'Benimle hesaplaşmak istiyorsanız çıkarsınız karşıma'

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: "Söylüyorum onlar da duysunlar, Kılıçdaroğlu haram yemedi, kul hakkı yemedi, düzgün davrandı ve millete doğruları anlatıyor, eğer siz benimle hesaplaşmak istiyorsanız çıkarsınız karşıma hesaplaşırsınız, ben ondan da çekinmiyorum"

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 08 Nisan 2017 15:26, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Benimle hesaplaşmak istiyorsanız çıkarsınız karşıma'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bu anayasa hepimizin anayasası olacak, A partisinin de B partisinin de C partisinin de hatta hiçbir partiye üye olmayan vatandaşlarımızın da yani 80 milyonun anayasası olacak. Dolayısıyla sandığa giderken bayrağımızı düşüneceğiz, vatanımızı düşüneceğiz, çocuklarımızı düşüneceğiz, geleceğimizi düşüneceğiz, demokrasimizi düşüneceğiz ve ona göre oy vereceğiz." dedi.

Kılıçdaroğlu, partisi tarafından Atatürk Hürriyet ve Demokrasi Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, uçaktan inerken kendisine çok sevinçli göründüğünün söylendiğini belirterek, "Evet dedim, çok sevinçliyim artık Trabzon'dan bir kızımız, gelinimiz var, o nedenle sevinçliyim. Öğrendiğim bir fıkrayı da size anlatacağım. Fıkrayı anlatan sizin hemşehriniz Akif Hamzaçebi, adama sormuşlar 'nerelisin' diye, 'henüz evlenmedim' demiş. Dolayısıyla bizim oğlana da soracağız, o da evlendi artık o da Trabzonlu olacak, öyle anlaşılıyor." ifadesini kullandı.

Güzel bir günde, annelerin en ön safta yerini aldıklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Sizden beni dikkatle dinlemenizi istiyorum çünkü düşünme zamanı. Ayın 16'sında sandığa gideceğiz. Niye gideceğiz? Bir partiye oy vermek için değil, bir kişiye oy vermek için değil, ülkenin geleceğini oylayacağız. Nasıl bir anayasamız olsun? Bu anayasa hepimizin anayasası olacak, A partisinin de B partisinin de C partisinin de hatta hiçbir partiye üye olmayan vatandaşlarımızın da yani 80 milyonun anayasası olacak. Dolayısıyla sandığa giderken bayrağımızı düşüneceğiz, vatanımızı düşüneceğiz, çocuklarımızı düşüneceğiz, geleceğimizi düşüneceğiz, demokrasimizi düşüneceğiz ve ona göre oy vereceğiz. Benim anlattığım gerçekler hepimizin bilmesi gereken gerçeklerdir ve bu çerçevede bizim düşünerek sandığa gitmemiz gerekiyor."

Kılıçdaroğlu, miting meydanlarında referandum için konuşan, çaba harcayan diğer siyasi partilerin liderlerini de dinlediğine işaret ederek, şunları kaydetti:

"Ama ben onlar gibi yapmayacağım, ben sadece ve sadece size bu anayasa değişikliklikleri neyi getiriyor, neyi götürüyor onu anlatacağım. Birinci noktamız şu, siz Sayın Cumhurbaşkanının taraflı mı olmasını istersiniz, tarafsız mı olmasını istersiniz? Bugüne kadar, Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar cumhurbaşkanları hep tarafsız olmuştur. Neden tarafsız olur? Çünkü cumhurbaşkanlığı makamı 80 milyonu temsil eder, bayrağımızı temsil eder, cumhurbaşkanlığı makamı hepimizin ortak değeridir, eğer cumhurbaşkanı tarafsız olmazsa ortak değer olma niteliğini kaybeder. O nedenle 16 Nisan'da sandığa gidecek bütün vatandaşlarıma sesleniyorum, ister Adalet ve Kalkınma Partili olsun, ister Cumhuriyet Halk Partili olsun, İsten Milliyetçi Hareket Partili olsun, ister Saadet Partili olsun, ister HDP'li olsun, ister Vatan Partisinden olsun, 80 milyon vatandaşımın tamamına sesleniyorum, 'bu ülkeye tarafsız bir cumhurbaşkanı gerekiyor' diyorsan sandığa gideceksin, onurla, gururla 'hayır' oyunu kullanacaksın, bu kadar kolay."

- "Tarafsız olsun 80 milyonu temsil etsin"

Bunun seçimlerle ilgisi olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, "Bunun partilerle de ilgisi yok. Olayı sanki bir parti rekabeti halinde anlatmaya çalışıyorlar, oysa burada partilerin bir işi yok. Cumhurbaşkanı tarafsız olsun, Saadet Partili için de tarafsız olsun, CHP'li için de tarafsız olsun, MHP'li için de tarafsız olsun, Büyük Birlik Partili için de tarafsız olsun. Tarafsız olsun ki benim bayrağımı temsil etsin, beni de temsil etsin, 80 milyonu temsil etsin." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, "Bugüne kadar tarihte cumhurbaşkanları hep tarafsız oldu, dolayısıyla biz tarihimize saygılıyız, birliğimize saygılıyız, demokrasimize saygılıyız, farklı görüşlerden de olsak bir arada huzur içinde yaşamak istiyoruz." ifadesini kullanarak, vatandaşlara şöyle seslendi:

"İki, cumhurbaşkanı getirilmek istenen yeni rejimde cumhurbaşkanı aynı zamanda deniyor ki bir partinin genel başkanı olsun. Cumhurbaşkanı aynı zamanda bir partinin genel başkanı olursa iki şapkası olacak, yani çift başlı bir devlet olacak. Hem cumhurbaşkanı hem partinin genel başkanı, aynı zamanda partinin genel başkanı hakim, savcı, vali, kaymakam, müftü tayin edecek. Bir partinin genel başkanı hakim tayin ederse ne olur? Size bir örnek vereceğim, bir dönem hükümet TBMM'ye bir kanun teklifi getirdi. Suriye sınırındaki mayınlı arazinin temizlenmesi ve İsrail'e 49 yıllığına kiraya verilmesi istendi. Kanun TBMM'den bizim itirazlarımıza rağmen geçti, biz bunu Anayasa Mahkemesine götürdük. Anayasa Mahkemesi dedi ki 'Türkiye Cumhuriyeti topraklarını başka bir ülkeye 49 yıllığına kiralayamazsınız' ve reddetti, iptal etti. Eğer o hakimleri, o teklifi getiren partinin genel başkanı tayin etseydi o yasa maddesi iptal edilmezdi, o yasa iptal edilmezdi ve bugün bizim Suriye sınırımız tamamen İsrail'e terk edilmiş olacaktı. Buna 'evet' diyor muyuz? Yargı bağımsızlığı bunun için önemlidir. Bunun için bir partinin genel başkanı hakim tayin etmemeli. Hep birlikte buna karşı duyarlı olmalıyız, birlikte olmalıyız, birlikte mücadele etmeliyiz."

- "Arkadaş, Kılıçdaroğlu size ne yaptı ben merak ediyorum?"

Trabzon'a İstanbul'dan geldiğini anlatan Kılıçdaroğlu, "Yer gök 'evet' levhalarıyla dolu her tarafta. Bizimle mücadele etmek istiyorlar, bizimle derken partiyle değil doğrudan benimle mücadele etmek istiyorlar. Miting yapıyorlar bakıyorum sabah Kılıçdaroğlu, öğle Kılıçdaroğlu, akşam Kılıçdaroğlu, ikindi Kılıçdaroğlu... Arkadaş, Kılıçdaroğlu size ne yaptı ben merak ediyorum? Ne yaptı size Kılıçdaroğlu? Söylüyorum onlar da duysunlar, Kılıçdaroğlu haram yemedi, kul hakkı yemedi, düzgün davrandı ve millete doğruları anlatıyor, eğer siz benimle hesaplaşmak istiyorsanız çıkarsınız karşıma hesaplaşırsınız, ben ondan da çekinmiyorum." dedi.

Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

"O zaman bütün Trabzonlu kardeşlerimin düşünmesi lazım, mazlumdan yana mı olacağız zalimden yana mı olacağız, haklıdan yana mı olacağız haksızdan yana mı olacağız, devletin malını kişisel çıkarları için kullananlardan yana mı olacağız yoksa milletin parasını millet için harcayanlardan mı olacağız? Buna karar vereceğiz. Devletin parasını kullanıyorlar, arabalarını kullanıyorlar, uçaklarını kullanıyorlar, valililerini, kaymakamlarını kullanıyorlar, devletin forsunu kullanıyorlar, bir de kalkıyorlar sabah, öğle, akşam her türlü hakareti yapıyorlar. Ben, bana yapılan hakaretlerin hiçbirisine cevap vermeyeceğim, onu bu yüce milletin vicdanına havale edeceğim. Geçen arkadaşlara dedim 'ya bu 18 maddenin içinde acaba Kılıçdaroğlu ile ilgili bir düzenleme mi var, adım geçiyor mu bir bakın bakalım, belki bizim gözümüz görmemiş olabilir.' 'Efendim yok.' dediler, e yoksa bunlar neden bu kadar benden bahsediyorlar. Anayasa değişikliğini anlatsınlar, vatandaş niye 'evet' diyecek onu anlatsınlar, bırakmışlar onu anlatmayı benimle uğraşıyorlar. Ya devlet imkanı elinde, paralar emrinde, uçaklar emrinde, valiler, kaymakamlar emrinde ya benden ne istiyorsun arkadaş, ne istiyorsunuz benden? Çünkü onlar benim konuşmamdan rahatsızlar, çünkü onlar da çok iyi biliyorlar ki Kılıçdaroğlu millete doğruları söylüyor ama ne olursa olsun millete ahdim var, millete sözüm var, sonuna kadar doğruları söyleyeceğim her ortamda doğruları söyleyeceğim."

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti büyük bir devlettir. Hata kabul etmez. Yapılan hataları telafi edecek mekanizmalar oluşturur. Eğer bir kişiye bütün bu yetkileri verirseniz Türkiye'yi felakete sürüklersiniz. Bütün bu gerçeklerin anlatılması lazım." dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin Atatürk Hürriyet ve Demokrasi Meydanı'nda düzenlenen mitinginde yaptığı konuşmada, vatandaşlara milletvekili sayısının 600'e çıkmasına razı olup olmadıklarını sordu. Vatandaşların 'hayır' cevabı üzerine Kılıçdaroğlu, "Çağrı yapalım. Duyarlar mı bilmiyorum." ifadesini kullandı.

Milletvekili sayısını 600 çıkarmanın gerekçesinin, "güçlü parlamento" olarak gösterildiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Daha güçlü yap, o zaman bine çıkart, bin 500'e çıkart, dünyanın en güçlü parlamentosu olsun." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, gücün sayıda olmadığını dile getirerek, "Güç akıldadır, akılda. Bunu öğretmemiz lazım. Sayı ile güç olmaz. Güç akıldadır. Dolayısıyla siz parlamentoyu güçlü kılmak istiyorsanız yetkilerini artıracaksınız." değerlendirmesinde bulundu.

Parlamentonun, feshine ne diyorsunuz? Bir kişi, bir kişiye yetki veriyoruz. Arzu ettiği zaman hiçbir gerekçe göstermeden, Türkiye Büyük Millet Meclisini feshedebilecek. Buna evet diyor musunuz?" diye soran Kılıçdaroğlu, vatandaşların 'hayır' demesi üzerine sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hep birlikte 'hayır' diyeceğiz. Çünkü bu Meclis, Türkiye Büyük Millet Meclisi, bu yetkiyi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e bile vermemiştir. 1924 Anayasası görüşülürken, bu yetki Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e verilmek istenir. İki genç milletvekili kürsüye çıkarlar. Derler ki 'Gazi Paşa'yı seviyoruz, Gazi Paşa'ya saygı da duyuyoruz, bu memleket için neler yaptığını da çok iyi biliyoruz ama bizi buraya Gazi Paşa değil, bizi buraya millet gönderdi. Biz milletin sözünü dinleriz' demiştir. İşte 1924, işte 2017."

- "Hiçbir zaman bizim tarihimizde tek adam dönemi olmamıştır"

1924'te Gazi Mustafa Kemal'e verilmeyen yetkinin, şimdi tek adama verilmek istendiğini savunan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Kabul edecek misiniz? Kabul etmeyeceğiz. Asla doğru bulmuyoruz. Bu Meclis, milli Kurtuluş Savaşı'nı yöneten bir meclistir. Bu Meclis, Gazi Meclis'tir. Bu Meclis Kıbrıs Barış Harekatı'nı yöneten meclistir. Bu Meclis 15 Temmuz darbe girişimini püskürten bir meclistir. Şimdi bu Meclis'in yetkilerini alalım, bir kişiye verelim. Bütün Trabzonlu kardeşlerime sesleniyorum. Teklik Allah'a mahsustur. Bir daha söylüyorum. Teklik Allah'a mahsustur. Biz, 'Tek adam olacağım, tek kişi olacağım, bütün yetkiler bende olacak, 80 milyonun düşünmesine gerek yok, her işi ben yaparım' anlayışında değiliz. Bu anlayış Türkiye'yi felakete sürükler."

Beşşar Esed, Saddam Hüseyin, Kaddafi, Çavuşesku ve Hitler'inn ülkelerinde tek adam olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, bu kişilerin memleketlerini felakete sürüklediğini, binlerce insanının canından olduğunu, binlercesinin de acı çekip, gözyaşı döktüğünü söyledi. Kılıçdaroğlu, "O açıdan tek adam uygulaması bizim tarihimizde, Osmanlı dahil, Osmanlı'da padişah vardı ama veziriazam vardı, vezirler vardı, şeyhülislam vardı, hiçbir zaman bizim tarihimizde tek adam dönemi olmamıştır. Şimdi bütün yetkileri tek adama verelim diyorlar. Tek adam olunca ne olur? Bir de onu anlatayım size, tek adam olunca o bir adamı kandırdığınızda, aldattığınızda, satın aldığınızda veya ikna ettiğinizde Türkiye Cumhuriyeti devletini 24 saat içinde birilerine teslim edersiniz, 24 saat içinde. Buna evet diyecek misiniz?" dedi.

Vatandaşların "hayır" yanıtı üzerine Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyeti'nin büyük bir devlet olduğunu, hata kabul etmeyeceğini belirterek, "Yapılan hataları telafi edecek mekanizmalar oluşturur. Eğer bir kişiye bütün bu yetkileri verirseniz Türkiye'yi felakete sürüklersiniz. Bütün bu gerçeklerin anlatılması lazım. Ben anlatacağım, sizler de anlatacaksınız. Birlikte anlatacağız." diye konuştu.

- "Size görev düşüyor"

Kılıçdaroğlu, annelere de seslenerek, şunları kaydetti:

"Sevgili anneler bir çift sözüm de size. Şurada güzel bir kızımız var. Saçları örgülü, güzel bir kızımız var. Hepimizin çocuğu aslında. Bu kızımız ne diyor, 'Geleceğim için hayır' diyor. Çünkü bu kız çocuğu şunu söylüyor, '23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldığında, 23 Nisan 1920'yi Türkiye Büyük Millet Meclisi bana bayram olarak verdi'. Dünyada hiçbir parlamentonun, çocuğuna vermediği bir bayramı Türkiye Büyük Millet Meclisi verdi. 'Benim Meclisime dokunmayın' diyor. 'Meclisimin yetkilerini almayın' diyor. 'Bu benim geleceğimdir, umudumdur' diyor. 'Milli iradeye dokunmayın, milli iradeyi bir kişiye teslim etmeyin, 80 milyonu bir kişiye teslim etmeyin, yazıktır, günahtır, geleceğime dokunmayın.' diyor."

Gittiği her yerde annelere bir soru yönelttiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Siz sevgili anneler, freni olmayan bir otobüse çocuklarınızı bindirir misiniz? Sevgili babalar, sizler nereye gittiği belli olmayan bir trene çocuklarınızı, ailenizi bindirir misiniz? Şimdi diyorlar ki 80 milyonu hem freni olmayan hem nereye gittiği belli olmayan bir araca bindirelim. Niçin, hangi gerekçeyle? Yazık, günah değil mi bu memlekete?" değerlendirmesinde bulundu.

Kılıçdaroğlu, anlattıklarının hiçbir partiyle ilgisi olmadığını belirterek, şunları söyledi:

"Bu anlattıklarımın hiçbir kişi ile ilgisi yok, bu anlattıklarımın demokrasiyle ilgisi var, insan haklarıyla ilgisi var. Birlikte yaşama irademizi ortaya koyduk, ister sağcı olsun, ister solcu olsun, ister milliyetçi olsun, ister ülkücü olsun, ister sosyal demokrat olsun, bütün vatandaşlarımın demokrasiye ihtiyacı var. Bütün vatandaşlar hep birlikte yaşama irademizi, ortak yaşama irademizi ortaya koyduk ve öyle götürmek zorundayız. Demokrasimize, Cumhuriyetimize, bayrağımıza, vatanımıza sahip çıkmak zorundayız. Onun için ne diyeceğiz? 'Hayır' diyeceğiz. Gerçekten de hayırlı bir iş yapacağız."

- "Türkiye için nasıl bir felaketin altına imza atıldığını herkesin bilmesi lazım"

"Tek adam ne yapar ve tek adam nasıl bir felaket hazırlar" ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Ben az önce size Saddam'dan, Esad'dan, Kaddafi'den, Çavuşesku'dan, Hitler'den ve diğerlerinden söz ettim. Size bizim tarihimizden bir örnek vereceğim, Çanakkale Savaşı'nı hepimiz biliriz değil mi? O türküyü de biliriz değil mi? Çanakkale içinde vurdular beni, ölmeden mezara koydular beni. Bu türküyü dinleyip de hüzünlenmeyen, gözleri dolmayan hiç kimse olamaz, bu bir ağıttır aslında. Bu bir ağıttır. Ne diyor Mehmet Akif, Çanakkale için söylüyor. 'Şüheda fışkıracak şüheda' diyor, 'Toprağı sıksan, şehitler fışkıracak' diyor. Oraya 7 düvel geldi 7 düvel, Alman'ı, Fransız'ı, İngiliz'i ta Avustralya'dan geldiler ama Çanakkale Boğazı'nda bir destan yazdık, 13-14 yaşındaki çocuklarımız orada şehit oldular ama bir tek kişi Çanakkale Boğazı'nı geçemedi."

Kılıçdaroğlu, Çanakkale'de "geçilmez" destanının yazıldığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Sonra ne oldu? Yetkiyi bir adama verdik ve o bir adam gitti bir anlaşmanın altına imza attı, bütün o gemiler hiçbir kurşun atmadan, hepsi geldiler Marmara'da, Dolmabahçe'nin önünde demirlediler ve İstanbul'u işgal ettiler. Bir kurşun atmadan. Bir kişiye verdiğimiz yetkinin, Türkiye için hangi felaketler doğuracağını en iyi anlatan hikaye, yaşadığımız hikaye tarihimizden hikaye budur. O nedenle diyorum bir kişiyi kandırırsanız, ikna ederseniz, aldatırsanız, 24 saat içinde devleti birileri ele geçirebilir. Nasıl, 24 saat içinde öyle yetkiler veriyoruz ki o bir kişi, bir tek kararname ile bütün müsteşarları, bütün valileri, bütün kaymakamları, bütün bakanları, bütün başkan yardımcılarını, bütün müftüleri, bütün defterdarları, bütün emniyet müdürlerini, bir kararname ile değiştirebilir ve teslim edebilir. Türkiye için nasıl bir felaketin altına imza atıldığını herkesin bilmesi lazım."

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bu anayasa değişikliği geçerse, demokratik bir devlet değil, tek adam rejiminin olduğu bir parti devleti inşa edilmiş olacak." dedi.

Kılıçdaroğlu, partisi tarafından Atatürk Hürriyet ve Demokrasi Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, annelerin sezgisine güvendiğini belirterek, annelerin tehlikeyi daha önceden gördüğünü, sorumluluklarının ağır olduğunu söyledi.

Çocuklara güzel bir Türkiye bırakmak istediklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Hukukun üstünlüğünün olduğu bir Türkiye bırakmak istiyoruz, görüşümüz ne olursa olsun, kimliğimiz ne olursa olsun, birlikte ve huzur içinde yaşamak istiyoruz." diye konuştu.

Vatandaşlara, "Bu anayasa değişikliği memleketin hangi sorununu çözecek?" sorusunu yönelten Kılıçdaroğlu, "İşsizlik sorununu çözecek mi? Taşeron işçinin sorununu çözecek mi? Dış politikada itibar kazandıracak mı? 'Turistlerin gelmesi için bütün dünya ile barışacağız.' diye bir madde var mı? Ekonomide istikrar olacak mı? Emeklinin derdini çözecek mi? Peki bu anayasa değişikliği niye geliyor? Hangi gerekçeyle geliyor? Bir Allah'ın kulu çıkıp bize anlatsın, 'şunun için geliyor.' diye biz de bilelim, biz de öğrenelim." ifadelerini kullandı.

- "Peki, partisiz vatandaş ne olacak?"

Kılıçdaroğlu, devlet memurlarına ise şu sözlerle seslendi:

"Devletin yapısı ve işleyişiyle ilgili kararname çıkarma konusunda bütün yetkiler başkana veriliyor, devletin yapısı ve işleyişiyle ilgili. Kim müsteşar olacak, nitelikleri ne olacak? Kim vali olacak, nitelikleri ne olacak? Kim müdür olacak nitelikleri ne olacak? Bunları sadece bir kişi belirleyecek. Devlet memuriyetinin güvencesi kalkıyor. Bu anayasa değişikliği geçerse, demokratik bir devlet değil, tek adam rejiminin olduğu bir parti devleti inşa edilmiş olacak. Ne demek parti devleti? Cumhurbaşkanı partili, bakanlar partili, başkan yardımcıları, cumhurbaşkanının yardımcıları partili, valisi partili, kaymakamı partili. Peki, partisiz vatandaş ne olacak? İkinci sınıf vatandaş olacak. Buna ne diyeceğiz? Hep birlikte 'hayır' diyeceğiz çünkü biz ülkemizi seviyoruz ve birlikte yaşamak istiyoruz. O kadar yetkiler veriyoruz ki başbakanlığı kaldırıyorlar. Niye kaldırıyorlar? Diyorlar ki 'bu gelirse hızlı karar alacağız.' Sevgili anneler, siz çocuklarınıza öğretmiyor musunuz 'acele işe şeytan karışır.' diye? Meclis var orada, 550 kişi var, ortak akıl var. Otursunlar kanunları beraber çıkarsınlar. Niye Meclisin yetkisini alıp bir kişiye veriyorsun? Bu felaket değil midir? Yazık günah değil midir? Bakan sayısını kim belirleyecek? TBMM değil, başkan belirleyecek, başkan yardımcısı sayısını kim belirleyecek? Bir kişi belirleyecek. Buna ne diyeceğiz? Hep birlikte 'hayır' diyeceğiz."

Kılıçdaroğlu, "İnşallah bereketli, güzel bir Türkiye'de çoluk çocuğumuzla birlikte huzur içinde yaşarız. Bu benim en büyük arzum ama eminim bütün annelerin ortak arzusudur. Her anne evinde huzur olmasını, çocuğunun iş güç sahibi olmasını, evinde tencere kaynamasını ister. Biz bunlarla uğraşacağımıza, 'devleti nasıl bir kişiye teslim ederiz.' onunla uğraşıyoruz. Yazıktır, günahtır." dedi.

CHP lideri Kılıçdaroğlu, milletvekili sayısının artırılacağını, faturanın 187 trilyon lira olacağını belirterek, "Fındık üreticisi kardeşlerime sesleniyorum; Allah aşkına sandığa gittiğinizde önce şunu düşünün 'ya bu 187 trilyon lirayı fındık üreticisine verseydin daha iyi değil miydi?' Niye 50 milletvekiline, 50 kişiye veriyorsun? Ver fındık üreticisine yüz binlerce kişi rahat geçinsin, huzur içinde olsun. Fındığı yabancılara teslim ettiler, çayı da yabancıya teslim edecekler, göreceksiniz. O açıdan hepimizin dikkatli olması lazım." diye konuştu.

- "Bu onuru hep birlikte taşıyacağız"

Dış politikanın sonucu olarak Türkiye'de 4 milyona yakın Suriyeli bulunduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Diyorlar ki 'evet çıksın arkasından Suriyelilere vatandaşlık vereceğiz.' Kabul ediyor musunuz? Şu çağrıyı yaptım, Suriyelilere eğer sen vatandaşlık vermek istiyorsan bak anayasa değişikliğinde referandum yapıyoruz, Suriyeliler konusunda da referandum yapalım. Onu kabul etmiyorlar. Bu anayasa değişikliğinde ne var biliyor musunuz? Vatandaşlık için Bakanlar Kurulu'nun kararı gerekiyor. Bakanlar Kurulu karar vermeden bir kişiye vatandaşlık verilemez. Bu anayasa değişikliği geçtiği takdirde Bakanlar Kurulu kalktığı için bir kişi arzu ederse 4 milyon Suriyeliyi bir gecede vatandaş ilan eder. Kabul ediyor musunuz? Bizim askerlerimiz El-Bab'da şehit olacak, bizim askerlerimiz eksi 35, 40 derecede terör örgütü PKK ile mücadele edecek ama onlar çocuklarına ikbal hazırlıyorlar. Nasıl? 18 yaşında milletvekili yapacaklar, ömür boyu askerden muaf olacak, iki yıl milletvekilliği yaptıktan sonra da milletvekili emeklilik haklarına sahip olacaklar. Sevgili anneler kabul ediyor musunuz? Allah aşkına siz buna inanıyor musunuz, 'benim 18 yaşındaki oğlum, torunum milletvekili olacak.' diye? Bu milletin aklıyla alay ediyorlar. O nedenle hepimize görev düşüyor. Sandığa gideceğiz, huzur içinde fındık rengi olan kahverenginin altına güzel mührümüzü huzur içinde basacağız. Demokrasimiz için birlikte yaşamak için huzurumuz için geleceğimiz için haklarımız için çocuklarımız için evlatlarımız için atalarımız için ve vatanımız için bayrağımız için 'hayır' diyeceğiz."

Kılıçdaroğlu, 12 Eylül 1982 Anayasası oylanırken İstanbul'da genç bir kamu görevlisi olduğunu belirterek, "Gittim sandığa ve 12 Eylül darbe anayasasına 'hayır' oyunu kullandım. Bugün evlatlarıma ve torunlarıma diyorum ki 'ben o darbe anayasasına hayır oyu vermiştim ve onun onurunu, taşıyorum." ifadesini kullandı.

Kemal Kılıçdaroğlu, "Yer, gök şahit olsun ki bu anayasa referandumunda 'hayır' oyu kullandığımızda evlatlarınıza, torunlarınıza onurlu bir miras bırakacaksınız. 'Demokrasiyi kaldırmak istediler, 80 milyonu bir kişiye teslim etmek istediler, o kişi 24 saat içinde aldatılırsa, kandırılırsa, ikna edilirse Türkiye Cumhuriyeti Devletini dahi bir yerlere teslim edebilirdi. Ben gittim senin için ülkem için çocuklarımız için birlikte yaşamak için 'hayır' oyunu kullandım. Ben bu onuru taşıyorum.' diyeceksiniz. Bu onuru hep birlikte taşıyacağız." dedi.

- "Anlattıklarımın hiçbir partiyle, kişiyle ilgisi yok"

Anlattıklarının hiçbir partiyle, kişiyle ilgisi olmadığını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Bu anlattıklarım hepimizle ilgili. Birlikte karar vereceğiz, birlikte anlatacağız. Benim sorumluluğum var, sizlerin de sorumluluğu var. Sizler de esnafa anlatacaksınız, ev ziyaretlerinde, parkta anlatacaksınız. Çocuklarımız için güzel bir gelecek için huzurlu bir Türkiye için birlikte gideceğiz hayırlı bir iş yapacağız, 'hayır'ın altına mührümüzü basacağız." diye konuştu.

"Annelerin hayırı, şarkı gibi, destan gibi dünyaya yayılsın istiyorum." diyen Kılıçdaroğlu, "Diyorlar ki 'hayır çıkarsa kaos olur.' Hayır çıkarsa hiçbir şey olmaz, hayır çıkarsa bütün dünyaya şu mesajı vermiş oluruz; 'Türkiye'de demokrasiyi kaldırmak istediler, Türkiye'de parlamentonun yetkilerini bir kişiye vermek istediler, valisi, kaymakamıyla her türlü baskıyı kurdular ama millet direndi ve demokrasiye sahip çıktı, yaşasın Türk milleti.' diyecekler ve bunu söyleyecekler." ifadesini kullandı.

Doğruları söylemeye devam edeceklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

"Rahatsız oluyorlar bunu biliyorum, bugün de konuşacaklar, yine ana gündem konusu Kılıçdaroğlu olacak. Siz lütfen 18 maddeye bir bakın orada bir Kılıçdaroğlu maddesi var mı yok mu? Varsa bana bir haber verin. Çünkü ben olmasam vallahi miting de yapamayacaklar. Zalimin karşısında duracağız, zulmün karşısında duracağız, adaletten yana olacağız, halktan yana olacağız, hukuktan yana olacağız, insandan yana, tabiattan yana olacağız, güzellikten yana olacağız, birlikte yaşamaktan yana olacağız ve hep beraber güzel Türkiye'de onurumuzla yaşayacağız."

Vatandaşlara karanfil dağıtan Kılıçdaroğlu'na, CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen, adının yazılı olduğu Trabzonspor forması hediye etti.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber