İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

Okuma yazmayı öğrenince ilk işi kitap yazmak oldu

Ankara'da yaşayan 9 yaşındaki Ceylin Kesici, okuma yazmayı öğrendikten sonra yıllardır hayalini kurduğu hikaye kitabını yazdı.

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 18 Ağustos 2019 15:38, Son Güncelleme : 18 Ağustos 2019 15:54
Okuma yazmayı öğrenince ilk işi kitap yazmak oldu

Ankara'da yaşayan 9 yaşındaki Ceylin Kesici, okuma yazmayı öğrendikten sonra yıllardır hayalini kurduğu hikaye kitabını yazdı. Kitabında çok sevdiği kardeşinin maceralarına yer veren minik yazar, hikayeleriyle geleceğin önemli yazarlarından olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.

Ailesiyle birlikte Ankara'da yaşayan 9 yaşındaki Ceylin Kesici, çok sevdiği kardeşi için bir kitap hazırladı. Daha çok küçük yaşlardayken anne babasının okuduğu hikayeler sayesinde kitapla tanışan minik Ceylin'in kitaba olan aşkı yıllar içinde farklı boyutlar kazandı. Çocukluğunda kitapları en güzel oyuncağı, en yakın arkadaşı olarak benimseyen minik kitap kurdunun yıllar içindeki gelişimi ailesinin gözünden kaçmadı. Okuma yazma bilmediği için ilk hikayesini resim çizerek anlatan Ceylin, o dönemde dinlediği her hikayeden farklı bir masal oluşturdu. Bu tutkusu ilerleyen yaşıyla birlikte artan minik Ceylin'in okuma yazma öğrendikten sonra ilk işi kendi hikaye kitabını yazmak oldu.

Ailesinin ve öğretmeninin desteği ile yıllarca hayalini kurduğu ilk hikaye kitabını hazırlamayı başaran minik yazar, hikayesinde çok sevdiği kardeşinin sevgisine ve maceralarına yer verdi. 'Canım Kardeşim' ismini verdiği hikaye kitabını tamamen kendi uğraşlarıyla hazırlayan minik yazar, yaşıtlarına da örnek olacak hikaye kitabı için bir imza günü düzenleyecek. Kitabında kardeşler arasındaki bağın önemini anlatan Ceylin, kardeşler arasındaki çekişmeleri eğlenceli bir dille anlattı. Okumayı hayatının önemli bir parçası haline getiren Ceylin'in en büyük arzusu çocuk doktoru bir yazar olmak. Geleceğin önemli bir yazarı olma yolunda ilerleyen minik yazarın yaşıtlarına tavsiyeleri ise çok okuyup, araştırıp, bol bol yazı yazmaları.

"İlk zamanlar resimlerle anlatıyordum, çünkü okuma yazma bilmiyordum"

Kitap yazma hayalinin çok küçük yaşlara dayandığını anlatan minik Ceylin, "O süreç çok yoğundu ve heyecanlı bir süreçti. Kardeşim yüzünden çalışamıyordum çok fazla. Kardeşime yardım ediyordum. Ben kitap okumayı çok seven biriyim. Küçücükken anne ve babam bana kitaplar okurlardı. O kitaplardan esinlenerek bu kitabı yazmaya başladım. Hikayelerimi anne babama yazdırıyordum. İlk zamanlar resimlerle anlatıyordum, çünkü okuma yazma bilmiyordum. İlkokula başladığımda öğretmenimiz kitap okumaya çok düşkündü. Bizi sürekli kitap okumaya yönlendirdi. Ödüllerle çok sevdiğim kitap okuma alışkanlığım pekişti. Ben okuma yazma bilmiyorken ailem bana kitaplar alıyordu. Onlar bana okumadan önce ben o kitapların resimlerini inceliyordum. Bir gün 'Anne bana kitabı okur musun?' dedim. O geceden sonra düzenli kitap okumaya başladık" dedi.

"Kitaplarım benim hep iyi arkadaşlarım oldu"

Hikayesini hazırladığı dönemde çok güzel tepkiler aldığını ifade eden Ceylin, "Kitaplarım benim hep iyi arkadaşlarım oldu. Etrafımdan incelediğimde bazı kişiler kardeşim olsun istiyor. Sonra 'Keşke kardeşim olmasaymış, her şeyi onunla paylaşmak zorundayım' diyor. Ben de kardeşin önemini, sevgisini anlatmak için böyle bir kitap yazdım. Kardeşimle ilişkim bazen kavgaya dönüşüyor ama genellikle sevgiyle geçiyor. Kardeşimle olan ilişkimi ve kardeşimin okula başlama hırsını anlattım kitabımda. En büyük destekçim ailem, yazar amcam ve öğretmenim oldu. Çevremden hep övgü dolu sözler duydum. Bunlardan destek alıp bu kitabı yazdım. Kitabımın başında günlük bir buçuk saat duruyordum. O zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum. Kitabımı yazdığımda çok güzel tepkiler geldi. Yeni hikayeler de yazmaya başladım. Okuma yazma bilmeden önce okulda kendimi resimlerle ifade ediyordum" diye konuştu.

"Yaşıtlarıma bol bol kitap okumalarını, merak ettiklerini araştırıp, şiir yazmalarını tavsiye ediyorum"

Yaşıtlarına da tavsiyelerde bulunan Ceylin, "Kitabımı yazmaya başladığımda çok heyecanlıydım. Bu işi yapıp yapamayacağımı merak ediyordum. Anneler Günü'nde anneme, Babalar Günü'nde babama hediye alamadığım zamanlar notlar yazıyorum. Bir kez öğretmenime yazmıştım bir not. Öğretmenim duygulanıp ağlamıştı. Bu şekilde insanları mutlu ediyorum. Yaşıtlarıma bol bol kitap okumalarını, merak ettiklerini araştırıp, şiir yazmalarını tavsiye ediyorum. Söz uçar yazı kalır. Söz uçar ama yazı her zaman kalıcıdır. Zamanlarını verimli geçirsinler. Gelecekte daha çok kitap okuyarak, daha çok kitap yazmak istiyorum. Kardeşim küçük yaştayken nehre kapılmıştı. Ona olan sevgim o olaydan sonra çok arttı ve hikaye yazma kararı aldım. Kardeşimden destek alıyorum, o da beni yönlendiriyor. İki hikayem var. Kuzenimin bilgisayar tutkusunu ve mahallemi anlatacağım. Kuzenimin çok bilgisayarda kalmaktan kaynaklı bel fıtığı oluştu" ifadelerini kullandı.

"Bir eğitimci olarak kızımın böyle bir meyvesinin olması bizi çok mutlu ediyor"

Kızının kardeşiyle çok özel bir bağı olduğunu kaydeden anne Reyhan Kesici, "Kızım okumayı ve yazmayı çok seviyor. Her yaptığı işte mutlaka notlar alır. Çocukluğundan itibaren ona okuduğum hikaye kitaplarını mutlaka ve mutlaka yorumlardı. Bu ilgisi giderek arttı. Sonuç olarak küçük küçük notlar almaya başladı. Ben baktım ve gerçekten bu notlardan bir hikaye kitabı oluşturulabilir. Eşimle beraber bu kitabın oluşmasına yardımcı olduk. Çok güzel bir duygu, kızımın bütün güzelliklerini ortaya attığı bir eserin ortaya çıkması çok özel bir duygu. Bir eğitimci olarak kızımın böyle bir meyvesinin olması bizi çok mutlu ediyor. Yazma işini hiç bırakmayı düşünmüyor. Yazmak artık onun kanına işlemiş. Çocuk doktoru da olmak istiyor. Çocukları çok sever. Kardeşini çok seviyor. İnanılmaz bağlı. Kardeşiyle birlikte sürekli zaman geçirdiği için mutlu anlarını paylaşmayı tercih ediyor. İnsanları incitmekten çok korkan bir yapısı var. Kardeşini koruyup kollamayı bir görev edinmiş. Kardeş önemli bir duygu, bunu kitaplaştırdı kızım" şeklinde konuştu.

"Ben yazabileceğini o yüreği taşıdığını biliyordum"

Kızının kitaplarla iç içe bir çocukluk geçirdiğini ifade eden baba Mürşit Kesici ise, "Küçük yazarımızı çok başarılı buluyorum. Çok gurur duyuyorum. 7 yaşında hikaye yazmaya başladı. Biz bunu fark ettik ama hiç müdahale etmedik. Bunun akabinde 9 yaşına girdiğinde hem kendisini ifade edebileceğini düşündüğümüz için kitabını oluşturalım istedik. Çok keyif aldığımız, bizim de okuduğumuzda çok mutlu olduğumuz bir hikaye kitabı meydana getirdi. Çok mutluyuz. Biz okuma yazma bilmezken anne ve babası olarak çok iyi vurgulayarak kitap sevgisini aşılamaya başladık. Vurguladığımız zaman kulak kesilirdi. Okumaya devam ettik. Kitap kurdu olduğunu düşünüyorum. Okuldan geldiğinde bebeklerini karşısına koyar ders anlatır. Onu özgür bırakırız. Apartmanda kaynaşma olması açısından bir kahvaltı düzenlemiştik. O gün için bir sunum hazırlamış. Biz o zaman fark ettik bu yeteneğini. Küçük küçük notlar alırdı. Özel günlerimizde notlar yazıp odamıza bırakırdı. Ben yazabileceğini, o yüreği taşıdığını biliyordum. Bütün güzellikleri bütün evlatlarımıza nasip etsin inşallah yüce Allah" diye konuştu.

Kitabına konu olan kardeşi en büyük destekçisi

Ablasının kendini anlatan bir hikaye kitabı hazırlamasının kendisini çok mutlu ettiğini belirten Yaşar Kesici, "Ablam hep kitap yazmak isterdi küçükken. Bebekken hep kitaplarla oynarmış. Kitapları çok sever. Bende ondan kitapları almaya çalışırdım. Ablam bir tane kitap yazdı. Ben okudum çok güzeldi. Çok mutlu oldum benim için kitap hazırladığında. Annem ve babamın adı geçiyor kitabında. Bazenleri bana uyumadan önce kitap okuyor ablam. Ceylin'e tavsiyeler verdim bu kitabında. Onunla birlikte kitap yazdık" dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber