Ambalajsız kekler tüketime uygun değil
İstanbul'da bulunan farklı yerlerden alınan ambalajlı ve ambalajsız toplam 84 adet kek örneği üzerinde yapılan çalışmalar sonrasında çıkan sonuç şaşırttı. Türk Gıda Kodeksi kriterlerine göre özellikle ambalajsız keklerde dünya üzerinde en fazla ölüme sebep olan alerjen gıdalardan olan "yer fıstığı" kalıntısı tespit edildiği için tüketime uygun bulunmadı.
Yeterli ve dengeli beslenme adına almamız gereken belli başlı gıda maddeleri
var ve bu gıda maddelerini güvenli bir şekilde alabilmek beslenmemiz için çok
önemli. Fakat gıda alerjileri gibi sorunlar hem çocukları hem de yetişkinleri
etkileyen gıda kaynaklı sağlık problemlerinin başında gelmektedir. Gıda alerjileri
son yıllarda etkinliğini ve yaygınlığını arttıran bir halk sağlığı sorunu haline
gelmiştir. Dünya genelinde en sık rastlanan alerjen gıdalar Amerikan Gıda ve
İlaç Dairesi (FDA) tarafından bir grup altında toplanmıştır. Yasalarla belirlenen
ölüme bile götürebilen alerjen gıdalardan bir tanesi de yer fıstığıdır.
Yer fıstığı, gıda alerjenleri içerisinde en tehlikeli olanıdır. Dolayısıyla
gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde ölümcül gıda kaynaklı anafilaksinin en
yaygın nedenidir. Yer fıstığı alerjisine sahip bireyler, yer fıstığı ile kontamine
olan hammadde kullanımı, işleme sırasında çapraz bulaşma, ortak kullanılan ekipmanlardan
kasıtsız alerjen taşınması, kasten katılma veya etiketleme kurallarına uyulmaması
gibi durumlarda yer fıstığına maruz kalma tehlikesiyle karşı karşıyadırlar.
Hem yer fıstığına alerjisi olan tüketici bireyleri hem de gıda üreticilerini
bilinçlendirmek ve uyarmak adına İstanbul piyasasındaki keklerde ELISA ile yer
fıstığı kalıntısı arandı. Bu amaçla etiketinde yer fıstığı içermediği bildirilen
42 adet ambalajlı kek ve satıcı tarafından yer fıstığı içermediği beyan edilen
42 adet ambalajsız açık kek olmak üzere toplamda 84 adet kek örneği toplandı.
"Ambalajsızların yüzde 37,8'inde ambalajlıların 2,4'ünde yer fıstığı var"
Çalışma içerisinde yer alan İstanbul Gelişim Üniversitesi Araştırma Görevlisi Ayşe Seray Çetin toplanan ambalajlı keklerin yüzde 2,4'ünde, ambalajsız ürünlerin ise yüzde 37.8'inde yer fıstığı kalıntısı tespit edildiğini söyledi. Özellikle yer fıstığına alerjisi olan bireyler adına bu oranların oldukça yüksek olduğunu vurgulayan Ayşe Seray Çetin, "Ambalajlı ve ambalajsız olarak satışa sunulan kek örneklerinin değişik miktarlarda yer fıstığı kalıntısı içermesinin Türk Gıda Kodeksi kriterlerine uygun olmadığı ve bundan dolayı da halk sağlığını tehdit edebileceği kanaatine varıldı" dedi.
"Üretimdeki hijyen eksikliği ve personel bilinçsizliği kalıntılara sebep oluyor"
Kalıntıların keklerde çıkmasının en önemli sebepleri arasında üretimdeki hijyen
eksikliği ve çalışan personellerin bu noktada bilinçli olmaması olduğunu aktaran
Çetin, "Ambalajlı ürünler ambalajsız ürünlere göre alerji konusunda kalıntı
bakımından daha güvenilir" dedi. Çetin, "Asıl nokta üretim ve ambalajlama aşamasındaki
hatalardır. Üretim hatları veya üretimde kullanılan alet ve ekipmanlar etkin
bir şekilde temizlenmeden üretime geçiliyorsa doğal olarak bir önceki üründen
sonraki ürüne çapraz kontaminasyon durumu söz konusu oluyor. Bir önceki ürün
yer fıstığı içeriyorsa bir sonraki ürün çapraz temasla yer fıstıklı bir ürün
olmasa bile kalıntı bıraktığı için alerjen reaksiyonlara sebep oluyor" diye
konuştu.
"Anaflaktik şok gibi ani ve ciddi sorunlara kadar sebep olabilir"
Yer fıstığı alerjisinin anaflaktik şok gibi ani ve ciddi sorunlara kadar sebep
olabileceğinden dolayı daha dikkatli davranılması gerektiğini ifade eden Çetin,
"Yer fıstığı alerjisi aslında çocukluk döneminde ortaya çıkabildiği gibi bazı
bireyler yetişkinlik döneminde de yer fıstığına karşı alerji geliştirebilmektedir.
Bazı çok duyarlı bireylerde mikrogram kadar küçük alımlar bile reaksiyonlara
sebep olabiliyor. Miligram miktarındaki alımlar ise anaflaktik şok gibi sistemik
reaksiyonlara neden olmaktadır. Bu da ölümlere kadar gidebilmektedir. Aslında
bu durum yer fıstığı alerjisinin ne kadar tehlikeli ve ciddi bir alerji olduğunu
göstermektedir. Yer fıstığı gibi yağlı tohumlar anaflaktik şok gibi ani ve ciddi
seyreden durumlara sebep olmaktadır. Bu gibi durumlarda da bir önce hastaneye
başvurmak gerekiyor" şeklinde konuştu.
"İçerik ve etiketleme gıda alerjisi için önemli nokta"
Çetin, gıda alerjilerinin henüz bir tedavisinin olmadığının altını çizerek alerjen
olan gıdadan uzak durulması noktasında üreticilerin içerik belirtmesinin çok
önemli olduğunu söyleyerek açıklamalarına şu şekilde devam etti;
"Yer fıstığı alerjisi belirtileri arasında solunum yollarında daralma, ürtiker,
egzama ve yutakta ödem gibi önemli belirtiler vardır. Az miktarda maruz kalınırsa
kaşıntı gibi basit bir reaksiyon da olabilir ama bu kişinin duyarlılığına göre
de değişebilmektedir. Ceviz ve yer fıstığı gibi gıda maddeleri solunum yoluyla
bile alerjik reaksiyonlara sebep olmaktadır. Gıda alerjilerinin henüz bir tedavisi
bulunmamaktadır. Bu yüzden alerjiden korunmadaki en etkili yöntem alerjiye sebep
olan gıdaların belirlenip diyetten tamamen çıkarılmasıdır. Bu noktada da etiketleme
önem taşımaktadır. Gıda üreticileri ilgili yönetmelik doğrultusunda satışa sundukları
ürünlerin etiketinde alerjen maddelerle ilgili tüketiciye bilgi vermek zorundalar.
Burada tüketiciye düşen görev de etiket okumaya dikkat etmektir. Özellikle alerjisi
olanlar kesinlikle etiket okumayı ihmal etmemelidir."
"Ambalajsız ve açıkta satılan gıdalara alerjisi olanlar ekstra dikkat etmeli"
"Özellikle yer fıstığı gibi çok ciddi bir gıdaya alerjiniz varsa ambalajsız
ve açıkta satılan ürünleri tüketirken çok daha dikkatli olmakta fayda var" diyen
Çetin, büyük sağlık problemlerine sebep olabilecek bu durumu ortadan kaldırmak
adına, "Bu durum bize şunu gösteriyor ki değişik oranlarda yer fıstığı kalıntısı
bulmamız gıda kodeksine uygun bir durum değildir. Aykırıdır ve aslında halk
sağlığını ciddi bir şekilde tehdit eden bir durum söz konusudur. Bu durumu ortadan
kaldırmak için üretimde çalışan bütün personeller öncelikli olarak mutfak hijyeni,
alerjenler, çapraz konteminasyon, çapraz temas gibi konularda etkin bir şekilde
eğitilmelidirler. Üretimde çalışan personel ve gıda üretici firmaların etiketleme
konusunda bilinç düzeylerinin arttırılması gerekmektedir" diyerek sözlerini
tamamladı.