Ceza verildiği tarihte sendika üyesi olan memur, üyelikten ayrılırsa itiraz kuruluna sendika temsilcisi katılır mı?

Danıştay Beşinci Dairesi, cezanın verildiği tarih itibarıyla sendika üyesi olan memurun, üyeliği sonradan sona erse dahi itiraz kurulunda sendika temsilcisinin bulunması gerektiğini karar vererek aksi yönden yapılan işlemi sekil unsurunu taşımadığı gerekçesiyle iptal etti

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 02 Mayıs 2021 14:54, Son Güncelleme : 20 Nisan 2021 11:55
Ceza verildiği tarihte sendika üyesi olan memur, üyelikten ayrılırsa itiraz kuruluna sendika temsilcisi katılır mı?

Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı Niğde İl Müftülüğünde veri hazırlama ve kontrol işletmeni olarak görev yapan davacı "görev sırasında amirine sözle saygısızlık etmek" suçunu işlediğinden bahisle 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125/C-(e) maddesi uyarınca 1/8 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmıştır.

Davacı cezayı aldığı tarih itibarıyla sendika üyesi olup, itiraz sürecinde ise farklı bir kuruma (Niğde İl Seçim Kurulu Başkanlığına) naklen atandığı için sendika üyeliği doğrudan sona ermiştir. Bu nedenle, idare davacıya verilen aylıktan kesme cezasının görüşüldüğü disiplin kuruluna, sendika temsilcisini çağırmamıştır.

İlk derece mahkemesi, davacıya verilen disiplin cezasını hukuka uygun bulmakla birlikte, davacının sendika temsilcisinin davet edilmediği yönündeki itirazını reddetmiştir. Danıştay Beşinci Dairesince de onanan karar, karar düzeltme aşamasında ise bozulmuştur.

Bu defa verilen kararda ise özetle; davacının aylıktan kesme cezasına karşı yaptığı itirazın görüşüldüğü tarih itibarıyla sendika üyesi olmasa da söz konusu cezanın verildiği tarih itibarıyla sendika üyesi olduğunun açık olduğu, aylıktan kesme cezası ile bu cezaya karşı yaptığı itiraz üzerine verilen karar bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği, bu nedenle sendika temsilcisi olmadan tesis edilen dava konusu aylıktan kesme cezasında şekil unsuru açısından hukuka uygunluk görülmemiştir.

T.C.

DANIŞTAY BEŞİNCİ DAİRE

Esas No :2017/11132

Karar No:2020/4213

KARARIN DÜZELTİLMESİNİ İSTEYEN (DAVACI) : ...

VEKİLİ: Av.

KARŞI TARAF (DAVALI) :Diyanet İşleri Başkanlığı

VEKİLİ :I. Hukuk Müşaviri V.

İSTEMİN KONUSU : Aksaray İdare Mahkemesinin 7/12/2015 tarih ve E:2015/243, K:2015/1200 sayılı kararının onanmasına dair Danıştay Beşinci Dairesinin 09/11/2016 tarih ve E:2016/10178, K:2016/5689 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun geçici 8 inci maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54 üncü maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava Konusu İstem: Davacının Niğde İl Müftülüğünde veri hazırlama ve kontrol işletmeni olarak görev yapmakta iken, "görev sırasında amirine sözle saygısızlık etmek" suçunu işlediğinden bahisle 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125/C-(e) maddesi uyarınca 1/8 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işleme karşı yaptığı itirazın reddine yönelik Diyanet İşleri Başkanlığının Merkez Disiplin Kurulunun 02/10/2014 tarih ve 35 sayılı kararının iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkeme Kararının Özeti: Aksaray İdare Mahkemesinin 07/12/2015 tarih ve E:2015/243, K:2015/1200 sayılı kararında; davacının Diyanet İşleri Başkanı ...'ın sosyal medyada paylaşmış olduğu 22/08/2013 tarihli tweetin altına yine sosyal medyada ve herkese aleni şekilde, "... ayrımcılığı yapan sizsiniz.. Tribünlere çok güzel oynuyorsunuz. Ayet hadislerde diyanet çalışanları muaf mı?" şeklinde yorum yaptığı, söz konusu ifadelerle Diyanet İşleri Başkanı ...'in personele haksız işlem yaptığı, adalete aykırı davrandığı yönünde bir kanaatin oluşmasına sebebiyet vererek hem kurum başkanı olan ..'in hem de kurumun tüzel kişiliğine yönelik olarak itibarı sarsıcı davranışta bulunduğu anlaşıldığından, davacının eylemine uyan disiplin cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği; öte yandan, her ne kadar davacı tarafından, sendika temsilcisinin disiplin kurulan çağrılmadığı iddia edilmiş ise de, disiplin cezasının görüşüldüğü 02/10/2014 tarihi itibarıyla davacının artık başka bir kamu kurumunda (Niğde İl Seçim Kurulu Başkanlığında) çalıştığı anlaşıldığından, davalı idarede çalışmakta iken üyesi olduğu Türk Diyanet Vakıf Sendikası ile ilişiğinin kalmayacağı ve bu yönüyle sendika temsilcisinin disiplin kurulu toplantısına çağrılmasına gerek olmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.

Daire Kararının Özeti: Davacının temyiz başvurusu üzerine Danıştay Beşinci Dairesinin 09/11/2016 tarih ve E:2016/10178, K:2016/5689 sayılı kararıyla, temyize konu karar hukuk ve usule uygun bulunmuş ve kararın onanmasına karar verilmiştir.

KARAR DÜZELTME TALEP EDENİN İDDİALARI:

Davacı tarafından; ifade özgürlüğü kapsamında eleştiri hakkını kullandığı, ayrıca mensubu olduğu sendika temsilcisinin disiplin kuruluna çağrılmadığı, işlemin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından; düzeltilmesi istenen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, ileri sürülen nedenlerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54 üncü maddesine uymadığı, bu nedenle istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ HARUN EKŞİ'NİN DÜŞÜNCESİ: Karar düzeltme isteminin kabul edilerek İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenildikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanun'un geçici 8 inci maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54 üncü maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Beşinci Dairesinin 09/11/2016 tarih ve E:2016/10178, K:2016/5689 sayılı kararı ile kaldırılarak uyuşmazlık yeniden incelendi:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY:

Davacı, hakkında tesis edilen Diyanet İşleri Başkanlığının 01/07/2014 tarihli, 3250 sayılı işlemi ile; Niğde İl Müftülüğünde veri hazırlama ve kontrol işletmeni olarak görev yapmakta iken, "görev sırasında amirine sözle saygısızlık etmek" suçunu işlediğinden bahisle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/C-(e) maddesi uyarınca 1/8 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmıştır.

Davacı, aynı gün bu cezaya itirazda bulunmuştur.

Bu arada, davacı 15/07/2014 tarihinde Niğde İl Seçim Kurulu Başkanlığı emrine naklen atanmıştır.

Davacının aylıktan kesme cezasına karşı yaptığı itiraz, Diyanet İşleri Başkanlığı Merkez Disiplin Kurulunun 02/10/2014 tarih ve 35 sayılı kararı ile reddedilmiştir.

Bunun üzerine, anılan Disiplin Kurulu kararının iptali istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmelik'in 4 üncü maddesinin 3 üncü fıkrasında; "Hakkında disiplin soruşturması yürütülen Devlet memurunun üyesi olduğu sendika temsilcisi de bu maddede belirtilen disiplin ve yüksek disiplin kurullarında yer alır. Her bir disiplin ve yüksek disiplin kurulunda görevlendirilen temsilci ilgili sendika tarafından önceden bildirilir. Bu şekilde çift sayıya ulaşan kurullarda oyların eşitliği halinde başkanın bulunduğu tarafın kararına itibar edilir." hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Yukarıda anılan Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmelik'in 4 üncü maddesi uyarınca, hakkında disiplin soruşturması yürütülen devlet memurunun üyesi olduğu sendika temsilcisinin Disiplin ve Yüksek Disiplin Kurullarında yer alması asli şekil şartı olup, memurun üyesi olduğu sendika temsilcisi yer almaksızın Disiplin ve Yüksek Disiplin Kurulunca alınan kararların bu gerekçe ile iptal edilmesi gerektiği açıktır.

Dava dosyasının incelenmesinden; dava konusu aylıktan kesme cezasının tesis edildiği tarih itibarıyla davacının Türk Diyanet Vakıf Sendikası üyesi olduğu, ancak 15/07/2014 tarihinde Niğde İl Seçim Kurulu Başkanlığı emrine naklen atandığı, dolayısıyla aylıktan kesme cezasına karşı yapmış olduğu itirazın reddedildiği 02/10/2014 tarihi itibarıyla anılan Sendikanın üyesi olmadığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda, davacının aylıktan kesme cezasına karşı yaptığı itirazın görüşüldüğü tarih itibarıyla sendika üyesi olmasa da söz konusu cezanın verildiği tarih itibarıyla Sendika üyesi olduğu, bakılan bu davayı da aylıktan kesme cezasına karşı yaptığı itirazın reddi sonrasında açmakla birlikte, sonuç itibarıyla aylıktan kesme cezasının iptali istemiyle açtığı dikkate alındığında aylıktan kesme cezası ile bu cezaya karşı yaptığı itiraz üzerine verilen karar bir bütün olarak değerlendirildiğinde, aylıktan kesme cezasına karşı yaptığı itirazın görüşüldüğü Merkez Disiplin Kurulunda Sendika temsilcisine yer verilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, Sendika temsilcisi olmadan tesis edilen dava konusu aylıktan kesme cezasında şekil unsuru açısından hukuka uygunluk görülmemiştir.

Bu itibarla, şekil unsuru yönünden işlemin iptaline karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU

Açıklanan nedenlerle;

1. 2577 sayılı Kanunun 49 uncu maddesine uygun bulunan davacının TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜNE;

2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu Aksaray İdare Mahkemesinin 07/12/2015 tarih ve E:2015/243, K:2015/1200 sayılı kararının BOZULMASINA,

3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 08/10/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Düzeltilmesi istenen Dairemiz kararı usule ve hukuka uygun olduğundan, karar düzeltme isteminin reddi gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber