Dink cinayeti başlangıç eylemi

Gazeteci Hrant Dink davasında, adliyeye sevk edilen İstanbul İl Jandarma'da görevli Dinç ve Bozcan tutuklandı. Dinç, mahkemede kendisine yöneltilen suçlamaları reddetti

Kaynak : Milliyet
Haber Giriş : 04 Ağustos 2016 07:45, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Dink cinayeti başlangıç eylemi

Damla Güler

Hrant Dink cinayetindeki jandarma bağlantısına yönelik soruşturmada önceki gün adliyeye sevk edilen İstanbul İl Jandarma'da görevli Abdullah Dinç "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olmak ve kasten öldürme" suçlarından tutuklandı. Serbest bırakılan Yusuf Bozcan ise savcılığın yaptığı itiraz üzerine çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı.

Mahkemede suçlamaları reddeden Dinç, İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği'nin "19 Ocak 2007'de 12.15 ile 15.00 saatleri arasında Yüzbaşı Muharrem Demirkale ile Balmumcu bölgesinde görevli miydiniz? Aynı tarihte 15.00 ile 24.30 saatleri arasında 34 T 4691 sivil plakalı araç sürücüsü olarak görevli miydiniz? sorusuna "Ben Muharrem Demirkale'nin emrinde çalışan bir personel değildim. Çünkü onun görevi bölücü faaliyetlerle ilgiliydi. Benim görevim ise aşırı sol faaliyetler ile ilgiliydi. Görevlendirme yazısından benim haberim yoktur. Şayet görevlendirme yazısı varsa da benim yazım değildir" yanıtını verdi.

'Orası benim işyerim'

Söz konusu aracın şoförlüğünü yapmış olabileceğini, aracın aşırı sol faaliyetler için kullanıldığını söyleyen Dinç'e, "cinayetin işlendiği 19 Ocak 2007'de 12.47-14.28 saatleri arasında Balmumcu bölgesinde telefonunun sinyal vermesi, bu süreçte astsubay Ali Okur ile 3, uzman çavuş Turgay Kaymaz ile de bir kez telefon görüşmesi yapması ve saat 14.54'de Maslak'taki Jandarma Komutanlığı yakınlarındaki Oto Sanayi Sitesi adresinde telefonunun sinyal vermesi"yle ilgili sorular yöneltildi. Dinç, şu yanıtları verdi? "Balmumcu'da jandarmanın bölge komutanlığında sosyal tesisler var. Yemek için orada o saatlerde bulunabilirim. Belirtilen astsubay ve uzman çavuş da alışma arkadaşım. İstanbul Jandarma Komutanlığı yakınlarında saat 14.54'de telefonumun sinyal vermesi gayet doğaldır. Çünkü benim işyerim. Muharrem Demirkale ile telefon görüşmem olmamıştır."

Adli kontrolle serbest bırakılan ve Esenyurt Belediyesi'nde Zabıta Müdürü olan eski İstanbul İl Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlisi Yusuf Bozca'ya da emniyette, cinayet günü Ogün Samast'ı takip eden jandarmaları koordine eden Yüzbaşı Muharrem Demirkale'nin olağandışı çalışma sistematiği olup olmadığı soruldu.

Bozca, "Demirkale benim görev yaptığım dönemde MİT personelleri, emniyet istihbarat ve terörcülerle, adliyede görev yapan savcılarla, bu savcılardan Zekeriya Öz'le ayrıca TSK'daki paşalarla sürekli irtibat halindeydi" yanıtını verdi. Demirkale'nin kendisinden düşük rütbede olanlara "abi" diye hitap ettiğini anlatan Bozca, "Astsubaylardan tam hatırlamamakla birlikte Ş.A ya da Y.K'ye abi diye hitap ederdi" dedi.

Cinayet günü hem Samast'ı hem Dink'i takip ettiği iddia edilen 15 kişinin fotoğrafı da Bozca'ya gösterildi. Bazılarının isimlerini söyleyen Bozca, "11 numaranın ise Muharrem Demirkale'nin yanına gelip gittiğini gördüğüm, asker olmadığını bildiğim şahıs olibilir" diye konuştu.

Bozca: Göz yumuldu

Yıldırıcı uygulamalar yüzünden görevinden istifa ettiğini anlatan Bozca, "Dink cinayeti FETÖ/PDY'ye mensup kişilerce organize edilerek, cinayetin işlenmesine göz yumuldu. Sonrasında jandarma ve emniyette tasfiyeler başladı. Fetullahçı yapılanmaya mensup kişiler tasfiye edilen kişilerin yerlerine görev aldı. Sonra Ergenekon ve Balyoz operasyonları yapıldı. Süreç göz önüne alındığında 2007'de darbe girişiminin temellerinin bu cinayetle atıldığını düşünüyorum. Demirkale'nin ve onunla aynı görüşe sahip olan TSK personelinin Dink cinayetinin işlenmesine dahil olduklarını düşünüyorum" dedi.

İlk kurşun

Savcı Gökhan Kökçü, tutuklama talep yazısında, "15 Temmuz Başarısız Darbe Kalkışması ile gelinen son noktada şüphelilerin eylemlerini sadece silahlı terör örgütüne yönetici ya da üye olmak, kasten öldürmeye iştirak olarak nitelendirmek hukuki tavsiyeden uzak olacaktır. 15 Temmuz'a giden süreçte Dink Cinayeti bu yolda bu amaç için atılan ilk kurşun olması sebebiyle şüphelilerin eylemlerinin TCK'nın 309/1-2 maddesinde (darbeye teşebbüs) tanımlanan suç kalıbına uyduğu anlaşılmaktadır" dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber