Anadolu türküleri müzik öğretmenine emanet

Antalya'nın Kaş ilçesinde müzik öğretmenliği yapan Emre Dayıoğlu, köy köy gezip unutulmaya yüz tutmuş türküleri kayıt altına alıyor

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 15 Mayıs 2019 19:49, Son Güncelleme : 15 Mayıs 2019 20:41
Anadolu türküleri müzik öğretmenine emanet

Antalya'nın Kaş ilçesinde müzik öğretmenliği yapan Emre Dayıoğlu, köy köy gezerek unutulmaya yüz tutmuş türküleri kayıt altına alıyor.

Dayıoğlu, bir elinde üç tellisi, diğer elinde kamerasıyla yedi yıldır kendi imkanlarıyla Teke yöresinde yüzlerce köyü dolaşarak bölgeye özgü müzikleri ve dansları kaydetti, yüzlerce videodan oluşan bir arşiv oluşturdu.

Memleketi Antalya'nın Kaş ilçesinde lisede müzik öğretmenliği yapan 31 yaşındaki Dayıoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Anadolu insanının yüzyıllar içinde oluşturduğu ve "kayıt altına alınmazsa tamamen unutulacak ve kaybolacak" kültürel mirası gelecek nesle taşımayı borç bildiğini söyledi.

- "İlk maaşımla gittim, bir el kamerası aldım ve köyleri dolaşmaya başladım"

Dayıoğlu, gençlerin kendi kültürleriyle bağ kurmasının en önemli aracı yerel türküleri 2012 yılından bu yana kaydettiğini belirtti.

Müziğe ilgisinin çok erken yaşlarda, kendi deyimiyle, "internetin, YouTube'un olmadığı, sadece kasetçalarların bulunduğu zamanda" başladığını anlatan Dayıoğlu, ilkokul dördüncü sınıfta kendi çabalarıyla saz çalmayı öğrendiğini, Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Müzik Öğretmenliği bölümünü bitirdikten sonra 2012'de memleketi Kaş'a müzik öğretmeni atandığını dile getirdi.

Dayıoğlu, "Öğretmenliğe başladıktan sonra da ilk maaşımla gittim, hemen bir el kamerası aldım ve köyleri dolaşmaya başladım. Kendi çapımda bir köy, on köy, yüz köy derken yüzlerce köye gittim. Köylerde de şimdi kayıt altına aldığım birçok eser var." ifadelerini kullandı.

Yola çıkış amacının Türk Halk Müziği'ni kaynak kişilerden ve yerel çalgıları ustalarından öğrenebilmek olduğunu kaydeden Dayıoğlu, köy köy gezerek çektiği videoları müfredat kapsamında sınıfta öğrencileriyle paylaşmaya başladığını anlattı.

Öğrencilerinin videolardan çok etkilendiğinin vurgulayan Dayıoğlu, şunları söyledi:

"Öğrencilerim bu videoları sosyal medyada paylaşmamı önerdi. 'Hocam müfredat dahilinde bizlere bunları izletiyorsunuz, çok güzel, acayip etkileniyoruz. Biz bu çalgıları, sipsiyi, delbeği, üç telliyi, curayı ya da Anadolu'da yakılan ağıtları ve kına havalarını hiç bilmiyorduk. Sizin bu videolarınız sayesinde öğrendik. Sosyal medyada da tüm insanlara aktarsanız nasıl olur?' dediler."

- "Sosyal medyayı kültürel mirasımızı korumak için kullanabilmeyi hayal edemezdim"

Dayıoğlu, öğrencilerinin tavsiyesiyle çektiği ve 2013'de YouTube'a yüklemeye başladığı videoların beklemediği bir ilgi gördüğünü, sadece Türkiye'den değil yurt dışından da olumlu yorumlar aldığını belirtti.

Teknoloji ile arasının iyi olmadığını ve akıllı telefon kullanmaya dahi yakın zamanda başladığını ifade eden Dayıoğlu, bu süreçte öğrencilerinin büyük desteğini gördüğünü vurguladı. Dayıoğlu, "Ben interneti ve sosyal medyayı bu şekilde kültürel mirasımızı korumak için kullanabilmeyi hiç hayal edemezdim." şeklinde konuştu.

"Emre Dayioglu" adıyla açtığı YouTube kanalında şu an 40 binden fazla takipçisi bulunduğunu söyleyen müzik öğretmeni, "Ben çok şaşırdım. Kendimce halk müziğinin köklerini, nasıl ortaya çıktığını, o insanların köylerde neler yaşadığını, ne amaçla bu müzikleri ve çalgıları devam ettirdiklerini araştırmak, öğrenmek, biraz da kendimce geliştirmek isterken bir de baktım ki binlerce belki de yüzbinlerce insanın buna ilgi duyduğunu sosyal medya sayesinde gözlemlemiş oldum." şeklinde konuştu.

Dayıoğlu, bir arkadaşının tavsiyesiyle videoları Twitter'da da paylaşmasının ardından bir anda 56 binden fazla kişi tarafından takip edilmeye başlandığını belirtti. Dayıoğlu, komedyen Cem Yılmaz'ın videolarından birini paylaşması üzerine de sosyal medya hesaplarından daha fazla insana ulaştığını kaydetti.

- "Kaydettiğim teyze ve amcalardan 50'den fazlası vefat etmiş"

Yalnızca Türkiye'nin kültürel mirasının korunmasına yardımcı olmakla kalmadığının, aynı zamanda videolarını çektiği yerel müzisyenleri ve sanatçıları da ölümsüzleştirdiğinin altını çizen Dayıoğlu, "Kaydettiğim teyze ve amcalardan 50'den fazlası vefat etmiş. Bu insanların çocukları ve torunları bana inanılmaz derecede minnet duyuyor." dedi. Dayıoğlu, sazını, sözünü dinlediği yaşlı insanların bazılarından geriye kalan tek videonun kendi çektikleri olduğunu belirtti.

Yüzlerce, binlerce yıllık bir geleneği temsil etmesi nedeniyle halk müziğinin her ne kadar kaybolmaya yüz tutmuş gibi algılansa da varlığını sürdüreceğine inandığını dile getiren Dayıoğlu, şunları söyledi:

"Artık birçok öğrencim saz çalmaya, türkü söylemeye başladı. Tef getirip 'Hocam bize teyzelerin çaldıkları türküleri öğretir misiniz?' diyen öğrencilerim olmaya başladı. Sosyal anlamda onların hayatlarında halk müziği olgusunu kazandırabildiğime inanıyorum. Asıl amaçlarımdan biri de bu olguyu Türkiye'deki tüm gençlere yayabilmek, halk müziğini ve halk müziği çalgılarını tanıtabilmek. En azından izletebilmek, dinletebilmek."

- Köy insanına ulaşabilmek için sıradan olmak gerek

Dayıoğlu çıktığı yolda pek çok zorluklarla da karşılaştığını, özellikle küçük yerleşim birimlerinde insanların yabancıları çok kolay benimsemediğini, performans sergilerken videolarının çekilmesini kabul ettirmenin oldukça zor olduğunu söyledi. Dayıoğlu, "Anadolu'daki özellikle köydeki insanların kendilerine has bir sosyal yapısı var. 20 yıl uğraşsan belki onların o sosyal yapısını değiştiremezsin. Teyzeleri özellikle ürkütmemek gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Köylerdeki kaynak kişilere ulaşabilmesinin sırrını "sıradan" bir insan olmasına bağlayan Dayıoğlu, kendilerinden görmedikleri birinin köylüleri dans ederken türkü söylerken veya bir enstrüman çalarken kameraya kaydetmesinin zor olduğunu belirtti.

- Anadolu'nun zengin müzik kültürü yabancılardan da ilgi görüyor

Videoların internette yayınlanmasının ardından, çalışmalarının sadece Türkiye'den değil yurt dışından da büyük ilgi gördüğünü belirten Dayıoğlu, "Sadece Türkler değil, dünyanın her yerinden yabancılar da videolarımı izledi." diye konuştu.

Dayıoğlu, çalışmalarını izlemek, bölgenin müzik kültürü üzerine incelemelerde bulunmak, hatta bazı enstrümanların nasıl çalındığını öğrenmek amacıyla bazı yabancı müzikologların da Kaş'ı ziyaret ettiğini anlatarak, "Yabancılar Anadolu'da bu kadar geniş müzik kültürü ve enstrüman çeşitliliği olmasına şaşırıyorlar. Videolarımı izleyip, buraya gelerek hususi belgesel çekenler, derleme yapanlar, çalgı yapımcılarından ölçüleri alıp yaptırıp kendi ülkelerinde çalanlar var." dedi.

Çalışmalarını şu anda sadece Teke yöresinde sürdürdüğünü ancak hayalinin tüm Türkiye'deki yerel müzikleri keşfedip kayıt altına almak ve günün birinde bunları bir belgesel film haline getirmek olduğunu kaydeden Dayıoğlu, "Umarım 81 ilin hepsine gidebilirim. Türkiye'de gidilmedik köy, kaydedilmedik müzik bırakmamak istiyorum." diye konuştu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber