Süresiz nafaka sorunu nasıl çözülür?
Son yılların en çok tartışılan konularından biri süresiz nafaka. İlginç davalarla da gündeme gelen nafakadan faydalanmak isteyen bazı kadınlar sigortasız çalışıyor ya da sadece dini nikah kıyarak evleniyor. Nafakayı ödeyemediği için icralık olup hapis yatan, hatta yeni yuvası da dağılanlar kişiler de haberlere konu oldu. Peki, konunun uzmanları nasıl bir çözüm öneriyor?

Geçtiğimiz günlerde ajanslara düşen bir haber 'bu kadar da olmaz' dedirtirken, yüzbinlerce kişinin süresiz nafaka konusundaki görüşlerini de değiştirdi. Habere göre, nafaka artırım davasına nişanlısı ile gelen kadın, mahkemede eşine 'Nafakayı artır. Parasızlık yüzünden nişanlımla evlenemiyoruz' demişti.
Mevcut yasa ne diyor?
Boşanmış İnsanlar ve Aile Platformu Başkanı İlknur Birsel Büyükakça, yenisafak.com'a yaptığı açıklamada, süresiz nafaka konusunun toplumsal bir çıkmaza dönüştüğünü ve bu kördüğümü sadece üst düzey bir siyasi iradenin çözebileceğini söyledi.
Çiftlerin boşanmasının ardından kadının yeniden evlenmesi, ölmesi, ahlaksız bir hayat sürmesi ya da iş bulması gibi durumlarda nafakanın düştüğünü anlatan Büyükakça, uygulamada özellikle iş konusunda ciddi sıkıntılar olduğuna dikkati çekti.
Ahlak dışı yaşamı kanıtlayınca mahkeme 'özel hayat' diyor
Yasaya göre asgari ücret ile çalışan eşe nafaka verilmemesi gerektiğini hatırlatan
Büyükakça, "Nafaka davasında hakim asgari ücretle çalışan bir kadının kendine
bakamayacağına inanıyor. Bu nedenle de 3 bin 200 TL'yi baz alıyor ve eğer kadın
bu miktarın altında bir maaşla çalışıyorsa kocanın nafaka vermesine karar veriyor.
Ya da başka bir erkekle hayatına devam eden kadının fotoğrafları ve videoları
mahkemeye sunuluyor. Mahkeme bu kez de kanıtları 'özel hayatın ihlali' olarak
yorumluyor ve nafakanın ödenmesinin devamına kadar veriyor" dedi.
Toplumun 30 yıllık kanayan yarası
Türk Medeni Kanunu'nda 1 yıl olan yoksulluk nafakasının 1988 yılında süresiz hale getirilerek aileye ilk darbenin vurulduğunu kaydeden Büyükakça, şunları söyledi:
Bu yasanın hemen ardından 'eşit kusurlu da nafaka öder maddesi' eklenerek Türk aile yapısı ikinci darbeyi almıştır. Gerekçe olarak boşanma yüzünden yoksulluğa düşen tarafa boşandığı eş ömür boyu yardım etmelidir düşüncesi hakimdir. Bu durum, bir yoksulun geçimini ömür boyu diğer yoksulun sırtına yüklemekten başka bir şey getirmemiştir.
Şöyle bir örnek vereyim; diyelim ki çift boşandı. Erkek çalışmıyor. Kadın ise
asgari ücretle de olsa bir iş sahibi. Mahkeme, ne olursa olsun erkeğin nafaka
ödemesine hükmediyor. Asgari ücretli bir kişi için bugün maaşının 5'te 1'ini
nafaka olarak ödemek gerçekten de çok zor bir durum.
Adalet Bakanlığı'nın resmi verilerine göre geçen yıl 218 bin boşanma davası
görüldü. Bu nedenle nafaka konusunun doğrudan ya da dolaylı olarak 1 milyon
kişiyi yakından ilgilendirdiğini söyleyebiliriz."
15 Temmuz'daki hain darbe girişimi çalışmalara darbe vurdu
Büyükakça, AK Parti iktidarı döneminde çeşitli dönemlerde farklı çalışmalar olduğunu hatırlatarak, "Son dönemlerde çok önemli hazırlıklar yapıldı. Raporlar sunuldu. Meclis bu konunun üzerine çok eğildi. Ancak tam da o noktada 15 Temmuz'daki hain darbe girişimi ile milletimiz karşı karşıya kaldı ve süreç kesintiye uğradı" şeklinde konuştu.
"Erdoğan'ın 100 günlük programında kendine yer buldu"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı 100 günlük programda da süresiz
nafaka konusuna vurgu yapıldığının altını çizen Büyükakça, şunları söyledi:
"Bir kadınla 10 gün evli kalıp, 29 yıldır nafaka ödeyen mağdurlar var.
Kadının yüzünü dahi unutmuş ama her ay maaşından bir kısmı o kadına yollamak
zorunda. Yollamazsa hapis yatacak. Eğer hapse girse de çıkınca borçlar silinmiyor.
Aksine mahkeme ve avukat masrafları da mağdur kişinin sırtına yükleniyor.
Burada ısrarla altını çizdiğimiz bir nokta var. Süresiz nafakaya karşı çıkanlar
kesinlikle çocuklara ödenen iştirak nafakasını sorun etmiyor. Tabi ki hepimiz
çocuklarımıza bakmakla yükümlüyüz. Mağdurların en büyük sıkıntısı eski eşlere
ödenen paralar.
Çocuk yoksa 1 yıl, çocuk yoksa 5 yıl nafaka ödensin
Bunun için önerimiz çocuk olmayan evliliklerde nafakanın 1 yıl boyunca ödenmesi
ve sonra kesilmesi. Çocuk olan evliliklerde ise maksimum sürenin 5 yıl ile sınırlandırılması.
Bu yasa mevcut haliyle kadınları sosyal hayattan da alıkoyuyor. Almanya'da bir
kadının bir sürenin üzerinde nafaka alması yasak. Çünkü kadının kendi ayakları
üzerine durmasını, topluma katılmasını ve sağlıklı bir birey olmasını engelliyor
olarak yorumluyor Alman yasaları bu süreci."
Kayıt dışı çalışmanın önünü açıyor
Mevcut yasanın en büyük zararlarından birinin de 'kayıt dışı istihdam' konusu
olduğuna vurgu yapan Büyükakça, "Boşanan kadın nafakası kesilmesin diye kayıt
dışı çalışmayı kabul ediyor. Bundan kendisi ve işvereni avantaj sağlarken devlet
büyük zarar görüyor. Çünkü bu çalışanın herhangi bir kaydı olmuyor. Mevcut yasa
ayrıca insanları ömür boyu birbirine bağımlı yaşamaya mahkum edip ayrıca nikahsız
yaşamın da önünü açıyor. Kaldı ki erkekleri evlilikten soğutan bu yaklaşım,
evlenmesi durumunda erkeğin yeni eşiyle kurduğu yuvasında da çok ciddi huzursuzluğa
neden oluyor. Umarız yeni yasa ile tüm bu sıkıntılar giderilir" dedi.