Siyanür ölümlerinde medya suç ortağı
Siyanürlü toplu intiharların peş peşe yaşanmasıyla 'medyanın intiharlardaki rölü' gündeme geldi.

Doç. Ali Murat Kırık: Son bir haftada 'siyanür' kelimesi Google'da 1 milyon
kez arandı. Nedeni, medyada çıkan haberler.
Siyanürle toplu ölüm vakalarındaki artış gündemi ciddi şekilde meşgul ediyor.
İzmir'de ailesine siyanür içirip öldüren gencin ardından İstanbul ve Antalya'dan
da benzer haberler geldi. Medyada yer alan haberlerin yaşanacak vakalara zemin
hazırladığını belirten uzmanlar, bu olayların medyada görünür hale gelmesiyle,
ölüm biçimi arasında ilişki olduğuna dikkat çekti.
Yapılan haberlerin insanlara yöntem öğrettiğini kaydeden Psikiyatrist Doç. Dr.
Armağan Samancı, "Haber hiç yapılmasa intiharları önleyemeyiz. Sona gelmiş,
yaşamıyla ilgili sınıra ulaşmış bir kişi intiharı düşünüyorsa bunu gerçekleştirir.
Ancak yapılan haberler insanlara yöntem öğretir" dedi.
MEDYA-İNTİHAR İLİŞKİSİ
Avustralya'da intihar haberlerinin kısıtlanmasından sonra intihar oranlarında
düşüş yaşandığını kaydeden İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim Fakültesi
Öğretim Üyesi Dr. Berk Çaycı, "Benzer sonuçlar İngiltere ve ABD'de de tespit
edildi. Tarihin her döneminde medya ile intihar ilişkisi sorgulandı. Çünkü intihar
olgusu medyada yer almaya başladıktan sonra taklit edilmeye başlandı. Oxford
Üniversitesi'nde yapılan bir araştırma gazete haberlerinin intihar vakalarını
arttırdığını ortaya koydu. Çalışmada en büyük riskin haber içeriğinde intihar
yöntemini açıklamak olduğuna dikkat çekildi. İntihar bireysel bir eylem olsa
da toplumsal etkileri yüksek. İntihar haberlerini konu alan medya iletileri
yayılarak kopya intiharların sayısının artmasına neden oluyor. 19. yüzyılda
İngiltere'de intihar haberlerinin gazetelerde haberleştirilmesine yönelik tepkiler,
özellikle intihar oranlarının artması üzerine şiddetlendi. Ülkemizdeyse 1931
tarihli matbuat kanunu ile intihar haberlerinin basında yer alması yasaklanmıştı"
diye konuştu.
HABERLER ETİK DEĞİL
Reyting, tiraj ve hit gayesiyle paylaşılan intihar haberlerinin etik açıdan
uygun olmadığını belirten Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi
Doç. Dr. Ali Murat Kırık, medyanın görev ve sorumluluklarına dikkat çekti: "Medya
kitleleri yönlendirmekte, algıları yönetmektedir. Bireylerin hayatında rolü
ve etkisi büyüktür. Özellikle sosyal medyanın gelişim göstermesiyle kontrol
ve denetim tamamen ortadan kalktı. İntihar haberlerinin medyada yer bulup gelişigüzel
paylaşılması bireyleri derinden etkileyebilmekte, psikolojik çöküntü içerisine
girmiş, depresyon riskiyle karşı karşıya olan kişilerde yönlendirici etki oluşturabilmektedir."