95'i tutuklu 159 sanığın yargılanmasına devam edildi

Darbe girişiminde Atatürk Havalimanı'nı işgal girişiminde bulunulması ve burada çıkan olaylarda 2 kişinin şehit edilmesine ilişkin 95'i tutuklu 159 sanığın yargılanmasına sanık savunmalarıyla devam edildi

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 24 Mayıs 2018 20:53, Son Güncelleme : 24 Mayıs 2018 21:06
95'i tutuklu 159 sanığın yargılanmasına devam edildi

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde Atatürk Havalimanı'nı işgal girişiminde bulunulması ve burada çıkan olaylarda 2 kişinin şehit edilmesine ilişkin 95'i tutuklu 159 sanığın yargılanmasına devam edildi.

İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri'deki Alibey Spor Salonunda yapılan duruşmada savunması alınan tutuklu sanık eski albay Yusuf Özdemir, 2014 yılından beri Destek Bölük Komutanı olarak Yeşilköy'deki Hava Harp Okulu'nda görev yaptığını söyledi.

15 Temmuz'dan önce Hava Harp Okulu'nda DEAŞ'ın saldırı yapabileceği ihtimali nedeniyle sıkı güvenlik önlemleri aldıklarını belirten Özdemir, olay günü rutin faaliyetleri yaptıktan sonra evine gittiğini ve her gün olduğu gibi nöbetçi amiri arayıp bir durum olup olmadığını sorduğunu kaydetti.

Özdemir, "Nöbetçi amir bana birtakım mesajlar geldiğini söyledi. Okula gittim. Harp Okulu Alay Komutanı Albay Hüseyin Ergezen'in yanına gittim. Herhangi bir saldırıya karşın erlerin hazır olmasını, okul güvenliği için erlerin toplanmasını istedi. Nöbetçi Amirliğe vardım. Terör eylemi olabileceği, birliğe yönelik bombalı araçla saldırıda bulunulabileceği ihbarını öğrendim. Çağırma planı devreye sokulmuş. Okuldan çıkıp VIP bölgesine gittim. Albay Barbaros Akça ile güvenlik tedbirleri hakkında konuştuk. Nöbetçi subayı arayıp erlerin, toplanma bölgesinde toplanmasını, subayların da erlerin başında olmasını emrettim. Erler nizamiyeye gelmeye başladı. Bu sırada kuleye otomatik silahlarla saldırı yapıldığını duyduk. Buraya bir ekip gönderdim. VIP nizamiyeye şüpheli araçlar yaklaşıyor, gözetleme yapıyorlardı. Şüphelenmeye başladım. Aracımla diğer yerlerin de emniyetini kontrol ettim. Bu sırada havalimanından silah sesleri geldi. 'Açıkta kimse dolaşmasın' diye emir verdim." şeklinde konuştu.

Okul dekanı albay Ahmet Gümüş'den ise havalimanı yakınında bir inşaat firmasında 2 silahlı terörist bulunduğu şeklinde bilgi aldığını öne süren sanık Özdemir, şöyle savunma yaptı:

"1. Ordu Komutanlığı'ndan Atatürk Havalimanı bölgesinden saldırı gelebileceği ve güvenliği sağlama amacıyla limana gidilebileceği haberi geldi. Barbaros ile beraber alınabilecek önlemleri tekrar gözden geçirdik. Ahmet Gümüş'e bilgi verdim. Yeterli sayıda er toplayıp araçlara bindirdim. Limana geçip kontrollü şekilde yolumuza devam ettik. Önümüzdeki araçlar ileride durdu. Biz de peşinden park ettik. Şoföre beni beklemesini söyledim. Arkadaşların bombalı araç bulması üzerine terminal binasına gitmeyi uygun gördüm. Açık olan ilk kapıdan içeri girdim. Tabeladan gördüğüm kadarıyla bu kapı Dış Hatlar kapısıydı. Geri çıkıp erleri etrafımda topladım ve konuşma yaptım. Teröristlerin çıkış yapma ihtimalinden pasaportları kontrol etmelerini istedim."

Limanda karşılaştığı bir emniyet mensubuna, terör saldırısına önlem ve emniyete destek olmak için gittiklerini anlattığını dile getiren sanık Özdemir, "Ben 'buraya size destek olmak için geldik' deyince, bana 'Neden, ne için?' diye sordu. Durumu anlattım ama bilgisi yoktu. Orada dururken vatandaşların çıkış yaptığı kapıdan bir kadın 'canlı bomba' diye çığlık attı. Bunu duyanlar çığlıklarla üzerimize koşmaya başladı. Ben dahil herkes kendini korumaya aldı. 'Canlı bomba halkın üzerine gelmeden ne yapabilirim' diye düşünmeye başladım. Kısa süre sonra başka bir vatandaş, 'Yanlış ihbar' diye bağırdı. Erler, pasaportları kontrol ediyordu. İç Hatlar önünde topladım onları. 'Namlularınız yere baksın' dedim. Sivil bir grup üzerimize koştu, arkadaki askerlere saldırdı. Saldıranlara engel oldum. Kabza ile vatandaşa vurduğum söyleniyor, yalan, temasım dahi olmadı. Yolumuza devam ettik. Peşimizden geldiler." ifadelerini kullandı.

Havalimanında halk tarafından sıkıştırıldıklarını ve üzerlerine yabancı cisimler atıldığını belirten Özdemir, şunları kaydetti:

"Kalabalık içinde Türk bayraklı insanlar gördüm. Bir grup diğerlerine engel olmak isterken bir grup üzerimize saldırmaya çalışıyordu. Yüksek bir yere çıktım, kalabalığa seslendim. 'Bizim silahımız size kalkmaz' dedim. Gürültüler dinmedi. Askerlere sakin olmalarını, ortam düzelince birliğe döneceğimizi söyledim. Erleri korumak için elimden geleni yaptım. Yüksek yere 2. kez çıktım. Kandırıldığımızı, sakin oldukları takdirde birliğe döneceğimizi söyledim. İnsanlar bizi tehdit ediyordu, nedenini anlamıyordum. Hal böyleyken bir polis ile karşılaştım. Bana 1. Ordu'nun bildiri yayınladığını, darbe yapıldığını telefonundan gösterdi. 'Anladım kardeşim, desene iyi oyuna geldik.' diyerek buna uymayacağımızı söyledim. Bu habere karşı çok şaşırmıştım. Büyük oyuna gelmiştim. Herkese dönüşe geçtiğimizi duyurdum. Askerlerden biri silahıyla oynasa kalabalık sinirleniyordu."

Sanık Özdemir, polis memurunun açtığı koridordan bir binaya girerek linç edilmekten kurtulduklarını kaydederek, " Bir anda kalabalık üzerimize geldi. Erlerin elindeki silahları çekenleri görünce, silahlarına sahip çıkmaları için bağırdım. Belimdeki beylik tabancamın kilidinin açıldığını fark ettim. Biri silahımı almaya çalışırken kafama cisim geldi. Silahımı kurtarıp erlerin yanına gittim. Halk 'Komutanınızı verin' diye bağırıyordu. Erlerin birkaçının azaldığını fark ettim. Birer ikişer başka bir odaya götürüp kıyafetlerini değiştiriyorlarmış. Başımızdaki polis amiriyle konuştum. Bizi güvenli şekilde çıkaracaklarını söyledi. Gözüme lazer ışığının vurmasıyla özel harekat polisinin geldiğini anladım. Erlere, 'Polis burada, herkes silahını teslim etsin' dedim. Polisler en son beni aldı. silahımı almak istediler. Dışarıdaki kalabalığı gösterip,'Sen olsan verir misin?' dedim. Bizi bir yere aldılar. Orada sosyal medyaya baktım. Olanları gördüm. Özel harekat polisi içeri girdi. Beni aldılar, her yerimden kelepçelendim. Bu olayda, cezaevine giren ilk Türk askeri benim." diye konuştu.

Özdemir, Mahkeme Başkanı Abdullah Özer'in, 15 Temmuz öncesi sosyal medya paylaşımlarını okuması üzerine "Birkaç tanesi benim olabilir ama diğerlerini kabul etmiyorum. Hesabım hacklenmiş olabilir." dedi.

Duruşmaya 28 Mayıs 2018 Pazartesi günü sanık savunmalarının alınmasıyla devam edilecek.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber