İnfaz koruma memurlarının talepleri

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 19 Ocak 2011 08:41, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Bizler Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü'ne bağlı ceza infaz kurumlarında 657 sayılı devlet memurları kanununa tabi idari hizmetler sınıfına dahil olarak çalışan kamu personeliyiz.

Esasen yaptığımız görev bakımından, bizimle benzer görev yapan kolluk kuvvetleri gibi emniyet ve güvenlik hizmetleri sınıfında olmamız gerekirken her ne hikmetse idari hizmetler sınıfına dahil edilmişiz. Hatta 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları düzenlenmesi sırasında bile kurumlarımızın statüsü göz önünde bulundurularak güvenlik ve asayiş hizmeti görenlerle eş kılınarak bu alanda çalışanlar ilgili yasada sayılarak sendika kurma hakkı kısıtlanmıştır. Elbette ki devletin savunma, adalet ve güvenliğiyle ilgili olanların birtakım kısıtlamalara tabi olması ülkemizin bekası açısından anlayışla karşılanabilir. Ancak 5510 sayılı sosyal güvenlik yasasında 4688 sayılı sendikalar yasasına aykırı bir düzenleme söz konusudur. 5510 sayılı yasanın 40. maddesinde iş riski ve güvenliği dikkate alınarak bazı meslekler için fiili hizmet süre zammı öngörmüştür. Bu düzenlemede yasa koyucu üretim sektörünün sağlık açısından riskli olan alanları ile hizmet sektörünün can güvenliği açısından riskli olanlara fiili hizmet süre zammı vermiştir. Ancak bu maddede güvenlik, asayiş ve savunma alanlarında çalışanların tamamı sendikalar yasasının 15. maddesinde sıralandığı gibi sıralanmış ancak ceza infaz çalışanları bu kapsamda sayılmamıştır. Yani sendikalar yasasının güvenlik hizmeti görüyor dediği ceza infaz çalışanları sosyal güvenlik yasasında bu kapsamda sayılmamıştır. Bu durum yasa koyucunun iradesi açısında bir çelişki demektir. Ayrıca ceza infaz hizmetleri için genel bütçede öngörülen ödenek tahsisi analitik bütçe sınıflandırmasının güvenlik hizmetleri kodundan ayrılmaktadır. Bu çifte standardı iş yaşamımızın birçok alanında da görmek mümkündür.

Bilindiği gibi çalıştığımız kurumlarda; toplum içerisinde kendilerine yer bulamayan, sosyal ve maddi çıkarları için örgüt kuran çete üyeleri; siyasi ve politik düşünceleri uğruna suç işleyen, devlete ve sisteme karşı gelen terör suçluları; ayrıca adli ve yüz kızartıcı suçları işleyen kişiler vs. barındırılmaktadır.

Polis ve Jandarma suçluyu yakalar ve adli mercilere teslim ederek görevini tamamlar. Ancak Ceza İnfaz Kurumları çalışanları ise o suçlularla cezası süresince yani yıllarca karşı karşıya kalarak muhafazasını sağladığı gibi ıslahını, eğitmini ve iyileştirilmesini sağlayan, güneş ışığını görmeyen, mesai süresi belli olmayan, 24 saat hizmet veren, demir parmaklıklar arkasında dini ve milli bayram tatil demeden çalışan, görevi esnasında yoğun stresin yanı sıra radyasyona ve x ışınlarına maruz kalarak görev yapmaktayız. Bu sebeplerden dolayı 2009-2010 yılı içerisinde yaklaşık 10 kişiden fazla Ceza infaz Kurumu Çalışanı, sözün bittiği yer olarak her şeyini kaybetmiş umutlarını yitirmiş ve intihar ederek hayatlarına son vermişlerdir. Bu sorunlar, bir insanın hayatındaki iş zorluğu ve maddi sıkıntılar psikolojisinin bozulmasına ve aileler arasındaki huzursuzluğun meydana gelmesine ve kendine zarar verebilecek kadar umutsuzluğa düşürmektedir.

Görev yaptığımız kamu kurumunun güvenliği itibarı ile 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunun dışında bırakıldığımız gibi, 31.05.2006 tarihinde çıkarılan ve yürürlüğe girmesi ertelenen 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 40 maddesinde fiili hizmet süresine (yıpranma) kurumumuz çalışanları dahil iken, söz konusu kanunun bir kısım (40. madde dışında) maddeleri Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş, bazı maddelerinde de değişiklik yapmak üzere yeniden düzenlenerek TBMM tarafından onaylanarak yürürlüğe giren söz konusu kanunun 40. maddesinde sayılan kurum çalışanları arasında Basın, Posta ve Ceza İnfaz Kurumları çalışanları çıkartılmıştır.

Oysa, yukarıda belirtilen koşullar dışında çeşitli baskılar altında görev yapan; ailesi ve çevresiyle birlikte tehditlere maruz kalan, öldürülen, yaralanan, yoğun stres altında ve bunaltıcı çalışma koşulları içinde çalışan, aile fertleri ile birlikte psikolojik bunalımlara düşen, kurumların yerleşim alanları dışında olması dolayısıyla ulaşım sorunları ile birlikte maddi sıkıntılar yüzünden sağlıklı beslenemeyen ve sağlığı bozulan, bunlar yetmezmiş gibi basın organlarının da etkisiyle kamuoyunda hakkında çok kötü bir imaj oluşturulan ceza infaz kurumu çalışanlarının, diğer alanlarda çalışanlara göre daha çok yıprandıkları aşikardır.

Yine, Jandarma kuvvetleri tarafından yürütülen kurumlarımızın dış güvenliği hizmetlerinin, hazırlanan dış güvenlik yasası kapsamında kademeli olarak kurum çalışanlarımıza devredilmesi düşünülmektedir. Bunun gerçekleşmesi durumunda iç ve dış güvenliğin personelimiz tarafından yürütüleceği göz önünde tutularak, şu anda bu görevi yürüten Jandarma personeline verilen hakların kurum çalışanlarımıza da verilmesi kaçınılmazdır.

Ayrıca, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Ceza İnfaz Kurumları asgari standartlarında personel ile ilgili kurallarda, infaz kurumlarında verimliliğin artması ve nitelikli personelin çalışmasının ve kalıcılığının özendirilmesi için çalışma koşullarının ve özlük haklarının iyileştirilmiş olması gerektiği belirtilmiştir.

Bu itibarla; TBMM üyeleri Sn. Milletvekillerimize sesleniyoruz. İktidar ve Muhalefet ayrımı yapılmaksızın Ceza İnfaz Kurumları çalışanlarının bu feryatlarını duymanızı istiyoruz. Ceza İnfaz Kurumu Çalışanları ile ilgili olan gerek taleplerimiz doğrultusunda gerekse yetkili Bakanlıklar tarafından gelen ve gelecek olan yasa tasarı ve tekliflerine destek vermenizi bekliyoruz.

TALEPLERİMİZ

1- Yaptığımız kamusal görevin hassasiyeti ve içinde bulunduğumuz çalışma koşullarının da dikkate alınarak; Yaptığımız görev bakımından, bizimle benzer görev yapan kolluk kuvvetleri gibi emniyet ve güvenlik hizmetleri sınıfına dahil edilmemiz ve 5510 sayılı kanunun 40. maddesinde yapılacak yasal düzenlemeyle fiili hizmet zammının (yıpranma) tarafımıza verilmesi,

2-2 3717 Sayılı Kanunun 2/A maddesine 5172 sayılı kanunla eklenen hüküm Adalet Bakanlığı Merkez ve Taşra teşkilatı için öngörülen "Fazla Çalışma Ücreti" ile ilgili düzenlemede Ceza İnfaz Kurumlarının Hariç tutulduğu, oysa vardiya sistemi ile görev yapan personelin bayram, tatil ve özel günler demeden yasalarla belirlenen haftalık çalışma saatinden çok fazla çalıştığından, söz konusu kararının tekrar gözden geçirilerek personelimizin fazla çalışma karşılığı verilecek ücretten yararlandırılması,

3-Ceza İnfaz Kurumları çalışanlarına verilen ücretin, yapılan görevin zorluk derecesi ve riski de göz önünde bulundurularak eşdeğer görev yapanlara (güvenlik güçleri) verilen ücret düzeyine çıkarılması ve emeklisine yansıyacak olan ek göstergelerinin yükseltilmesini

4-Ceza infaz kurumlarında görev yapan gerek idari gerekse gözetim ve yardımcı hizmetler sınıfında çalışanların maaşlarının arttırılması ve emeklilik maaşına da yansıması için mevcut ek göstergelerinin yükseltilmesi ve olmayanlara da verilmesi,

5-Ceza ve Tevkif evleri Genel Müdürlüğü teşkilat yapısının değiştirilerek, bağlı kuruluş haline getirilmesi; alt kademelerde çalışanların da yönetim kademelerinde görev alabileceği, liyakate dayalı bir görevde yükselme yapısı oluşturulması,

6-12 eylül 2010 tarihinde Anayasamızda referandumla yapılan değişikliğe istinaden Ceza infaz Kurumu Çalışanlarını SENDİKA kurma hakkı tanınması, olmadığı takdirde Emniyet hizmetleri sınıfına dahil edilmesi.

7-Can güvenliği olmayan personelimize sadece görevi başındayken verilen silah taşıma ruhsatlarının, emekli olduktan sonra da verilmesini ve ilgili harç ve diğer giderlerden muaf tutulması, Sözleşmeli olarak çalışan İnfaz Koruma Memurlarına silah taşıma ve bulundurma hakkının tanınması

8-Eğitim sağlık, eş durumu tayinlerinde gösterilen hassasiyetin daha da arttırılması, ve diğer sosyal hakların verilmesi,

9-Ulaşım(servis), konut, lojman, kreş ve okul gibi sorunlarının çözülmesi,

10-İş yurdu kar payından dağıtılan miktarın arttırılarak Tüm Ceza İnfaz Kurumu çalışanlarına yansıtılması

11-İdare memurlarının mevcut personel içinden atanacakların sayısının arttırılması

12-Ceza İnfaz Kurumlarında sözleşmeli olarak çalışan aynı unvan da olup aynı görevi yapanların maaşlarının ve sosyal haklarının eşitlenmesi.

13-17.04.2006/10344 sayılı bakanlar kurulu kararı ile yürürlüğe konulan devlet memurlarına yapılacak zam ve tazminatlara ilişkin kararı ile

a)16.08.2008 tarih ve 2008/14012 sayılı bakanlar kurulu kararıyla ?Teknik Hizmetler Sınıfın'da aylık alan personel için düzenleme yapıldı,

b)12.01.2010 tarih ve 2010/7 sayılı bakanlar kurulu kararı ile ?Daire Amirleri? ne düzenleme yapılmıştır.

Bundan sonra yapılacak zam ve tazminat düzenlemelerinde, yukarıda izah edilen 2006/10344 sayılı bakanlar kurulu kararına istinaden özellikle ceza infaz kurumlarında görev yapan 657 sayılı devlet memurlarına tabi personelinin durumunun da göz önünde bulundurulmasını istiyoruz...

Ceza İnfaz Kurumları Personeli Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (CİPDER)

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber