Havuzlarda sinüs alerjisi alarmı

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 12 Ağustos 2008 13:16, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:57

Uz. Dr. Atilla Şengör, en temiz havuzlarda bile dış kulak yolu enfeksiyonunun görülme riski olduğunu söyledi. Şengör, havuz suyundaki klorun, özellikle alerjik çocuk ve erişkinlerde burun tıkanıklığı ve sinüs alerjisi belirtilerinin artmasına yol açabileceğini vurguladı.

Etiler Memorial Polikliniği KBB Bölümü'nden Uz. Dr. Atilla Şengör, yazın görülen kulak ve sinüs rahatsızlıkları hakkında bilgi verdi. Sıcaklar nedeniyle insanların serinlemek için genellikle havuz ve denizi tercih ettiğini belirten Dr. Şengör, bu dönemde bazı durumlara dikkat edildiği takdirde, tatili zehir edecek olası risklerin önlemiş olacağını söyledi. Uz. Dr. Atilla Şengör, "Her insanda dış kulak yolunda kulak salgıları ve cilt artıklarından oluşan birikintiler, kabaca "kulak kiri" bulunabilir.

Kulak kiri havuz veya denize girildiğinde ıslanabilir ve şişerek dış kulak yolunu kapatabilir. Bu durumda, ancak kuruyup tekrar küçülene veya temizlenene kadar kulak tıkanıklığına ve ıslaklık hissine yol açabilir. Bazen de ıslanan kulak kiri, mikropların üremesine elverişli ortam oluşturur ve bakteriler ile mantarlara bağlı dış kulak yolu enfeksiyonlarına yol açabilir. Bu durumda genellikle tıkanıklıkla beraber kulağın ön tarafına parmakla bastırıldığında ağrı ile belirti verir. Hatta şişme ve akıntı da

olabilir. En temiz havuzlarda bile dış kulak yolu enfeksiyonunun görülme riski vardır. Deniz suyunda ise bu risk, yok denecek kadar azdır. Önlem olarak; kulak kirinin havuz veya deniz mevsimi öncesinde temizletilmesi, kulak pamukları ile dikkatlice dış kulak yolunun kurutulması, temizliği iyi olmayan deniz ve havuzların tercih edilmemesi önerilebilir. Enfeksiyon kaçınılmaz olduğunda ise, durum mutlaka kulak burun boğaz uzmanına başvurmayı ve tedavisini gerektirir" diye konuştu.

Uz. Dr. Şengör, kulak zarının daha önce delinmiş olan kişilerde, kulağa kaçan suyun orta kulağa temas ettiğini ve orta kulak kaynaklı iltihabın akıntıya neden olduğunu belirterek, "Bu gibi durumlarda başın suya sokulmaması, vazelinli veya gliserinle yağlanmış pamuk tıkaçlar veya plastik, silikon kulak tıkaçları kullanılması önerilir" dedi.

SKUBA DALIŞI YAPANLAR DİKKAT

Burun, sinüsler, geniz, orta kulak ve boğaz boşluklarının anatomik ve işlevsel olarak birbirleriyle bağlantılı olduklarını hatırlatan Uz. Dr. Şengör, "Bu nedenle özellikle skuba dalışı yapanlar için, derine dalındığında oluşan basınç değişiklikleri ile bu bölgelerden birindeki enfeksiyon diğer boşluklara yayılabilir. Örnek olarak; basit bir nezle orta kulak iltihabına veya sinüzite yol açabilir. Nezle veya gripken dalış yapmamak gerekir. Sinüslerde problem mevcutsa dalış sırasında şiddetli ağrı ve/veya

sinüzite yol açabilir. Skuba dalıcıları mutlaka her sene kontrolden geçmelidir. Basınç hasarı (barotravma) en sık kulak zarı ve orta kulakta ortaya çıkar. Kulak zarında küçük kanama alanlarından kulak zarı yırtılmaları, orta kulak enfeksiyonları, hatta iç kulak ve denge sistemi hasarına kadar çeşitli sorunlara yol açabilir. Bu gibi durumlarda vakit kaybedilmeden kulak burun boğaz uzmanına başvurulmalıdır" şeklinde konuştu.

Uz. Dr. Atilla Şengör, orta kulak basıncının dengelenemediği takdirde, sığ sularda dalındığında bile kulakta uzun süreli bir tıkanıklık hissedilebileceğini dile getirdi. Bu durumun östaki tüpünün işlevinin bozulması veya orta kulakta, tedavi edilmesi şart olan sıvı bir birikiminin belirtisi olabileceğini açıklayan Uz. Dr. Şengör, "Bu durumda bir hekime başvuruncaya kadar sakız çiğnenmesi, bol sıvı alınması ve burnun açık tutulması faydalıdır. Ayrıca yine hekime başvurmadan önce bir uçak yolculuğu

yapılmasından kaçınılmalıdır" dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber