Erdoğan: Benden daha Alevisi olamaz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kardeşlerim, uyanık olmaya mecburuz. Eğer Alevilik, Hazreti Ali Radıyallahu Anh Efendimizi sevmekse benden daha Alevisi olamaz. Ama yok." dedi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 10 Mayıs 2015 15:36, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Erdoğan: Benden daha Alevisi olamaz

- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Oy kullanmak bir külfet değil, tam tersine ayrıcalık, imkan, fırsattır. Sesinizi en iyi şekilde duyurabileceğiniz, gücünüzü en etkin şekilde gösterebileceğiniz yer dağlardaki silahlar değil, sandıktır, sandık. Bugüne kadar silahlı örgütleri arkamıza alarak bu ülkede iktidar olmadık, tam aksine gönülleri kazanarak iktidar olduk. Birileri de silahlı terör örgütlerini arkalarına alarak, ülkede bir şeyler yapmaya gayret ediyor" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Karlsruhe Messe Arena'da düzenlenen "Gençlik Şöleni"nde yaptığı konuşmasına, "Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Almanya Federal Cumhuriyetinin değerli vatandaşları" diyerek başladı ve başta Almanya olmak üzere yurtdışında yaşan tüm Türkiye vatandaşlarına selamlarını iletti.

Tüm kadınların Anneler Günü'nün de mübarek ve kutlu olmasını dileyen Erdoğan, salonda bulunanlardan, hayatını kaybetmiş tüm anneler için dua etmelerini istedi.

Cennetin anaların ayakları altında olduğunu, bu müjdenin babalara değil, annelere verildiğine dikkati çeken Erdoğan, "Annelerinin kadrini, kıymetini bilmeyenlerin vay haline, o bakımdan bizim yürüyüşümüz anlamlı, çok farklı" ifadesini kullandı.

Almanya'daki bu Gençlik Şöleni'ni tertip eden kişi, kurum ve sivil toplum kuruluşlarına teşekkür eden Erdoğan, yurtdışında yaşayan vatandaşların birlik ve beraberlik içerisinde olmasından ayrıca mutlu olduğunu dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'den 78 milyon vatandaşın selamını getirdiği belirterek, "40 yıl önce buraya geldiğinizde, çeşitli etkinlikler için, farklı bir Almanya vardı ama bugün farklı bir Almanya var, nereden nereye. Türkiye'nin milletin oylarıyla seçilmiş cumhurbaşkanı olarak Almanya'ya yaptığım bu ilk ziyaretin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da tüm gücümüzle, imkanlarımızla Avrupa'daki kardeşlerimizi desteklemeye devam edeceğiz" diye konuştu.

-"Buradaki her bir kardeşim bu saldırının hedefidir"

Türk toplumunun Avrupa'daki birlik ve beraberliği ne kadar güçlü tutarsa, geleceğine de o kadar umutla bakacağını kaydeden Erdoğan, söyle devam etti:

"7 Haziran seçimlerinin, bu birliği, beraberliği, dayanışmayı en güçlü şekilde ortaya koyabileceğimiz bir fırsat olduğuna inanıyorum. Sizlerin ilk defa genel seçimde oy kullanacağınız bir seçimi yapıyoruz. Sizler yıllar yılı bugünü beklemiyor muydunuz, yıllar yılı bu hak bize ne zaman verilecek demiyor muydunuz? Hamdolsun bunu gerçekleştirmek bize nasip oldu. Tüm engellemelere rağmen artık benim yurtdışındaki kardeşlerim de Türkiye'deki seçimlerle ilgili oyunu kullanabiliyor. İlk oyu cumhurbaşkanlığı için kullandınız, ama şimdi genel seçimlerde kullanacaksınız.

İçeride ve dışarıda hala bu milletin inancına, kültürüne, tarihine, değerlerine düşmanlık edenler olduğunu biliyoruz. Bunların hedefi şahsım ve sadece hükümet değil. Bu değerlere sahip çıkan, bunları hayatında yaşatan tüm kardeşlerimizdir. Buradaki her bir kardeşim bu saldırının hedefidir. Şahsım olarak 40 yılı bulan siyasi hayatımda maruz kaldığım saldırıların hepsini de milletimin desteği, Rabbimin inayetiyle savuşturduk. Milletim bugüne kadar verdiğimiz her mücadeleyi, kendi değerlerinin mücadelesi olduğunu hamdolsun gayet iyi biliyor, bu mücadeleden de aynı anlayış, birlik ve beraberlikle başımız dik çıkacağımıza inanıyorum. Bunun için çok çalışmalıyız."

- "Kullanma hakkına sahip olduğunuz oy kesinlikle sadece bir oy değildir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa'da ve özellikle de Almanya'da yaşayan, yaklaşık 1 milyon 450 bin seçmenin 7 Haziran seçimlerinde belirleyici rol oynayacağını vurgulayarak, "Her bir kardeşim şunu çok iyi bilmelidir; kullanma hakkına sahip olduğunuz oy kesinlikle sadece bir oy değildir. Meşhur bir söz var; 'Bir mıh bir nalı kurtarır, bir nal bir atı, bir at bir komutanı, bir komutan orduyu, bir ordu bir milleti kurtarır'. Sahip olduğunuz oya bu anlayışla yaklaşmanızı istiyorum" dedi.

Geçmiş dönemlerde gümrüklerde oy kullanma zorunluluğu nedeniyle yurtdışında yaşayan vatandaşların seçme haklarını yeterince değerlendiremediklerine işaret eden Erdoğan, "Biz, yurtdışındaki vatandaşlarımızın bulundukları ülkelerdeki temsilciliklerde oy kullanmalarının yolunu açmış bulunuyoruz. Malum ilk defa cumhurbaşkanlığı seçiminde bu uygulamada bazı aksaklıklar oldu, istediğimiz neticeyi alamadık, yeterli bilgilendirmeyi yapamadık, ama bu seçimde yurtdışındaki kardeşlerimizin en az Türkiye'deki oy kullanma oranındaki bir yoğunlukta sandık başına gideceklerine inanıyorum" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Oy kullanmak bir külfet değil, tam tersine ayrıcalık, imkan, fırsattır. Sesinizi en iyi şekilde duyurabileceğiniz, gücünüzü en etkin şekilde gösterebileceğiniz yer dağlardaki silahlar değil, sandıktır, sandık. Bugüne kadar silahlı örgütleri arkamıza alarak bu ülkede iktidar olmadık, tam aksine gönülleri kazanarak iktidar olduk. Birileri de silahlı terör örgütlerini arkalarına alarak, ülkede bir şeyler yapmaya gayret ediyor" değerlendirmesinde bulundu.

Yurtdışında yaşayan Türkiye vatandaşlarının sayısının yaklaşık 6,5 milyonu bulduğunu ve bu sayının Türkiye'de en az 6 büyükşehir statüsündeki bir şehir ettiğini anlatan Erdoğan, "Bunları ihmal eden bir parti Türkiye'deki en az 6 büyükşehir statüsündeki şehri gözden çıkarmış olur. Hiçbir siyasetçinin, partinin böyle bir lüksü olamaz. Ben, sizlerden elinizdeki gücü en iyi şekilde kullanmanızı özellikle rica ediyorum. Almanya'daki ve Avrupa'daki sandıkların tümünü sevginizle, aşkınızla, azminizle doldurmanızı rica ediyorum" dedi.

Salondaki vatandaşlara seslenerek, "Almanya'da oyumuza sahip çıkıyor muyuz? Almanya'dan Türkiye'ye ve dünyaya sandık aracılığıyla güçlü bir mesaj gönderiyor muyuz? Yeni Türkiye'nin inşasına Almanya'dan başlıyor muyuz?" diye soran ve vatandaşlardan tezahüratlarla "evet" cevabı alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Maşallah" diye konuştu.

Almanya, Avusturya, Belçika, Fransa, İsviçre ve Danimarka'nın da bulunduğu 7 ülke ve 33 gümrük kapısında oy verme işleminin 8 Mayıs Cuma günü başladığını hatırlatan Erdoğan, Almanya'da yaşayan Türk seçmenlerin 31 Mayıs'a kadar bu ülke genelindeki konsolosluklarda, gümrüklerde ise 7 Haziran'a kadar oylarını kullanabileceklerini söyledi.

Erdoğan, vatandaşların kullanacağı her bir oyun Türkiye için hayırlı olmasını temenni ederek, "Eğer siz bu gücü kullanmazsanız, bugüne kadar sizi görmezden gelenler aynı tavırlarını sürdürürler, ama siz bu imkanı en etkili şekilde değerlendirirseniz, ne Türkiye'deki ne de yaşadığınız ülkelerdeki hiçbir siyasetçi, hiçbir yönetici sizin sesinize kulak tıkamak cesaretini gösteremez" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Avrupa'da 'Alisiz Alevilik' diye bir şeyler çıktı ya şimdi bu Alisiz Alevilerin içerisinden bir tanesini de aday yaptılar, milletvekili adayı. Kardeşlerim, uyanık olmaya mecburuz. Eğer Alevilik, Hazreti Ali Radiyallahu Anh Efendimizi sevmekse, benden daha Alevisi olamaz. Ama yok, Alevilik bir dinse, orada Tayyip Erdoğan yok. Onu, Alisiz Aleviler düşünsün. Bunlara gerekli cevabı 7 Haziran'da vereceğinize ben inanıyorum" dedi.

Erdoğan, Karlsruhe Messe Arena'da düzenlenen "Gençlik Şöleni"nde yaptığı konuşmada, iş makinelerinin yakılması, müteahhit firmaların tehdit edilmesi nedeniyle, Hakkari'de yapılan havalimanının iki yıl geciktiğini belirtti.

Bunu geciktirenlerin, Avrupa'da elini kolunu sallaya sallaya dolaştığını ifade eden Erdoğan, bunlara gerekli cevabın 7 Haziran'da verilmesini istedi.

"Benim Hakkarili vatandaşım şunu söylemeli; 'Ben Hakkari'ye artık Van Havalimanı'ndan inip karadan gitmek istemiyorum, ben, Hakkari'ye, Yüksekova'ya inip oradan geçmek istiyorum.' Bu benim Hakkarili Kürt kardeşimin hakkı değil mi? Hakkı. Bunu kimler engelledi? Bunlar engelledi" diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Önünü açmak isteyen kim? Biz. Kim Kürt kardeşimi seviyor, bunlar mı, biz mi? Bizde ayrım yok. Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i, Gürcü'sü, Abaza'sı, Arnavut'u, Boşnak'ı, Roman'ı, aklınıza kim gelirse, yaradılanı Yaradandan ötürü sevdik ve seveceğiz, farkımız bu. Bunların sevgileri falan sahte, inanmayın. Bunlar sevemezler, insan öldürende sevgi olur mu? İnsanları katledende sevgi olur mu? Öyleyse, bu oyuna gelmememiz lazım. El ele, omuz omuza vereceğiz."

"Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" diyerek, Rabia işareti yapan Erdoğan, bu yolu, böyle yürüyeceklerini söyledi. Erdoğan, "Onlar, 'tek millet' diyebilir mi? 'Tek bayrak' diyebilir mi? 'Tek vatan' diyebilir mi? 'Tek devlet' diyebilir mi? Öyleyse 7 Haziran'da bunu diyemeyenlere gereken cevabı, benim Avrupa'daki kardeşlerim vermelidir" diye konuştu.

- "Eserlerimizle övünüyoruz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaklaşık 12 yıl başbakanlık görevinde bulunduğunu anımsatarak, "Bu görev esnasında, yapılan eserleri sizlere tek tek anlatacak değilim. Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri. Biz eserlerimizle övünüyoruz hamdolsun" dedi.

Türkiye'de 79 yılda 6 bin 100 kilometre yol yapılmışken, kendilerinin, 12 senede 17 bin 600 kilometre yol yaptığını belirten Erdoğan, eskiden yolların rezalet olduğunu, şimdi Avrupa'dan gelenlerin, Türkiye'ye geçtiğinde otoyollarla, bölünmüş yollarla Anadolu'ya gittiğini kaydetti.

Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün yapılmakta olduğunu hatırlatan Erdoğan, şunları ifade etti:

"Yavuz Sultan Selim Köprüsü bile bunları rahatsız etti. Niye? 'İsmini nasıl olur da Yavuz Sultan Selim Köprüsü koyarsınız'. Almanya'da falan, Avrupa'da 'Alisiz Alevilik' diye bir şeyler çıktı ya şimdi bu Alisiz Alevilerin içerisinden bir tanesini de aday yaptılar, milletvekili adayı. Kardeşlerim, uyanık olmaya mecburuz. Eğer Alevilik, Hazreti Ali Radiyallahu Anh Efendimizi sevmekse, benden daha Alevisi olamaz. Ama yok, Alevilik bir dinse, orada Tayyip Erdoğan yok. Onu, Alisiz Aleviler düşünsün. Bunlara gerekli cevabı 7 Haziran'da vereceğinize ben inanıyorum. Onun için çok çalışmanız gerekiyor."

Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün şu anda dünyanın en geniş köprüsü olduğunu, ortasından hızlı tren geçeceğini anlatan Erdoğan, müstesna bir proje olan köprünün inşaatının hızla devam ettiğini, yıl sonuna yetiştirmeyi planladıklarını dile getirdi.

- "İş bilenin, kılıç kuşananın"

Yapılanların millet için olduğunu belirten Erdoğan, "Biz bu millete sevdalıyız, bizim bu millete aşkımız var. Bu millete hizmet etmekten daha güzel ne olur? Onun için burada, sevgili Peygamberimizin o güzel sözünü ifade etmek lazım; 'İnsanların en hayırlısı, insanlara hizmet edendir'. Bizim derdimiz bu" dedi.

Köprünün maliyetinin 3 milyar dolar olduğunu, bunun için, milli bütçeden bir kuruş çıkmadığını anlatan Erdoğan, yapım süresi de dahil, köprüyü yapan Türk firması ile Güney Korelilerin, 12 yıllığına burayı işleteceğini ve sonrasında devlete teslim edeceğini kaydetti.

"İş bilenin, kılıç kuşananın, olay budur" diyen Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bitmedi, Marmaray. Bakın Marmaray'dan 18 ayda istifade eden halkımızın sayısı ne biliyor musunuz? 73 milyon. Şu ana kadar 73 milyon kişiyi Marmaray taşımış vaziyette. Fakat burada bir özellik var, nedir o özellik? Biz Fatih'in torunuyuz. Dedemiz Fatih, gemileri karadan yürüttü, biz de denizin altından metroyu yürütüyoruz. Onlar bize bir hedef verdiler, biz de o hedeflere, şu anda bu süreci yürütüyoruz."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, milletin tarafında olduğunu belirterek "Milletimle ilgili hangi sorun varsa bunların çözümünde ben tarafım. Bu acıları, eksiklikleri göreceğim de ne yapacağım, sessiz mi kalacağım? Olabilir mi böyle bir şey? İşte bakın yazmışlar, 'milletin adamı', evet, ben egemen güçlerin adamı değilim, milletin adamıyım. Bu yolda da böyle yürüyeceğiz" dedi.

Erdoğan, Almanya'daki "Gençlik Buluşması Etkinlikleri"nde, İstanbul'da inşaatı devam eden Avrasya Tüneli'nin gelecek yıl bitirilmesinin planlandığını belirtti.

Tünelin maliyetinin 1,5 milyar dolar olduğunu ve bunun için "milli bütçeden bir kuruş" çıkmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dedik ya, 'İş bilenin kılıç kuşananın.' Ne kadar? 29 yıllığına burayı işletecekler. Bizim verdiğimiz bir garanti var, 'şu kadar araç geçecek, eğer az kalırsa biz ödeme yapacağız, fazla olursa üzerini bize vereceksiniz.' Yan gelip yatmadık, çalıştık. Öyle kalkıp kurusıkı atmakla devlet yönetilmez" ifadelerini kullandı.

Salonu dolduranlardan Türkiye'de 1998 yılındaki hastaneleri hatırlamalarını isteyen Erdoğan, "SSK'nın hastaneleri vardı, ah ne çileler çektik. O hastanelerin akıbetini bilirsiniz, genel müdürünü tanırsınız, o dönemin yönetimlerini tanırsınız" diye konuştu.

Hastanelerde en önemli unsurun hijyen olduğunu ama söz konusu dönemdeki hastanelerde bunun bulunmadığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizim hastanelerimiz hijyenik miydi? Sağlam girin hasta çıkarsınız, o haldeydi" dedi.

Hastanelerin şimdi ise pırıl pırıl olduğunu vurgulayan Erdoğan, SSK'lının hastanesi, emeklinin hastanesi gibi ayrımları kaldırdıklarını söyledi. İsteyenin istediği hastaneye gidebildiğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

"Hastaları rehin alma dönemi kapandı bizimle. Ah benim kardeşlerim ya, ölü rehin alınır mı? Bu ülkede ölüleri bile rehin aldılar, 'Parayı getir cenazeni verelim' dediler. Biz bunları yaşadık. Şimdi bunları bize yaşatanlar bakıyorum da neler konuşuyorlar. 'Cumhurbaşkanı' diyorlar, 'Taraf olmaz.' Doğru, ama kusura bakmayın bak ben meydanlara çıktığımda ne dedim? Tabii ki ben şimdi her partiye eşit mesafedeyim doğru ama tarafım. Niye tarafım? Ben milletin tarafıyım. Milletimle ilgili hangi sorun varsa bunların çözümünde ben tarafım. Bu acıları, eksiklikleri göreceğim de ne yapacağım, sessiz mi kalacağım? Olabilir mi böyle bir şey? İşte bakın yazmışlar, 'milletin adamı', evet, ben egemen güçlerin adamı değilim, milletin adamıyım. Bu yolda da böyle yürüyeceğiz."

- "Konuşanlar hep hazır paradan konuşuyor"

İzmir'de etkinliklere katıldığını, gelirken İzmit geçişindeki köprünün yükselen kulelerini gördüğünü ifade eden Erdoğan, 9 milyar dolar olan bu proje için de "milli bütçeden bir kuruş çıkmadığını" vurguladı.

Her şeyin milli bütçeyle yapılamayacağını, kaynakların çeşitlendirilmesinin önemli olduğunu dile getiren Erdoğan, "Yönetim budur. Yoksa hazır parayı kullanmak, hazır parayı tüketmek bunlar kolay. Şimdi bakıyorum da konuşanlar hep hazır paradan konuşuyor" dedi.

Erdoğan, göreve geldiklerinde Merkez Bankasının kasasındaki 27,5 milyar doları şimdi 120 milyar dolara çıkardıklarını dile getirerek, IMF'ye olan borcun da bitirildiğini, IMF'nin artık Türkiye'den borç istediğini söyledi.

- "Sizlerin itibarı da artıyor"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, salondakilere başbakanlığı döneminde yapılanları anlattığını belirterek, "Bunlar o dönemde oldu. Yani -cek, -cak ile konuşmuyorum, yaptıklarımızla konuşuyorum. Bunları bilmeniz lazım" ifadesini kullandı.

Türkiye ekonomisinin Avrupa'da en büyük 6'ncı, dünyada en büyük 17'nci ekonomi haline geldiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023'te dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmayı hedeflediklerini hatırlattı. Milli geliri 2023'te 2 trilyon dolara, ihracatı 500 milyar dolara çıkarmaya yönelik hedeflerini de anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tüm bu gelişmeler Türkiye'de yaşayan insanlarımızla birlikte Avrupa'daki kardeşlerimizi de yakından ilgilendiriyor. Türkiye'nin gücü arttıkça Avrupa'da ve dünyanın her köşesinde yaşayan sizlerin itibarı da Allah'ın izniyle artıyor" dedi.

Türkiye'de şehirlerin güzelleştirilmesi için yoğun çalışmaların gerçekleştirildiğini, TOKİ'nin konutlar yapmaya devam ettiğini ifade eden Erdoğan, bu konudaki çalışmalara ilişkin bilgi verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

"2023 hedeflerine ulaşabilmek için de yeni bir hamleye ihtiyacımız var. Biz buna 'yeni Türkiye'nin inşası' diyoruz. Yeni Türkiye'nin inşası için ülkemizdeki istikrar ve güven ortamını güçlendirmek ve kalıcı hale getirmek zorundayız. Geçtiğimiz 12 yılda milletimizin bize teveccühü sayesinde sağlanan istikrar ve güven ortamının Türkiye'yi nereden nereye getirdiğini birkaç örnekle ifade ettik. Ama bu yapısal değil tamamen itimada, teveccühe dayalı bir durum. Biz bugün varız, yarın yokuz, gelecek nesiller için Türkiye'yi güçlü ve sürdürülebilir bir yönetim yapısına kavuşturmak mecburiyetindeyiz. Bunun için biz 'Yeni anayasa ve başkanlık sistemi' diyoruz."

- "Türkiye acaba batıdaki bu anlayışa ne zaman ulaşacak"

En gelişmiş ülkeleri barındıran Avrupa'da bir süredir siyasi istikrar tartışmalarının yapıldığına dikkati çeken Erdoğan, bununla ilgili İtalya'da çıkarılan kanunla en az yüzde 40 oyla tek başına iktidarın zorunlu hale getirildiğini belirtti. Bu kanunla, iş başına gelen hükümetin 5 yıl süreyle istikrar içinde ülkeyi yönetmesinin garanti altına alınmasının planlandığını dile getiren Erdoğan, İngiltere'deki seçimlerde de enteresan bir tablonun ortaya çıktığını aktardı.

Koalisyon ile yönetilen ülkede Muhafazakar Parti'nin tek başına iktidar imkanı elde ettiğini, anamuhalefet partisi ile koalisyonun diğer üyesi partinin ciddi oy kaybına uğradığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

"Diğer tarafta ise oyların yüzde 12'sini alan bir parti bir milletvekili çıkartabilirken, çok enteresan, oyların yüzde 4,7'sini alan diğer bölge partisi 56 milletvekili çıkardı. Hale bak. Tabii seçimi kaybeden üç partinin lideri de hemen istifalarını verdiler. Biliyorsunuz, ben her seçime girdiğimde ne diyordum, 'Eğer bu seçimden birinci olarak çıkmazsak istifa edeceğim' sözünü veriyordum. Hatırlıyor musunuz o günleri? Ama diğerlerini de davet ediyordum, 'Siz de var mısınız buna' diyordum, hiçbirisi 'Evet, biz de varız' diyemiyordu. Neden? Çünkü onlar koltuğu sağlama almak istiyorlardı. Zaten liste başı kendilerinde, 'Buradan çıkarız koltukta da kalırız. Milletvekilliğimizi de kaybetmeyiz.' Dertleri bu. Şimdi bu seçimde de böyle bir söz veren muhalefet partilerine henüz rastlamadım ama Sayın Başbakan, 'Eğer birinci olamazsak ben bırakırım, istifa ederim' diyor. Buyrun. Türkiye acaba batıdaki bu anlayışa ne zaman ulaşacak. Ya bunlar tapulu mülk mü? Bunları artık anlayalım."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İngiltere'de ortaya çıkan durumun ülkede hem istikrar hem de temsilde adalet tartışmalarını başlattığını ifade ederek, şunları kaydetti:

"İki partili olarak işleyeceği tasavvur edilen sistem diğer partiler de devreye girince adeta çöktü. Bütün bunlarla bir şeyi anlatmak istiyorum. O da şu, başkanlık sistemiyle alakalı zannediyorlar ki 'ben kendim için böyle bir sistem' istiyorum. Ya ben ülkemin doğrudan milletin oylarıyla seçilmiş bir cumhurbaşkanıyım ve bugün varız yarın yokuz ama istiyoruz ki gelecek nesillere bir idari sistem bırakalım. Öyle bir sistem bırakalım ki bu sistemle ülkemiz inşallah on yılları, yüz yılları kucaklasın. Bu adımı atalım. Benim derdim ülkemin geleceği, milletimin geleceğidir."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber