Bakırköy ilçe milli eğitim müdürü değiştirildi
MEB İlçe Milli Eğitim Müdürlerini Değiştiriyor.
MEB, kanunun yayımlanması ile görevleri sona eren ve imza yetkileri kalmayan İlçe Müdürleri için gönderdiği bakanlık olurunda atama yapılıncaya kadar görevlerine devam etmeleri belirtilmişti.
Kanun Cuma günü resmiyete kavuştu ve hiç zaman kaybetmeyen bakanlık İlçe Müdürlerine el atmış görünüyor.
Bunun ilk örneği İstanbul Bakırköy'de yaşandı. Bakırköy İlçe Milli Eğitim Müdürünün yerine yeni bir atama yapıldı.
Bakırköy İlçe Milli Eğitim Müdürü tecrübeli bir yönetici. En son Bakırköy'den alınıp Edirne Süloğlu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne atanmıştı.
Açtığı davayı idarenin savunması alınmaksızın kısa sürede kazanan ilçe müdürü koltukta iki hafta oturmadan bu kez de kanunla görevden alındı.
Bu kanunun çıkarılmasındaki en önemli gerekçelerden birisi de hukuksuz ve haksız görevden almalarda yargı yolunun önünü kesmek olduğunu daha önce de belirtmiştik.
Bakırköy'ün ilçe müdürünün son 12 yılda en az 25 kez görev yeri değiştirildi. İl MEM'e görevlendirme, başka yere atama, İl MEM'e atama... derken, Bakırköy'e en az 10 kez müdür olarak döndü. Her defasında haksızlığı yargıya taşıdı ve kazandı...
Son olarak, Süloğlu'na atamasının iptali kararının erken çıkmasında daha önceki yargı kararları etkili oldu ve yargı idarenin savunması alınmaksızın yürütmeyi durdurmuştu.
Bizim ilçe müdürlerine yönelik edindiğimiz ilk atama bilgisi bu yönde...
Bu atamaların her geçen gün artacağından şüphe yoktur. Bu atamalar yapılırken siyasetin ve kayırmacılığın kariyer ve liyakatin önüne geçmemesini temenni ediyoruz. Bu temennimiz örnekte de görüleceği üzere her ne kadar boş temenni ise de biz iyi niyetimizi korumak istiyoruz.
Yıllarca çalışan, eğitime emek veren, sisteme yön veren insanların hiçe sayılarak bir kalemde silinip atılmasını vicdanen kabul etmek mümkün değildir. Kaldı ki işin ehline teslim edilmesi, insanlara eşit davranılması dinimizin de emridir... O koltuklarda oturacak insanların vicdani muhasebelerini iyi yapmalarını bir tereddüde düşmemelerini temenni ederiz.
Çünkü bu tür tereddütler yönetimi de devleti da zaafa uğratır. Kaybeden atayanlar ya da atananlar değil eğitim olur, ülke olur...
Bu noktada çok beğendiğim bir hikayeyi paylaşmak isterim:
ŞIH
Mustafa Kemal, bir gezisinde öyle bir kişi görür ki, dayanamayıp yanındaki valinin kulağına eğilerek sorar:
- "Kimdir bu?"
- "Efendim, kendisi Şıh'tır, yörede çok hatırı vardır..."
Bunun üzerine Atatürk Şıh'ı yanına çağırır:
- "Bak baba, imanın ölçüsü sakalın boyunda, uzunluğunda değildir" diyerek devam eder.
- "Rica etsem de, en azından Peygamber Efendimizin olduğu gibi kısaltsan..."
Bunları söylerken, eliyle de boyun hizasını gösterir.
- Şıh "Emrin olur Paşam" der...
Aradan zaman geçer, bir akşam Atatürk Amasya daki Şıh'ı hatırlar ve valiyi telefonla arayıp durumu sorar.
Vali, nasıl söyleyeceğini bilmemekle birlikte, Şıh'ın sakal boyunda en küçük bir kısalma bile olmadığını, aksine kimselere de el sürdürmediğini anlatır.
Konuşmadan sonra, Atatürk kağıdı kaleme eline alır ve yazdığının Amasya Valiliğine ve Şıh'a tebliğ edilmesini ister.
Ertesi gün Amasya'dan bir haber gelir ki, Şıh efendi Atatürk'ü görmek üzere yola çıkmış.
Çok geçmeden de gelir.
Sakal tamamen kesilmiş, sinek kaydı traş olunmuş, saçlar kısaltılmış. Kılık, kıyafet de baştan sona değişmiş. Bambaşka bir görünüme bürünmüş Şıh!...
Atatürk'ün yanındaki arkadaşlarından biri kulağına eğilir:
- "Aman Paşam! Bu adam sakalına el dahi sürdürmezdi, ne ettiniz de kökünden kesmesini sağladınız?" diye sorar.
- Atatürk: "Kendisini Afyon Valisi tayin ettim..."
Bu görüşmenin ardından da, yeni bir yazı hazırlayıp Şıh a verilmesini ister.
Yazı şöyledir:
"İnanç ölçüsünün sakalda olmadığını anladığına sevindim. Valilik meselesine gelince, bugün koltuk uğruna kırk yıllık sakalından vazgeçebilen, yarın başka şeyler için milletinden'de vazgeçebilir. Seni böyle bir durumda bırakmak istemem."
AZLETTİM...
Saygılarımla...
Maksut BALMUK
Eğitim Yöneticisi