Bakan Göktaş: Öğrenme güçlüğü yaşayan bireyler için uygulama geliştiriyoruz
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, öğrenme güçlüğü yaşayan bireyler için "Türkçe Kolay Dil" uygulamasının geliştirildiğini belirterek, "Bu uygulama, karmaşık bilgileri sadeleştirerek herkesin daha kolay anlayabilmesini sağlayan bir iletişim yöntemidir" dedi.

Bakan Göktaş, İstanbul Aydın Üniversitesi'nde düzenlenen 3. Uluslararası Katılımlı Öğrenme Güçlüğü Kongresi'nde yaptığı konuşmada, her çocuğun farklı bir öğrenme ritmi, kendine özgü bir algı biçimi olduğunu, kiminin görerek kiminin duyarak kiminin ise dokunarak öğrendiğini söyledi.
Bu nedenle eğitimde tek bir yol, tek bir yöntem olmadığını vurgulayan Göktaş, öğrenme güçlüğü denilen durumun aslında farklı öğrenme biçimlerinin bir yansıması olduğunu belirtti.
Göktaş, bunun bir eksiklik değil bir çeşitlilik olduğunu aktararak, "Bugün, bu çeşitliliği anlamak, fark etmek ve her bireyin potansiyelini ortaya çıkaracak yolları güçlendirmek için buluştuk. Çünkü öğrenme, sadece bilgiyi aktarma süreci değil. Aynı zamanda insanın kendini keşfetme yolculuğudur. Bu yolculukta öğretmenler rehber, aileler destek, uzmanlar ise yön gösterici birer ışık olur" diye konuştu.
Öğrenmekte zorlanan çocuklar için toplumun sabırla sevgiyle farkına vararak anlamaya çalışması gerektiğini ifade eden Göktaş, kendisinin de disleksiyle yol alan bir çocuğun annesi olduğunu, çocuğunun öğrenme biçiminin farklılığını kabul etmenin bu yolculuğun başlangıcı olduğunu kaydetti.
Bakan Göktaş, fark etmenin ve doğru tanı koymanın, çocuğunun potansiyelini açığa çıkaran önemli adımlar olduğunu belirterek, erken tanı ve etkili eğitimin de sürecin en güçlü araçları olduğunu aktardı.
"Bir çocuk en çok kendisine inanıldığında güçlenir"
Öğrenme güçlüğünde erken tanının çocukların hayatında kritik bir kırılma noktası olduğunu, uygun eğitim desteğinin, çocuğun normal eğitim sürecine hızla uyum sağlamasını mümkün kıldığını belirterek, şöyle devam etti:
"Eğitimcilerin, rehber öğretmenlerin ve ailelerin iş birliğiyle bu süreci güçlendirmek zorundayız. Yani her bir çocuk için bireyselleştirilmiş eğitim programları, farklı öğrenme yollarını destekleyen materyaller ve sabırla örülmüş bir destek ağı. İşte öğrenme güçlüğüyle baş etmenin en etkili yolu budur. Ailelerimize burada büyük bir sorumluluk düşüyor. Çünkü bir çocuk en çok kendisine inanıldığında güçlenir. Ailelerin, çocuklarını oldukları gibi kabul ederek desteklemesi, özgüvenin ve öğrenme isteğinin en sağlam temelidir."
Göktaş, toplumsal farkındalığın, öğrenme güçlüğü yaşayan çocuklara yönelik ön yargıları kırmanın en güçlü yolu olduğunun altını çizerek, "Bu farkındalık okullarda, ailelerde, medyada ve toplumun her alanında yayıldıkça çocuklarımızın potansiyelini sınırlayan duvarlar yıkılacak. Yerine, anlayışın, empatinin ve kapsayıcılığın güçlendiği bir eğitim ve toplum kültürü yükselecek" diye konuştu.
Türkçe Kolay Dil uygulaması
Bakanlık olarak her çocuğun öğrenme yolculuğunda eşit fırsatlara sahip olmasını temel bir ilke olarak gördüklerine dikkati çeken Göktaş, ailelerin yanında duran, onların yükünü hafifletmeye çalışan bir destek eli olmayı önemsediklerini, öğrenme güçlüğü yaşayan çocukların sadece eğitim hayatında değil her birinin sosyal yaşamlarında da desteklenmeleri için çalıştıklarını söyledi.
Göktaş, bu anlayışla aile danışmanlığı ve rehberlik hizmetlerini yaygınlaştırdıklarını belirterek, "Çocuklarımızın duygusal ve sosyal gelişimini güçlendirecek psikososyal destek programlarını hayata geçiriyoruz. Erken tanı süreçlerinden özel eğitim uygulamalarına, aile destek programlarından farkındalık çalışmalarına kadar tüm politikalarımızı kapsayıcı bir yaklaşımla güçlendiriyoruz" dedi.
Bakan Göktaş, sivil toplum kuruluşlarıyla el ele vererek çocukların ve ailelerinin yaşamına umut ve güç katacak ortak çalışmalar yürüttüklerini aktararak, "Öğrenme güçlüğü yaşayan bireyleri için 'Türkçe Kolay Dil' uygulamasını geliştiriyoruz. Bu uygulama, karmaşık bilgileri sadeleştirerek herkesin daha kolay anlayabilmesini sağlayan bir iletişim yöntemidir. Bu yöntemle metinlerde, broşürlerde, kamu spotlarında, web sitelerinde ve danışma süreçlerinde kullandığımız dili sadeleştiriyoruz. Böylece, desteğe ihtiyaç duyan bireylerin bilgiye daha kolay ulaşmasını ve topluma daha aktif katılmasını sağlıyoruz" ifadelerini kullandı.
Tüm bu çalışmalarla sosyal hizmet modellerini günümüz koşullarına göre yeniden ele alarak sürekli geliştirdiklerini dile getiren Göktaş, hayata geçirdikleri yeni uygulamalarla sahadaki ihtiyaçlara hızlı çözümler ürettiklerini anlattı.
Göktaş, 2025 Aile Yılı'nın, bu anlamda Türkiye'nin sosyal politikalarında yeni bir vizyonun, güçlü bir toplumsal dönüşümün başlangıcı olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Aile ve Nüfus 10 Yılı' da bu yeni vizyon doğrultusunda, Türkiye'nin demografik yapısını, sosyal bütünlüğünü ve aile temelli kalkınma anlayışını güçlendirecek bir dönem olacak. Bugünkü kongre ile geleceğin eğitim anlayışını, sosyal politikalarını ve insan odaklı yaklaşımını yeniden tanımlıyoruz. Bu kongrenin, bundan sonra disleksiyle yaşayan bireylerin yaşadıkları zorlukları değil, başarılarının konuşulacağı bir zemin oluşturacağına inanıyorum."
Disleksinin farklı bir düşünme biçimi olduğunu anlatan Göktaş, bu farklılığın, yenilikçi fikirlerin, yaratıcı çözümlerin ve özgün bakış açıların kaynağı olabileceğini, kendilerinin ise bu potansiyelin farkında olduklarını söyledi.
"Bilimle, vicdanla ve sevgiyle yoğrulan bir toplum olma yolunda ilerliyoruz"
Bakan Göktaş, her çocuğun ve her bireyin gücünü ortaya çıkaran, onları destekleyerek yükselen bir Türkiye'yi inşa ettiklerini vurgulayarak, "Bilimle, vicdanla ve sevgiyle yoğrulan bir toplum olma yolunda ilerliyoruz. Buradan çıkacak her fikir, her öneri, çocuklarımızın daha iyi bir eğitim almasına, ailelerimizin kendilerini daha güçlü hissetmesine katkı sağlayacağına inanıyorum" değerlendirmesinde bulundu.
Programda, İstanbul Aydın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Hakkı Aydın'ın, Bakan Göktaş'a plaket ve hediye takdimin ardından hatıra fotoğrafı çekildi.