AYM, minibüs hattının iptal edilmesini mülkiyet hakkının ihlali saydı

Anayasa Mahkemesi (AYM), Tunceli'de belediye kararıyla minibüs hattı tahsisinin iptal edilmesi nedeniyle yapılan bireysel başvuruda, minibüs hattı sahiplerinin mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verdi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 04 Mayıs 2021 13:04, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:01
AYM, minibüs hattının iptal edilmesini mülkiyet hakkının ihlali saydı

Resmi Gazete'de yer alan karara göre, 1987'de Tunceli Belediye encümenliğince belirlenen güzergahta bedeli karşılığında şehir içi yolcu taşımacılığı için 5 kişiye minibüs hattı tahsis edildi. Söz konusu minibüs hattında zamanla hak sahibi sayısı 32'ye ulaştı.

Sayıştay Başkanlığının 2014 yılı denetim raporunda, minibüs hattının ihalesiz verildiği, bunun mevzuata aykırı olduğu tespitine yer verildi. Belediye Meclisi kararıyla da 2016'da bedelsiz olarak verilen hakların kaldırılarak minibüs hatlarının 3 yıllığına ihale yoluyla kiralanması yoluyla hizmet vermesi kararlaştırıldı.

Bunun üzerine minibüs hattı sahipleri, alınan kararın iptali için ayrı ayrı dava açtı. İdare mahkemesince davaların reddine karar verildi, Danıştay da temyiz incelemesi sonucu yerel mahkeme kararlarını onadı.

Bunun üzerine başvurucular, mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek, 2018'de Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.

Başvuruları değerlendiren Yüksek Mahkeme, başvuruları yerinde bularak mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verdi.

Mahkemenin kararında, Anayasa'nın 13 ve 35'inci maddeleri uyarınca mülkiyet hakkının ancak kamu yararı amacıyla sınırlandırılabileceği ifade edildi.

Minibüs hattı tahsisinin ihalesiz olarak verilmesi karşısında bu hatta çalışmak isteyebilecek kişilere imkanın tanınması gerektiği dikkate alındığında müdahalenin gerekli olduğu belirtilen kararda, "Mülkiyet hakkına yapılan bir müdahalenin ölçülü olabilmesi için ise bu müdahalenin keyfi ve öngörülemez nitelikte olmaması gerekir." denildi.

Belediye tarafından hattın iptal edilmesinin başvurucular yönünden öngörülemez bir durum olduğu aktarılan kararda, başvurucuların karşılaşabilecekleri muhtemel zararların karşılanması amacıyla herhangi bir tedbir alınmadığı, hak sahiplerine faaliyetlerini sürdürebilecek başka bir alanın da gösterilmediğine işaret edildi.

Tahsis edilen hattın bu şekilde iptal edilmesinin bütün külfeti başvuruculara yüklenmesi sonucunu doğurduğu anlatılan kararda, "Başvurucuların mülkiyet hakkı ile kamu yararı arasında olması gereken adil dengenin başvurucular aleyhine bozulduğu sonucuna varılmıştır." ifadesine yer verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber