İlk derece mahkemesi davayı reddetmiş, istinaf ise bu kararı onamıştır. Danıştay 10. Dairesi ise bu kararı bozmuştur
Zararlı sonucun meydana gelmesinin davalı idare bünyesindeki sağlık kuruluşunda davacıya DJ stent takılıp takılmadığının tıbbi kayıt eksikliği nedeniyle tespit edilemediği anlaşıldığından; tıbbi kayıtları düzenli tutmayarak sağlık hizmetinin işletilmesinde kusurlu davrandığı açık olan davalı idarenin maddi ve manevi tazminat ödeme yükümlülüğünün bulunduğu kanaatine varıldığı, İdare Mahkemesince, davacının maddi ve manevi tazminat istemleri yönünden bir değerlendirme yapılmak suretiyle karar verilmesi gerekir.
İlk derece mahkemesi kararında ısrar etmiştir
İDDK: İdare kayıtları düzgün tutmalıdır
Sağlık hizmetine ilişkin bir uygulamanın kusurlu olup olmadığı, tıbbi bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda ortaya konulabilmektedir. Bu bağlamda, tıbbi bilgi ve belgelerin doğru ve eksiksiz bir şekilde tutulması, kayıt altına alınması ve saklanması idarenin yükümlülüğü altındadır.
Temyize konu kararla ilgili dosyada yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesi neticesinde, hastayı takip yükümlülüğü bulunan davalı idare bünyesindeki sağlık kuruluşunda davacıya DJ stent takılıp takılmadığının tıbbi kayıt eksikliği nedeniyle tespit edilemediği anlaşıldığından, tıbbi kayıtları düzenli tutmayarak sağlık hizmetinin işletilmesinde kusurlu davrandığı açık olan davalı idarenin maddi ve manevi tazminat ödeme yükümlülüğünün bulunduğu kanaatine varılmıştır
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2024/2915
Karar No: 2025/597
İSTEMİN KONUSU:
... İdare Mahkemesinin... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı tarafından, ... tarihinde Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde sezaryenle gerçekleştirilen doğum sırasında sağ böbreği ile idrar kesesi arasına bir aparatın takıldığı, bu aparatın en fazla 3 veya 4 ay sonra vücuttan alınması gerekirken bu durumun kendilerine söylenmediği operasyon sırasında tutulan raporda yer almadığı, aradan 3 yıl kadar bir zaman geçtikten sonra davacının dayanılmaz ağrılarla doktora gittiği, film çekilince aparatın vücutta fazla kalması sonucu böbreğin deforme olduğunun anlaşıldığı, DJ stentin çıkarıldığı ancak böbreğin eski durumuna gelmesinin mümkün olmadığı ileri sürülerek çalışma gücü kaybı nedeniyle 175.000,00 TL maddi, duyduğu acı ve elem karşılığı 175.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:
... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; dava konusu olayda zararın doğumuna neden olduğu iddia edilen, sağ üretere takılan DJ stentin hangi hastanede ve kim tarafından takıldığının tespit edilememiş olması ve bu haliyle davalı idarenin ağır hizmet kusurunun ortaya konulamamış olması dikkate alındığında, idare hukuku ilkesi olarak benimsenmiş ve Danıştay içtihatlarıyla da kabul edilmiş olan, bünyesinde risk taşıyan hizmetlerden olan sağlık hizmetinden yararlananın zarara uğraması halinde bu zararın tazmininin ancak idarenin ağır hizmet kusurunun varlığı halinde mümkün olacağı şartının somut olayda gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti:
Davacının temyiz başvurusu üzerine Danıştay Onuncu Dairesinin 17/12/2019 tarih ve E:2019/6240, K:2019/10426 sayılı kararı ile temyize konu ... İdare Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmesinin ardından davacının karar düzeltme başvurusu üzerine Danıştay Onuncu Dairesinin 16/11/2023 tarih ve E:2020/4365, K:2023/7010 sayılı kararıyla; genel anlamı ile tam yargı davalarının, idarenin faaliyetlerinden ötürü, hakları doğrudan zarara uğrayanlar tarafından idare aleyhine açılan tazminat davaları olup, idarenin hukuki (mali/tazmin) sorumluluğunun yargı aracılığıyla belirlenip hüküm altına alınmasını sağladığı; idarenin kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olduğu, idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararların, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edildiği; idarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusurunun, hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleştiği; hizmet kusurundan dolayı sorumluluğun idarenin sorumluluğunun doğrudan ve asli nedenini oluşturduğu; idarelerin kamu hizmetlerinin gereği gibi işlemesini sağlayacak organizasyonları yaparak, yeterli araç ve gereçle donatılmış bina, tesis ve araçlarda hizmetin özelliğine uygun olarak seçilen ve yetişmiş personelle hizmeti yürütme yükümlülüğü bulunduğunun tartışmasız olduğu, zarar gören kişinin hizmetten yararlanan durumunda olduğu ve hizmetin riskli bir nitelik taşıdığı sağlık hizmetinde, idarenin tazmin yükümlülüğünün doğması için zararın idarenin hizmet kusuru sonucu meydana gelmiş olması gerektiği;
Dava dosyasına sunulan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacının ... tarihinde Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde sezaryenle gerçekleştirilen doğum sırasında sağ böbreği ile idrar kesesi arasına bir aparatın takıldığı, bu aparatın en fazla 3 veya 4 ay sonra vücuttan çıkarılması gerekirken bu durumun kendilerine söylenmediği, operasyon sırasında tutulan raporda yer almadığı, aradan 3 yıl kadar bir zaman geçtikten sonra davacının dayanılmaz ağrılarla doktora gittiği, film çekilince aparatın vücutta fazla kalması sonucu böbreğin deforme olduğunun anlaşıldığı, DJ stentin çıkarıldığı ancak böbreğin eski durumuna gelmesinin mümkün olmamasının davalı idarenin hizmet kusurundan kaynaklandığı ileri sürülerek maddi ve manevi tazminat istemiyle açılan davada; davalı idarenin tazmin yükümlülüğünün tespiti için bilirkişiliğine başvurulan Adli Tıp Kurumu Başkanlığınca düzenlenen raporda "kişiye DJ stent takıldığına dair tıbbi belgenin dosyada bulunmadığı, davacı vekilinin dilekçesinde 2007 yılında takıldığı iddia edilen ve sonrasında ... tarihinde Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesinde çıkarılan sağ üretere takılan DJ stentin hangi hastanede ve kim tarafından takıldığının adli tahkikat ile aydınlatılabileceği" hususunun belirtildiği; tıbbi bilgi ve belgelerin kayıt altına alınıp saklanmasının idarenin yükümlülüğü altında olduğu, zira, sağlık hizmetine ilişkin bir uygulamanın kusurlu olup olmadığının da bu tıbbi belgelerin incelenmesi neticesinde ortaya çıkacağı,
Bu haliyle, zararlı sonucun meydana gelmesinin davalı idare bünyesindeki sağlık kuruluşunda davacıya DJ stent takılıp takılmadığının tıbbi kayıt eksikliği nedeniyle tespit edilemediği anlaşıldığından; tıbbi kayıtları düzenli tutmayarak sağlık hizmetinin işletilmesinde kusurlu davrandığı açık olan davalı idarenin maddi ve manevi tazminat ödeme yükümlülüğünün bulunduğu kanaatine varıldığı, İdare Mahkemesince, davacının maddi ve manevi tazminat istemleri yönünden bir değerlendirme yapılmak suretiyle karar verilmesi gerektiği ve davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi ısrar kararının özeti:
... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; oluştuğu öne sürülen zarar ile idarenin eylemleri arasında illiyet bağının doğrudan ortaya konulamadığı gibi bu şekliyle davalı idarenin ağır hizmet kusurunun mevcudiyetinden de söz edilemeyeceği, bünyesinde risk taşıyan sağlık hizmetinden yararlanan şahısların zarara uğraması halinde bu zararın tazmininin ancak illiyet bağının somut bir şekilde ortaya konulması ve idarenin ağır hizmet kusurunun tespit edilmiş olması halinde mümkün olacağı dikkate alındığında, somut olaya özgü olarak söz konusu koşulların gerçekleşmediği anlaşıldığından, davacının maddi ve manevi tazminat isteminin reddedilmesi gerektiği gerekçesi eklenmek suretiyle davanın reddi yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:
Davacı tarafından, Mahkemece eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiği, idarenin hizmeti kötü işletmesinden dolayı kusurunun bulunduğu, idarenin kusurunun ve ihmalinin dikkate alınmamasının bozma nedeni olduğu, ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:
Davalı idare tarafından, ... İdare Mahkemesince verilen ısrar kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ:
Temyiz isteminin kabulü ile ... İdare Mahkemesinin ısrar kararının eksik inceleme nedeniyle bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Davacı... tarihinde Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne yatırılmış, 2005 yılında da sezaryen operasyonu geçirmiş olması nedeniyle... tarihinde saat 08.45 itibarıyla mükerrer sezaryen ve gebeliğe bağlı tansiyon yükselmesi tanılarıyla sezaryen yöntemiyle doğumu gerçekleştirilmiş, aradan 4 yıl kadar bir zaman geçtikten sonra davacı böbrek ağrısı şikayetiyle doktora gitmiş, ilk başta durumu anlaşılamamış ancak çekilen film sonrasında davacının sağ böbreği ile idrar kesesi arasına bir aparatın takıldığı tespit edilmiş, ... tarihinde Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde sağ DJ stent çıkarılması + sağ PNL ve sağ URS uygulanmıştır.
Bunun üzerine davacıda oluşan çalışma gücü kaybı nedeniyle 175.000,00 TL maddi, duyduğu acı ve elem karşılığı 175.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 350.000,00 TL tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa'nın 56. maddesinde, "Devlete, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenlemekle ve bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirmekle" ilgili pozitif bir yükümlülük getirilmiş; 125. maddesinde ise, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmış, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde ise, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.
3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'nun 3/f maddesinde, "Herkesin sağlık durumunun takip edilebilmesi ve sağlık hizmetinin daha etkin ve hızlı şekilde yürütülmesi maksadıyla, Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarınca gerekli kayıt ve bildirim sistemi kurulur." düzenlemesi yer almıştır.
1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San'atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun'un 72. maddesinde, "İcrayı sanat eden tabipler, diş tabipleri, dişçiler ve ebeler numunesi veçhile Sıhhiye ve Muaveneti İçtimaiye Vekaleti tarafından tertip ve mahalli sıhhiye memurlarınca musaddak, hastaların isim ve hüviyetlerini kayda mahsus bir protokol defteri tutmağa mecburdurlar. Bu defterlerin kuyudu ücretten mütevellit davalarda Sahibi lehine delil ittihaz olunabilir. Şu kadar ki müstenidi iddia olan kaydın hilafı vesaik veya delaili muteberei saire ile ispat edilebilir." düzenlemesine yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Genel anlamı ile tam yargı davaları, idarenin faaliyetlerinden ötürü, hakları zarara uğrayanlar tarafından idare aleyhine açılan davalarıdır. Bu tür davalarda mahkeme, hem olayın maddi yönünü, yani zararı doğuran işlem veya eylemleri, hem de bundan çıkabilecek hukuki sonuçları tespit edecektir.
Tam yargı davalarında, öncelikle zarara yol açtığı öne sürülen idari işlem veya eylemin hukuka uygunluğunun denetimi yapılacağından, olayın oluşumu ve zararın niteliği irdelenip, idarenin hizmet kusuru olup olmadığının araştırılması, hizmet kusuru yoksa kusursuz sorumluluk ilkelerinin uygulanıp uygulanmayacağının incelenmesi, tazminata hükmedilirken de her halde sorumluluk sebebinin açıkça belirtilmesi gerekmektedir.
Zarar gören kişinin hizmetten yararlanan durumunda olduğu ve hizmetin riskli bir nitelik taşıdığı sağlık hizmetinde, idarenin tazmin yükümlülüğünün hizmet kusuruna dayanması asli prensip olmakla beraber, zararın idarenin de dahil olduğu bir faaliyet sırasında meydana gelmesi ve öncesinde ya da sonrasında aksayan bazı durumların tespiti de önem arz etmektedir.
Özellikle de sağlık hizmeti gibi bünyesinde risk unsuru taşıyan hizmet alanlarında, sağlıktan sorumlu olan idarelerin kamu hizmetlerinin gereği gibi işlemesini sağlayacak organizasyonları yaparak, yeterli araç ve gereçle donatılmış bina, tesis ve araçlarda hizmetin özelliğine uygun olarak seçilen ve yetişmiş personelle hizmeti yürütmek yükümlülüğünün bulunduğu da tartışmasızdır.
Dava dosyasına sunulan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacının ... tarihinde Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde sezaryenle gerçekleştirilen doğum sırasında sağ böbreği ile idrar kesesi arasına bir aparatın takıldığı, bu aparatın en fazla 3 veya 4 ay sonra vücuttan çıkarılması gerekirken bu durumun kendisine söylenmediği, bu hususun operasyon sırasında tutulan raporda yer almadığı, aradan 3 yıl kadar bir zaman geçtikten sonra davacının dayanılmaz ağrılarla doktora gittiği, film çekilince aparatın vücutta fazla kalması sonucu böbreğin deforme olduğunun anlaşıldığı, DJ stentin çıkarıldığı ancak böbreğin eski durumuna gelmesinin mümkün olmamasının davalı idarenin hizmet kusurundan kaynaklandığı ileri sürülerek maddi ve manevi tazminat istemiyle açılan davada, İdare Mahkemesince, olayda idarenin hizmet kusurunun bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla bilirkişiliğine başvurulan Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunca düzenlenen 02/04/2014 tarih ve 2348 karar numaralı raporda; "Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi ve kişinin tedavi gördüğü diğer hastanelere ait tıbbi belgelerinin incelendiği, kişiye DJ stent takıldığına dair tıbbi belgenin dosyada bulunmadığı, davacı vekilinin dilekçesinde 2007 yılında takıldığı iddia edilen ve sonrasında ... tarihinde Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesinde çıkarılan sağ üretere takılan DJ stentin hangi hastanede ve kim tarafından takıldığının adli tahkikat ile aydınlatılabileceği, dosyada mevcut tıbbi belgelere göre Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesinde kişiye yapılan uygulamaların tıp bilimince genel kabul görmüş ilke ve kurallarına uygun olduğu ve kişinin tedavisinde görev alan sağlık çalışanlarına atfı kabil kusur tespit edilmediği" yönünde görüş bildirilmiştir.
Diğer yandan, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Başkanı tarafından Başhekimlik Makamına gönderilen ... tarih ve ... sayılı yazıda, "2005 ve 2007'de 2 kez sezaryen ameliyatı geçirdiği ve ...'de DJ stent takıldığının öğrenildiği" ifadesinin yer aldığı görülmektedir.
Sağlık hizmetine ilişkin bir uygulamanın kusurlu olup olmadığı, tıbbi bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda ortaya konulabilmektedir. Bu bağlamda, tıbbi bilgi ve belgelerin doğru ve eksiksiz bir şekilde tutulması, kayıt altına alınması ve saklanması idarenin yükümlülüğü altındadır.
Temyize konu kararla ilgili dosyada yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesi neticesinde, hastayı takip yükümlülüğü bulunan davalı idare bünyesindeki sağlık kuruluşunda davacıya DJ stent takılıp takılmadığının tıbbi kayıt eksikliği nedeniyle tespit edilemediği anlaşıldığından, tıbbi kayıtları düzenli tutmayarak sağlık hizmetinin işletilmesinde kusurlu davrandığı açık olan davalı idarenin maddi ve manevi tazminat ödeme yükümlülüğünün bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Bu durumda, İdare Mahkemesince, davacının maddi ve manevi tazminat istemleri yönünden bir değerlendirme yapılmak suretiyle karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmış olup, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi ısrar kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin ... İdare Mahkemesinin temyize konu ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ... İdare Mahkemesine gönderilmesine,
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/03/2025 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- Dava konusu uyuşmazlıkta idarenin hizmet kusurunun tespit edilebilmesi için, davacıya takılan DJ stentin, adı geçen hastanede 2007 yılında gerçekleştirilen sezaryen ameliyatı sırasında veya hemen sonrasında takılıp takılmadığının ortaya konulması gerekmektedir.
Temyize konu edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden, gerek ... İdare Mahkemesinin gerekse Danıştay Onuncu Dairesinin, davacıya takılan DJ stentin hangi tarihte ve hangi hastanede takıldığının dosyaya sunulan belgelerden tespit edilemediği belirlemesini yaptıkları görülmektedir.
Bununla birlikte, dava dosyasında yer alan, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Başkanı tarafından Başhekimlik Makamına gönderilen ... tarih ve ... sayılı yazıda, "2005 ve 2007'de 2 kez sezaryen ameliyatı geçirdiği ve ...'de DJ stent takıldığının öğrenildiği" ifadesinin yer aldığı görülmektedir.
Bu bakımdan, davacının hastaneye ...'de yatış yaptığı ve sezaryen ameliyatının ...'de gerçekleştirildiği yönünde dava dosyasında yer alan bilgilerle birlikte davacının söz konusu tıbbi aparatın, bahse konu sezaryen ameliyatı sırasında takıldığına yönelik iddiaları da göz önünde bulundurulduğunda; ... tarih ve ... sayılı yazıda bu aparatın ...'de takıldığına ilişkin bilgi karşısında, adı geçen Üniversitenin Üroloji bölümünden, davacıya takılan DJ stent ile ilgili olarak, bahse konu yazıda belirtilen hususa açıklık getirilmesine ve konuyla ilgili bütün bilgi ve belgelerin gönderilmesine yönelik bir ara kararı yapılması gerekmektedir.
Bu itibarla, eksik incelemeye dayalı olarak verildiği anlaşılan ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının belirtilen gerekçe ile bozulması gerektiği oyuyla, karara gerekçe yönünden katılmıyoruz.
KARŞI OY
XX- İdarenin bir eylem ya da işleminden dolayı tazminatla yükümlü kılınabilmesi için olayda hizmet kusurunun ya da kusursuz sorumluluğunun bulunması zorunludur. İdarenin hukuki sorumluluğundan söz edebilmek içinse, bir zararın mevcut olması ve bu zararın idari bir işlem veya eylemden meydana gelmesi ve oluşan zararla idari işlem veya eylem arasında illiyet bağının kurulabilmesi gerekmektedir.
İdarenin üstlendiği kamu hizmetlerini gereği gibi yerine getirmekle zorunlu olduğu; hizmetin işleyiş ve ifası sırasında gerekli önlemlerin alınmaması nedeniyle gerçek veya tüzel kişilere verilen zararların -hukuken geçerli biçimde ispatlanması şartıyla- idarece tazmininin gerekeceği idare ve sorumluluk hukukunun bilinen ilkelerindendir.
İdare hukuku ilkelerine göre maddi zarar, idari işlem veya eylem nedeniyle kişinin mal varlığının aktifinde meydana gelen azalma nedeniyle uğranılan zarar ile elde edilmesi kesin olan gelirden yoksun kalma sonucu uğranılan zararı ifade eder.
Temyize konu edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden, tıbbi bilgi ve belgelerin doğru ve eksiksiz bir şekilde tutulması, kayıt altına alınması ve saklanması yükümlülüğünü yerine getirmediği anlaşılan davalı idarenin, sağlık hizmetinin gerektiği gibi yürütülmediği konusunda davacıda endişe ve üzüntüye yol açtığı görüldüğünden, dava konusu olayda davalı idarenin yukarıda belirtilen yükümlülükleri yerine getirmemesinden kaynaklı uğranılan manevi zararı tazmin yükümlülüğü bulunduğu açıktır.
Bununla bilikte, uyuşmazlıkta, DJ stentin davacıya hangi hastanede ve hangi tarihte takıldığı tespit edilemediğinden, davacının söz konusu tıbbi aparat nedeniyle yaşadığı sağlık sorunlarında davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu açıkça ortaya konulamamıştır. Dolayısıyla, uyuşmazlıkta maddi tazminata hükmedilmesi koşullarının oluşmadığı anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kısmen reddi ile temyize konu ısrar kararının maddi tazminat istemi yönünden davanın reddine ilişkin kısmının onanması, kısmen kabulü ile manevi tazminat istemi yönünden davanın reddine ilişkin kısmının bozulması gerektiği düşüncesiyle, kararın maddi tazminat istemi yönünden bozmaya ilişkin kısmına katılmıyorum.