Başbakan Erdoğan ulusa seslendi: Terörün panzehiri daha fazla demokrasi

Kaynak : Cihan Haber Ajansı
Haber Giriş : 30 Ekim 2011 19:30, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yaşanan onca tecrübeye rağmen çürük binaların inşa edildiğini belirterek, ?Beton bina adı altında adeta kumdan kaleler, kumdan binalar, kumdan meskenler inşa ediliyor.? dedi. Mekanı genişletmek için binalardaki taşıyıcı sütunların kaldırıldığını, kolonların kesildiğini söyleyen Erdoğan, ?Belediyeler de, müteahhitler de, denetim elemanları da, bu ihmallerin cinayetle, intiharla eşanlamlı olduğunu artık kabul etmek durumundadır.? diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, Ulusa Sesleniş konuşmasında merkez üssü Van'ın Tabanlı köyü olan 7.2 şiddetindeki depremin, herkesi derinden sarstığını söyledi. Erdoğan, ?Deprem, Van çevresindeki şehirleri ve kırsallarını da etkiledi, yüreğimizi yakan can kayıplarına neden oldu. Bu zor günümüzde yurt dışından taziye mesajlarını, geçmiş olsun dileklerini ileten, yardımımıza koşan tüm ülke liderlerine, dost ve kardeş ülke halklarına ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Bu felaket günlerinde, tüm dünyaya örnek teşkil edecek bir dayanışma sergileyen, kardeşliğimizi tüm dünyaya bir kez daha en müşahhas şekilde ispat eden 74 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının da her birine kalpten teşekkür ediyorum.? dedi.

Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğunu kaydeden Erdoğan, ?Depremlerle yaşamayı öğrenmek, bu duruma uyum göstermek mecburiyetindeyiz.? ifadesini kullandı. Depremleri önlemenin, yerkürenin hareketlerini engellemenin, fizik kanunlarını değiştirmenin, böylesi tabii afetlerin önüne geçmenin mümkün olmadığını kaydeden Erdoğan, ?Maalesef, her toplum, her ülke bu acı tecrübeleri yaşıyor, yaşamak zorunda kalıyor. Ancak bu tecrübelerden dersler çıkarmak, depremin yaralarının sarılmasında en doğru yöntemleri bulmak mecburiyetindeyiz. Nitekim bu son hadisede, geçmişte yaşadığımız acı tecrübelerden büyük oranda dersler çıkarıldığına, geçmişteki hataların tekrar edilmediğine, çaresizlik ve aşırı panik yaşanmadığına şahit olduk. Kamu kurum ve kuruluşlarımızın, sivil toplum örgütlerimizin, sağlık kuruluşlarımızın, yerel yönetimlerimizin, arama kurtarma ekiplerimizin, yardım kuruluşlarımızın, güvenlik güçlerimizin ivedilikle bölgeye intikal ettiklerini, edebildiklerini hep birlikte gördük. Her ne kadar aksaklıklar, eksiklikler olsa da gerekli teçhizatlar, yardım malzemeleri süratle afetzedelerle buluşturuldu, bölgedeki yaralar bir an evvel sarılmaya başlandı.? diye konuştu.

"80 VİLAYETİMİZİ SEFERBER ETTİK"

Olay anından itibaren yetkililerin deprem mahalline doğru hareket ettiklerini söyleyen Erdoğan, kendisinin de Van ve Erciş'te incelemelerde bulunduğunu hatırlattı. Erdoğan şöyle devam etti: ?Hem yetkilileri, hem vatandaşlarımızı dinledim, yaşanan sıkıntıları yakinen tespit ettim. Aksaklıkların giderilmesi, ihtiyaçların karşılanması, çalışmaların koordineli bir şekilde yürütülmesi için bölgede hazır bulunan yetkililere gerekli talimatları verdim ve bakan arkadaşlarımın riyasetinde orada koordinasyon merkezlerini süratle oluşturduk, olgunlaştırdık. Depremin meydana geldiği andan itibaren en doğru bilgileri sizlere aktarmaya, her türlü gelişmeyi, her türlü bilgiyi sizlerle samimiyetle paylaşmaya özen gösterdik. 80 vilayetimizi seferber ederek, en yakından en uzağa kadar tüm imkanların koordineli biçimde ihtiyaç sahiplerine ulaşması için tam bir hassasiyet içinde olduk.?

İlk etapta, Başbakanlık kaynaklarından 13 milyon lirayı bölgede yaraların sarılması, ihtiyaçların giderilmesi için seferber ettiklerini kaydeden Erdoğan, ?Başbakanlık hesabına vatandaşlarımızın yaptıkları yardım yaklaşık 22 milyon lira rakamına ulaştı.? dedi.

Erdoğan, çadır ve battaniye dağıtımından günlük gıda teminine, sağlık hizmetlerinden psikolojik desteğe, ısınmadan eğitime, tarımdan maliyeye kadar her alanda geniş spektrumlu bir yaklaşımla bölge insanının elinden tuttuklarını ve tutacaklarını belirtti.

EN ÜCRA KÖŞEYE KADAR İHTİYAÇ SAHİPLERİNE ULAŞILDI

?Kusurlarımız elbette oldu. Elbette anında bütün ihtiyaç sahiplerine ulaşmak mümkün olmadı.? diyen Erdoğan, bununla birlikte büyük ve geniş çaplı bir afetlerde bu tür aksaklıkların yaşanmasının tabii olduğunu aktardı. Zaman ilerledikçe bu aksaklıkların da giderildiğini, en ücra köşeye kadar ihtiyaç sahiplerine ulaşıldığını vurguladı.

Erdoğan, ?Dikkatinizi çekiyorum, deprem anından itibaren, 4.000'e yakın kamu görevlisi, 500 civarında sivil toplum örgütü gönüllüsü, kamuya ait 600 iş makinesi ve araç, 1.000'e yakın sağlık görevlisi, 7'si hava ambulansı olmak üzere 146 ambulans, 78 uçak bölgede faaliyet gösterdi. 30 binden fazla çadır, 130 bin civarında battaniye depremzedelere teslim edildi. 11 seyyar hastane bölgeye sevk edildi, 4 tanesi şu anda faaliyet gösteriyor, ihtiyaç halinde diğer 7 tanesi de faaliyete geçecek.? şeklinde konuştu.

BÜTÜN VATANDAŞLARIMIZ MÜSTERİH OLSUN.

Bütün bu faaliyetlerin Van'daki deprem için hükümetin acil olarak gerçekleştirdiği çalışmaların sadece bir kısmı olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları dile getirdi: ?Bakınız. Biz, büyük bir iddiayla yola çıktık: Dedik ki, bizim hükümetimiz kimsesizlerin kimsesi olacaktır. Hükümetimiz döneminde hiçbir vatandaşımız aç ve açıkta bırakılmayacak, hiçbir insanımız sahipsiz kalmayacaktır. Yetimlerin, yoksulların, acizlerin ve muhtaçların yanında yer alacağız, onların yar ve yardımcısı olacağız dedik. Deprem bölgesinde bu iddiamızı bir kez daha teyit ettim: ?Bu kış günü hiçbir vatandaşımızı açıkta bırakacak değiliz' dedim. Yine söylüyorum: Bütün vatandaşlarımız müsterih olsunlar; devletimizin tüm imkanları insanımızın hizmetindedir. Geçici çadır kent, Mevlana evleri, Konteynır kentlerle kalıcı konutlara taşınacağız. Devletimiz bütün kurumlarıyla, bütün teşekkülleriyle, bütün enerjisi ve bütün gayretiyle vatandaşımızın yanında olmaya, depremin yaralarını sarmaya, afet zararlarını gidermeye devam edecektir.?

BİRAZ DAHA SABIR İSTİYORUM

?Sizlerden biraz daha sabır istiyorum.? diyen Erdoğan, kalıcı konutları 24 saatte kurmanın mümkün olmadığını kaydetti. Erdoğan, ?Onun için burada Elazığ'da olduğu gibi Erzurum'da olduğu gibi, Bursa'da olduğu gibi 6 ay 8 ay gibi bir zamana ihtiyacımız var.? dedi.

Türkiye'nin deprem kuşağı üzerinde, fay hatlarının bulunduğu bir bölgede yer aldığına dikkat çeken Erdoğan, ?Farklı iklim özelliklerinin olduğu, dört mevsimin yaşandığı bir coğrafyada yaşıyoruz. Haliyle, bugüne kadar yaşadığımız afetler, sel felaketleri, depremler bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kaçınılmaz olarak yaşanabilir. Burada önemli olan, bu afetler karşısında her an tedbirli olmak, hazırlıklı olmak ve anında müdahale edebilmektir. Bizi asıl yıkan, bize asıl zarar veren, depremin kendisinden çok, depreme karşı gerekli hassasiyetin gösterilmemiş olmasıdır, felaketlere karşı gerekli hassasiyetin gösterilmemiş olmasıdır.? diye konuştu.

İHMALLERİN CİNAYETLE EŞ ANLAMLI OLDUĞUNU KABUL ETMEK ZORUNDALAR

Van depreminde bunun bir kez daha tecrübe edildiğini aktaran Erdoğan, şunları söyledi: ?Yapılan onca uyarıya, yaşanan onca acı tecrübeye, ödenen onca ağır bedele rağmen, tedbirin elden bırakıldığına, çürük binaların inşa edildiğine, nerede yapılacak nerede yapılmayacak buna dikkat edilmeden binaların inşa edildiğine, çürük binalarda yaşandığına şahit olduk, hala da oluyoruz. Yıkılan binalar, enkazlar her şeyi ayan beyan ortaya koyuyor. Beton bina adı altında adeta kumdan kaleler, kumdan binalar, kumdan meskenler inşa ediliyor. Binaların kalitesiz malzemeyle yapılması yetmezmiş gibi, daireyi, dükkanı, mağazayı genişleteceğim düşüncesiyle binalardaki taşıyıcı sütunlar kaldırılıyor, kolonlar kesiliyor. Belediyeler de, müteahhitler de, denetim elemanları da, bu ihmallerin cinayetle, intiharla eşanlamlı olduğunu artık kabul etmek durumundadır.?

MİLLETİMİZ IRKÇI, AYRIMCI, BÖLÜCÜ TAVIR VE İMALARIN HİÇBİRİNE YÜZ VERMEDİ

Deprem sonrasında özellikle sosyal paylaşım sitelerinde, bazı televizyon ekranlarında, bazı gazete köşelerinde ortaya konan ayrımcı tutum ve tavırların da yaraya tuz bastığını kaydeden Erdoğan, ?Allah'a hamdolsun? Milletimiz, bu ırkçı, ayrımcı, bölücü tavır ve imaların hiçbirine prim vermedi. Van depremiyle yer sarsılırken, bizim kardeşliğimiz, uhuvvetimiz, muhabbetimiz daha bir pekişti, daha bir güçlendi. Bu felaket vesilesiyle bir kez daha samimiyetle kucaklaştık.? şeklinde konuştu.

Erdoğan, 780 bin kilometrekarenin nasıl bir ve bütün olduğunun, dosta da, düşmana da bir kez daha gösterildiğini söyledi. Hiçbir tahrike prim verilmediğini, hiçbir provokasyona atlanılmadığını belirten Erdoğan, ?Kalbimize kara düşürecek hiçbir imaya, kardeşliğimize halel getirecek hiçbir tavra, birliğimizi lekeleyecek hiçbir fitne ve fesada eyvallah demedik. Böyle günler, dayanışmanın sınandığı, kalplerin imtihan edildiği günlerdir. Allah'a şükürler olsun ki, bu millet, bir kez daha imtihanı geçmiştir.? ifadelerini kullandı.

VAN DEPREMİ BİR NASİHAT OLMUŞTUR

İstiklal şairi Mehmet Akif Ersoy'un, ?Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz. Gelmişiz dünyaya, millet, milliyet nedir öğretmişiz.' şeklindeki mısralarını hatırlatan Erdoğan, ?İşte Van depremi, bu milletin dünyaya, milletin ve milliyetin ne olduğunu öğrettiği bir nasihat olmuştur.? diye belirtti.

Sağduyuyla, soğukkanlılıkla, aklıselimle hareket eden, milli birlik ve kardeşlik için yapıcı açıklamalarda bulunan tüm siyasi partileri tebrik eden Başbakan Erdoğan, ?Afet zamanlarında ortaya çıkan bu sıcak dayanışmanın, 365 gün boyunca ülkemizin siyasi atmosferine hakim olmasını temenni ediyor, arzuluyorum.? ifadesine yer verdi.

Bu milletin nice badireler, felaketler, zorluklar ve sıkıntılar atlattığını söyleyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ?Her seferinde birbirine sarılarak, birbirinin derdine ortak olarak, birbiriyle dayanışarak, aşını, ekmeğini, yuvasını paylaşarak, dostlukla, kardeşlikle, komşulukla, hoşgörüyle, sevgiyle, saygıyla bu badireleri atlatmıştır. Nitekim bugünleri de böyle atlatacağız.?

BU ÜLKENİN MAYASINDA KARDEŞLİK VE DAYANIŞMA VARDIR

Depremin herkesi derinden sarstığını ve yaraladığını vurgulayan Erdoğan, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: ?Ancak, depremin ortaya çıkardığı bir gerçek daha var. O da şudur: Trakya'nın, Anadolu'nun farklı coğrafyalarında, farklı şehirlerinde, farklı bucaklarında yaşayan insanlarımız, bizi birbirimize düşman etmek isteyenlere inat, deprem felaketi sırasında da aralarındaki ülfeti daha da artırmış, birbirleriyle daha sıkı kenetlenmiş, örnek bir dayanışma sergilemiştir. Geçtiğimiz Ramazan ayında bir başka kıtada, son 60 yılın en büyük kuraklık ve açlık tehlikesiyle boğuşan Somali için harekete geçen milletimizin vicdan ve şefkati, bu kez Vanlı kardeşlerimiz için seferber olmuştur. Deprem, milletimizin kalbinin, gönlünün derinliklerinde yatan cevheri, yine gözler önüne sermiştir. Bir kez daha görülmüştür ki, bu ülkenin derinliklerinde, bu ülkenin mayasında kardeşlik vardır, birlik vardır, dayanışma vardır, barış içinde bir arada yaşama arzusu vardır. İşte bu nedenle hiçbir odak, bu kardeşliğimizi gölgeleyemeyecektir, hiçbir güç bu dayanışma zincirini kıramayacaktır. İnanıyorum ki, depremin ardından sergilenen bu birlik ve beraberlik coşkusu, bu dayanışma ruhu artarak devam edecek, milletimiz el ele, gönül gönüle aydınlık bir geleceğe doğru yürüyecektir.?

Bir kez daha 74 milyonu Van için seferberliğe davet eden Başbakan Erdoğan, ?Biz, devlet olarak her imkanı seferber ettik. Van'ı, Vanlı kardeşlerimizi elbette aç ve açık aynı zamanda açıkta bırakmayacağız. Bingöl'e nasıl anında müdahale ettiysek, Erzurum'a, Elazığ'a, Bursa'ya, Bala'ya, Simav'a, Rize'ye, Ordu'ya, Giresun'a afet yaşayan her yere nasıl anında ulaştıysak, Van'a da ulaştık ve orada da yaraları saracağız.? diye konuştu.

AZRA BEBEK TÜM MİLLETİN UMUDU VE SEMBOLÜ HALİNE GELDİ

Yapılan hiçbir çalışmanın, atılan hiçbir adımın boşa olmadığını belirten Erdoğan, ?Her ne kadar afet bölgesindeki çalışmalar neticesinde, hepimizi üzen ölüm haberleri alsak da, enkaz altından cesetler çıkarılsa da, bir tek bebeğin sesi dahi hepimizi sevince boğmaya yetmiştir. Onlarca vatandaşımız, kardeşimiz, yavrumuz arama kurtarma çalışmaları neticesinde hayata yeniden merhaba demiş, adeta yeniden dünyaya gelmiştir. Onların sevinç görüntüleri, onların yaşama coşkuları, bizleri de sevindiriyor, bizleri de coşturuyor. Özellikle Azra bebeğin, o minicik yavrunun, Erciş'te enkaz altından, burnu bile kanamadan sağ salim kurtarılması bir nebze de olsa acımızın hafiflemesine vesile olmuştur.? dedi.

Azra bebeğin, adeta tüm milletin umudu, sembolü haline geldiğini aktaran Başbakan Erdoğan, ?Azra bebeğin ardından annesi ve anneannesi de, çok şükür ki, enkazın altından sağ salim kurtarıldı. Daha sonra da pek çok insanımız o beton blokların, o un ufak olmuş yıkıntıların, enkazların arasından çıkarıldı. Kurtarılan her can bize nefes vermiş, kurtarılan her can bize hayat vermiştir.? şeklinde konuştu.

Arama kurtarma çalışmalarında görev almış tüm ekiplere yürekten teşekkür eden Erdoğan, ?Kurtuluşlarıyla yüreklerimizi teskin eden can kardeşlerimize, evlatlarımıza Allah'tan uzun ömürler diliyorum.? ifadesini kullandı.

TERÖRÜN PANZEHİRİ DAHA FAZLA DEMOKRASİ

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terörün panzehirinin daha fazla demokrasi olduğunu belirterek, ?Onun için, terör örgütü mevcudiyetini korumak adına, gerçekte milletimizin kardeşliğini, Türkiye'nin değişim umutlarını, demokrasimizi, hukukumuzu hedef almaktadır.? dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ulusa sesleniş konuşmasında yaşanan terör olaylarına değindi. Cumhuriyetin 88'inci kuruluş yıldönümünün idrak edildiği, ileri demokrasi adına önemli adımlara hazırlanıldığı bir dönemde kirli eller tarafından yaşanan sevince gölge düşürülmeye çalışıldığını aktaran Erdoğan, ?Önce Bitlis Güroymak'ta 5 polisimizin bombalı bir saldırı sonucunda şehit edildiği haberi geldi. Aynı olayda biri çocuk 5 sivil vatandaşımız da hayatını kaybetti, birçok sivil yaralandı. Ardından, TBMM'de ülkemize daha demokratik, daha adil ve daha özgürlükçü bir anayasa hazırlama çalışmalarının başlayacağı bir günde Çukurca'da, haince bir terör saldırısında 25 askerimizi şehit verdik.? diye konuştu.

Yılmadan ve yorulmadan terörle mücadeleye devam edeceklerini vurgulayan Erdoğan, ?Güvenlik güçlerimizin bir süredir koordineli bir şekilde yürütmekte olduğu operasyonlar, son olayların ardından daha da yoğunlaşmış bir şekilde devam ediyor. Gerek Türk Silahlı Kuvvetlerimiz gerek polisimiz, emniyet güçlerimiz el ele omuz omuza dayanışma içerisinde bu mücadeleyi sürdürüyorlar.? diye konuştu.

Çukurca ve çevresi başta olmak üzere yurt içinde ve sınır ötesinde sürdürülen hava destekli kara operasyonunun an be an hedefine ulaştığını belirten Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ?Terör örgütü önemli kayıplara uğratılıyor. Hükümet olarak, bir yandan terörle mücadelede kararlı adımları atarken, diğer yandan uluslararası temaslarımızı yoğunlaştırıyoruz. Bu kapsamda, Irak Bölgesel Yönetimi eski Başbakanı ve KDP Başkan Yardımcısı Sayın Neçirvan Barzani ile bir görüşme yaptık. Mesut Barzani ile de telefon görüşmesi gerçekleştirdik ve bir araya gelme kararı için kendilerini Türkiye'ye davet ettik ve gelecekler. Yine, İran Dışişleri Bakanı Salihi'yi kabul ederek, bölgedeki son gelişmelere ilişkin değerlendirmelerimizi paylaştık. Öncesinde medya sahipleri, genel yayın yönetmenleri ve temsilcileriyle bir araya geldik. Yaklaşık 3 saatlik bir toplantıda, hem kendilerini bilgilendirdik, hem medya terör ilişkisine dair bazı hissiyatımızı kendileriyle paylaştık, hem de kendilerini dinleme imkânı bulduk.?

"TERÖR ÖRGÜTÜNÜ OKSİJENSİZ BIRAKMAK İÇİN HER TÜRLÜ TEDBİRİ ALIYORUZ"

Terörün propagandasını engellemek, terör örgütünü oksijensiz bırakmak için her türlü tedbiri aldıklarını söyleyen Başbakan Erdoğan; bunu yaparken hiçbir kesimin ötekileştirilmediğini, hiçbir kesime önyargıyla yaklaşılmadığını kaydetti.

Bu ülke insanlarının bütün hayal kırıklıkları, gönül kırgınlıkları ve vicdan yaralarının sevgiyle, kardeşlikle, şefkatle iyileştirileceğini dile getiren Erdoğan, ?Daha fazla adaletle, daha fazla demokrasiyle, daha fazla özgürlükle bu ülke bir uçtan bir uca bir daha kararmamak üzere aydınlanacak.? şeklinde konuştu.

Terörün panzehirinin daha fazla demokrasi olduğunu vurgulayan Erdoğan, ?Terörün çaresi insan haklarında, hukukta, adalette, özgürlükte, demokraside sebat etmek, ilerlemek, daha müreffeh bir toplum olabilmektedir. Onun için, terör örgütü mevcudiyetini korumak adına, gerçekte milletimizin kardeşliğini, Türkiye'nin değişim umutlarını, demokrasimizi, hukukumuzu hedef almaktadır.? diye konuştu.

Bu kirli odakların Türkiye'nin gelişmesini, özgürleşmesini, demokratikleşmesini, huzur ve istikrar içinde kardeşçe müşterek bir geleceğe yürümesini istemediklerini belirten Erdoğan, ?Bu ülkenin büyümesini, güçlenmesini, bölgesinde ve dünyada söz sahibi olmasını, haklının yanında yer alıp haksıza karşı çıkmasını istemiyorlar. Ancak bu kirli hesap tutmayacak, terörden medet umanlar maksatlarına asla ulaşamayacaklar.? diye ifade etti.

"KİMSENİN BU ÜLKENİN BAHTINI KARARTMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ"

Kimsenin, bu ülkenin bahtını karartmasına izin vermeyeceklerini kaydeden Başbakan Erdoğan, şu ifadelere yer verdi: ?Birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi onların kirli hesaplarına kurban etmeyeceğiz. Bu ülkenin huzur ve istikrarını bozdurmayacak, milletimizin değişim iradesini sekteye uğratmayacağız. İnsanlarımızın gelecek umutlarını söndürmelerine asla göz yummayacağız. Terör illetini bu ülkenin gündeminden de bu milletin yakasından da mutlaka ama mutlaka söküp atacağız. Milletimiz mutlu ve müreffeh yarınlara ulaşma azmiyle çıktığı bu yoldan asla geri dönmeyecektir. Ne demokrasimizi geliştirmekten, ne adaleti tartışılmaz biçimde tesis etmekten, ne özgürlükleri genişletmekten vazgeçeceğiz. Demokrasi açılımlarımızdan, barış ve kardeşlik projelerimizden, ülkemizin her köşesini imar edecek atılımlardan da asla ve asla geri adım atmayacağız. ?

"YENİ ANAYASA SADECE SİYASET ZEMİNİNDE DEĞİL, HER ZEMİNDE BÜTÜN BOYUTLARIYLA TARTIŞILMALI"

TBMM'de yeni Anayasa hazırlık çalışmalarının başladığını anımsatan Erdoğan, ?Bu süreci Türkiye'nin geleceği açısından hayati önemi haiz görüyoruz. Bugünün şartlarına uyumlu, daha demokratik, daha adil, daha özgürlükçü bir anayasa Türkiye'nin aydınlık yarınlarına giden yolda çok önemli bir kilometre taşı olacaktır. Bütün siyasi partilerimizin konuya gereken hassasiyet çerçevesinde yaklaşacağına ve yeni Türkiye'ye yakışan anayasanın hazırlanmasına değerli katkılar sağlayacaklarına inanıyoruz.? dedi.

Konunun, sadece siyaset zemininde değil, her zeminde bütün boyutlarıyla tartışılarak olgunlaştırılması gerektiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, şöyle dedi: ?Hukukçularımız, aydınlarımız, sivil toplum kuruluşlarımız, medyamız ve tek tek her bireyimiz bu meselede sorumluluk üstlenmeli, yeni anayasanın oluşumuna katkı vermelidir. Türkiye'yi geleceğe taşıyacak bir anayasanın oluşması için bu ortak aklın oluşmasına ihtiyacımız var. İnşallah Türkiye'nin değişimini taçlandıracak yeni anayasamızı en geniş katılımla hazırlayarak çok önemli bir aşamayı daha gerçekleştireceğiz.?

Şartlar ne olursa olsun, bütün yaraların sarılacağını ve Türkiye'nin medeniyet yürüyüşünün devam edeceğini kaydeden Erdoğan, ?Bu inançla sözlerime son verirken, Cumhuriyetimizin kuruluşunun 88'inci yıldönümünü yürekten kutluyorum. Yaklaşan Kurban Bayramınızı şimdiden tebrik ediyorum; ülkemize, milletimize, büün İslam âlemine ve insanlığa hayırlar getirmesini Allah'tan temenni ediyorum." dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber