Bölüm başkanı kişiye özel kadroya sosyal medyadan isyan etti

Akademide son yıllarda giderek kötü bir duruma dönüşen "kişiye özel" kadro meselesini onlarca haberimizde farklı örneklerle gündeme getirdik. Bir kısmını üniversiteler iptal etti, bir kısmında ise bildiklerini okuyup geçtiler. Ancak, mevcut durum o derece keyfiyete büründü ki, yükseköğretim sisteminin içindeki yöneticilerde isyan eder hale geldi.

Bursa Uludağ Üniversitesi tarafından 23 Kasım 2021 tarihinde Hukuk Fakültesi bünyesinde çalıştırılmak üzere 8 Araştırma Görevlisi kadrosu ilan edilmiştir. Bunlardan Kamu Hukuku Bölümü Avrupa Birliği Hukuku Anabilim Dalında özel şart olarak; "Hukuk Fakültesi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunu olmak. Uluslararası İlişkiler alanında Tezli Yüksek Lisans yapmış olmak. Kamu Hukuku alanında tezli yüksek lisans yapıyor olmak" yer almıştır.

Başvuracak adayın iki lisansı, bir tamamlanmış tezli yüksek lisansı ve halihazırda devam etmekte olan bir de tezli yüksek lisansının olması istenmiştir.

İlan edilen kadro aynı tarihte Hukuk Fakültesinde yer verilen araştırma görevlisi kadroları için aranan özel şartlara bakıldığında, bariz bir şekilde ataması yapılması düşünülen kişiyi tarif etmektedir. Diğer taraftan trajikomik olan ise kadronun ilan edildiği Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Bölüm Başkanı Prof. Dr. Zeynel T. Kangal'ın sosyal medyada yaptığı paylaşımla gözler önüne serilmiştir.

Bölüm Başkanı Sayın Kangal, "ilan edilen kadronun özel koşuluyla ilgili ne Anabilim Dalı Başkanının, ne Bölüm Başkanı olarak kendisinin ne de Fakülte Yönetim Kurulunun haberinin olduğunu, bir önceki ilanda da benzer bir denemenin yapıldığını, sadece bir seçimlik ders olduğunu, ayrıca böyle bir yola başvurarak adına özel koşullu ilan çıkaran, fakülte iradesini hiçe sayan adayın da ahlaki ve etik sorunları olduğunun açık olduğunu, donanımına güvenen bir kişinin bu yollara başvurmayacağını" ifade etmiştir.

Ülkemizin köklü yükseköğretim kurumlarından Uludağ Üniversitesinin Hukuk Fakültesinde ilan edilen araştırma görevlisi kadrosunun özel şartından; Anabilim Dalı Başkanı, Bölüm Başkanı ve Dekanlık olarak bilgi sahibi olmadıklarını ve Bölüm Başkanı hocamız ilanın özel şart içerdiğini alenen herkese duyurmuştur. Bu vakıa, akademinin içinde bulunduğu kötü durumu özetleyen çok çarpıcı bir örnek olarak belki de tarihe geçecektir.

Anabilim dalı başkanlığı, bölüm başkanlığı ve dekanlığı pasifize ederek ortak aklın merkezi olması gereken üniversitelerde öğretim elemanı ilanlarında tek yetkiyi Rektör olarak belirleyen mevzuatımız, bunu da değiştirmemekte direnen Yükseköğretim Kurulumuzun bu somut mesele ne kadar ilgisini çekecektir bilemiyoruz. Ancak, kısa sürede yükseköğretimde personel istihdamında köklü reformlar yapılmaması halinde çok daha vahim durumları bizler yerine üniversite iç dinamiklerinin "bu örnekte olduğu gibi" kamuoyuyla paylaşmasının hayal olmadığını söylesek herhalde yanlış olmaz!