İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

Memurluktan ayrılanlar, ikramiyelerini alabilecek mi?

Memur olarak çalışmakta iken ayrılıp SSK'lı veya Bağ-Kur'lu olarak çalışmaya devam edenlere, memur olarak çalıştıkları döneme ilişkin ikramiyeleri ödenmemekteydi. Bu konudaki engel düzenleme 2009 yılında Anayasa Mahkemesince iptal edilmişti. Ancak daha sonra olumlu bir düzenleme beklenirken, iptal edilen düzenlemenin aynısı, TBMM'de kabul edilmiştir. TBMM tarafından kabul edilen bu yeni yasal düzenleme de, ikinci defa Anayasa Mahkemesince iptal edilmiştir. Hali hazırda, memur olup da ayrılan ve 9 Temmuz 2011'den sonra emekli olacaklara, memurluktaki hizmetlerinin karşılığı olan ikramiyelerinin ödenmesinin önünde yasal bir engel bulunmamaktadır. Peki 9 Temmuz'dan önce emekli olanlar ne yapacak? devamı için başlığa tıklayınız.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 20 Temmuz 2011 05:28, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

OLAYIN GEÇMİŞİ

2829 sayılı Yasa'nın 12. maddesi şöyledir:

?Son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılan ve kendilerine bu Kanunun 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara, T.C. Emekli Sandığına tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen sürelerinin toplamı üzerinden, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emekli ikramiyesi ödenir."

Bu maddede yer alan "Son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılan ve ...? ibaresinden dolayı memurluktan istifa edip, son 3,5 yıl kuralından dolayı SSK veya Bağ-Kur'dan emekli olanlara, memur iken çalıştıkları döneme ait ikramiyeleri ödenmemekteydi. Bu yasal düzenleme, Danıştay 11. Dairesi (E.2005/40) ve Ankara Bölge İdare Mahkemesince (E.2002/33) defi yoluyla Anayasa Mahkemesine götürülmüştür. Anayasa Mahkemesi söz konusu düzenlemeyi iptal etmiştir. İptal kararı 5 Haziran 2009 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Tıklayınız.

Ancak, 19.06.2010 tarihli ve 27616 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5997 sayılı Kanun 14 üncü maddesi ile konu yeniden düzenlenmiş ve iptal edilen düzenlemenin aynısı, 5434 sayılı Kanuna eklenmiştir. Bu hüküm de yine Anayasa Mahkemesinin gündemine gelmiş ve yeniden iptal kararı verilmiştir. Üstelik bu yeni iptal kararında, idareye düzenleme yapmak için bir süre de tanınmamıştır. (Tıklayınız.)

DAVA AÇANLAR İKRAMİYELERİNİ ALACAK

Konunun Anayasa Mahkemesine taşındığı süre içinde dava açmış olanlar, Anayasa Mahkemesinin bu yeni kararı doğrultusunda, memur olarak çalıştıkları sürelere ait ikramiyeleri almaları mümkündür.

DAVA AÇMAYANLARIN DURUMU

1982 tarihli Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 153. maddesinin 5. fıkrasında "İptal kararları geriye yürümez" hükmü yer almaktadır. Bu hükme göre, Anayasa Mahkemesi kararları, 9 Temmuz 2011'den önceki olaylara uygulanmayacaktır. (Dava açanlar hariç)

Ancak, Danıştay İkinci Dairesinin harcırahlara ilişkin 2004/ 7942 esas Nolu kararında, Anayasa Mahkemesinin iptal kararları sonrasında, idareye başvurarak olumsuz cevap alanların da adava açabileceği ve bu davanın süresi içinde açılacağının kabul edilmesi gerektiğine karar verilmiştir. Bu karar, şuanki olayla birebir aynıdır. Dolaysıyla dava açılıp ikamiyelerin alınması mümkündür. Ancak, burada bir kaç hususu belirtmek gerekmektedir:

1- Yeni bir yasal düzenleme yapılıp geriye doğru ödeme öngörümediği sürece, dava açmadan emekli ikramiyesini almak mümkün değildir. Dava açabilmek için de önce SGK'ya dilekçe ile başvurarak talep etmek daha sonra da verilecek olumsuz cevap üzerine idare mahkemesinde dava açmak gerekmektedir.

2- Dava açabilmek için avukat tutmak zorunlu değildir. Önemli olan iyi bir dava dilekçesidir. Ancak hak kaybına uğramamak için davaların bir avukat aracılığı ile açılması yararlı olacaktır. İdare mahkemesinde açılacak bir davanın masrafı 70 YTL civarındadır. Kamu kurumları, davaları, özel avukat ile değil hukuk müşavirlerinin ve kamu avukatlarının savunma dilekçeleri takip ederler. İdari mahkemelerinde açılacak davaların büyük kısmında duruşma olmaz. Dava, dosyalar üzerinden sonuçlandırılır. Dava kaybedilse dahi, Kamu, kendini özel bir avukatla savunmadığı için, ayrıca 300 YTL'lik gibi bir avukat vekalet ücreti, ödenmek zorunda kalınmaz.

3- Tüm Anayasa Mahkemesi ve Danıştay kararlarına rağmen "dava açmak, davanın kazanılacağı anlamına gelmemektedir". İdare mahkemesi hakiminin hem zaman aşımı hem de Danıştay'ın yeni yorumu konusunda ikna olması gerekmektedir. İkna olmayan hakimler davayı süre aşımından reddecektir. Ancak dava, süre aşımından reddolsa dahi, süresi içerisinde, mahkeme kararında gösterilen Bölge İdare Mahkemesi veya Danıştay'a temyiz etmek gerekmektedir.

BİR KAÇ NOT

1- Yukarıda yer alan tüm açıklamalar sadece, devlet memuru iken, sigortalı veya bağ-kur lu çalışmak suretiyle aylık bağlanmış olan/olacaklara ilişkindir. Bu düzenleme sigortalı, bağ-kur lu hizmetleri olmayan devlet memurlarının veya bu hizmetleri olmakla birlikte son defa devlet memurluğu görevinde bulunmakta iken emekliye ayrılan kişilere emeklilik ikramiyesi ödenmeyeceği sonucunu getirmemektedir. Bu durumdaki kişiler, yukarıda açıklanan konu kapsamına dahil olmayıp, 5434 sayılı T.C.Emekli Sandığı Kanununun 89 uncu maddesinin birinci cümlesine göre emeklilik ikramiyelerini alabileceklerdir.

2- Yeni bir yasal düzenleme yapılmadığı sürece, bugün itibariyle, 9 Temmuz 2011'den sonra emekli olacakların (ister SSK, ister Bağ-Kur üzerinden) memur olarak çalıştıkları sürelere ilişkin emekli ikramiyelerini almaları mümkündür. Ancak emekli ikramiyesinin alınması, emekliliğe hak kazanma sırasında olabilecektir. Kişi emekli olmaya hak kazanmadığı sürece, memurluktaki hizmet süresine denk gelen ikramiyesini alması mümkün değildir.

3- TBMM, bu konuda yeni bir yasal çalışma yapması durumunda, 5434 sayılı T.C.Emekli Sandığı Kanunu Ek Madde 82'yi de gözden geçirmesinde fayda olacağını söyleyebiliriz. Bu madde, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun yürürlük tarihi olan 2008 yılı Ekim ayı başından sonra ilk defa devlet memurluğu görevine giren kişilerden, bu görevlerinden ayrılarak sigortalı veya bağ-kurlu çalışmak suretiyle aylık alma şartlarını yerine getirenlere Devlet memurluğu hizmet sürelerine karşılık emeklilik ikramiyesi ödenmesini engelleyen hüküm niteliğindedir. Bir anlamda iptal edilen hükümle aynıdır.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber