'Kılıçdaroğlu, anneliğimi dahi sorgulamaya kalktı'

Bakan Ramazanoğlu: "Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı, bu olay üzerinden benim anneliğimi dahi sorgulamaya kalktı, bu sorgulama hiç kimsenin hakkı da haddi de değildir"

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 04 Nisan 2016 21:37, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Kılıçdaroğlu, anneliğimi dahi sorgulamaya kalktı'

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, "Çocuklara yönelik şiddet ve istismara karşı nereden ve kimden gelirse gelsin kararlı bir şekilde mücadelemizi sürdüreceğimizi bir kez daha ifade etmek istiyorum." dedi.

Ramazanoğlu, TBMM Genel Kurulu'nda, HDP'nin kendisi hakkında verdiği gensoru önergesinin gündeme alınıp alınmamasına ilişkin görüşmeler sırasında söz aldı.

Bakanlık olarak yardıma ihtiyacı olan tüm vatandaşlara ve yabancı misafirlere hak ve insan temelli bakış açısı ile hizmet ürettiklerini, millete hizmetin bir sevda işi olduğunu belirten Ramazanoğlu, bu sevda ile yola çıktıkları ilk günden bu yana insana ve insan hayatına odaklanarak mağdurların yanında yer aldıklarını vurguladı.

Her türlü ayrımcılığa karşı çıkarak özellikle kadınlara ve çocuklara yönelik şiddet, ihmal ve istismarla sıfır tolerans anlayışı içinde mücadele ettiklerini aktaran Ramazanoğlu, "14 yıldır hükümetlerimiz döneminde yapılan çalışmalar cumhuriyet tarihi boyunca yapılamayanların yapıldığı, 'başarılamaz' denilenlerin başarıldığı, hayal bile edilemeyenlerin gerçekleştiği bir dönem olmuştur. Sosyal yardımlar ve sosyal hizmetlere ayrılan bütçe 2002'de 1,3 milyar Türk Lirası iken bugün 25 milyar Türk Lirası'na yükselmiştir. Aile ve sosyal politikalar alanında uygulamalarımızın kapsamı genişletilmiş. Kısa süre içinde hizmetlerimiz toplumun tüm kesimlerine yayılmıştır." diye konuştu.

Türkiye'nin uluslararası hukuk alanında taraf olduğu sözleşmelerle de pek çok ülkeyi geride bırakan bir duyarlılık gösterdiğini aktaran Ramazanoğlu, ancak söyleyecek sözü olmayanların bazı konuları istismar ederek haksız itham ve iftiralarla gündemi meşgul ettiğini, bazen de mağdurun mağduriyetine yeni yükler getirdiğini kaydetti.

Çocuklara yönelik insanlık dışı istismar olayından hareketle malum çevrelerin bir süredir Türkiye'ye karşı alçakça ve ihanete varan karalama kampanyası yürüttüklerini, hatta ahlak ve vicdan yoksunu bu çevrelerin edep ve mahremiyet sınırlarını aşarak şahsını ve ailesini de işin içine katarak ağza alınmayacak sözler sarf ettiklerini anlattı.

-"Konuya doğru bakan herkes hiç kimsenin böyle bir şeyi asla söylemeyeceğini bilir"

Türkiye'yi yalan ve iftiralarla meşgul ederek, olumsuz algı oluşturanlarla hukuki olarak da mücadele ettiğini aktaran Ramazanoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Konuyla ilgili olarak sarf etmiş olduğum cümleleri çarpıtarak işe başlayan bu zihniyet, cümlelerimin başını ve sonunu değiştirmiş, sosyal medya üzerinden bir karalama kampanyasına dönüştürmüştür. Tarafsız bir bakış açısıyla bakıldığında görülecektir ki açıklamam tamamen çarpıtılmış, kötü niyetle mağdurların üzerinden operasyon yapılmaya kalkışılmıştır. Bahsi geçen konuşmamın başında benim sözlerim, sıfır toleransla hareket ediyoruz, gerek kanuni düzenlemelerimiz, gerekse pratik uygulamalarımızla bu konuda kimseye karşı herhangi bir iyi hal indirimi yahut da iyi davranışından dolayı tolerans gösterilmesi gibi ne düşüncemiz oldu ne de bundan sonra olacaktır, bu benim sözlerim. Bunlar hiç gündeme getirilmeden yaptığım açıklama kasıtlı karalama kampanyasına dönüştürüldü.

Ensar Vakfı ve suçlu kişi hakkında sorulan bir soru üzerine aynen şunları ifade ettim; kötü niyetli insanlar her zaman bazı işleri suistimal edebilen insanlar olabiliyor. Bir kere yani suistimal yapan bu insanlara rastlanmış olması hizmetleri ile ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz şeklinde cevap verdim. Buradaki ifadem yaşanan menfur olayı, aileleri ve çocuklarımızı düşünerek, tüm bireylere yaymayalım, tüm hizmet alan kişileri zan altında bırakmayalım anlamındaydı. Aileleri ve çocuklarımızı düşünerek yaptığım açıklama 'bir kere tecavüzden bir şey olmaz' şeklinde kasıtlı bir yalana dönüştürüldü. Asla ağzımdan çıkmamış olan tamamen düzmece ve uydurulmuş bu sahte beyan insafsızca, acımasızca ve ahlaksızca yayılmaya çalışıldı. Bu ahlaksız yalanlara karşı konuya doğru ve mantıklı bakan herkes, insana değer veren hiç kimsenin böyle bir şeyi asla söylemeyeceğini bilir."

Bir kadın, bir anne, bir bakan, milletin oyuyla seçilmiş bir milletvekili olarak böyle bir cümleyi asla sarf etmeyeceği hususunda toplumda bir tereddüt olmadığını dile getiren Ramazanoğlu, asla söylemediği, ahlaksızca uydurulmuş bir cümleye yapılan yorumların da yanlış, gerekçesiz ve haksız olduğunu vurguladı.

-"Mağdurların topluma kazandırılması ciddi emek ister"

Yalan ve asılsız ithamlara rağmen çocukların ve ailelerinin mağduriyetlerinin artmaması için sükunetle çalışmalarını sürdürdüklerinin altını çizen Ramazanoğlu, "Çocuklara yönelik şiddet ve istismara karşı nereden ve kimden gelirse gelsin kararlı bir şekilde mücadelemizi sürdüreceğimizi bir kez daha ifade etmek istiyorum. Kadına ve çocuğa yönelik istismarda suçlu ve sorumluların en ağır şekilde cezalandırılması için bakanlığımız olarak bu davaların sonuna kadar takipçisi olduk ve olmaya devam ediyoruz." diye konuştu.

Tüm siyasi partileri, medya organlarını ve kamuoyunu çocukların yüksek yararını gözeterek, bu konuda açıklamalar yaparken bir kez daha duyarlı ve hassas olmaya davet eden Ramazanoğlu, "Çünkü bu tür olaylar tıpkı terör olaylarında, saldırılarında olduğu gibi toplumumuzda derin yaralar açmaktadır. Bu hastalıklı ruhların önceden tespit edilmesi konusunda hukuki düzenlemeleri gözden geçirmek, toplumsal bilinci geliştirmek, toplumsal duyarlılığı artırmak zorundayız. Bunun için çalışmalarımızı sürdürüyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

Ramazanoğlu, bakan olarak göreve geldiği ilk günlerde bürokratlara özellikle kadına ve çocuğa yönelik şiddet, ihmal ve istismar konularının mercek altına alınması talimatını verdiğini, bu konulara yönelik detaylı bir denetim ve rehberlik çalışmasını başlattıklarını anlattı.

Ayrıca Bakanlıkla ilgili tüm mevzuatların da gözden geçirildiğine işaret eden Ramazanoğlu, "Mevzuatlarla ilgili olarak bu ay bakanlığımız bünyesinde Adalet Bakanlığı ve Yargıtay Başkanlığı'nın iş birliği, akademisyenler ve STK'ların katılımı ile Türk adalet sisteminde aile, çocuk, kadın çalıştayını gerçekleştireceğiz." dedi.

Çözüm arayışlarında desteğe, iş birliğine ve duyarlılığa ihtiyaç duydukları bu süreçte sorunların doğru tespitinin önemli olduğunun altını çizen Ramazanoğlu, yapıcı eleştirilerin, farklı çözüm önerilerinin ve kapsamlı iş birliğinin önemine dikkati çekti. Ramazanoğlu, "Mağdurların topluma kazandırılması, çok boyutlu bir konudur ve ciddi büyük emek ister" ifadesini kullandı.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, Ana Muhalefet Partisi CHP'nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Karaman'daki istismar olayı üzerinden kendisinin anneliğini dahi sorgulamaya kalktığını belirterek, "Bu sorgulama hiç kimsenin hakkı da haddi de değildir." dedi.

Ramazanoğlu, TBMM Genel Kurulunda, HDP'nin kendisi hakkında verdiği gensoru önergesinin gündeme alınıp alınmaması görüşmelerinde yaptığı konuşmada, sosyal politikaları inşa ederken çocuklara yönelik çalışmalarda yeni bir dönemi başlattıklarını söyledi.

Çocuklar için koruyucu ve önleyici alternatif politikalar geliştirdiklerini ifade eden Ramazanoğlu, bu politikaları anlattı.

Ramazanoğlu, "Erken uyarı sistemleri, okul sosyal hizmeti ve aile sosyal destek programı gibi toplumsal sorunlara geniş perspektiften bakan projelere ilişkin çalışmalarımız sürmektedir." dedi.

Bakan Ramazanoğu, sosyal ve ekonomik destek hizmetiyle 2002'de 12 bin çocuk aile yanında bakılırken, bugün bu rakamın 78 bine çıktığını kaydetti.

Türkiye'nin bugün sosyal politikalar, eğitim, sağlık ve istihdam alanlarında attığı adımlarla, dünyanın pek çok ülkesinde model olarak gösterildiğini belirten Ramazanoğlu, bakanlığının kadına yönelik şiddetin kabul edilemez olduğu inancıyla ve şiddete karşı sıfır tolerans ilkesiyle çalışmalarını sürdürdüğünü bildirdi.

Sema Ramazanoğlu, ülkede kadına yönelik şiddetle mücadelede koruyucu ve önleyici hizmetlerinin vazgeçilmezleri olan kadın konukevlerinin sayısının artırılmasında da önemli gelişmelerin kaydedildiğini ifade etti.

Bakanlık bütçesinin yüzde 97'sinin sosyal yardımlara ayrılmasının tartışma konusu yapıldığını belirten Ramazanoğlu, sosyal yardımların, sosyal politikaların uygulanmasında ilk, acil ve birinci basamak müdahale yöntemi olduğunu vurguladı.

- "Düzenli yardımlardan faydalananların yüzde 61'i kadın"

Sosyal yardımlardan yararlananların yüzde 61'ini, düzenli yardımlardan faydalananların yüzde 75'ini, süreli yardımlardan faydalananların yüzde 50'sini kadınların oluşturduğuna işaret eden Ramazanoğlu, "Tarihimizden, inancımızdan, bu toprakların mayasını oluşturan değerlerden, milletimizden aldığımız güç ve yetkiyle hizmet üretmeye devam edeceğiz." diye konuştu.

Bakan Ramazanoğlu, yaşanan son menfur olaylardan sonra mağdur babanın, "Kimse bizi anlamıyor, yetkili, yetkisiz herkes konuşuyor. Olay mahkemede ama biz her gün ölüp ölüp diriliyoruz, yanıyoruz. İmdada gelen kişilere vuruyorsunuz. Yazıyor, çiziyor, birileri konuşuyor; laf nereye gidiyor, haberi yok. Çocukların ruh halini düşünen var mı? Bunları yazıp, çizenin malzeme yapıp da konuşanın çoluk çocuğu var mı?" dediğini anlattı.

Ramazanoğlu, şöyle konuştu:

"Anne ve babaların feryadına kulak verdiğimiz için mahremiyete saygı gösterdik. Her şeye rağmen sükunetimizi koruduk. Oysa Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı bu olay üzerinden benim anneliğimi dahi sorgulamaya kalktı, bu sorgulama hiç kimsenin hakkı da haddi de değildir. Gece herkes evinde uyurken, gece saat 03.00-04.00; ben evime gitmiyorum, çocukların yuvasına, sevgi evlerine gidiyorum. Kapıyı çaldığımda bakıcı anneler 'kimsiniz diye?' soruyor. O çocuklar uyumadan ben evime gitmiyorum. Geçenlerde Ana Muhalefet Partisi genel başkanı sarayda çocuk yuvasını ziyaret etti. Her şey o kadar mükemmeldi ki ben sayın genel başkandan telefonla bir teşekkür bekledim, 'baktık bir kusur bulamadık' diye. Çünkü biz hizmetlerin en mükemmelini veriyoruz.

HDP Grubuna seslenmek istiyorum. Elbette bir bakan hakkında gensoru önergesi verilebilir. Çocuk istismarı ve kadına yönelik şiddet konusunda gensoru verebilecek, bu konuda sözü ve yüzü olabilecek en son parti HDP'dir. Binlerce çocuğu dağa kaçırarak, kadınları şiddet ve terör sarmalının parçası haline getirmiştir. Ben iki aydır terör mağduru illerde dolaşıyorum, oralarda Kürt kadınlarla beraberim, ana olarak onların yanındayım, siz neredesiniz?"

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber