Deprem eylem planı açıklandı

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 17 Ağustos 2011 17:13, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

- Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı-2023 belgesiyle depremlerin neden olabileceği fiziksel, ekonomik, sosyal, çevresel zarar ve kayıpları önlemenin veya etkilerini azaltmanın ve depreme dirençli, güvenli, hazırlıklı ve sürdürülebilir yeni yaşam çevreleri oluşturmanın ana hedef olduğunu belirtti.

Atalay, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığında (AFAD) düzenlediği basın toplantısıyla ''Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı 2023 (UDSEP-2023)''nı açıkladı.

Marmara Depremi'nin 12. yılı dolayısıyla depremde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet dileyen Atalay, bu depremin ardından toplumun deprem konusuna daha da önem vermeye başladığını ifade etti.

Depremin olduğu dönemden bugüne devletin afete bakışında da önemli değişikliklerin meydana geldiğinin altını çizen Atalay, vatandaşlarda da afet bilincinin oluşmaya başladığını söyledi. ''17 Ağustos depremi, insanımızı, 'deprem olursa ne yapmamız gerekir'den çok 'deprem olmadan ne yapmalı' bilincinin oluşumuna katkı sağlayan çok da acı bir tecrübemiz olmuştur'' diyen Atalay, afetlere karşı kamu yönetiminde de önemli değişikliklerin olduğunu kaydetti.

Beşir Atalay, şöyle konuştu:

''O günkü kamu kurumlarımızın yetersizliği, devletin fonksiyonlarının deprem sonrasında dağınıklığı, geç ulaşılması gibi birçok konu o günden bu güne değerlendirilmiş ve kamu yönetimimizde bu konuların daha önce yürütülmesi için koordinasyonlar oluşturuldu. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı da çalışmaların bir ürünüdür. İçişleri Bakanlığındaki Sivil Savunma Genel Müdürlüğü, Bayındırlık Bakanlığındaki Afet İşleri Genel Müdürlüğü, Başbakanlık'taki Acil Durum Yönetimi arasında gerekli koordinasyon sağlanmıştır. İllerde de valilerin emrinde Afet Acil İl Müdürlükleri vardır. Geçen yıllarda hem hazırlık olarak hem de afet sonrası müdahale alanında Türkiye çok başarılı sınavlar vermiştir, başarılı örnekler yaşamıştır.''

-Elazığ ve Simav depremleri-

Atalay, 8 Mart'ta Elazığ'da yaşanan depremin yaralarının en kısa zamanda sarıldığını, arama-kurtarma çalışmalarının dünyaya örnek olacak kısalıkta yapılarak, enkaz kaldırma çalışmalarının bitirildiğini söyledi.

Simav'da 19 Mayıs'ta meydana gelen deprem felaketine de kısa sürede müdahale edildiğini belirten Atalay, ''Depremden zarar görenler, inşallah kış gelmeden yeni konutlarına kavuşacaktır'' dedi.

''Uluslararası afetlerde de Türkiye en çabuk ulaşan, en etkili yardım ulaştıran ülkelerden birisidir'' diyen Beşir Atalay, bu konuda 10 sene içinde önemli başarıların kazanıldığını dile getirdi. Bu başarının kazanılmasında finans kaynağı bulma, koordinasyon eksikliği ve bürokratik sıkıntıların ortadan kaldırılmasının etkili olduğunu anlatan Atalay, AFAD'ın sadece deprem değil, bütün doğal afetlere yönelik politika oluşturmakla görevli olduğunu kaydetti.

AFAD'ın sadece güne müdahale etmediğini, geleceğe yönelik planlar da yaptığını belirten Atalay, UDSEP-2023'ün söz konusu çalışmalardan biri olduğunu belirtti. UDSEP-2023 belgesini, ''uygulanmasıyla birlikte Türkiye'ye deprem sorununa ciddi katkılar verecek önemli bir kılavuz'' olarak nitelendiren Atalay, Marmara Depremi'nin ardından ülke genelinde depreme yönelik birçok çalışma yapıldığını, çeşitli raporlar hazırlandığını anımsattı. Söz konusu belgenin hazırlanmasında eski çalışmalardan da sonuna kadar faydalanıldığının altını çizen Atalay, belgenin sadece bir yıllık çalışma değil, bugüne kadar depreme yönelik tüm çalışmaların sonucu olduğunu söyledi.

Bayındırlık ve İskan Bakanlığının 2004 yılında yaptığı deprem şurasının, AFAD'ın kurulmasının ve 2010-2011 yıllarında TBMM'de grubu bulunan partilerin katılımıyla yapılan ve deprem yönetiminde alınması gereken önlemlere yönelik komisyon çalışmasının UDSEP-2023'e önemli katkılar sağladığını belirten Atalay, yapılan tüm çalışmaların sonucunda Türkiye'de doğal afetlere yönelik yol haritasının olmadığı sonucuna varıldığını ifade etti. Atalay, UDSEP-2023 belgesinin söz konusu eksikliği ortadan kaldıracağını belirtti.

Ulusal Deprem Strateji ve Eylem Planı 2023 belgesinin yarın Resmi Gazete'de yayımlanarak, yürürlüğe gireceğini aktaran Atalay, belgenin kısa, orta ve uzun vadeli planları kapsadığını kaydetti. Atalay, belgenin çok faydalı ve katılımcı bir yapıdan faydalanılarak hazırlandığını söyledi.

Belgenin AFAD bünyesindeki Deprem Danışma Kurulu üyeleri ve 72 akademisyen, uzman ve sivil toplum temsilcisi tarafından hazırlandığını dile getiren Atalay, bununla ilgili 8 alt komisyon oluşturulduğunu kaydetti. Atalay, komisyonları deprem bilgi alt yapısına yönelik araştırmalar ve çalışma komisyonu, deprem tehlike ve analizleri çalışması komisyonu, deprem sakınım planları çalışma komisyonu, güvenli yerleşme ve yapılaşma çalışma komisyonu, eğitim ve halkın bilinçlendirilmesi çalışma komisyonu, tarih ve kültür mirasının depremde korunması çalışma komisyonu, mevzuat geliştirme ve finansal düzenlemeler çalışma komisyonu ve kriz yönetimi çalışma komisyonu olarak sıraladı.

-Deprem bilgi bankası kurulacak-

Deprem bilgi bankası kurulacağını ve işlevinin de sürekli kılınacağını bildiren Atalay, gözlem istasyonları da geliştirilerek tsunami erken uyarı sistemi kurulacağını ve bu şekilde bilgi kirliliğinin önleneceğini ifade etti. İlk defa bu anlamda çok ileri bir adım atıldığını belirten Atalay, ''İkinci olarak da yine bu eylem planının amacı içinde deprem tehlike analizleri ve deprem haritaları geliştirilmesi yapılacaktır. Bölgesel ve yerel deprem tehlike haritaları üretilerek detaylı deprem senaryoları hazırlanacaktır'' dedi.

Strateji planının ikinci ekseninin de güvenli yerleşme ve yapılaşmayla ilgili olduğunu ifade eden Atalay, '' Bu eksen altında 25 eylem yer almaktadır. Bu eksen altındaki eylemlerimizde de birinci hedefimiz deprem, güvenli yerleşme ve depreme dayanıklı yapılaşmanın sağlanmasıdır. Bu hedef altında yerleşim planlarında ana riskleri göz önüne alarak kentsel dönüşüm gibi gerekli düzenlemeler yaparak, ilgili mevzuat ödünsüz şekilde uygulamakla başta okul ve hastaneler olmak üzere mevcut yerleşim yapıları risklerini belirleyip depreme daha dayanıklı hale getirmek için gerekli çalışmaların yapılmasıdır'' diye konuştu.

-Soruları yanıtladı-

Atalay, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı.

Bir gazetecinin Marmara Depremi'nin üzerinden 12 yıl geçtiğini anımsatarak, bu konuda alınan önlemlerin yeterli olup olmadığını sorması üzerine Atalay, Simav ve Elazığ depremlerinde de görüldüğü gibi Türkiye'nin artık depreme daha hızla müdahale ettiğini belirtti. Bu konudaki bilgi ve tecrübenin arttığına da işaret eden Atalay, Türkiye'nin bu konudaki organizasyonunun ve koordinasyonunun arttığını bildirdi. Atalay, şunları söyledi:

''Bu belge ile bunları biraz daha zirveye çıkarma çabasındayız. Bu süreçte elden gelen yapılıyor. Özellikle vatandaşlara çabuk ulaşma konusunda çok önemli mesafeler alındı. Bu belge ve bu çerçevede yapılan çalışmalar sayesinde önceden hazırlık kısmında, bundan sonra biz daha fazla mesafe alacağız. Kentleşme, yapıların depreme daha dayanıklı olması, deprem sigortasının daha yaygın olması, okullarımızda ve genel toplum çapında daha fazla bilinçlendirme ve eğitim... Yani depreme hazırlıklı olma kısmını bu strateji belgesi ile daha da güçlendirileceğine inanıyorum''

Başka bir gazetecinin ''Bazı dönemlerde deprem uzmanı adı verilen kişiler birbirleri ile çelişen ve halkı paniğe sevk eden açıklamalar yapıyor. Bunları önlemek için ne gibi tedbirler alınacak?'' demesi üzerine Atalay, depremin yönetimi, bilgi kirliliğinin giderilmesinin de bu belge ile sağlanacağını söyledi.

Deprem konusundaki bilgi kirliliğinin vatandaşları tedirgin ettiğini de söyleyen Atalay, ''Çelişkili bilgiler vatandaşlarımızı yanıltıyor da. Bilgilendirilmenin koordinasyonu ve bilgi kirliliğinin ortadan kaldırılması da bu strateji belgesinin önceliklerinden'' dedi.

Atalay, söz konusu belgedeki gereklilikleri karşılamayanlara yönelik bir müeyyidenin olup olmayacağının sorulması üzerine ise şöyle konuştu:

''Her şey yapılacak, müeyyidesi de olacak. Bunlarla ilgili yasal düzenlemeler de öngöreceğiz, bir kısmı yasa bir kısmı yönetmelik. Bizim için o boyut çok önemli. Bununla ilgili çok örnekler verilebilir. İnşaat sektöründe bazen projenin öngörmediği, oradaki yetkili mühendislerin bile öngörmediği ama kimi taşeron firmalarca, kimi yetersiz olan inşaat çalışanları tarafından ihmal edildiği gibi örnekler çok ortaya çıkıyor. Hem inşaatlarda denetim mekanizmasının farklılaştırılması hem de inşaatta rol alan herkesin sertifikalandırılması ve onların belge ile çalışması önemli burada, bu strateji içinde. Depreme hazırlıklı olmanın en önemli unsuru yapılarımızın dayanaklı olmasıdır. O konuda çok tedbir alınacak. Bu belge yayımlandıktan sonra bunun takibi, bunların yerine getirilmesi konusunda çok çalışacağız.''

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber