Dolar nereye gidiyor?

Haber Giriş : 24 Ağustos 2005 17:58, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Dövizde tansiyon düşecek mi, çıkacak mı?

Son günlerde döviz piyasalarındaki hareketlilik arttı. Bono ve borsada satışlar gözlenirken, dövize gelen talep nedeniyle dolar kuru, birkaç günde yüzde 3.8 yükseldi ve 1.37'lere erişti. AB'ye ilişkin olumsuz mesajların tetiklediği dövizdeki hareketin kaderini yine AB süreci belirleyecek

Nisan sonundan itibaren yaz rehavetine giren piyasalar son günlerde hareketlendi. Özellikle döviz kurlarındaki yükseliş dikkat çekerken bono piyasasında da satışların arttığı gözleniyor. Önceki hafta başlayan bu eğilim sonunda bono bileşik faizleri 16.5 seviyelerinin üzerine çıktı. 1.32 YTL seviyelerindeki dolar kuru da 1.37'nin üzerine yükseldi.

Bonoda satışların artması ve borsada meydana gelen düşüşe paralel olarak gözlenen dövizdeki yükseliş bazı fonlar için "Türkiye'den çıkılıyor mu?" sorularını da beraberinde getirdi.

Bu soruya net bir yanıt vermek oldukça güç. Son iki haftada meydana gelen bu hareketliliğin sonucunda Türkiye piyasalarından 1 ile 3 milyar dolar arasında bir çıkış olduğu tahmin ediliyor.

Bankacıların büyük bir bölümüne göre bu çıkışta yabancı yatırımcılar başı çekiyor. Bono ve borsadan çıkan yabancı yatırımcıların bir bölümünün döviz aldığı bildiriliyor.

Ama bu durum yabancı yatırımcıların mutlak anlamda çıktığı şekilde yorumlanmıyor. Daha çok kar realizasyonu ve riskin azaltılmasına yönelik bir hareket olarak değerlendiriliyor.

Yabancı yatırımcılarda dövize yönelik bir talep olduğunu söyleyen Anadolubank Hazine Grup Başkanı Can Tanyer, ancak bunun çıkış anlamına gelebilecek tek yönlü bir hareket olmadığını belirtiyor. "Bu seviyelerde döviz alan da var, satan da var" diyor. Türkiye'deki bütün yabancı yatırımcıları aynı kefeye koymamak gerektiğini belirten bir bankanın hazine müdürü, " Nasıl yerli yatırımcılar arasında spekülatif, kısa vadeli düşünenlerin yanı sıra orta vi uzun vadeli bakanlar varsa, yabancı yatırımcılar arasında da aynı çeşitlilik var" diyor.

Dolar kurunun yükselmesini satış fırsatı olarak değerlendiren yatırımcılar da var. Bu yönde hareket eden yatırımcılar arasında bazı yabancı yatırımcıların olmasının yanı sıra ağırlığın yerlilerden oluştuğu belirtiliyor. Ama bu genel görüşün aksini düşünenler de var.

Peki piyasalarda meydana gelen bu hareketin altında ne yatıyor? Bu noktada öne çıkan en önemli gerekçe AB süreci olarak gösteriliyor. Piyasaların olumlu yöndeki performansının altında yatan en önemli dinamiklerden biri olan AB sürecine ilişkin gelişmeler 3 Ekim tarihi yaklaştıkça daha da öne çıkıyor. Bazı uzmanlarsa Fitch'in, Türkiye'nin AB'ye katılımıyla ilgili politik faktörlerin ülke notları açısından risk oluşturduğunu ve bunun güçlü makroekonomik görünümü gölgeleyebileceği yönündeki raporuna dikkat çekiyor. Fitch'in Türkiye Analisti Nick Eisinger "Müzakerelere başlayamamak bazı mali yansımaları da olan büyük bir şok olur, en azından dış açığın finansmanının yapısı ve kamu borcunun kur ve faiz hareketleri karşısındaki kırılganlığı açısından" diyor.

Bu arada son günlerdeki hareketin bir nedeni olarak da Hazine'nin bugün yapacağı 10.4 milyar YTL'lik itfaya bağlanıyor. Bu yüklü itfa öncesinde bono satıp döviz alarak faiz ve kurlar yukarı itiliyor.

Böylece ihaleden önce yüksek kurdan YTL'ye dönüp yüksek faizden bono alınarak maksimum getiri hedefleniyor. Bono piyasasının derinliği itibariyle bunun kurgulanmasının oldukça güç olduğu belirtilse de ortaya çıkan trendin bazı yatırımcılar tarafından bu amaçla kullanılmış olabileceği vurgulanıyor.

Ana trendi AB süreci belirleyecek

AB'den, özellikle Fransa'dan gelen olumsuz açıklamaların getirdikleri, büyüyen cari açık finansmanı konusundaki tartışmalar ve tamamlanamayan IMF gözden geçirme süreci, piyasalar tarafından yakından izleniyor. 3 ekim öncesi hassasiyet iyice artmış durumda. Piyasalarda ana trendi belirleyecek temel dinamik yine AB süreci olacak. Bu anlamda bu hafta yapılacak olan AB büyükelçileri toplantısı ve 1-2 Eylül'deki AB dışişleri bakanları toplantısında verilecek mesajlar önemli.

Müzakerelerin başlayacağına yönelik olumlu mesajlar piyasaları da olumlu etikleyecek. Bu konudaki belirsizliğin 3 ekim'e kada devam etmesi veya Kıbrıs Rum Kesimi'nin tanınması gibi yeni koşulların öne sürülmesi ise piyasalardaki gerginliğin artmasına neden olabilir. Yani 3 Ekim'e kadar piyasalarda dalgalanma devam edebilir.

Türkiye'nin AB sürecinin olumlu gelişmesi yurtdışından gerek portföy, gerekse doğrudan sermaye girişini artıracağı ve buna özelleştirme gelirlerinin

Dolarda 1.40 seviyesi kritik

Ancak Türkiye'nin AB süreci olumsuz gelişirse, piyasalarda başlayan dalgalanmanın artarak devamı bekleniyor. Şimdilik kritik olarak görülen 1.40 YTL seviyesinin kırılması çok zor olmaz. Bu durumda doların nereye yükseleceğini kestirmek güç. Ama serbest kur sisteminin önemli bir süspansiyon işlevi görmesi bekleniyor. Çünkü taleple yükselecek kurlar bir aşamadan sonra alım için cazip olmaktan çıkınca bu kez satışa dönebilir. Bir bankacının deyimiyle kurun yükselmesi sadece devleti değil, yabancı yeri bütün yatırımcıları da etkileyecek.

Dolayısıyla en kötü senaryoda bile kurların belli bir seviyeden sonra dengelenmesi kaçınılmaz. Bu seviyenin ne olduğunu ise o sırada piyasalardaki havanın belirleyeceği belirtiliyor. Bu noktada yerli yatırımcıların döviz satıp satmaması, Merkez Bankası'nın döviz politikası oldukça belirleyici olacak.

Dövizdeki yükselişin olası etkileri

* Kurları yükselmesi ihracatı artırıcı, ithalatı ise olumsuz etkileyeceği için dış ticaret dengesini olumlu yönde etkileyecektir. Bu da cari açığın azalmasını sağlayabilir.
* Enflasyondaki düşüş hızını yavaşlatabilir.
* Dış borcun YTL yükünü artırır. İç borcun ise döviz cinsi değerini küçültür.
* Kurun yükselmesi tüketimi yavaşlatır. Bu da büyümeyi .
* Enflasyonu etkileyeceği için faizlerin düşmesini önleyebilir.
* Dövizdeki yükseliş enflasyonu etkilerse, bankalar kredi faizlerini yükseltebilir. Kredi faizlerindeki düşüş trendi durabilir.
* Reel ücretler geriler.

milliyet

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber