Koalisyon dönemleri bürokratların en fazla güç kazandığı dönemlerdir. Bu nedenle
koalisyonu merakla bekleyen en heyecanlı kesim bürokrasidir. Herhalde bürokrasi
kadar koalisyonu arzulayan başka bir kesim yoktur demek abartı olmasa gerektir.
İsterseniz sebeplerini açıklayalım.
Koalisyon demek denge demektir. Denge ise en fazla bürokrasiyi güçlendirir. Risk almak istemeyen ya da iş yapmak istemeyen bürokrat, işin yapılmaması için yüzlerce mazeret üretebilir.
Aynı konuda iş yapmak için yada iş yapmamak için bürokratın yüzlerce mazeret
üretebildiği bilinen bir gerçektir. Bu tipleri dinlediğiniz zaman yapılan bir
işten dolayı dünya yıkılacak zannedersiniz.
Bu çerçevede, iş yapmak istemeyen bürokratın sağdan veya soldan olmasına göre
koruma zırhı farklılaşabilmektedir. Yani iş yapmak istemeyen ya da işi yokuşa
sürmek isteyen bir bürokratın görevden alınmaya teşebbüs edilmesi halinde bürokratın
kimliğine göre koruma kalkanı devreye girecektir. Sağ kesimden bir bürokrat
sağ kesimden koruma kalkanı bulur, sol kesimden bir bürokratta sol kesimden
koruma kalkanı bulur. Bu durum ise koalisyonda gerginliğe yol açar ve görevden
alınmaları zorlaştırır.
Görüleceği üzere, bürokratın meşrebi ya da çizgisi hem mazeretlerini hem de
koruma kalkanını farklılaştırır. Dolayısıyla koalisyon dönemleri bürokratların
en güçlü olduğu dönemlerdir. Eğer bir de bakanlar bürokrasi deneyimine sahip
değillerse bürokratların elinde madara olurlar.
Ak Parti döneminde yaşanan Bakan değişikliklerinde dahi hükümet değişikliği gibi
bir yaklaşım sergilenerek bürokratların görevden alınma dönemleri koalisyon
dönemlerinde sona erer. Çünkü, koalisyon dönemlerinde müşterek kararnamelerde
koalisyon ortağı başbakan yardımcılarının da imzaları olduğu için bu dönemlerde
kararname çıkarmak oldukça zorlaşır ve görevden alınmalarda ciddi gerekçeler
istenir. Bu durum hukukiliğin artacağı gibi bir algı oluştursa da işin gerçek
boyutu oldukça farklıdır. Dolayısıyla her atama veya görevden alma krize dönüşeceği
için kıran kırana pazarlıklar yaşanması kaçınılmazdır.
Bir de koalisyon dönemlerinde soru önergeleri ve dosyalar havada uçuşur. Sıkışan bürokratlar kendisinin yapamadığını soru önergeleriyle yaptırmaya çalışırlar ya da sağdan sıkışan sola, soldan sıkışan da sola dosya uçurur.
Soru önergesi ya da gensoru tokmağı ise bakanlıkların iş yapmasını oldukça
zorlaştırır. Yapılan güzel işlerdeki basit hatalar dahi allanıp pullanıp dehşetengiz
bir şekilde kamuoyuna servis edilebilir. Dolayısıyla patlak veren hiçbir olayın
önü alınamaz.
Bu dönemlerde büyük ihaleler hayal olur ya da çok uzun süreç alır. Yani 3.
Hava Limanı gibi projeler hayallerde yaşayabilir. Her an hükümetin düşeceği
beklentisi ise bürokratın ipe un sermesine yol açar. Görevden alınması da zorlaşan
bürokratın artık işi kebaptır.
Yine bu dönemlerde bakanlıklar iş yapmaktan ziyade soru önergelerine cevap
yetiştirmekle uğraşır hale gelecekleri ve koalisyon ortakları sürekli bir birinin
kalesine gol atmakla veya bir birinden rol çalmakla uğraşacağı için bürokratların
hareket alanı son derece genişleyecektir.
Belirli kesimlerin uzun süre iktidar özlemi ve hıncı farklı tepkileri ve rövanşist
duyguları tetikleyecektir. Hele bir de koalisyon ortaklarının sert saflara ayrışması
bakanlıklar arası diyaloğu savaşa döndürecektir. Bu süreçte bürokratlar oldukça
etkin rol oynayacak ve altın çağını yaşayacaktır.