki teklif esas alınarak tesis edilen Diyanet İşleri Başkanlığı
Atama ve Yer Değiştirme Kurulunun ... tarih ve ... sayılı kararı ile davacının,
Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin 5/1-b maddesindeki
anılan şartı kaybettiğinden bahisle Diyanet İşleri Başkanlığındaki görevine
son verilmesine karar verilmiş, bu karar Diyanet İşleri Başkanlığının ... tarih
ve E.... sayılı kararı ile onaylanmıştır.
Bunun üzerine, davacının görevine son verilmesine ilişkin söz konusu işlemin
iptaline karar verilmesi istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48. maddesinin (B) bendinin 2. alt bendinde,
memurluğa alınacaklarda aranacak özel şartlar arasında, "kurumların özel
kanun veya diğer mevzuatında aranan şartları taşımak" şartına yer verilmiş;
98. maddesinin (b) bendinde ise, memurların "memurluğa alınma şartlarından
herhangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması veya memurlukları sırasında
bu şartlardan herhangi birini kaybetmesi" hali, Devlet memurluğunu sonra
erdiren sebepler arasında sayılmıştır.
Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin 5. maddesinin
1. fıkrasının (b) bendinde ise, "Atanmalarında dini öğrenim şartı esas
alınan alanlarda; itikat, ibadet, tavır ve hareketlerinin İslam törelerine uygunluğunun
çevresinde bilinir olduğu şeklinde ortak bir nitelik taşımak", Diyanet
İşleri Başkanlığı kadrolarına ilk defa atanacaklarda aranacak genel şartlar
arasında sayılmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca, atanmalarında dini öğrenim
şartı esas alınan alanlarda görev yapan personelin; 657 sayılı Kanun'un 48.
maddesinin (B) bendinin 2. alt bendi ile aynı Kanun'un 98. maddesinin (b) bendi
uyarınca Yönetmelikle aranılan "itikat, ibadet, tavır ve hareketlerinin
İslam törelerine uygunluğunun çevresinde bilinir olduğu'' şeklindeki ortak nitelik
şartını kaybettiğinden bahisle görevine son verme işleminin tesisi için, ''İslam
törelerine uygun olmayan bir eylemin bulunmasının'' yanında, diğer bir şart
olarak ''bu eylemin çevresinde bilinir olması" gerektiği, ancak bu iki
şartın birlikte gerçekleşmesi durumunda ilgilinin görevine son verilebileceği
açıktır.
Uyuşmazlıkta, davacının soruşturma sonucu tespit edilen eylemlerinin islam
törelerine uygun olmadığı tartışmasız olmakla birlikte; bu eylemlerinin aile
içinde bilindiği; davacının görev yaptığı ilçede bulunan Kur'an Kursu ve çevresinde
bilinmediği, davacıya atfedilen gayri ahlaki fiil ve davranışlara yönelik, görgü
ve bilgiye dayalı tanık anlatımının bulunmadığı, söz konusu fiillerin alenileştiğine,
mesleğine ya da sosyal çevresine yansımalarının olduğuna dair bir bulgunun olmadığı;
dolayısıyla davacının eylemlerinin çevresinde bilinir olduğu hususunun, her
türlü şüpheden uzak, kesin ve somut delillerle ispat edilemediği anlaşıldığından,
anılan eylemleri nedeniyle davacının görevine son verilmesine ilişkin dava konusu
işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir.
Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali yönündeki İdare Mahkemesi kararına
yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine
ilişkin temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesi kararında
hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun yukarıda özetlenen gerekçeyle kabulü, kararın kaldırılması ve davanın reddi yolundaki temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Kullanılmayan ... TL yürütmeyi durdurma harcının davacıya iadesine,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ... Bölge İdare Mahkemesi ... Dava Dairesine gönderilmesine, 10/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.