'Pandemide üretim savaşta barış ülkesi olduk'

İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan, Türkiye'nin küresel sorunlar karşısında aldığı pozisyonla krizlerden değerini arttırarak çıktığını söyledi. Türk sanayicisinin pandemide destan yazdığını belirten Bahçıvan, "Pandemi oluyor Türkiye üretim ülkesi, savaş oluyor Türkiye barış ülkesi oluyor" dedi.

Kaynak : Yeni Şafak
Haber Giriş : 21 Nisan 2022 07:32, Son Güncelleme : 21 Nisan 2022 07:34
'Pandemide üretim savaşta barış ülkesi olduk'

İki yıl önce başlayan ve etkisi devam eden Kovid-19 salgını, küresel ekonomide taşları yerinden oynattı. Pandeminin bütün dünyayı esir aldığı dönemde üretimi aksatmayan Türkiye, önemli bir tedarik ve lojistik merkezi olarak öne çıktı. Bu başarıda büyük ölçekli sanayi kuruluşlarını büyük payı oldu. Türkiye'nin küresel bir üretim üssü olma yolunda attığı adımları, sanayicinin karşılaştığı zorlukları, Rusya-Ukrayna savaşının etkilerini, nitelikli ara eleman konusunu ve Avrupa yeşil mutabakatını İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan ile konuştuk. İşte Bahçıvan'ın Yeni Şafak'ın sorularına verdiği cevaplar:

* Türk sanayicisinin yeşil ekonomi konseptine uyum çalışmaları hızlandı. İSO her sektöre ilişkin ayrı raporlar hazırladı. Bununla başlayalım.

Tabii bu sürdürülebilirlik konusu artık hayatımızın gündemi. İnsanların üzerinde mutabakat sağladığı, bütünlük sağladığı, gelecek adına kimsenin taviz vermeyeceği en önemli konu. Çünkü söz konusu olan dünyanın giderek yıpranması. Bırak artık gelecek nesilleri, mevcut nesil için bile ciddi anlamda varlığını ve sürdürülebilirliğini riske etmesi. Hükümetleri, şirketleri ve bireyleri, yani yediden yetmişe herkesi ilgilendiren, tüm yaşayanları ilgilendiren bir konu oluyor. İstanbul Sanayi Odası olarak toplumsal ve sektörel sorumlulukları artırabilmek, üyelerimizin bu konuda kendini hazırlamasına dönük eğitimlerden tutun sektör bilgilerini genişletmek, yol haritalarını ortaya koymak, dünyadaki gelişmeleri takip etmek, dünyadaki gelişmelerin mümkün olduğu kadar içinde olmak, Ankara'yla yakın olup da bu konuyla ilgili hükümetin yol haritasına destek sağlamak adına bir gayret ve çaba içindeyiz.

- Buna ne kadar hazırız?

İSO olarak bu konuda hakikaten hiç haksızlık edilmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Ha, tamam, her kesimde olduğu gibi bizim de kendi içimizde mutlaka ki üç beş diken vardır ama ben temel bir değer yargısı olarak bakıldığı zaman sanayinin bu konudaki sorumluluğunu ve kendisini böyle bir konuda sürekli geliştirmesinin örnek olarak gösterilmesini önemsiyorum. Finansa erişim noktasında da artık bu konuda yapılan çalışmalar temel değer haline gelecek. Tüketicinin bu konudaki hassasiyeti sizi belirli bir disipline sokacak.

AVRUPA VİTES KÜÇÜLTTÜ

- Avrupa bu frene mi bastı?

Vallahi tabii konjonktür olarak belirli bir enerjinin bu kadar pahalı ve yok olduğu bir dönemde sanki bu konuda hafif bir vites küçültme süreci var gibi gözükmekle beraber ben bunun geçici olduğunu düşünüyorum. Bu konunun bilakis yeşil enerjiyi çok daha artıracağını görüyoruz. Bu nedenle bence bu dönem kısa süreli bir sendeleme dönemi yaratacak ama özellikle enerjinin ve yenilenebilir enerjiden olma noktasındaki arayış var.

ÖNEMLİ TEDARİK ÜLKESİYİZ

- Bu konuda şanslı mıyız?

Şimdi Türkiye'nin aslında bu konuda mevcut koşulları ciddi anlamda değiştirebilecek bir şansı olduğunu düşünüyorum. Avrupa'yla entegrasyon açısından pandemi döneminde Türkiye Avrupa Birliği'nin hakikaten en istikrarlı, güven veren, bütün zorluklara rağmen ayakta durabilen bir tedarik ülkesi imajını tekrar kazandı. Bu çok önemli bir fırsat oldu Türkiye açısından. Türkiye bir AB üyesi olmamakla beraber yıllardır gümrük birliğinin içinde güçlü bir tedarik ülkesi konumunda. Ortadoğu, Uzak Asya, Uzak Doğru kolay bir alternatif olamıyor zor günlerde. Onu da bir kez daha belgeledik.

GÜÇLÜ BİR SINAV VERDİK

- Türkiye dış talebe cevap vermek adına ölçek sorunu yaşıyor mu?

Son iki yılda Türkiye sanayisi çok güçlü bir sınav verdi. Çok önemli bir başarı hikayesi yazdı. AB nezdinde, başta tüm pazarlarda Türkiye sanayisi zorlukları aşan sanayidir imajı ve görüntüsü çok net belirdi. Türkiye'nin yeni kapasiteler oluşturma ihtiyacı var. Yani Türkiye'nin hakikaten artık rekabet edebilir ve verimli olabilmek adına daha güçlü ve daha büyük boyutlu işler yapmamız gerekiyor.

SAVAŞIN OLUMSUZ BİRÇOK YÖNÜ VAR

- Dünya savaşın sıkıntısını yaşanıyor. Türkiye ile Rusya arasında para transferi, sevkiyat, talepleri karşılama gibi konularda sorun yaşanıyor mu?

Yani bir kere savaşın içinde olan bir ekonomiden hiçbir zaman bir fayda sağlayacağını veya oradan bir çıkar sağlayacağını düşünmek yanlış. Bunu böyle düşünmek de vicdanen de çok doğru değil. Ve Türkiye'ye bu işin kesin bir zararı da ortada. Direkt veya endirekt. Şu anda bizim hayatımızdaki en önemli gider kalemi olan enerjinin bu fiyatlara yükselmesinin baş nedeni nedir? Savaştır. Temel ne yazık ki hala daha o tedarikçilere bağlı olan birtakım ürünlerimizin fiyatlarının patlaması, patlamaya rağmen yeteri kadar Türkiye'ye gelmemesinin temel sebepleri savaştır. İhracattaki pazarlarımızın önemli bir kısmında bir tıkanma varsa bunu nedeni savaştır. Turizmle ile ilgili bütün hesapların değişmesinin sebebi savaştır. Onun için bunun bir an evvel bitmesi ve bu savaşın ortadan kalkması gerekiyor.

TÜRKİYE AKILLICA DAVRANDI

Yumarız ki en kısa zamanda da bu iş biter. Tabii Türkiye burada diplomatik olarak siyaseten çok iki tarafı da dengede götürecek akıllı bir rol oynuyor. Ama tabii sürecin uzaması artık herkese daha fazla zarar verebilecek bir risk taşıyor. Ama ben inşallah bu savaş tamamen bittikten sonra Türkiye'nin bu konuda da aynı pandemi sürecinde nasıl bir fırsat elde ettiysek, bu savaştan sonraki tabloda da farklı farklı nedenlerden dolayı fırsatlar doğacaktır. Velhasıl orada bu işin şeyinden sonra inşallah Türkiye'nin gene bir değerinin artacağına dair. Çünkü gözüken o ki bu ülkenin her kriz değerini Türkiye'nin artırıyor. Pandemi oluyor, Türkiye üretim ülkesi, savaş oluyor Türkiye barış ülkesi. Yani bundan sonra bizi başka ülkelerle değerlendirme noktasında bir git gel yaşıyorlar.

Yatırımcı Türkiye'yi yokluyor

- Avrupalı ve ABD'li yatırımcı savaş sonrası Türkiye'ye neyle geliyor?

Vallahi şu anda hepsi daha yokluyorlar. Öyle söyleyeyim ben yani. Hepsi şu anda yoklama noktasında. Ama özellikle Türkiye'yi güçlü bir tedarik ülkesi olarak görmek adına iki yıl çok önemli kazanımlar getirdi. Yani bunu çok güçlü şekilde söyleyebiliyorum. Ama bazı dengelerin de oturmasını bekliyorlar. Bir iki doğru adım atılırsa ben bunların her birinin Türk sanayisinin önemli yatırımlar alabilmesi adına bir yeni iklimin, yeni bir dönemin başlangıcı. Zaten siyaseten bunlar başlıyor, yani görüyoruz. Yani siyasetin dış ilişkiler noktasındaki olumlu adımları atılıyor. Muhakkak ki hukuk tarafında atılması gerekenler var, belirli yasalar noktasında atılması gerekenler var. Ben şu anda o alacaklarımızın tam toplanacağı bir zamanın biz çok yaklaştığını düşünüyorum, eğer doğru kullanırsak.

- Yani şu anda Avrupa ile dış ticaret fazlası veriyoruz . Bunun daha da artması lazım.

Bir kere finansman sağlamamız lazım üstat. Yani bizim finansman adına, en güçlü finansmanı sağlayacağımız yer kabul edelim ki Avrupa. Türkiye'nin şu anda, pazar tabii ki önemli ama yani pazarı oluşturacak. Demin kapasitelerden bahsettik, pazarı güçlendirecek yatırımlara ihtiyacın var.

Meslekte güçlü adımlar var

- Sanayicinin ihtiyaç duyduğu nitelikli eleman yetiştirme çabası var. Mesleki eğitimin gelişmesi için kamunun verdiği desteği, sanayicinin konuya bakışını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Şimdi inanan bir yöneticinin ister kamuda ister özel sektörde bir konuya el attığı zaman yıllardan beri birikmiş ve asla önlenemez denen bir sorunu nasıl çözdüğünü çok güzel örneği mesleki eğitim konusunda gördük. Ben yeri gelmişken hakikaten bu konuyu milli eğitim bakan yardımcılığı görevine başladığı günden bugüne kadar sürdüren Milli Eğitim Bakanımız Mahmut Özer'in ismini anmadan geçemeyeceğim. Özellikle, öncelikle meslek liselerinde İstanbul'u bir pilot şehir olarak başlattığımız ve bizim de İstanbul Sanayi Odası adına kendisiyle olan karşılıklı güven ve yakın çalışmanın işbirliği içinde çok ciddi bir model değişikliğine hamdolsun eriştik.

YENİ BİR DÖNEMİN KAPILARI AÇILDI

Yani algının değişmesi açısından, tekrar mesleki eğitimin öğrenciler ve özellikle de veliler, ailelere tarafından kabullenilmesi önemli. Şimdi o itibar kaybı gibi gözüken, o prestij kaybı gibi gözüken süreç her geçen sene tamamen farklı bir modele doğru dönüşüyor. Bunların her biri mesleki eğitimde ne yazık ki kaybettiğimiz son yirmi küsur senenin tekrar canlanması ve tekrar bir şekilde hak ettiği boyuta gelmesi adına çok güzel örnekler.

- Yani itibarını iade ettik diyebiliyor muyuz artık?

Onun için henüz daha zamana ihtiyaç var ama bu konuda olumlu ışıklar çok ciddi anlamda gelmeye başlıyor. Okulların puanları kademe kademe yükseliyor. Doluluk oranları full olmuş vaziyette. Çok iddialı yeni dallar açıyoruz, bölümler açıyoruz. Aranan elemanlar kadrosuna katılacağı bir dönemin kapıları açıldı.

- Yetişmiş eleman sorunu sanayide devam ediyor mu?

Etmez mi? Büyük sorun. Yani bugün hangi sektörde konuşursak konuşalım, iş yapmak isteyen, iş kurmak isteyen, mevcut işini geliştirmek isteyen insanların en önemli handikabı eleman.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber