Memuriyetten çıkarılma kararını mahkemede iptal ettiren 'emeklilerle' ilgili kritik karar!

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, polis memuru olarak görev yapmakta iken memuriyetine son verilen davacı tarafından, lehine verilen yargı kararları gereği yeniden atanma istemiyle yapılan başvurunun 'emekli olduğu' gerekçesi ile reddedilmesinin hukuka uygun olduğuna karar verdi.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 30 Aralık 2021 11:05, Son Güncelleme : 30 Aralık 2021 09:43
Memuriyetten çıkarılma kararını mahkemede iptal ettiren 'emeklilerle' ilgili kritik karar!

İlçe Emniyet Müdürlüğü emrinde polis memuru olarak görev yapmakta iken evrakta sahtecilik suçunu işlediğinden bahisle memuriyetine son verilen davacı tarafından, lehine verilen yargı kararları gereği yeniden atanma istemiyle yapılan başvuru reddedilmiştir.

İlk derece mahkemesi işlemi iptal etmiştir. Mahkemeye göre, "davalı idare tarafından davacının 2006 yılında kendi isteğiyle emekliye ayrılması nedeniyle atama işleminin yapılamadığı yönünde ileri sürülen gerekçenin de bahse konu yargı kararının uygulanmasına engel teşkil edemez."

Danıştay 12. Dairesi ise bu kararı bozmuştur.

5335 sayılı Kanun'un 30. maddesinin birinci fıkrasında sayılan istisnalar arasında yer almaması ve daha önce Sosyal Güvenlik Kurumundan yaşlılık aylığı bağlanması nedeniyle davacının, 5335 sayılı Kanun'un 30/1. maddesi uyarınca polis memuru kadrosuna açıktan atanmasının mümkün olmadığı ve bu konuda idarenin takdir yetkisinin bulunmadığı anlaşılmıştır.

İlk derece mahkemesi kararında ısrar etmiştir.

İDDK da Danıştay 12. Dairesi kararını onamıştır. İDDK'ya göre;

Bu noktada davacının talebinin açıktan atanma mı, yoksa yargı kararının uygulanması talebi mi olduğu yolunda hukuki niteliğinin tespit edilmesi gerekmektedir.

Somut olayda davacı iptal davası devam ederken 12/07/2006 tarihinde kendi isteğiyle emekliye ayrılarak yeni bir hukuki statü kazanmış olup, dolayısıyla davacının bu talebinin 2577 sayılı Kanun'un 28. maddesi kapsamında değerlendirilmesine olanak bulunmamakta ve açıktan atanma talebi olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.

MEMURLAR. NET AÇIKLAMASI: Danıştay 3 Dairesinin 1970'li yıllarda verdiği, "dava sırasında kişinin kendi isteği ile emekli olması veya kurum değiştirmesi halinde görevden almaya ilişkin iptal ve/veya yürütmenin durdurulması kararının uygulanması zorunlu değildir" kararı istikrar kazanmıştır.

Yukarıdaki İDDK kararında ise polis memuru 5335 sayılı Kanuna takılıp kalmış idare takdir hakkı kullansa bile görevine dönemeyecektir.

Ancak, örneğin belediyelerde emeklilerin memur olarak atanması 5335 saylı Kanuna göre mümkündür. Kararın sonuçları kurumun özelliğine göre değişecektir.

T.C.

DANIŞTAY

İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas No: 2021/245

Karar No: 2021/1175

Karar tarihi: 03.06.2021

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : . Müdürlüğü

VEKİLİ: Av..

KARŞI TARAF (DAVACI) : .

İSTEMİN KONUSU : . İdare Mahkemesinin. tarih ve E:., K:. sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem:

. İlçe Emniyet Müdürlüğü emrinde polis memuru olarak görev yapmakta iken evrakta sahtecilik suçunu işlediğinden bahisle memuriyetine son verilen davacı tarafından, lehine verilen yargı kararları gereği yeniden atanma istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin. tarih ve. sayılı işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal hakların ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:

... İdare Mahkemesinin. tarih ve E:., K:. sayılı kararıyla;

Yargı kararları neticesinde davacının görevine son verilmesine ilişkin. tarih ve . sayılı işlemin iptal edildiğinin açık olduğu, bu yönde verilen. İdare Mahkemesinin. tarih ve E:.., K:. sayılı kararın uygulanmasının anayasal bir zorunluluk olduğu ve davalı idare tarafından davacının 2006 yılında kendi isteğiyle emekliye ayrılması nedeniyle atama işleminin yapılamadığı yönünde ileri sürülen gerekçenin de bahse konu yargı kararının uygulanmasına engel teşkil edemeyeceği, bu nedenle dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptali ile davacının görevine son verildiği tarih olan 23/12/2005 tarihi ile mahkeme kararı neticesinde görevine başlatılacağı tarih arasında alması gereken maaş ve özlük haklarının var ise almış olduğu emekli ikramiyesi ve emekli aylıklarının, şayet emekli ikramiyesi ve emekli aylığı almamış ise az önce belirtilen tarihler arasında başka bir işte çalışıp çalışmadığının araştırılarak, çalışmış ise bu iş veya işlerden almış olduğu ücretlerin düşülmesi suretiyle hesaplanarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

Daire kararının özeti:

Danıştay Onikinci Dairesinin 16/10/2019 tarih ve E:2019/1799, K:2019/7662 sayılı kararıyla;

5335 sayılı Kanun'un 30. maddesi ve bu maddenin gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, maddenin amacının emekli olanların yeniden atanmalarında idareye tanınan takdir hakkının kısıtlanmasına yönelik olduğu, söz konusu maddenin 1. fıkrasında belirtilen istisnalar dışında herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik veya yaşlılık aylığı alanların, genel bütçeye dahil dairelerin, katma bütçeli idarelerin, döner sermayelerin, kefalet sandıklarının, sosyal güvenlik kurumlarının ve bütçeden yardım alan kuruluşların kadrolarına açıktan atanmalarına imkan bulunmadığı, aynı maddenin ikinci fıkrasında yer alan "Herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik veya yaşlılık aylığı alanların bu aylıkları kesilmeksizin; genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli idareler, döner sermayeler, fonlar, belediyeler, il özel idareleri, belediyeler ve il özel idareleri tarafından kurulan birlik ve işletmeler, sosyal güvenlik kurumları bütçeden yardım alan kuruluşlar ile özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum, kurul, üst kurul ve kuruluşları, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bunların bağlı ortaklıkları ile müessese ve işletmelerinde ve sermayesinin %50'sinden fazlası kamuya ait olan diğer ortaklıklarda herhangi bir kadro, pozisyon veya görevde çalıştırılamaz ve görev yapamazlar." hükmünün ise, maddenin birinci fıkrasında sayılan istisnalar kapsamında açıktan atanabilme imkanı tanınanlar, yine maddenin birinci fıkrasında tek tek sayılarak belirtilen kurumların dışındaki kurumlara açıktan atanma hakkına sahip olanlar ve kanunun yürürlüğe girdiği tarihte emekli olmasına rağmen yeniden atanarak görev yapmaya devam edenlerin emekli ve yaşlılık aylıklarının kesilip kesilmeyeceğini belirlemek amacıyla getirildiği, dolayısıyla maddenin birinci fıkrasında açıktan atanamayacakları belirtilenlerin emeklilik veya yaşlılık aylığından feragat ederek yeniden atanmalarına imkan bulunmadığı,

Olayda, 5335 sayılı Kanun'un 30. maddesinin birinci fıkrasında sayılan istisnalar arasında yer almaması ve daha önce Sosyal Güvenlik Kurumundan yaşlılık aylığı bağlanması nedeniyle davacının, 5335 sayılı Kanun'un 30/1. maddesi uyarınca polis memuru kadrosuna açıktan atanmasının mümkün olmadığı ve bu konuda idarenin takdir yetkisinin bulunmadığı anlaşıldığından, davacının başvurusunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı sonucuna varılarak. İdare Mahkemesinin. tarih ve E:., K:. sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi ısrar kararının özeti:

... İdare Mahkemesinin. tarih ve E:., K:. sayılı kararıyla; dava konusu işlemin iptali ile davacının görevine son verildiği tarih olan 23/12/2005 tarihi ile mahkeme kararı neticesinde görevine başlatılacağı tarih arasında alması gereken maaş ve özlük haklarının var ise almış olduğu emekli ikramiyesi ve emekli aylıklarının, şayet emekli ikramiyesi ve emekli aylığı almamış ise az önce belirtilen tarihler arasında başka bir işte çalışıp çalışmadığının araştırılarak, çalışmış ise bu iş veya işlerden almış olduğu ücretlerin düşülmesi suretiyle hesaplanarak davacıya ödenmesi yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:

Davalı idare tarafından, davacının kendi isteği ile emekliye ayrıldığı, mevzuat uyarınca emekliye ayrılanların açıktan atanmasının mümkün olmadığı, öte yandan ilişiğinin kesildiği tarihten dilekçe tarihine kadar geçen 6 yıl boyunca mesleki bilgi ve teknolojik gelişmelerden ayrı kaldığı, bu nedenle açıktan atanmasının mümkün olmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:

Davacı tarafından, İdare Mahkemesince verilen ısrar kararının usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİNİN DÜŞÜNCESİ:

Temyiz isteminin kabulü ile ... İdare Mahkemesi ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY:

. İlçe Emniyet Müdürlüğü emrinde polis memuru olarak görev yapmakta iken evrakta sahtecilik suçunu işlediğinden bahisle. Asliye Ceza Mahkemesinin. tarih ve E:., K:. sayılı kararı ile 10 ay hapis cezası ile cezalandırılarak cezasının ertelenmesi üzerine, anılan ceza nedeniyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48/A-5 ve 98/b maddeleri uyarınca Devlet memurluğundan çıkarılan davacının, memurluktan çıkarılma işlemine karşı açtığı davada Danıştay Onikinci Dairesinin 04/07/2011 tarih ve E:2010/760, K:2011/3634 sayılı bozma kararına uyularak verilen. İdare Mahkemesinin. tarih ve E:., K:. sayılı iptal kararı üzerine yeniden atamasının yapılması istemiyle yaptığı başvurunun, davacı kendi isteğiyle emekliye ayrıldığından atamasının yapılamayacağından bahisle reddine karar verilmiştir.

Davacının talebinin reddine ilişkin . tarih ve . sayılı işlemin iptali ile yoksun kalınan maaş ve özlük haklarının ödenmesine karar verilmesi istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

27/04/2005 tarih ve 25798 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5335 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan 30. maddesinin birinci fıkrasında, "Cumhurbaşkanı tarafından atananlar, Bakanlar Kurulu kararı veya müşterek kararnameyle atanan veya görevlendirilenler, Türkiye Büyük Millet Meclisince yapılan seçimler sonucunda görev verilenler ile yükseköğretim kurumlarının öğretim üyeliklerine yapılacak atamalar hariç olmak üzere, herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik veya yaşlılık aylığı alanlar, genel bütçeye dahil dairelerin, katma bütçeli idarelerin, döner sermayelerin, kefalet sandıklarının, sosyal güvenlik kurumlarının ve bütçeden yardım alan kuruluşların kadrolarına açıktan atanamazlar. Diğer kanunların bu fıkraya aykırı hükümleri uygulanmaz." hükmü; ikinci fıkrasında da "Herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik veya yaşlılık aylığı alanların bu aylıkları kesilmeksizin genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli idareler, döner sermayeler, fonlar, belediyeler ve il özel idareleri tarafından kurulan birlik ve işletmeler, sosyal güvenlik kurumları, bütçeden yardım alan kuruluşlar ile özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum, kurul, üst kurul ve kuruluşları, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bunların bağlı ortaklıkları ile müessese ve işletmelerinde ve sermayesinin %50'sinden fazlası kamuya ait olan diğer ortaklıklarda herhangi bir kadro pozisyon veya görevde çalıştırılamaz ve görev yapamazlar." hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Yukarıda belirtilen 5335 sayılı Kanun'un dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan 30. maddesinde, tahdidi olarak sayılan bazı kişiler hariç herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik veya yaşlılık aylığı alanların kamu kurum ve kuruluşlarının kadrolarına açıktan atanamayacakları hüküm altına alınmıştır.

Anılan maddenin gerekçesinde ise, eğitim kurumlarından ve özellikle yükseköğretim kurumlarından mezun olan genç ve nitelikli kişilerin sayısının artmasına rağmen kamu kurum ve kuruluşlarının personel alımlarının oldukça kısıtlı olması ve işsizlik sorununun yoğun olarak yaşandığı bu dönemde, tercihini emeklilik yönünde yapmış ve emeklilik haklarını elde etmiş kişilerin tekrar kamuda istihdamının önlenmesinin amaçlandığı belirtilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; . İlçe Emniyet Müdürlüğü emrinde polis memuru olarak görev yapmakta olan davacının, evrakta sahtecilik suçunu işlediğinden bahisle . Asliye Ceza Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararı ile 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi üzerine davalı idarece 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48/A-5 ve 98/b maddeleri uyarınca görevine son verildiği, bu işlemin iptali istemiyle açılan dava devam ederken davacı 27/06/2006 tarihinde kayda giren dilekçe ile emeklilik talebinde bulunduğu,12/07/2006 tarihli Olur ile emekliye sevk edildiği, bilahare göreve son işlemine karşı açtığı davada . İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararı ile işlemin iptaline karar verilince 21/11/2011 tarihli dilekçe ile mesleğe tekrar kabul edilmek üzere başvuru yaptığı anlaşılmıştır.

Bu noktada davacının talebinin açıktan atanma mı, yoksa yargı kararının uygulanması talebi mi olduğu yolunda hukuki niteliğinin tespit edilmesi gerekmektedir.

Somut olayda davacı iptal davası devam ederken 12/07/2006 tarihinde kendi isteğiyle emekliye ayrılarak yeni bir hukuki statü kazanmış olup, dolayısıyla davacının bu talebinin 2577 sayılı Kanun'un 28. maddesi kapsamında değerlendirilmesine olanak bulunmamakta ve açıktan atanma talebi olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda, 5335 sayılı Kanun'un 30. maddesinde belirtilen herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik veya yaşlılık aylığı alanların kamu kurum ve kuruluşların kadrolarına açıktan atanamayacakları yolundaki amir hükmü uyarınca davacının talebinin reddi yolundaki dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.

Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi ısrar kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne;

2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin ... İdare Mahkemesinin temyize konu . tarih ve E:., K:. sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,

3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ... İdare Mahkemesine gönderilmesine,

4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/06/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

X- Dava; . İlçe Emniyet Müdürlüğü emrinde polis memuru olarak görev yapmakta iken evrakta sahtecilik suçunu işlediğinden bahisle memuriyetine son verilen davacı tarafından, lehine verilen yargı kararları gereği yeniden atanma istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin . tarih ve . sayılı işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal hakların ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

Dosyanın incelenmesinden, . İlçe Emniyet Müdürlüğü emrinde polis memuru olarak görev yapmakta olan davacının, evrakta sahtecilik suçunu işlediğinden bahisle ... Asliye Ceza Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararı ile 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi üzerine davalı idarece 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48/A-5 ve 98/b maddeleri uyarınca görevine son verildiği, bu işlemin iptali istemiyle açılan dava devam ederken davacı 27/06/2006 tarihinde kayda giren dilekçe ile emeklilik talebinde bulunduğu,12/07/2006 tarihli Olur ile emekliye sevk edildiği, bilahare göreve son işlemine karşı açtığı davada ... İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K.. sayılı kararı ile işlemin iptaline karar verilmesi üzerine 21/11/2011 tarihli dilekçe ile mesleğe tekrar kabul edilmek üzere başvuru yaptığı anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlık konusu olayda, davacının, görevine son verilmesine ilişkin işlemin iptaline karar verilmesi üzerine 21/11/2011 tarihli dilekçe ile eski görevine dönmek üzere bir başvuru yaptığı, ancak görevine son verilmesi işlemine karşı açtığı dava devam ederken 27/06/2006 tarihinde kayda giren dilekçe ile emeklilik talebinde bulunduğu ve12/07/2006 tarihli Olur ile emekliye sevk edildiği anlaşıldığından, davacının davalı idareye yaptığı başvuru dilekçesindeki talebi gözönüne alındığında davacı emekli olduktan sonra verilen göreve son verme işlemi hakkındaki yargı kararının, 2577 sayılı Kanun'un 28. maddesi uyarınca davacı açısından hukuken ve fiilen uygulanma imkanı kalmadığından, davacının lehine verilen yargı kararı uyarınca yeniden atanma istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Bu itibarla, dava konusu işlemin iptaline yönelik İdare Mahkemesi ısrar kararının bu gerekçe ile bozulması gerektiği oyuyla, karara gerekçe yönünden katılmıyorum.

KARŞI OY

XX- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; ... İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı ısrar kararının usul ve hukuka uygun olduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddi ile temyize konu ısrar kararının onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyorum.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber