'Zaman'a kayyum atanması siyasi değil hukuki'

Başbakan Davutoğlu: Bunlar kesinlikle hukuki süreçlerdir, siyasi süreçler değil. Hukuki süreçler olduğunu gösteren husus ne Türkiye'de hükümetimize muhalefet eden, farklı fikirler serdeden tek gazete bahsedilen gazete değil. Diğer gazeteler özgürce fikirlerini ifade ediyorlar, hiç kimseye de 'niçin bu fikirleri serdediyorsunuz' diye bir sorgulama, bir uygulama yok

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 05 Mart 2016 17:50, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Zaman'a kayyum atanması siyasi değil hukuki'

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye ile İran'ın kadim komşu ve dost iki ülke olduğunu vurgulayarak, "Bu zemin üzerinde şimdi artık bu coğrafyaları ve halklarımızı birleştiren yeni bir anlayışla yaklaşmamız lazım bu da karşılıklı müzakere anlayışı değil aynı tarafta düşünerek, potansiyelimizi maksimum düzeyde hayata geçirme, potansiyelimizi en üst düzeyde dünya ekonomisiyle rekabette öncülük edecek şekilde devreye sokma" dedi.

Davutoğlu, İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı İshak Cihangiri ile İran Ticaret Sanayi ve Madenler Odası'nda düzenlenen Türkiye-İran İş Forumu'na katıldı.

Forumdaki konuşmasına Besmele ile başlayan Başbakan Ahmet Davutoğlu, İranlı yetkililerin kendilerini her zaman olduğu gibi çok iyi bir şekilde karşıladıklarını belirterek çok verimli görüşmeler gerçekleştirdiklerini dile getirdi.

Ziyaretin zamanlama ve muhteva açısından bakıldığında yeni bir ilişki biçiminin ve yeni bir dönemin başlangıcı olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Davutoğlu, iki ülkede de çok başarılı seçimler yapıldığına işaret etti.

Davutoğlu, "Her iki hükümet de bugün kendi parlamentolarında çok güçlü desteğe sahip iki hükümet. Dolayısıyla aldıkları kararları sizlerle istişare ederek kararlaştırdıkları hususları hayata geçirme konusunda hiçbir engelimiz yok. Yine zamanlama itibarıyla önemli bir zamanlama çünkü İran üzerinde ambargoların kalkmasının hemen sonrasında gerçekleşen bu ziyaret, son 13 yıl içinde ilişkilerimizin altın dönemini yaşadığı günlerde de önümüzdeki en önemli bariyer olan yaptırımların kalkmasını da perçinleyen bir dönemde İran'ı ziyaret ediyoruz. Dolayısıyla şu anda önümüze baktığımızda Meclis'te de güçlü desteğe sahip hükümetler var, geride bıraktığımıza baktığımızda ise prangalarından kurtulmuş, yaptırımlardan çıkmış bir İran var. Dolayısıyla özellikle ekonomik alanda ve iş birliği konularında hamle yapmamız gereken bir dönemdeyiz" değerlendirmesinde bulundu.

Görüşmelerin son derece başarılı ve doğrudan netice odaklı olduğunu dile getiren Davutoğlu, dün gece geldikleri Tahran'da gece geç saatlere kadar Türkiye'den gelen iş adamlarıyla birlikte olduklarını söyledi.

Resmi görüşmeler öncesinde iş adamlarını dinlediklerini ve alanda karşılaştıkları sorunları muhataplarıyla ele aldıklarını belirten Davutoğlu, "Sayın Cihangiri, şu anda salonda 160 Türk iş adamı var. Bu herhangi bir resmi ziyarete giden en geniş katılımlı iş adamları heyeti. Dolayısıyla gerek benim seçimler sonrasında buraya gelirken gösterdiğim siyasi irade gerekse değerli iş adamlarımızın bu kadar kalabalık bir heyetle Tahran'a teşrifleri Türkiye tarafındaki son derece vizyoner bir yaklaşımı ortaya koyuyor" diye konuştu.

- "İlişkilerimize yeni bir ivme katmanın vakti gelmiş diye düşünüyoruz"

İki ülke arasında güçlü bir ilişki ve yeni bir dönem başlatılacaksa 3 ana unsurun olması gerektiğine işaret eden Davutoğlu, bunun birincisinin ekonomiler arasındaki tamamlayıcılık ilişkisi olduğunu söyledi.

Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İki ülke arasında eğer ekonomik ve sosyal yapıları itibarıyla tamamlayıcılık ilişkisi ve kültürel ve sosyal yapıları itibarıyla ortaklık varsa çok büyük bir potansiyel var demektir, Türkiye ile İran arasında bu var. İkincisi güçlü bir siyasi irade. Evet, son 13 yıl içerisinde gerek Sayın Cumhurbaşkanı'mızın Başbakanlığı döneminde gerekse şimdi hiç aksamadan takip ettiğimiz bir politika İran'la ilişkilerimize öncelik vermek ve bu ilişkilerin derinlemesine ve genişlemesine, yayılmasına yönünde güçlü bir irade sergilemek. Bugün bu iradeyi Sayın Ruhani'de ve Sayın Cihangiri'de görmekten de büyük bir mutluluk duydum. Güçlü siyasi irade de var. Üçüncüsü ise bu altyapıyı ve güçlü siyasi iradeyi reel ekonomik hayata yansıtacak girişimci sınıf. Bu salonda da bu üçüncü ayak en güçlü şekilde mevcudiyetini gösteriyor. Hem Türk tarafında hem İran tarafında siyasilerin sergilediği güçlü iradeyi ve coğrafyamızın, tarihimizin getirdiği sağlam altyapıyı değerlendirebilecek son derece dinamik bir iş adamları heyetini görmekten de büyük bir mutluluk duyuyorum. Bu çerçeveden baktığımızda tam da bütün boyutlarıyla ilişkilerimize yeni bir ivme katmanın vakti gelmiş diye düşünüyoruz."

"İlişkimizde artık paradigmatik bir zihniyet değişimine ihtiyaç var" ifadesini kullanan Başbakan Davutoğlu, "Türkiye ile İran kadim komşu ve dost iki ülke, coğrafyaları, çok geniş bir alanı kuşatan ve birlikte bir arada değerlendirildiğinde Afro-Avrasya'nın en dinamik kuşağını oluşturan bir coğrafya ve bu zemin üzerinde şimdi artık bu coğrafyaları ve halklarımızı birleştiren yeni bir anlayışla yaklaşmamız lazım bu da karşılıklı müzakere anlayışı değil aynı tarafta düşünerek, potansiyelimizi maksimum düzeyde hayata geçirme, potansiyelimizi en üst düzeyde dünya ekonomisine rekabette öncülük edecek şekilde devreye sokma" değerlendirmesinde bulundu.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye ve İran'ın coğrafyaları, ekonomik yapıları itibarıyla birbirini tamamlayan özelliklere sahip olduğunu belirterek, "Bugün karayolu, demiryolu ulaşımı ve havayolu ulaşımı konularında kapsamlı değerlendirmelerde bulunduk ve çok güçlü bir iradeyle önümüzdeki dönemde bu alanlarda ciddi hamleler yapma kararı aldık" dedi.

Davutoğlu, İran Ticaret, Sanayi ve Madenler Odası'nda düzenlenen Türkiye-İran İş Forumu'na katıldı.

Başbakan Davutoğlu, burada yaptığı konuşmada, Türkiye ile İran'ın coğrafyaları, ekonomik yapıları itibarıyla birbirini tamamlayan özelliklere sahip olduğunu belirterek, "Batı Asya'da Türkiye, İran'ın Avrupa'ya açılan kapısı, İran ise Türkiye'nin Asya'ya açılan kapısı. Bu bize ulaştırma ve lojistik alanında olağanüstü imkanlar sunuyor. Bugün karayolu, demiryolu ulaşımı ve havayolu ulaşımı konularında kapsamlı değerlendirmelerde bulunduk ve çok güçlü bir iradeyle önümüzdeki dönemde bu alanlarda ciddi hamleler yapma kararı aldık. Önümüzdeki dönemde Mersin Limanı ile Bender Abbas Limanı arasında, Trabzon Limanı ile Bender Abbas Limanı arasında, Türkiye'deki hızlı tren koridoruyla, İran'da Tahran'dan Tebriz'e doğru ilerlemesi planlanan hızlı tren koridoru arasında irtibatlarımızı güçlendireceğiz" ifadelerini kullandı.

Başbakan Davutoğlu, iş adamlarının kendisine ilettiği tüm konuları İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile paylaştığını aktardı.

İş adamlarından ticari değerlendirmelerini yaparken, Türkiye-İran tarafı gibi değil, iki ülkenin potansiyelini bir ülkeymiş gibi görmelerini ve yatırımlarını bu şekilde yapmalarını isteyen Davutoğlu, "Bu konuda siyasi liderler olarak bizlerin bugün üzerinde anlaştığımız çok sağlam bir irade mevcut" diye konuştu.

Ulaştırma zemini üzerinde, tarihi İpek Yolu ticaretinin bugün en üst düzeye çıkartılabilecek özelliklere sahip olduğuna işaret eden Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ticari alt yapımız itibarıyla bakıldığında şu anda bütün Afro-Avrasya'da, bunu iddialı bir şekilde söylüyorum, sadece Asya'da, Avrupa'da değil, bütün Afro-Avrasya'da en dinamik iki pazar Türk ve İran pazarıdır. Genç bir nüfus, dinamik bir ekonomik hayat ve özellikle İran açısından yaptırımlardan sonra prangalarından kurtulmuş, talebi gittikçe artan ve bu talebi karşılayacak arza ihtiyaç hisseden çok hareketli bir demografi. Bu çok sağlam bir alt yapı oluşturuyor."

Bugün Türkiye'nin yüzde 4 ölçeğinde büyümesinde, Çin ve Hindistan'dan sonra en yüksek kalkınma hızına sahip olmasında iç piyasasının dinamizminin büyük rolü bulunduğunu anlatan Davutoğlu, şunları söyledi:

"Şimdi bizim yapacağımız husus, bu iç piyasalarımızı birbirine entegre hale getirmek. Bu çerçevede de geçen sene devreye giren tercihli ticaret anlaşmasının uygulanmasında hiçbir aksama olmaması konusunda da Sayın Cihangiri ile prensip mutabakatına vardık. Dün bana aktarılan tercihli ticaret anlaşmasıyla ilgili, özellikle bürokrasiden kaynaklanan hususları giderme konusunda da kararlıyız. Tercihli ticaret anlaşmasının bir sonrasında serbest ticaret anlaşmasına geçecek şekilde gümrük duvarlarını tümüyle indirecek bir yaklaşımı da benimsemeyi düşünüyoruz. Ayrıca ticaretin kolaylaştırılması anlaşmasını da en kısa zamanda tamamlayacağız. Ticari hayatı canlandırırken, Türkiye'de üretilen malın İran'da satılması, İran'da üretilen malın Türkiye'de satılması şeklinde de düşünmemek lazım. O zaman korunmacı bir refleks girer. Türk firmaları gelecek İran'da üretim yapacaklar, İran firmaları, Türk firmaları Türkiye'de yatırım yapacaklar, sonra piyasalara ortak ürünlerimizi sevk edebileceğiz."

- Bankacılık sisteminde entegrasyon

Başbakan Davutoğlu, ticareti destekleyecek en önemli hususlardan birinin bankacılık sistemindeki entegrasyon olduğuna işaret ederek, konuşmasına şöyle devam etti:

"İran riyali ve Türk lirası arasında doğrudan ulusal para birimlerinin kullanılması, eskiden beri aldığımız bir karardı. Önümüzdeki dönemde de bankacılık sistemimizin daha aktif şekilde, iki ülkenin ekonomilerini desteklemesi için de biz devreye gireceğiz ve daha çok sayıda Türk bankasının İran'da çalışmasını, daha çok İran bankasının Türkiye'de faaliyet göstermesini temin edeceğiz. Yaptırımlar döneminde İran'ın hep yanında olduk, yaptırımlara karşı çıktık. Çünkü biz prensip olarak ekonomik yaptırımlara karşı çıkmanın yanında İran'ın potansiyeline hep inandık, İran'ın yaptırımlardan kurtulması halinde çok büyük ivme ile dünya ekonomisine, bölge ekonomisine katkı yapacağına da inandık. Geçmişte biz, yaptırımlar döneminde İran'ın yanında çok kuvvetli bir iradeyle dururken bizi eleştirenler, şimdi kafileler halinde İran'a turlar tertip ediyorlar. İranlı kardeşlerimizin bunu da iyi değerlendireceklerini düşünüyorum. Çünkü bizde bir ilke vardır, dost zor zamanda belli olur. Türkiye'nin dostluğu da kıymetlidir. Dostluğa değer verdiğinde de hiçbir konuda çekinmeden atacağı adımlar konusunda da kendinden emin olduğunu da herkes bilir."

İran'da yatırım yapan iş adamlarının geçmişte çok zorlu günler yaşadığını, para transferini yapmakta zorlandıklarını ve birçok uluslararası baskıyla karşı karşıya kaldıklarını iyi bildiğini anımsatan Davutoğlu, Türkiye ve İran dostluğuna güvenen iş adamlarının, uluslararası baskılar karşısında İran'da ticaret yapmaya devam ettiğini ifade etti.

Tahran Borsası ile İstanbul Borsası'nın entegre halde faaliyete geçtiğini vurgulayan Başbakan Davutoğlu, "İran dünya ekonomisine entegre olurken en önemli hususlardan bir tanesi borsanın bu niteliğiyle kapasitesinin genişlemesidir. Biz İstanbul'u bir finans merkezi haline dönüştürürken sadece Türkiye için değil, bütün bölge ülkeleri ve özellikle de İran için finans merkezi olmasına önem vermiştik" değerlendirmesinde bulundu.

Başbakan Davutoğlu, ileriki dönemde bankacılık işlemleri ve borsa faaliyetleriyle İranlı iş adamlarının İstanbul'u bir mesken haline getireceklerine inandığını kaydetti.

"SİYASİ DEĞİL, HUKUKİ SÜREÇTİR"

"Bunlar kesinlikle hukuki süreçlerdir, siyasi süreçler değil. Hukuki süreçler olduğunu gösteren husus ne Türkiye'de hükümetimize muhalefet eden, farklı fikirler serdeden tek gazete bahsedilen gazete değil. Diğer gazeteler özgürce fikirlerini ifade ediyorlar, hiç kimseye de 'niçin bu fikirleri serdediyorsunuz' diye bir sorgulama, bir uygulama yok."

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Ben Türk ve İran iş adamlarının böyle kritik bir tarihi dönemeçte attıkları her adımda iki ülkenin birbirini daha yakından tanımasını sağlamak yanında bütün bölgeye de barış ve istikrar sunma hedefinde omuz omuza vermelerini rica ediyorum" dedi.

Davutoğlu, İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı İshak Cihangiri ile İran Ticaret Sanayi ve Madenler Odası'nda düzenlenen Türkiye-İran İş Forumu'na katıldı.

Başbakan Davutoğlu, burada yaptığı konuşmada, İran ile ilişkilerdeki üçüncü boyutun enerji olduğunu belirterek, geçmişte doğalgaz alımı ve petrol alımı sırasında zorluklarla karşılaşıldığını, kısıtlama geldiğini anımsattı.

Şimdi bu kısıtlamaların yaşanmadığını anlatan Davutoğlu, "İstediğimiz ve arzu ettiğimiz husus Türkiye'nin ve İran'ın sadece birbirine enerji satması veya enerji transit koridoru oluşturması değil, enerjide ortak yatırım yapmasıdır. Daha çok Türk enerji şirketinin İran'da enerji üretiminde yatırım yapması, İran'ın Türkiye'ye enerji bağlamında enerji satışı dışında, doğalgaz satışı dışında özellikle ortak projelerle, yenilenebilir enerji de dahil olmak üzere, projelere girmesi enerji alanındaki iş birliğimize yeni boyutlar katacak" diye konuştu.

Davutoğlu, İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Cihangiri'ye, son dönemlerde basın yayın organlarına yansıyan Türkiye'nin terör saldırıları dolayısıyla yeterli güvenliğe sahip olmadığı şeklindeki iddiaları açıkça reddettiği için teşekkür etti.

- "Kardeşlerimizi ağırlamaya hazırız"

Başbakan Davutoğlu, "Türkiye 1 milyon 700 bin civarında İranlı turisti, İranlı kardeşimizi ağırlarken geçmişte ne kadar güvenliyse bugün de o kadar güvenlidir. Geçmişte bu kardeşlerimizi bağrımızı nasıl bastıysak bugünde misafirperverliğimizle bu kardeşlerimizi ağırlamaya hazırız. Aynı şekilde turizm bağlamında, Türkiye'den de İran'a turizmin teşvik edilmesi gerektiğini düşünüyorum" değerlendirmesinde bulundu.

Kendisinin daha önce de İran'ı gezme fırsatı bulduğunu belirten Davutoğlu, şunları söyledi:

"İran keşfedilmemiş bir hazinedir. Sadece bir gözlemci olarak değil, bir akademisyen, bir tarihçi olarak da 2006 yılında ailemle birlikte Kum, Yezd, Şiraz, İsfahan şehirlerine gittiğimde, bu şehirlerin ortak kültürümüzü yansıtma dışında ne kadar büyük bir potansiyel taşıdığını gözleme imkanı buldum. İsfahan, 'nisfe cihan' olarak anılan güzel İsfahan bizim de kültürümüzü yansıtan tarihin en önemli başkentlerinden ve şehirlerinden biridir. Yezd, tarihi sanki dondurmuş gibi bünyesinde yaşayan en otantik şehirlerinden biridir. Şiraz ise şiirin şehridir, dolayısıyla bütün bu şehirler Türkiyeli turistlere, misafirlere çok yeni gözlem imkanları sunacaktır."

Türkiye'nin dünyada 6'ıncı büyük turizm ülkesi ve turizmde büyük bir tecrübeye sahip olduğunu anımsatan Başbakan Davutoğlu, Türkiye'deki otellerin dünya standartlarında bulunduğunu ifade ederek, "Ben turizm yatırımcılarımızı da sadece Türkiye'de değil, Şiraz'da, İsfahan'da, Yezd'de, Tahran'da, Tebriz'de görmek istiyorum. Böylece iki ülke arasındaki yatırım imkanları çeşitlenmiş ve kültürel birikimimizi dünyaya birlikte tanıtma imkanına kavuşmuş olacağız" dedi.

"Değişik yelpazelerde çok farklı boyutlarda olağanüstü imkanlar bizi bekliyor" diyen Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ben Türk ve İran iş adamlarının, böyle kritik bir tarihi dönemeçte, attıkları her adımda iki ülkenin birbirini daha yakından tanımasını sağlamak yanında bütün bölgeye de barış ve istikrar sunma hedefinde omuz omuza vermelerini rica ediyorum. Türk iş adamları, girişimcileri son dönemde çok zor şartlar altında Afrika açılımında, daha önce Orta Asya'da, Balkanlar'da, 90'lı yıllarda gerçekleşen açılımlarda, yakın dönemde Afrika ve Latin Amerika'da gerçekleşen açılımlarda engel tanımadıklarını gösterdiler ama engel tanımadıklarını en fazla da yaptırımlar döneminde İran'da gösterdiler. Şimdi tam da bu karakterimizi, bu özelliğimizi gösterme vaktidir."

- "Maalesef ticaretimiz 9 milyara doğru geriledi"

İranlı iş adamlarının ise tarih boyunca müzakere kabiliyetleriyle, dinamizmleri ve güçlü pazar anlayışlarıyla İpekyolu'na öncülük ettiklerini aktaran Başbakan Davutoğlu, "Türk ve İranlı iş adamları bu dinamizmle, bu gelenek ve birikimle bir araya geldiğinde eminim değil şimdi hedeflediğimiz 30 milyarı, 50 milyarı da yakın zamanda aşarlar inşallah, ben buna inanıyorum. 2012'de 22 milyarı bulmuştuk. Son 2-2,5 yıl içerisinde maalesef ticaretimiz 9 milyara doğru geriledi. Eğer 22 milyardan 9 milyara böyle gerilemişse, bazı arızi faktörler dolayısıyla. Şimdi de 9 milyardan 30 milyara inşallah iki yıl içinde, üç yıl içinde en geç çıkmanızı bekliyoruz. Bunun için başta belirlediğim şartlar hepimiz açısından geçerlidir" diye konuştu.

İran'la Türkiye arasında çok güçlü ekonomik tamamlayıcılık ilişkisi ve iki ülke arasında güçlü bir siyasi irade bulunduğunu da vurgulayan Davutoğlu, iş adamlarına şöyle seslendi:

"Sayın Cumhurbaşkanımızın başbakanlığı döneminde derinleşen, kökleşen ilişkilerimiz bugün güçlü siyasi iradeyle geleceğe taşınacaktır. Sizlere güveniyoruz. Girişimci sınıfımıza güveniyoruz. Ne zaman, nerede, İran'da bir engelle karşılaşırsanız, ben Sayın Cihangiri'nin sizin başbakanınız gibi muamele edeceğine inanıyorum size. İranlı girişimciler Türkiye'de ne zaman zorluklarla karşılaşırlarsa ben de kendilerine kendi başbakanları olarak muamele etme sözünde bulundum. İnşallah zorluklarla karşılaşmazsınız. Zorluklarla karşılaşırsanız işte adresleriniz burada. Türkiye-İran ilişkilerinin güzel bir geleceğe yürümesini temenni ediyorum. Büyük devlet geleneklerine, çok köklü ekonomik alt yapılara sahip olmuş bu coğrafyanın barış ve huzur coğrafyası olması için hepimizin gayret göstermesi gerektiğine inanıyorum. "

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber