'Aile Birliği Mazereti' düzenleme yetkisi veren madde hukuka uygun bulundu

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Sağlık Bakanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinde "Aile birliği mazeretine bağlı yer değişikliği" düzenlemesi ve bu düzenlemeye imkan veren Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmeliğinin ilgili maddesinin iptali için açılan davayı sonuçlandırdı.

İstemi reddeden Danıştay 2. Dairesinin kararı onandı.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 02 Ocak 2023 00:10, Son Güncelleme : 13 Aralık 2022 09:22
'Aile Birliği Mazereti' düzenleme yetkisi veren madde hukuka uygun bulundu

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Sağlık Bakanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinde "Aile birliği mazeretine bağlı yer değişikliği" düzenlemesi ve bu düzenlemeye imkan veren Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmeliğinin ilgili maddesinin iptali için açılan davayı sonuçlandırdı.

İstemi reddeden Danıştay 2. Dairesinin kararı onandı.

Danıştay 2. Dairesi "yaşam hakkıma" vurgu yaptı

Anayasa'nın 2, 5, 17 ve 56. maddeleriyle kişilere, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme, hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürebilme hakkı tanındığı, Devlete de, herkesin maddi ve manevi varlığını geliştirmesi için gerekli şartları hazırlama, kişilerin hayatını beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlama görevi verildiği, kişilerin maddi ve manevi varlıklarını geliştirebilmelerinin, mutlu ve huzurlu olabilmelerinin başlıca şartının, ihtiyaç duydukları anda sağlık hizmetlerine ulaşıp ihtiyaç duydukları oranda bu hizmetlerden yararlanabilmeleri olduğunda şüphe yoktur.

Kamu hizmeti etkin ve verimli yürütülmelidir

Kamu hizmetinin etkin ve verimli şekilde yürütülebilmesi için gerekli önlemleri almakla ve bu kapsamda Devlet memurlarının atamalarını kurala bağlama, kadro açıklarını kapatma, vatandaşın kamu hizmetlerinden yararlanma hakkını korurken, liyakatli personeli göreve getirme, buna göre planlar yaparak kanunlara uygun genel düzenleyici işlemler ihdas etme ile yükümlü olan davalı idarenin; kısıtlı sağlık personeli kapasitesi içerisinde, sağlık hizmetlerinin etkin bir planlama sistemi uygulanarak, tüm vatandaşlara eşit bir şekilde sunulmasının sağlanması amacıyla kamu yararı ve hizmet gerekleri göz önünde bulundurularak, kamu idaresini etkin kılmak amacıyla yapmış olduğu dava konusu düzenlemede hukuka, hizmet gereklerine ve üst normlara aykırılık görülmemiştir.

"Stratejik personel" kavramının altında sağlık hizmetlerinin etkin bir planlama sistemi kurmak yatmaktadır.

Stratejik personelin eş durumu nedeniyle atanma taleplerinde, dava konusu Yönetmeliğin kapsamında bulunan stratejik personel dışındaki diğer personele uygulanan ve yukarıda yer verilen kuralların uygulanmayacağının öngörülmesine ilişkin düzenlemenin; Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. fıkrasının (m) bendinde yer alan "stratejik personel" kavramının ortaya çıkarılış amacı olan, kısıtlı sağlık personeli kapasitesi içerisinde sağlık hizmetlerinin etkin bir planlama sistemi uygulanarak tüm vatandaşlara eşit bir şekilde sunulmasının sağlanması amacının gerçekleştirilmesine hizmet etmekte olması ve Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmelikte yer alan ayrışık düzenleme yapma yetkisi göz önüne alındığında, kamu yararı ve hizmet gerekleri bakımından hukuka uygun bulunması karşısında, davacının eş durumu gözetilerek Bursa iline atanma istemiyle yaptığı başvurunun reddi yolunda tesis edilen işlemde hukuka aykırılık görülmediği,

T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2021/2237
Karar No: 2022/502

TEMYİZ EDENLER: I- (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
II- (DAVALILAR) : 1- ...
2- ...Bakanlığı
VEKİLLERİ : ...

İSTEMİN KONUSU:

Danıştay İkinci Dairesinin 23/03/2021 tarih ve E:2016/15231, K:2021/777 sayılı kararının, davacı tarafından esasa ve yargılama giderine; davalı idareler tarafından vekalet ücretine ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem:

Uzman doktor (Nöroloji) olarak görev yapan davacı tarafından, eş durumu gözetilerek Bursa'ya atanma istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin 71. Dönem Devlet Hizmet Yükümlülüğü Kurası ve Eş Durumu Değerlendirme Sonuçları'nın kendisiyle ilgili kısmının; 01/09/2016 tarih ve 29818 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmeliğin 1. maddesi ile Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmeliğin 14. maddesine eklenen son fıkranın; 26/03/2013 tarih ve 28599 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşları Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin (02/03/2018 tarih ve 30348 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmelik ile bu Yönetmeliğin adı "Sağlık Bakanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği" şeklinde değiştirilmiştir.) 30/09/2016 tarih ve 29843 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmelikle değişik, "Aile birliği mazeretine bağlı yer değişikliği" başlıklı 20. maddesinin 6. fıkrasında yer alan ''beşinci fıkrası'' ibaresinin iptali istenilmiştir.

Daire kararının özeti:

Danıştay İkinci Dairesinin 23/03/2021 tarih ve E:2016/15231, K:2021/777 sayılı kararıyla;

Anayasa'nın 56.; 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'nun 3/1/(c), Ek 1 ve Ek 3.; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 2 ve 72.; Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmeliğin (Genel Yönetmelik) 14, 28 ve Geçici 5. ve Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşları Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin (Yönetmelik) 4/1/(m), 5/1/(f) ve 20. madde hükümlerinin dava konusu işlemin tesis edildiği tarih itibarıyla yürürlükte bulunan hallerine yer verildikten sonra;

Genel Yönetmeliğin 14. maddesine eklenen son fıkra yönünden;

Genel Yönetmeliğin 30/06/2014 tarih ve 2014/6578 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla değişik "Aile Birliği Mazeretine Bağlı Yer Değişikliği" başlıklı 14. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde "memurun, kamu personeli olmayan eşinin, talep edilen yerde başvuru tarihi itibarıyla son iki yıl içinde 360 gün sosyal güvenlik primi ödemek suretiyle kendi adına veya bir hizmet akdi ile işverene bağlı olarak çalışmış ve halen çalışıyor olması halinde bu durumda olan eşin bulunduğu yere atanacağı"nın hükme bağlandığı,

01/09/2016 tarih ve 29818 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmeliğin 1. maddesi ile Genel Yönetmeliğin 14. maddesine, "Genel sağlık bakımından önemi haiz sağlık personeli hakkında özel yönetmelikte düzenleme yapılması kaydıyla birinci fıkranın (d) bendi hükmüne ilişkin farklı usul ve esaslar belirlenebilir." cümlesinin son fıkra olarak eklenmesiyle, istisna getirilerek Sağlık Bakanlığının, atama ve yer değiştirme yönetmeliğinde diğer kurumlardan farklı düzenleme yapmasına imkan tanındığı,

Anayasa'nın 2, 5, 17 ve 56. maddeleriyle kişilere, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme, hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürebilme hakkı tanındığı, Devlete de, herkesin maddi ve manevi varlığını geliştirmesi için gerekli şartları hazırlama, kişilerin hayatını beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlama görevi verildiği, kişilerin maddi ve manevi varlıklarını geliştirebilmelerinin, mutlu ve huzurlu olabilmelerinin başlıca şartının, ihtiyaç duydukları anda sağlık hizmetlerine ulaşıp ihtiyaç duydukları oranda bu hizmetlerden yararlanabilmeleri olduğu,

Devlet için bir görev, kişiler için de bir hak olan bu amacın gerçekleştirilmesinde, bu haktan yararlanmayı zorlaştırıcı ya da zayıflatıcı düzenlemelerin Anayasa'ya aykırı olacağı,

Anayasa Mahkemesinin de, sosyal hukuk devletinin; "sağlık hizmetlerinden bireylerin yeteri kadar yararlanmasını sağlayan devlet" olduğunu kararlarında vurgulamış ve bu durumun, "insan hak ve özgürlüklerine saygı gösteren, kişilerin huzur, refah ve mutluluk içinde yaşamalarını güvence altına alan, kişi ile toplum arasında denge kuran, güçsüzleri güçlüler karşısında koruyarak sosyal adaleti gerçekleştiren" devlet olmanın bir sonucu olduğunu belirttiği,

Bu durumda; kamu hizmetinin etkin ve verimli şekilde yürütülebilmesi için gerekli önlemleri almakla ve bu kapsamda Devlet memurlarının atamalarını kurala bağlama, kadro açıklarını kapatma, vatandaşın kamu hizmetlerinden yararlanma hakkını korurken, liyakatli personeli göreve getirme, buna göre planlar yaparak kanunlara uygun genel düzenleyici işlemler ihdas etme ile yükümlü olan davalı idarenin; kısıtlı sağlık personeli kapasitesi içerisinde, sağlık hizmetlerinin etkin bir planlama sistemi uygulanarak, tüm vatandaşlara eşit bir şekilde sunulmasının sağlanması amacıyla kamu yararı ve hizmet gerekleri göz önünde bulundurularak, kamu idaresini etkin kılmak amacıyla yapmış olduğu dava konusu düzenlemede hukuka, hizmet gereklerine ve üst normlara aykırılık görülmediği,

Yönetmeliğin "Aile birliği mazeretine bağlı yer değişikliği" başlıklı 20. maddesinin 6. fıkrasında yer alan "beşinci fıkrası" ibaresi yönünden;

30/09/2016 tarih ve 29843 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmelikle değiştirilen Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşları Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin "Aile birliği mazeretine bağlı yer değişikliği" başlıklı 20. maddesinin 6. fıkrasında yer alan "Stratejik personelin yer değiştirme taleplerinde bu maddenin ikinci fıkrasının (c) bendinin birinci cümlesi ile beşinci fıkrası uygulanmaz." hükmünün, 02/03/2018 tarih ve 30348 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmeliğin 13. maddesiyle yürürlükten kaldırıldığı tespit edildiğinden, bu isteme yönelik olarak davanın konusuz kaldığı; bu itibarla, davacının iptalini talep ettiği bu kısma ilişkin düzenleme yürürlükte olmadığından, anılan düzenlemenin iptaline ilişkin istem hakkında karar verilmesine yer bulunmadığı,

Ancak, dava konusu bireysel işlemin, tesis edildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre irdeleneceği; bireysel işlemin tüm hukuki sonuçları ile birlikte ortadan kaldırılmadığı sürece, anılan işlemin dayanağı olan düzenleyici işlemin sonradan yürürlükten kaldırılmasının, söz konusu bireysel işlemle ilgili olarak açılan davanın sonuçlanmasına engel oluşturmayacağı,

Bireysel işlem yönünden;

Genel Yönetmeliğin 14. maddesinin sonuna 01/09/2016 tarih ve 29818 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmelik ile eklenen fıkra ile davalı idareye, genel sağlık bakımından önemi haiz sağlık personelinin kamu görevlisi olmayan eşlerinden dolayı aile birliği mazeretine bağlı yer değişikliği hususunda genel yönetmelikten ayrışık düzenleme yapma yetkisinin verildiği,

Yönetmeliğin "Aile birliği mazeretine bağlı yer değişikliği" başlıklı 20. maddesinin, 30/09/2016 tarih ve 29843 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmelikle değişik altıncı fıkrası ile, stratejik personelin kamu görevlisi olmayan eşlerine bağlı olarak aile birliği mazereti nedeniyle yer değişikliği konusunda Genel Yönetmelikle verilen ayrışık düzenleme yapma yetkisinin kullanıldığı ve stratejik personelin bu haktan yararlanamayacağının kural altına alındığı,

Stratejik personelin eş durumu nedeniyle atanma taleplerinde, dava konusu Yönetmeliğin kapsamında bulunan stratejik personel dışındaki diğer personele uygulanan ve yukarıda yer verilen kuralların uygulanmayacağının öngörülmesine ilişkin düzenlemenin; Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. fıkrasının (m) bendinde yer alan "stratejik personel" kavramının ortaya çıkarılış amacı olan, kısıtlı sağlık personeli kapasitesi içerisinde sağlık hizmetlerinin etkin bir planlama sistemi uygulanarak tüm vatandaşlara eşit bir şekilde sunulmasının sağlanması amacının gerçekleştirilmesine hizmet etmekte olması ve Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmelikte yer alan ayrışık düzenleme yapma yetkisi göz önüne alındığında, kamu yararı ve hizmet gerekleri bakımından hukuka uygun bulunması karşısında, davacının eş durumu gözetilerek Bursa iline atanma istemiyle yaptığı başvurunun reddi yolunda tesis edilen işlemde hukuka aykırılık görülmediği,

Davacı tarafından, başvuru tarihinde yürürlükte olan usul ve esaslar çerçevesinde işlem tesis edilmesi gerektiği, buna göre eşinin Yönetmelikte aranan prim ödeme gün sayısı koşulunu sağladığı ileri sürülmekte ise de; Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmelikle getirilen genel sağlık bakımından önemi haiz sağlık personelinin kamu görevlisi olmayan eşlerinden dolayı aile birliği mazeretine bağlı yer değişikliği hususunda Genel Yönetmelikten ayrışık düzenleme yapma yetkisinin 01/09/2016 tarih ve 29818 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan değişiklikle yürürlüğe girdiği ve özel Yönetmelikte bu doğrultuda stratejik personele yönelik olarak aile birliği mazeretine bağlı yer değişikliği konusunda kısıtlama getirildiği hususu göz önünde bulundurulduğunda davacının bu iddiasına itibar edilmediği,

Diğer taraftan; dava konusu bireysel işlemin hukuki denetimi yapılırken, bireysel işlemin dayanağı olan ve yürürlükten kalkan veya uygulanma kabiliyeti bulunmayan düzenleyici işlemin hukuki incelemesi yapılarak, bu düzenlemenin hukuka ve mevzuata aykırı olmadığı yönünde tespitlerde bulunulması halinde, yürürlükten kalkmasına veya uygulanma kabiliyetinin bulunmamasına bağlı olarak hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilen düzenleyici işlem nedeniyle, davalı idarenin, davada haksız çıkan taraf olarak kabulüyle yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasına olanak bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle,

01/09/2016 tarih ve 29818 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmelikle Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmeliğin 14. maddesine eklenen son fıkra ile bireysel işlem yönünden davanın reddine; diğer dava konusu Bakanlık düzenlemesinin iptali istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, kararın verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre duruşmalı davalar için belirlenen ücretin yarısı olan 2.970,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmaya katılan Sağlık Bakanlığına, duruşmasız davalar için belirlenen ücretin yarısı olan 1.800,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmaya katılmayan Cumhurbaşkanlığına verilmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI:

Davacı tarafından, Daire kararının Anayasa ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi uyarınca aile birliğinin korunmasına ilişkin himayeyi ortadan kaldırdığından hukuka aykırı olduğu; Genel Yönetmelik ile Sağlık Bakanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinde diğer kurumlardan farklı düzenleme yapmasına imkan tanındığı halde, Sağlık Bakanlığının, içinde bulunduğu stratejik personel için aile birliğinin sağlanmasını engeller şekilde kural sevk ettiği, bunun eşitlik ilkesine aykırı olduğu; eşi kamuda çalışan hekim aile durumu mazeretinden yararlanabilir iken, eşi özel sektörde çalışanın bu haktan istifade edemediği; 20/6. maddede yer alan "beşinci fıkrası" ibaresi hakkında karar verilmesine yer olmadığı (KVYO) kararı verilerek hüküm kurulmadığı, ancak idari işlemlerin iptal talepleri için konuldukları tarih itibarıyla hukuka uygunluk irdelemesinin yapılması ve karara bağlanmasının gerektiği; Sağlık Bakanlığı hizmet planlamasının, sadece hekimlere ilave yükümlülükler getirmek suretiyle çözülmesinin hukuken himaye görmemesi gerektiği; müracaat tarihi itibarıyla yürürlükte olmayan hükme dayalı olarak talebinin reddinin hukuka uygun olmadığı; KVYO kararı sebebiyle davalı idarenin davada haksız çıkan taraf olarak kabul edilmeyerek yargılama giderinden sorumlu tutulmamasında ve tesisine sebep olmadığı bir düzenleyici işlemin yürürlükten kaldırılması sebebiyle işlemin külfetlerine katlanmasının hakkaniyet ilkesine de aykırılık teşkil ettiği,

Davalı idare tarafından; Daire kararının Cumhurbaşkanlığı adına duruşmasız davalar için belirlenen ücret tarifesi üzerinden hükmedilen vekalet ücreti yönünden hukuka uygun olmadığı; Başbakanlık Hukuk Hizmetleri Başkanlığının 23/01/2017 tarihli yazısı ile bu davanın takibinin Bakanlıklarınca yapılmasının talimatlandırıldığı, bu hususun birinci savunmaları ekinde dosyaya intikal ettirildiği, dosyaya sundukları savunmaların Bakanlık ve Başbakanlık adına yapıldığının belirtildiği, duruşma davetiyesinde de "Cumhurbaşkanlığı (Kapanan Başbakanlık) ve Sağlık Bakanlığı" vekili olarak Bakanlık vekilinin duruşmaya davet edildiği, bu sebeple duruşmaya iştirak eden Bakanlık vekilinin aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı vekili sıfatını haiz olduğu, duruşmada bu vekilin Cumhurbaşkanlığı adına da duruşmaya iştirak ettiğinden duruşmalı davalar için belirlenen ücretin yarısı oranında vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:

Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

Davalı idareler tarafından, davacının temyiz isteminin reddiyle kararın davacının temyizine ilişkin kısmının onanması gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ DÜŞÜNCESİ:

Daire kararının, idareler lehine hükmedilen vekalet ücretine ilişkin kısmının düzeltilerek, temyize konu diğer kısımlarının aynen onanmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;

"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,

b) Hukuka aykırı karar verilmesi,

c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı halinde mümkündür.

Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan Danıştay İkinci Dairesi kararı esası ve yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına ilişkin kısmı yönünden, aynı gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bu kısımlarının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Daire kararının vekalet ücretine ilişkin kısmına gelince;

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde; temyiz incelemesi sonunda Danıştayın, kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onayacağı hükmüne yer verilmiştir.

2021 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin "Danıştayda, bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinde görülen dava ve işlerde ücret" başlıklı 15. maddesinin 1. fıkrasında; "Danıştayda ilk derecede veya duruşmalı olarak temyiz yoluyla görülen dava ve işlerde, idari ve vergi dava daireleri genel kurulları ile dava dairelerinde, bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinde birinci savunma dilekçesi süresinin bitimine kadar anlaşmazlığın feragat ya da kabul nedenleriyle ortadan kalkması veya bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi durumunda bu Tarifede yazılı ücretin yarısına, diğer durumlarda tamamına hükmedilir." kuralı yer almış, Tarife'nin 'İkinci Kısım-İkinci Bölüm'ünün 20. sırasında; Danıştay'da ilk derece görülen davalar için ödenecek ücret duruşmasız ise (a) bendine göre 3.600,00-TL, duruşmalı ise (b) bendine göre 5.940,00-TL olarak belirlenmiştir.

659 sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 7. maddesinin dava tarihinde yürürlükteki halinde; birden fazla idarenin taraf olduğu Bakanlar Kurulu kararları ve düzenleyici işlemlerle ilgili açılan ve Başbakanlığın da taraf olduğu davalardan Başbakanlıkça bu hususta takip yetkisi verilenlerin aynı zamanda Başbakanlığın da vekili sıfatıyla, takip yetkisi verilen ilgili idare hukuk birimince takip ve müdafaa edilebileceği düzenlenmiştir.

Temyize konu kararda, davacı aleyhine, kararın verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre duruşmalı davalar için belirlenen ücretin yarısı olan 2.970,00-TL vekalet ücretinin duruşmaya katılan Sağlık Bakanlığına, duruşmasız davalar için belirlenen ücretin yarısı olan 1.800,00-TL vekalet ücretinin duruşmaya katılmayan Cumhurbaşkanlığına verilmesine hükmedilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden; (kapanan) Başbakanlıkça, 659 sayılı KHK'nın anılan 7. maddesi uyarınca, bu davanın idareleriyle birlikte Başbakanlığın da vekili sıfatıyla Sağlık Bakanlığı hukuk birimindeki davayı temsile yetkili olanlarca takip ve müdafaa edilmesinin uygun görüldüğü ve davanın görülmesi sırasında verilecek kararlarda ve yapılacak tebligatlarda bu hususun dikkate alınması hususundaki ... tarih ve ... sayılı yazının 01/02/2017 tarihinde dava dosyasına sunulduğu; yargılama aşamalarında -duruşma tebligatı hariç- davalı idarelerin tebligatlarının sadece Sağlık Bakanlığına yapıldığı, davalı idarelerin müşterek savunmalarının da Sağlık Bakanlığı vekilince yapıldığı, sadece duruşma tarihinin bildirildiği tebligatın Cumhurbaşkanlığına ve Sağlık Bakanlığına ayrı ayrı yapıldığı ancak Sağlık Bakanlığına yapılan tebligatta Sağlık Bakanlığı hukuk birimindeki davayı temsile yetkili vekilin "Cumhurbaşkanlığı (Kapanan Başbakanlık) ve Sağlık Bakanlığı vekili" olarak belirtildiği; ıslak imzalı duruşma ve görüşme tutanağında, duruşmaya davalı vekili Hukuk Müşaviri Av. ...'ın geldiğine ilişkin kayda yer verildiği ve Cumhurbaşkanlığı vekilinin duruşmaya gelmediğine ilişkin ayrıca bir kayıt bulunmadığı halde Daire kararında duruşmaya davalı Sağlık Bakanlığı vekilinin geldiği, davalı Cumhurbaşkanlığını temsilen gelen olmadığı görüldüğü belirtilerek hüküm kurulduğu görülmektedir.

Bu durumda, Bakanlık vekilinin aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı vekili sıfatını haiz olduğu, yargılama aşamalarında müşterek savunmanın Bakanlık vekilince yapıldığı ve duruşmada da Bakanlık vekilin Cumhurbaşkanlığı adına da duruşmaya iştirak ettiği anlaşıldığından, davalı idareler lehine duruşmalı davalar için belirlenen vekalet ücretinin davalı idareler arasında ayrıma tabi tutulmaksızın bütünüyle hükmedilmesi gerekir iken, usule aykırı olarak duruşmaya katılan ve katılmayan idare ayrımına gidilerek ayrı ayrı vekalet ücreti belirlenerek hüküm kurulmasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Bu itibarla, davalı idareler lehine hatalı hükmedilen vekalet ücretinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği anlaşıldığından, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca; temyize konu kararın 6. sayfasındaki "davalı Sağlık Bakanlığı vekili Hukuk Müşaviri Av. ...'ın geldikleri, davalı Cumhurbaşkanlığını temsilen gelen olmadığı" kısmının, "davalılar vekili Hukuk Müşaviri Av. ...'ın geldiği"; hüküm fıkrasındaki, "Kararın verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre duruşmalı davalar için belirlenen ücretin yarısı olan 2.970,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmaya katılan Sağlık Bakanlığına, duruşmasız davalar için belirlenen ücretin yarısı olan 1.800,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmaya katılmayan Cumhurbaşkanlığına verilmesine," kısmının, "Kararın verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre duruşmalı davalar için belirlenen 5.940,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine," şeklinde düzeltilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,

2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kısmen davanın reddine yönelik Danıştay İkinci Dairesinin temyize konu 23/03/2021 tarih ve E:2016/15231, K:2021/777 sayılı kararının, yukarıda belirtildiği şekilde düzeltilerek ONANMASINA,

3. Kesin olarak, 17/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber