İnce: At izi it izine karıştı, devlet çöktü

CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, Tunceli, Tokat ve Elazığ mitinglerinde konuştu. Türkiye'nin halinin içler acısı olduğunu, hakimin, milletvekili adaylarıyla esnaf ziyareti yaptığını, danıştay üyesinin kendisi aleyhinde tweet attığını, kaymakamın milletvekili adayının mikrofonunu tuttuğunu söyleyen İnce "At izi it izine karıştı, devlet çöktü" dedi

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 18 Haziran 2018 08:35, Son Güncelleme : 18 Haziran 2018 09:00
İnce: At izi it izine karıştı, devlet çöktü

Tunceli'de, Seyit Rıza Meydanı'ndaki mitingte konuşan CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, Türkiye'de FETÖ'nün giremediği tek ilin Tunceli olduğunu bir kez daha anladığını söyledi.

İnce, "FETÖ'cüler, darbe yapmak istedi. FETÖ'nün giremediği tek Tunceli. KHK ile burada işten atıyorlar. Moralinizi bozmayın, kaç gün kaldı ki; moralinizi bozmayın. Türkiye özgür olacak, Munzur özgür akacak. Hiç merak etmeyin, her gittiğim yerden tekrarlıyorum, bir kez de buradan tekrarlıyorum. Siyaset uzun ince bir yol. Uzun kısmı bitti, ince kısmındayız şimdi. Meydanlarda diyor ki; bak geçim sıkıntısı var, mutfakta enflasyon yüzde 30, milletin tenceresine et girmiyor. Gel bunları konuşalım, cari açık 55 milyar doları geçti, gençlerin yüzde 50'si işsiz. Gel seninle istediğin bir TV kanalında yüreğin, bilgin, cesaretin varsa, gel çık diyorum. En az on yerde tekrarladım, ondan sonra dün cevap verdi; seninle TV kanalına çıkarsa bana reyting yaptırırmış. Çocuklara dedim ki; CNN'e çıktım, Habertürk'e çıktım, şu reytingleri kontrol edin. Erdoğan 11, benimki 44. Dedim ki; şeye bakın hava durumuna bakın. Hava durumu mu izlenmiş, Erdoğan mı? Benim dörtte birim kadar izlenmiş, hava durumu bile Erdoğan'dan fazla izlenmiş. Tunceli'de rakibime sesleniyorum, reytingi ben sana katarım. Benim 4'te birim kadar izlenmiş, gel benimle TV'ye çık da havan olsun biraz. Korkma sen dünya lideri değil misin? Nasıl dünya lideri bu? Dünya lideriysen gerçekten ne diye korkuyorsun, ben adam yemem tartışacağız. Gel sana anlatayım, Türkiye'de ekonomiyi ne yapacağımızı anlatayım" dedi.

'DÜNYA VATANDAŞI YAPACAĞIZ ÇOCUKLARIMIZI'

Tunceli'nin, Türkiye'de okuma oranının en yüksek il olduğunu, kentin TEOG birincisi çıkardığını ifade eden Muharrem İnce, "Dindar ve kindar nesil isteyene, meydanlarda kuantum, gen teknolojisi, sürücüsüz arabalar dedim. Ay'dan, Mars'tan maden çıkarılacak dedim. Gençlerimizi buna göre yetiştireceğiz dedim. Elinizdeki telefonlar ileride kullanılmayacak, yeni teknoloji üretilecek. 69'da, ABD aya gittiğinde NASA'nın bilgisayarları sizin elinizdeki telefonların onda biri kadardı. Elinizdeki telefonlar on kat daha güçlü. Geleceğe yönelik işler yapacağız. Çocuklarımızı iyi eğiteceğiz. Çocuklara dil eğitimini: resmi dil Türkçe öğreteceğiz, evinde konuştuğu, anasıyla konuştuğu dili, o neyse onu öğreteceğiz. Kürtçe ise Kürtçe, Arapça ise Arapça, hangisiyse o. Uluslararası bir dil öğreteceğiz; İngilizce, Fransızca, İtalyanca, Japonca, Çinçe, Rusça. Dünya vatandaşı yapacağız çocuklarımızı. Din eğitimini nasıl yapacağız. Trabzon'da ne diyorsam, Diyarbakır'da onu konuşuyorum, yalan yok, kıvırmak yok. Din eğitimini şöyle yapacağız: Türkiye'de muhafazakar kesim var, benim çocuğuma 2 saat din kültürü ahlak bilgisi yetmez, fıkıh, kelam, hadis, seçmeli olarak dersleri istiyorum diyor, başüstüne. Madem istiyorsun, devlet sana bunları verecek. Biri diyor ki; zorunlu din dersi istemiyorum, hay hay sana da vermeyeceğiz. İsteyene istediği kadar, istemeyene yok, çözümü budur. Din ve dil eğitiminin de çözümü de budur. İlkeli siyaset yapacağız" diye konuştu.

'BU SEÇİM İKİ ZİHNİYET ARASINDA OLACAK'

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendilerini anlayamayacağını öne süren Muharrem İnce, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Biz onlar benzemeyiz. Erdoğan bizi anlayamaz. Hemşehriniz Kemal Kılıçdaroğlu'nun karşısına aday oldum, rakip oldum. Çıktım, bir daha çıktım, yenildim. Ama, bugün cumhurbaşkanı adayıyım. Bizim bu hukukumuzu Erdoğan anlayamaz. Ziyaretine gittiğimde Erdoğan, 'Kemal Bey seni harcadı' dedi. 'Niye' dedim. 'Genel başkan olacaktın, şimdi olamayacaksın' dedi. Ben de 'Kemal Bey harcadı, ama seni harcadı' dedim. Çünkü, ben cumhurbaşkanı olacağım dedim. Türkiye'nin hali içler acısı. Hakim adam, milletvekili adaylarıyla esnaf ziyaret yapıyor. Danıştay üyesi benim aleyhimde tweet atıyor, kaymakam milletvekili adayının mikrofonunu tutuyor. At izi it izine karıştı, devlet çöktü. Bunları o Meclis'te rahmetli Kamer Abi ne güzel anlatıyordu, ne güzel hadlerini bildirirdi. Yani hakimi, danıştay üyesi, kaymakam, hepsi bir yerde onların yanında, devletin gücü var, bizim yanımızda milletin gücü var. Yalnız herhalde Türkiye'de bir ilk oluyor, seçilmeden millete hizmetler devam ediyor. Ben 3600 vereceğim diyorum, ben diyorum ki; 48 saat içinde OHAL'i kaldıracağım diyorum, aklı başına geldi OHAL'i kaldıracağım diyor. Başka bir şey daha çok ilginç. Bayramda İstanbul'a giden var mı? Demirel'in yaptığı köprüden ücretsiz, Erdoğan'ınkinden parayla geçiyorsun. Bayramdan sonra ikisi de parayla. Ama, Demirel'in yaptırdığı köprüden gidiş geliş 11, Erdoğan'ınkinden 114 gidiş, 114 geliş. Yani Demirel'in kaptığı köprü 11, Erdoğan'ınkisi 228 lira. Dün aklı başına geldi, kurban bayramında bizimkini de ücretsiz yapacağız diyor. Ben insanları kırma, sağcı- solcu, Alevi-Sünni, Türk-Kürt diye yapma bırak bunları dedim. 4'üncü köprüyü de İnce gelir yapar dedim. İnce açıklasın 4'üncü köprüyü nereye yapacak diyor. Edirne'den Tunceli'ye gönül köprüsü kurdum. Dünyanın en büyük köprüsü. Bu seçim iki zihniyet arasında olacak. Bir yanda yalan söyleyenler, devleti soyanlar, milleti bölenler, iftira atanlar, sahte belge düzenleyenler, kumpas kuranlar. Öbür yanda da, biz milletin evladı, hepimizin cumhurbaşkanı."

'BEN, HAK, HUKUK, ADALET DİYORUM, ERDOĞAN, ÇAY, KEK, ORALET DİYOR'

Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, işin özetini yapmak istediğini de ifade ederek, "Ben diyorum ki hak, hukuk, adalet, Erdoğan çay, kek, oralet diyor. Yani 16 yılın sonunda bulduğu projeye bak. Ben diyorum ki; her mahalleye kreş. Çocuklar kreşe, kadınlar işe gitsin diyorum. O diyor ki; her mahallede bir kıraathane olsun. Ama olsun, ince hastalık korkusu menüyü bile değiştirdi. Çayla kek vardı, sonra kekin yanına çorba ilave etti, Eskişehir'de Tatar böreği, İzmir köfte, Edirne ciğeri. Gündüz keki verdin bedavaya, akşam yemek ne olacak. Bana soruyor, 'Bay Muharrem' diyor. Halbuki o 'Bay Muharrem' diyerek elit göstermeye çalışıyor. Bırak bunu, ben köy çocuğuyum, saraylı olan sensin. Ha sen de benim gibiydin bir zamanlar, sıradan bir gariban çocuğuydun. Şimdi 4 bin 500 liraya beyaz çay içiyorsun, Saraylısın. Unuttun o kentsel dönüşümdeki halkı İmam Hatip Lisesi'ndeki ütüsüz pantolonu, unuttun sen bu ülkeyi, Washington, Brüksel'den yönetiyorsun, ben Ankara'dan yöneteceğim" dedi.

Muharrem İnce, birisinin kendisinin ve Erdoğan'ın metinlerinde sıcaktan bayılanlar ile ilgili bir konuşmasını da anlatarak, "Dün İstanbul'da birisi söyledi. bayıldım. Sıcak bir günde mitinglerimden birinde bayılanlar oldu, Erdoğan'ınkinde de bayılanlar oldu. Biri diyor ki, kararsızdım, şimdi karar verdim diyor. 'Ne oldu' diye sordum. Biri bayıldı ben 'doktor hekimler müdahale edin' diyorum. Erdoğan, 'başına su dökün' demiş her şeyi biliyor ya. Diyetisyen o, mimar o, doğum uzmanı o, her şey o, ama her şeyi biliyor, ama benim karşıma çıkamıyor" diye konuştu.

'CUMHURBAŞKANI ALEYHİNE TWEET ATAMAYACAK GENÇLİKTEN HAYIR GELMEZ'

Dün İstanbul Üsküdar'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın evinin önünde seslendiğini de hatırlatan İnce, "Ne yapacağız, OHAL'i kaldıracağız, kamuda yükselmenin en güzel koşullarını, en güzel, adil koşullarını koyacağız. Kamuda yükselirken, vali, genel müdür olurken, kimse senin etnisitene, inancına bakamayacak, sağcı mı solcu mu, Alevi mi Sünni mi, devletin böyle işi olmayacak, sadece liyakata bakacağız. Üniversite öğrencileri 2 yıl içinde bütün yurtları bitirip sizi FETÖ benzeri teşnif etmeyeceğim söz. Her türlü ayırımı biterceğiz. Başı açık, kapalı, kadın, erkek, yok böyle bir şey, 81 milyonun cumhurbaşkanı olacağım. Cumhurbaşkanı aleyhinde tweet atamayacak bir gençlikten hayır gelmez. Bankaları yeniden yapılandıracağız. Ziraat ve Halk bankalarını yeniden yapılandıracağız" dedi.

Yurtlarda kalan kimsesiz çocukların 18 yaşından sonra yurtlardan çıkarıldığını söyleyen Muharrem İnce, "18 yaşını doldurduğu gün devlet kapı önüne koyuyor. Cumhurbaşkanı olduğumda bu çocukları kimsesiz, anasız, babasız bu çocukları hemen devlet kadrosuna alacağım. Hiç doğum yerine bakmadan, etnisitesine bakmadan, başı açık, kapalı demeden 18 yaşını doldurmuş çocukları 81 milyonluk Türkiye, bu kimsesiz çocuklara bakamıyorsa yazıklar olsun o devlete. Bunu birlikte başaracağız, buraya gelmeden Binali Yıldırım'dan müjdeyi aldım. Ne dedi, Tunceli'de 'tamam' dedi. Allahtan Binali var seçimin neşesi. 24 Haziran'dan sonra başbakanlık bitiyor Binali Yıldırım'ın. Bir insan kendi kendini bitirmek için miting yapar mı?"diye konuştu.

TOKAT'TA KONUŞTU: TÜRKİYE'YE TAZE KAN LAZIM

CHP Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, Tunceli ve Elazığ programının ardından üçüncü miting için havayolu ile Tokat'a geldi. İnce, parti teşkilatı tarafından Tokat kent meydanında düzenlenen mitinge katıldı. Tokat'ta 30 yıl önce orduevinde 6 ay askerlik yaptığını anlatan İnce, kendisinin de eski bir Tokatlı sayılacağını ifade etti.

Tokat'a gelirken, otobüste Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasının bir kısmını izlediğini ifade eden İnce, kendisine 'Ey Muharrem, Menderes asılırken neredeydin' diye sorduğunu belirterek, "Ben 1964 doğumluyum. Menderes asılırken ben dünyada yoktum. Rahmetli babam da Menderes'ciydi, Demirel'ciydi. Menderes'in asılmasına tabi iki karşıyız, üzülüyoruz, insanlık ayıbı görüyoruz ama o ayrı bir şey. Ben doğduğumda Menderes asılmıştı. Bu kadar cahil olma, konuştukça batıyorsun" dedi.

Aynı konuşmada Erdoğan'ın 'Yaptıklarımızı görmüyor musun, kör müsün' eleştirisi yönelttiğini ifade eden İnce, "Erdoğan, şeker fabrikasını, sigara fabrikasını satıyorsun. Erdoğan, bana 'kör müsün' diyorsun. O fabrikaları sen mi kurdun? Sen nankör müsün Erdoğan? Ben kör değilim ama sen nankörsün. 16 senedir iktidardasın. 16 sene sonra millete aş, iş, fabrika diyeceğine kıraathane diyorsun. Slogana bak. 'Bedava çay, bedava kek var' diyor. Gündüz keki yedi, akşam yemeği ne olacak. Bedava kek, bedava çay, düştüğü noktaya bakın. Baktı ucuz olunca yanına çorba ilave etti, makarna ilave etti. Yakında Tokat kebabı da ilave eder merak etmeyin" diye konuştu.

'BENİMLE TELEVİZYONA ÇIK, HAVAN OLSUN'

Bir kere daha Cumhurbaşkanı Erdoğan'a televizyon programı daveti yapan Muharrem İnce şöyle konuştu:

"Madem sen ustasın. Ekonomiyi biliyorsun, bu işlerden anlıyorsun. Senden bir isteğim var. Bir televizyon programında çık karşıma, el mi yaman bey mi yaman göstereyim sana. Diyor ki, benimle televizyona çıkarsa, benim reytingim artarmış. Çocuklara 'şu televizyonların izlenme oranlarını çıkarın' dedim. 'Onun izlenme oranı ile benimkini karşılaştırın' dedim. Ben 4 izlenmişsem, Erdoğan 1 izlenmiş. Dün bir televizyonda konuştuğu program izlenmede 34'üncü sırada çıkmış. Yani hava durumundan bile aşağıda. Benimle televizyona çık da havan olsun biraz. Ona diyorum ki, bak her kuşun eti yenmez. Benimle dalaşa girme, seni madara ederim. Hiç yolu yok. Ama ben seninle ağız dalaşı istemiyorum. Ben seninle ciddi konuları konuşmak istiyorum. Ekonomi, dış politika konuşmak istiyorum. 4 milyon Suriyeli'yi konuşmak istiyorum. Sanayiyi, sattığın şeker fabrikalarını, Tokat'taki sigara fabrikasını konuşmak istiyorum."

İnce, İkinci Ordu Komutanı Korgeneral İsmail Metin Temel'e yönelik 'Apoletini sökerim' sözüyle ilgili olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın televizyon programında yaptığı, 'Komutan, ben orduyu överken alkışladı' sözlerine video izleterek karşılık verdi. Komutanın kendisini eleştirirken alkışladığını belirten İnce, Erdoğan'ın yalan söylediğini iddia etti.

'TÜRKİYE'YE TAZE KAN LAZIM'

Türkiye'nin nefes almaya ihtiyacı olduğunu ifade eden Muharrem İnce "Türkiye'nin terör, ekonomik, dış politika sıkışmışlığı var. Sanayi verimsiz, eğitim dip yaptı, emekliler geçinemiyor, pasaportumuzun Kapıkule'den öte değeri yok. Gençlerimiz umutsuz, elinde fırsat olsa ülkeyi terk eder. Böyle bir ortamda Türkiye'yi bir yorgun adam düzlüğe çıkaramaz. Türkiye'ye bir taze kan lazım. Tek hayalim var. Ülkenin evlatlarını iyi yetiştirmek" dedi.

Dünyanın hızlı bir değişim içerisinde olduğunu anlatan İnce, şu an kullanılan cep telefonlarının 2020'de işe yaramayacağını, artık quantum telefonlara geçileceğini söyledi. 5-10 yıl içinde araçların sürücüsüz olacağını belirten İnce şöyle dedi:

'KADIN ARKADAŞLARIM, 20 SENE SONRA ROBOTLAR ELEKTRONİK EVLATLARINIZ OLACAK'

"Şimdi Antalya'ya tatile gidiyorsurnuz ya, 10-15 sene sonra uzay turizmi geliyor. Ben burada konuşacağım Ankara'dakiler 3 boyutlu hologram ile beni seyredecek. Mesela tıp değişecek. Herkesin gen haritası çıkarılacak. Hasta olmak daha zor olacak. Telefonlar, bilgisayarlar, 18 ayda bir bunun kapasitesi 2 katına çıkıyor. 1969 yılında Amerikalılar aya gitti. Şu anda elinizdeki telefonların kapasitesi, 1969'daki NASA'nın bilgisayarlarının 10 katı daha güçlü. Dünya hızlı bir değişim içinde. Ben nano teknoloji, quantum diyorum. Onun için robot diyorum. Kadın arkadaşlarım, 20 sene sonra robotlar sizin elektronik evlatlarınız olacak. Dünya buraya gidiyor. Erdoğan çıkıyor 'dindar ve kindar nesil yetiştireceğim' diyor. Dindar nesile hiç bir itirazım yok ama o ailenin kararı. Benim Cumhurbaşkanlığımda din dersi nasıl olacak. Muhafazakar aile derse ki 'Bana haftada 2 saat din dersi yetmez, fıkıh, hadis, siyer istiyorum'. Devlet diyecek ki başüstüne. Seçmeli kaç saat istiyorsa, isteyene istediğini kadar din dersi. Zorunlu istemeyen almayacak. İsteyene istediği kadar, istemeyene zorla yok. Bunu yapacağız. Her yıl 10 bin öğrencimizi doktora için yurt dışına göndereceğiz."

Erdoğan'ın çocuk sayısına bile karıştığını, ancak kendisinin çocuk bezinin yüzde 18'lik KDV'si ile ilgilendiğini ifade eden İnce, "Ben 'hak, hukuk, adalet' diyeceğim, o 'çay, kek, oralet' diyecek" dedi.

Vali ve kaymakamlara seslenen İnce, devletin verdiği yardımları Erdoğan veriyormuş gibi anlatmamaları uyarısı yaptı. Kendi dönemlerinde bu yardımların miktarını artıracaklarını hatırlatarak, "Yoksullara, gençlere, yaşlılara vereceğimiz bu paraları ben artıracağım. Ben vermeyeceğim, bu parayı CHP de vermeyecek. Şu an size verilen parayı Erdoğan, AK Parti vermiyor, devlet veriyor devlet. Biz hırsızlık yapmayacağımız için kasada daha fazla para olacak" ifadelerini kullandı.

'EN BÜYÜK GÜCÜMÜZ GENÇLER'

İlk iş olarak Türkiye'yi barıştıracaklarını ifade eden İnce şöyle devam etti:

"4 Mayıs'ta parti rozetini çıkardım. Ceketimde Türk bayrağı var. CHP'nin adayı olarak çıktım, onunla gurur duyarım ama ben 81 milyonun Cumhurbaşkanı olacağım. Bakanlar Kurulunu yaparken, Cumhurbaşkanı yardımcılarını belirlerken hepsini CHP'lilerden yapmayacağım. Toplumu kucaklayacak şekilde yapacağım. Türkiye'yi barıştıracağız. Hemen barıştıracağız. Ekonomik olarak büyüyeceğiz. Merkez Bankası bağımsız olacak. Yatırımcıların önünü açacağız, güven vereceğiz. Hukuk devleti olacak. Kuralları işleyen devlet olacak. Atıl sanayi devreye girecek. Meraları, tarım alanlarını atıl bırakmayacağız. En büyük gücümüz gençler. Almanya'nın yaş ortalaması 40, İsveç'in 45, Türkiye'nin 29. Türkiye'nin en büyük gücü gençleri. Kadınları çalışma yaşamının içine dahil edeceğiz 100 kadından 32'si çalışıyor. Bunu 2 katına çıkaracağız. En büyük engel çocuk. Ne yapacağız. Her mahalleyi bir kıraathane değil kreş aşacağız. Ucuz olacak ve güvenli olacak. Gönül rahatlığı ile çocuğunu bırakacaksın. Kadınlar ekonominin içinde olacak. Bunu birlikte başaracağız."

Kendisinin daha seçilmeden icraata başladığını ifade eden İnce, OHAL'i kaldırma ve polis ve öğretmenler için 3600 ek gösterge fikirlerini Erdoğan'ın da gündemine aldığını ve kendisini taklit ettiğini söyledi. Kendi döneminde Erdoğan'ın da emekli Cumhurbaşkanı olarak rahat edeceğini iddia eden İnce, Türkiye'nin huzur ve barış içinde zengin bir ülke olacağını vaat etti.

'ASGARİ ÜCRET 2200 LİRA OLACAK'

Yeni dönemde artık vatandaşın değil devletin kemer sıkacağını söyleyen İnce sözlerini şöyle tamamladı:

"Saray yok, 3 bin koruma yok. Yazlık saray yok. Marmaris'e yazlık saray yapıyor 300 odalı. Asla oraya gitmeyeceğim. Marmaris'teki yazlık sarayı engelli çocuklara vereceğim. Bir öğretmen Cumhurbaşkanı olarak, fizik öğretmeni olarak, çocuklarla gönül gönüle, gençlerle yürek yüreğe çalışan biri olarak 81 milyona sözümdür. Yetiştirme yurtlarında kimsesiz çocuklar var. 18 yaşına kadar devlet bakıyor. Ama 18 yaşını doldurunca sokağa bırakıyor. Size sözümdür. Ben o çocukları, devlet memuru veya işçi olarak devletin bünyesine alacağım, sokağa bırakmayacağım. 81 milyon ülke 3-5 bin çocuğa bakamıyorsak bize yazıklar olsun. Asgari ücret 2200 lira, en düşük emekli maaşı 1500 lira olacak."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber