Sayın Nimet Çubukçu, 2 Mayıs 2009 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan onay ile Milli Eğitim Bakanlığına atanmıştır.
Bu atama sonrasında, ilk kez, Can Dündar'ın programında sözleşmeli öğretmenliğe ilişkin sorulara muhatap kalmıştı. 20 Mayıs 2009 tarihindeki bu söyleşide sayın Çubukçu'nun konuya tem olarak hakim olmadığı görülmekteydi. Aradan henüz 20 günlük bir süre geçtiği için bunu normal karşılmak gerekiyordu.
Ancak geçen zaman içinde Sayın Çubukçu'yu en çok meşgul eden konulardan birisi de bu oldu. Sayın Hüseyin Çelik'in de artık bunalarak kadro müjdesi verdiği bu uygulamada, sözü hayata geçirmek Sayın Çubukçu'ya kalmıştı.
24 Haziran'da ise Sayın Çubukçu ilk kez net bir tavırla artık sözleşmeli öğretmen alımı yapılmayacağını söyledi. 2 Temmuz'da ise sözleşmeli öğretmen ile kadrolu öğretmen arasındaki yapılanma farkının çalışma barışını bozduğunu belirterek net bir tavır çizdi ve "Ağustos'takini alacağız ama yetiştirebilirsek, Kasım'dakini almayacağız, kadroluya çevireceğiz. Sözleşmeli öğretmenlerin kadroya geçirilmesi yönünde çalışmaları sürdürüyoruz. En kısa sürede bu konudaki hazırlığın Meclis'e sevk edileceğini umut ediyorum. Bundan sonra tutum olarak herhangi bir şekilde sözleşmeli öğretmen talebinde bulunmayacağız. Öğretmenlerimizi kadrolu olarak istihdam edeceğiz. İnşallah bu sorunu da bir daha konuşmayacağız." şeklinde konuştu.
Tüm sözleşmeli öğretmenler adına şu tespiti yapmak istiyoruz: Sayın Çubukçu'nun sorunu tespit ettiği ve çözüm için çalışmaların başladığını belirtiğin tarihin üzerinden 3 ayı aşkın bir zaman geçmiştir. Bir kanun hazırlama süreci için bu süre oldukça uzundur. Eğer bir kanun hazırlığı var ise bunun tamamlanmış olması gerekmektedir. Hem Bakanlığın hem de sayın Çubukçu'nun yıpranmaması, iyiniyetli olduğuna inandığımız çabaların anlamlı olması için söz konusu sürece ilişkin somut bazı adımların atılması zamanı gelmiş ve geçmektedir.
Özetle, binlerce sözleşmeli öğretmenin tedirgin bekleyişi halen devam etmektedir. Soruna çözüm bulunması ihtiyacı halen devam etmektedir.