Rumların tutuklama kararı: Fatih gemisine dokunan sonucuna katlanır

Son yıllarda Türkiye karşıtı adımlarını daha da sıklaştıran ve yanına çektiği küresel güçlerin gölgesinde adımlar atan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin Fatih sondaj gemisi personeline yönelik 'tutuklama' kararı alması gözleri bir kez daha bölgeye çevirdi.

Kaynak : Yeni Asya
Haber Giriş : 11 Haziran 2019 07:31, Son Güncelleme : 11 Haziran 2019 07:01
Rumların tutuklama kararı: Fatih gemisine dokunan sonucuna katlanır

Doğu Akdeniz'deki enerji denkleminde Türkiye'yi oyun dışına itmek isteyen güçler, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi üzerinden bölgedeki tansiyonu yükseltmeye devam ediyor.

GKRY'nin Fatih Sondaj Gemisi çalışanları ve TPAO ile iş birliği yapan yabancı şirketlerin yöneticileri hakkında tutuklama kararı çıkarması süreci yeni bir boyuta taşıdı.

Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, yenisafak.com'a yaptığı açıklamada hem Rum tarafının aldığı kararın hukuki boyutunu değerlendirdi hem de Türkiye'nin olası bir tutuklama durumunda atması muhtemel adımları sıraladı.

Dışişleri Bakanlığı'nın 'cüret edene cevabını veririz' açıklamasının son derece net olduğuna işaret eden Gürdeniz, "Hiç bir AB ülkesinin bu kararı uygulayacağını sanmıyorum. Ancak tedbirleri de gözden geçirmekte yarar olduğunu düşünüyorum" dedi.

Türkiye farklı enstrümanları kullanabilir

"Öncelikle GKRY'nin bu kararı geri alması sağlanmalıdır. Zira verilen karar tamamıyla uluslararası hukuka aykırıdır" ifadesini kullanan Gürdeniz, şöyle devam etti:

  • "Bir defa iki devlet arasındaki siyasi ve hukuki bir sorun, özel kişiler üzerine sorumluluk doğurmaz. Zira GKRY bu tutuklama kararını iç hukuk düzenlemesine yani deniz yetki alanları kanununa göre yapmaktadır. Halbuki sorun Türkiye ile GKRY nin karşılıklı tanımadıkları kıta sahanlığı/MEB alanları üzerindedir. Bu durumda sorun ancak karşılıklı görüşmeler, uluslararası Adalet Divanı veya hakem mahkemesi yolu ile çözülebilecek karakterdedir.
  • Söz konuşu personeli tutuklayacak AB üyesi ülkenin hakimi neye göre karar verecektir? GKRY'nin MEB alanı karşı sahildarı, Türkiye tarafından tanınmıyor. Kaldı ki Türkiye GKRY'nin ilan ettiği MEB sahasının uluslararası hukuki gerekçesinin dayandığı 1982 BM Deniz Hukuku Sözleşmesine bile taraf değil."

Sertaç Aksan

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber