AYM, sendikal açıklamaya katılan memura verilen cezada, hangi kriterlere bakıyor?
Bu yazımızda kamu görevlisinin katıldığı bir toplantı sebebiyle disiplin cezası alması ve sonrasında hukuki süreçlerin işletilmesiyle birlikte Anayasa Mahkemesine, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiği iddiasıyla bireysel başvuruda bulunması konusunda açıklamalarda bulunulacaktır.

Anayasa Mahkemesi (AYM), sendikal faaliyete katılan bir kamu görevlisine verilen disiplin cezasının, anayasal bir hak olan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını ihlal ettiğine karar verdi. Mahkeme, kamu görevlisinin hizmet dışında katıldığı basın açıklaması nedeniyle kınama cezası almasını, "zorunlu toplumsal ihtiyaçla açıklanamayan ve orantısız bir müdahale" olarak değerlendirdi.
AYM'ye yapılan başvuruda başvurucu hangi konuları gerekçe göstermiştir?
Anayasa Mahkemesine 2019/26363 Başvuru Numarasıyla yapılan başvuruda Mahkeme, 27/2/2024 tarihinde karar vermiş olup özetle başvuruda başvurucunun bir sendikanın üyesi ve sendikanın bazı faaliyetlerinden sorumlu Şube Sekreteri olduğu belirtilmekle birlikte, sendikanın izinsiz yapmış olduğu basın açıklaması sebebiyle başvurucuya kolluk kuvvetlerince işlem yapıldığı ve ardından görev yaptığı birim tarafından idari soruşturma başlatıldığı ifade edilmiştir.
Başvurucuya 657 sayılı Kanunun ilgili maddesi uyarınca hangi disiplin cezası verilmiştir?
Başvurucuya bu eylemi sebebiyle 657 sayılı Kanunun 125/B-d maddesi uyarınca "Hizmet dışında Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak," hükmüne istinaden kınama cezası tesis edilmiştir.
Toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılan memur aldığı disiplin cezasına karşı hangi hukuki yollara başvurmuştur?
Cezanın iptali için söz konusu memur idare mahkemesine başvurmuş ancak ilk derece mahkemesi davayı reddetmiştir. Bunun üzerine ilgili istinaf yoluna başvurmuş ve bölge idare mahkemesi de ilk derece mahkemesinin kararını onamıştır.
Ceza yargılamasında ise, başvurucunun kanuna aykırı toplantıya katılma ve dağılmamakta ısrar etme suçu nedeniyle cezalandırılması yönünden "düşünce, ifade özgürlüğü ve toplanma özgürlüğüne ilişkin ulusal ve uluslararası mevzuata aykırılık teşkil edeceği, somut olayda herhangi bir zararın meydana gelmediği, grubun olaysız bir şekilde dağıldığı, güvenlik kuvvetlerinin zor kullandıklarına dair herhangi bir iddia veya tespitin bulunmadığı", görevi yaptırmamak için direnme suçu yönündense "somut bir delilin bulunmadığı" belirtilerek başvurucunun beraatine karar verilmiştir. Anılan karar istinaf kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiştir.
Anayasa Mahkemesi hangi gerekçeleri ve değerlendirmeleri esas alarak karar vermiştir?
-Mahkeme toplantı ve gösteri yürüyüşüne yönelik müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun kabul edilebilmesi için zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşılaması ve orantılı olması gerektiğini belirterek bu yönde inceleme yapmıştır.
-AYM, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının aynı zamanda ifade özgürlüğünün bir yöntemi olduğunu belirtmiştir.
-AYM, çok sayıdaki kararında yer verdiği gibi bu kararda da kamu görevlisi olmanın birtakım avantajlarının yanı sıra bazı külfet ve sorumluluklara da katlanmayı gerektirmesi hususunu ifade etmekle birlikte konu ifade özgürlüğü bağlamında ele alındığında aşağıda yer verilen hususlara dikkat edilmesi gerekliliğini belirtmiştir.
-İfade özgürlüğü konusunda devlet memurlarının da birey olarak değerlendirilip kendi görüşlerini ifade etme hakkının olduğu,
-Kişinin hizmet dışında kullanmış olduğu ifadelerin o andaki şartlara uygunluğu gözetilmeli ve kişinin konumu ve görevinin itibar ve güven duygusunu sarstığına yönelik hususların gösterilmesi gerekliliği,
-AYM, ayrıca yapılan açıklamanın hizmetin sürekliliğini, verimliliğini, etkinliğini etkileyip etkilemediğinin ortaya konulmasının gerekliliğini,
-Kamu görevlisinin ödev ve sorumluluk derecesinin bulunduğu konum ve görev yaptığı alanla bağlantılı şekilde belirlenmesi gerekliliği,
-İlgililerin düşüncesini açıklamasının kamu görevini etkileme derecesiyle orantılı şekilde disiplin cezası verilmesinin uygun olduğu,
-Değerlendirmelerin oldukça açık ve spesifik olması gerekliliği,
AYM tarafından açıkça kararda ifade edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi bahsi geçen değerlendirme kriterleri sonucunda nasıl karar vermiştir?
Mahkeme ilgilinin disiplin cezasıyla cezalandırılmasının zorunlu bir toplumsal ihtiyaca karşılık geldiğini idarenin ilgili ve yeterli bir gerekçeyle ortaya koyamadığı kanaatine varmıştır. Ayrıca müdahalenin başvurucunun toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı üzerinde caydırıcı etki oluşturması sebebiyle orantısız olduğunu da belirtmiştir. Bu nedenle, mahkeme toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna, Anayasal hak olan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine, ilgiliye manevi tazminat ödenmesine ve kararın yeniden yargılama yapılması amacıyla ilgili idare mahkemesine gönderilmesine oybirliğiyle karar vermiştir.