Geliri az olsa gençler kart borcuna daha sadık

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 09 Eylül 2010 14:21, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:00

Yapı Kredi Kredi Kartları Pazarlama Direktörü Serkan Ülgen, diğer kitlelere kıyasla daha düşük gelir seviyesinde olan gençlerde kredi kartı borcunun geri ödenmesi konusunda daha hassas olduğunu belirtti.

Yapı Kredi Kredi Kartları Pazarlama Direktörü Serkan Ülgen, diğer kitlelere kıyasla daha düşük gelir seviyesinde olan gençlerde kredi kartı borcunun geri ödenmesi konusunda daha yüksek batak oranı beklenmesine rağmen öyle bir görüntü olmadığını, gençlerin hem ödeme performansında hem de ürün kullanımında sadakat oranlarının oldukça yüksek, borcuna sadık bir kitle olduğunu kaydetti.

Ülgen, yaptığı açıklamada, Yapı Kredi'nin gençlik segmentine önem veren bir banka olduğunu, gençlerin ihtiyaçlarının daha farklı olduğundan hareketle biraz daha ''hayata dokunan'' ürünler çıkarmaya çalıştıklarını, bu doğrultuda da 2008'de 18-26 yaş aralığına hitap eden Play kartı sunduklarını söyledi.

Şu anda toplamda 500 bine yakın gençte bu karttan bulunduğunu anlatan Ülgen, 2009 yılına bakıldığında Play müşterilerinin kredi kartları ile 1,5 milyar lira, banka kartları ile de 25 milyon lira harcama yaptıklarını anlattı.

Türkiye'de genç kitleyi üniversite öğrencileri ve genç profesyoneller olmak üzere iki gruba ayırdıklarını kaydeden Ülgen, genç profesyonellerin zaten gelirini belgeleyebildiğini ve limitlerin buna göre belirlendiğini, üniversite gençlerinde ise kefilli ve kefilsiz şeklinde iki uygulamalarının söz konusu olduğunu ifade etti.

Kefillide kefil olan kişinin beyan ettiği gelire göre limit belirlediklerini, kefilsizde ise 500 lira fiks bir limitle gençlere kart verdiklerini belirten Ülgen, yapılan araştırmalara göre üniversite öğrencilerinin ortalama harçlık gelirinin 600 lira civarında olduğunu, bunun hepsini kart harcaması gibi kullanmalarının mümkün olmaması nedeniyle 500 lira limit belirlediklerini söyledi.

Üniversite öğrencileri içinde özellikle ebeveynin ek kartını taşıma oranının çok yüksek olduğuna dikkati çeken Ülgen, ''Kendi kartın sahibi olma oranı yeterli seviyede değil.

Bugün 2 milyona yakın 4 senelik üniversite öğrencisi var. Bizim buradaki penetrasyonumuz şu anda yüzde 10'un üzerinde.

Bir kısmının hiç kartı yok, bir kısmı ebeveynin kartını taşıyor, bir kısmı ise sadece kendi adına basılmış kartın sahibi şeklinde.

Biz bu kitle içinde pazar payımızın yüzde 40'lar seviyesinde olduğunu tahmin ediyoruz. Penetrasyonumuz oldukça yüksek bir seviyede'' diye konuştu.

'GERİ ÖDEME ORANLARI BEKLENTİMİZDEN DAHA İYİ'

Serkan Ülgen, gençlerin kredi kartı borcunu geri ödeme oranlarının beklentilerinden daha iyi olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

''İlk ürünü çıkardığımızda projeksiyonlarda yüksek bir geri ödeyememe oranı bekliyorduk. Şu ana kadar pek öyle bir oranla karşılaşmadık.

Geri ödeme oranları beklentimizden çok daha iyi. Bugün Türkiye'de sektörün batak oranı yüzde 9 civarında. Bizim genel portföy oranımız, sektör ortalamasının bir miktar altında.

Bu ürünün oranı ise sektör ortalamasının az üzerinde diyebilirim. Dolayısıyla çok da ayrışan bir görüntü yok. Gençler, bu tür ürünlerin kendilerine sağladığı fırsatların farkında ve ürüne sahip çıkıyorlar.

Bunu geçici bir fırsat olarak görüp, 'ödemezsem sorun olmaz' diye bakmıyorlar. Gençler borcuna sadıklar. Sadık olmazlarsa bir daha kart alamayacaklarını, belki başka bankanın da kart vermeyeceğini biliyorlar. Bu bir ödeme bilinci...

Bilinç, Türkiye'de artıyor. Kriz de bunu aslında perçinledi. Gençler diğer kitlelere kıyasla daha düşük gelir seviyesinde.

Daha yüksek batak oranı beklememiz lazımken, öyle bir görüntü yok. Hem ödeme performansı anlamında, hem de ürün kullanımı anlamında gerçekten sadakat oranları oldukça yüksek, borcuna sadık bir kitle.''

'GENÇLERDE GİYİM HARCAMALARI ÖNDE'

Genel kart harcamalarında ilk sırada gıdanın, ardından da akaryakıt, giyim, elektronik ve iletişim sektörlerinin geldiğine işaret eden Ülgen, gençlerde ise giyimin önde olduğunu, giyimden sonra harcama kalemlerinin gıda, iletişim, elektronik ve akaryakıt şeklinde sıralandığını kaydetti.

Serkan Ülgen, kartlı ödemelerde şu anda Türkiye'nin İngiltere'den sonra Avrupa'nın ikinci büyük piyasası olduğunun altını çizerek, ''Krizle beraber Avrupa'daki kredi kartı kullanımı azaldı, banka kartı artmaya başladı. ,

Önümüzdeki dönemde Türkiye olarak Avrupa'da kart kullanımında birinci olmamız muhtemel. Popülasyon, genç kitle yüksek.

Yaş grubu yükseldikçe plastik ürünlere olan eğilim de azalıyor. Türkiye'de ise gelir seviyesi, kart kabul eden nokta sayısı artıyor'' şeklinde konuştu.

Türkiye'de kredi kartı kullanımının gün geçtikte arttığını vurgulayan Ülgen, önceden yüzde 30-40 büyümeler görülürken, krizin etkileri nedeniyle geçen yıl yüzde 9 büyüme yaşandığını, bu yıl ise yüzde 14-15'lik büyümenin beklendiğini belirtti.

Sektörde geçtiğimiz yıl penetrasyonda çok fazla yol katedilemediğine dikkati çeken Ülgen, ''Ama kişi başına harcamayı artırmayı başardık.

Ben bunu şuna bağlıyorum; geçen sene sektörde önceden kart kabul etmeyen birçok nokta kart kabul etmeye başladı.

Kart kabul noktasında ciddi artış oldu. Bu da hacmi, piyasayı büyüttü. Müşteri başına harcama arttı. Yaygınlığın artmasıyla büyümeyi sağlayabildik.

Ben bu anlamda sektörü başarılı buluyorum. Sektör geçen yıl çok girişimci davrandı. Bankalar olarak kriz var diye durmadık, çalışmaya devam ettik.

Bir şekilde krizi başarılı şekilde aştık diye düşünüyorum'' şeklinde konuştu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber