Cizre'deki faili meçhullere ilişkin soruşturma

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 28 Kasım 2012 14:25, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:00

Eski Kayseri Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Cemal Temizöz'ün Cizre'de görev yaptığı 1990'lı yıllarda oluşturduğu öne sürülen sorgu ekibinde yer aldıkları gerekçesiyle biri uzman çavuş, 3'ü terör örgütü PKK itirafçısı 4 kişi hakkında ?Taammüden adam öldürmek? suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açıldı.Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan ve 3'ü Temizöz'ün Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı dosyada da yer alan 4 tutuklu sanık için düzenlenen iddianame, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi.

İddianamenin ?Örgütün (Teşekkülün) Yapısı? bölümünde, Temizöz'ün 1993'te Cizre'de ?korucu, itirafçı ve uzman çavuşlardan? oluşan sorgu ekibi

adı altında bir grup oluşturduğu belirtildi.

Bir süre önce yakalanan ve söz konusu dönemde Jandarma Uzman Çavuş olarak görev yapan sanık Burhanettin Kıyak'ın da aralarında yer aldığı grubun Temizöz'ün idaresi altında faaliyet yürüttüğü ifade edilen iddianamede, şu ifadeler yer aldı:

?O dönem, Cizre Jandarma Komutanı olarak görev yapan Binbaşı Cemal Temizöz'ün idaresi altında, Cizre'de 'Yavuz' kod adlı Burhanettin Kıyak, 'Tuna' kod adlı Gündür Güler ile kimlik bilgileri tespit edilemeyen 'Selim Hoca' ve 'Cabbar' kod adlı uzman çavuşlar ile itirafçılar 'Şahin-Bedran' kod adlı Adem Yakin, 'Ferit' kod adlı Fırat Altın (Abdurrahim Güven), 'Tayfun' kod adlı Hıdır Altuğ'dan oluşan bir grup oluşturulmuş ve 'sorgu ekibi' denilen bu grup süreç içerisinde asli görevinden ayrılarak terör örgütü PKK'ya yardım ettiğini değerlendirdikleri şahısları ya da özel sebeplerden dolayı gözaltına aldıkları kişileri sorgulayarak bir kısmını öldürmüşlerdir. Bu şekilde suç işlemek amacıyla kurulmuş bir teşekkül haline dönüştürülmüştür.?

Sorgu ekibinin bölükte görev yapan diğer rütbeli ve askerlerden farklı olarak kalaşnikof marka tüfek ve tabanca taşıdıkları, eylemleri de bu silahlarla gerçekleştirdikleri önü sürülen iddianamede, şu ifadeler yer aldı:

?Cizre'de meydana gelen olaylara ilişkin adli evrak tanzim etme görevi merkez jandarma karakol komutanlığında olmasına rağmen yakalama, gözaltına alma, savunma alma ve gözaltından serbest bırakma gibi adli işlemler bu sorgu ekibi tarafından yerine getirilmiştir. Nitekim, birçok öldürme olayıyla ilgili olarak düzenlenen olay yeri tespit tutanaklarında tutanak tanzimi yapan görevlilerin isimleri ve sicil bilgileri yazılmamış, imzanın altında 'ilçe jandarma komutanlığında görevli' ibaresi yazılmıştır. Bir kısım tutanaklarda ise kod isimlerin yazılı olduğu görülmüştür. Karakol hiyerarşisinde karakola bağlı olarak çalışması gereken kod isimli uzman çavuşların çalıştıkları dönemde karakol komutanının emir ve komutasında olmayıp doğrudan şüpheli Cemal Temizöz'den talimat almışlardır. Yani kurumsal hiyerarşinin dışında örgütsel hiyerarşiye bağlı olarak görev yapmışlardır.?

İddianamede, Cizre'de 1993 yılından itibaren şüpheli Temizöz'ün liderliğinde suç işleyen bir teşekkülün meydana getirildiği, bu yapının tasarlayarak kasten öldürme de dahil olmak üzere bir çok suç işlediği, terörle mücadele edilmesi amacıyla devlet tarafından kendilerine sağlanan her türlü imkanı da kullandıklarının mevcut delillerden anlaşıldığı kaydedildi.

Yargıtay kararı örnek gösterildi

İddianamede, yürütülen soruşturmaya, Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin 15.01.2002 gün ve 16176-125 sayılı kararı örnek gösterildi.

Yargıtay kararında şu tespitin yapıldığı bildirildi:

?Terörle mücadele adı altında da olsa açıklandığı gibi hukuk dışı bir örgütlenme ile devletin meşru güçleri gibi güç kullanarak yürürlükteki yasalar yerine kendi güç ve kuralları ile sözde yasalar oluşturmanın, devleti, hukuk devleti olmaktan çıkaracağı, bu koşullarda da güçlünün sözünün geçtiği, nerede başlayıp nerede sona ereceği belli olmayan her türlü yasa dışılığın egemen olduğu bir sistem oluşacağı, sonuçta yurttaş-devlet ilişkisinde hukuk kuralları yerine korku ve kaygının geçerli olacağı, bunun da bir Anayasa ve yasa ihlalinin ötesinde tam bir hukuk ihlali niteliği taşıyacağı ve hukuk devletinin bütünü ile ortadan kalkması sonucunu doğuracağı göz önüne alındığında...?

İddianamenin ?Örgüt (Teşekkül) hakkındaki tanık ifadeleri? bölümünde ise 1990'lı yıllarda Cizre'de görev yapan bazı askeri personeller ve gizli tanık ifadeleri yer aldı.

Bazı tanıklar, beyanlarında, beyaz renkli Reanult marka araç kullanan söz konusu sorgu ekibinin terör olaylarıyla ilgili adli işlemleri yürüttükleri, karakol teşkilat kadrosunda 'sorgu' diye bir birimin o dönemde olmadığını ancak fiilen devam eden böyle bir birimin bulunduğunu anlattığı bildirildi.

İstenen cezalar

İddianamede, 1992-1996 yılları arasında Cizre'de uzman çavuş olarak görev yapan sanık Kıyak'ın Ramazan Elçi, İbrahim Adak, Mehmet Gürri Özer, Abdurrahman Afşar, yabancı uyruklu bir şahıs, kimliği tespit edilemeyen kadın terörist, Süleyman Gasyak, Abdulaziz Gasyak, Ömer Candoruk ve Yahya Akman'ın öldürülmesine iştirak etmek suçlarından 5 kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi istendi.

Aralarında Temizöz'ün de yer aldığı 7 sanıklı davada tutuklu bulunan ve haklarında yeniden iddianame hazırlanan diğer sanıklar Adem Yakin, Fırat Altın (Abdülhakim Güven) ve Hıdır Altuğ'ın da toplam 8 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi.

İddianamede, dosyanın Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davayla birleştirilmesi de istendi. 8. Ağır Ceza Mahkemesi, birleştirme talebini değerlendirmek için iddianameyi 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi.

Bu arada Cemal Temizöz'ün halen Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden davasında, sanık Temizöz için 9 kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep ediliyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber