Bylock kumpası, benim dediğim doğru diyen tüm bürokratlara ders olmalıdır

Geçen hafta kesinleşen, bugüne kadarki en büyük FETÖ kumpası, kim ne derse dersin, ne serzenişte bulunursa bulunsun bizim tespitlerimiz doğrudur diyen bürokratlara ders olmalıdır

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 02 Ocak 2018 10:05, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Bylock kumpası, benim dediğim doğru diyen tüm bürokratlara ders olmalıdır

Geçen hafta kesinleşen, bugüne kadarki en büyük FETÖ kumpası, kim ne derse dersin, ne serzenişte bulunursa bulunsun "bizim tespitlerimiz doğrudur" diyen bürokratlara ders olmalıdır.

Memurlar.net olarak arşivimizi incelediğimizde, Bylock'ta geçtiğimiz hafta içinde yaşadığımız, FETÖ'nün morbeyin uygulamalarıyla hazırladığı tuzağa ilişkin ilk eleştirilerin, Ekim 2016 tarihinde dile getirildiğini tespit ettik.

17 Ekim'de "Bari bu kez itiraz dilekçelerini dikkate alalım" başlığıyla yayımlanan haberde, Bylock'ta 40 bin kişilik 2. listeyle birlikte yapılan açığa almalar sonrasında şu değerlendirme yapılmıştı:

"1 Eylül 2016 ihraçlarının, yüzde 1 dahi olsa mağdur ettiği kesimlerin sorunlarını hala çözememişken, yine aynı hataya düşmeyelim. Velekvi, sadece bir masum kişi dahi olsa, bu bir kişi mağdur etmemek için gerekirse süreç 1 ay uzasın. Şüpheleri sanıkların lehine yorumlamak evrensel hukukun bir gereğidir.
En azından bu kez, görevden uzaklaştırmalarda, hızlıca suçlamaları yöneltip, memurların kendilerini savunmalarına imkan sağlayalım"

20 Ekim 2016 tarihinde, memurlar.net'te, Eğitim Bir Sen'in Bylock tespitlerine ilişkin eleştirileri yayınlanmıştı.

Yine, 20 Ekim 2016 tarihinde, Byclok tespitlerinde yaşanan hataların bir operatörden kaynaklanabileceğine yönelik şüpheler haberleştirilmişti. Tıklayınız.

24 Ekim 2016 tarihinde, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun "40 bin kişilik 2. Bylock listesinde operatörden kaynaklı hatalar var" sözleri haberleştirilmişti.

Ancak, Bylock listelerinde hiçbir gelişme olmayınca, 21 Ağustos 2017 tarihinde, Devlet Denetleme Kurulunu'nun Byclok tespitlerinde yaşanan sorunlara el atması gerektiğine dair bir analiz yayımlamıştık. Tıklayınız. Buna rağmen yine bir gelişme olmadı. Devlet Denetleme Kurulu da olaya el atmadı.

Ve son olarak ilk bilirkişi raporlarının Ekim 2017 tarihinde sosyal medyada yayılması sonrasında, konu bir kez daha haberleştirilmişti.Tıklayınız.

Şimdi geriye doğru bakınca şunları görüyoruz.

1- Evet, "Byclok", FETÖ üyelerinin ortaya çıkarılması için çok önemli bir veridir. Ancak FETÖ'nün daha önceki tüm kumpaslarının dijital verilere dayandığı düşünüldüğünde, yapılan tespitlere daha ihtiyatlı yaklaşılması gerektiği sonucu ortaya çıkmaktadır. Dijital verilere yönelik eleştirilerde sadece Devletin kamu personeli değil, bu alanda kendini yetiştirmiş adli bilişim uzmanlarından destek alınmalıdır.

2- Güvenlik, istihbarat ve BTK bürokratları, tüm serzenişlere ve feryatlara rağmen, dijital verilere olduğundan fazla güvenmiş, hata olabileceğini uzun süre kabul etmemiştir. Bir kaç gün önce yayımlanan bir haberde yer aldığı üzere, Hakimler ve Savcılar Kurulu dahi, çevre araştırmasıyla FETÖ'cü olmadığını bildiği 7 hakim ve savcı için bir şey yapamamıştır. Tıklayınız.

3- Özellikle savcılar ve hakimler, kamu gücü kullanan Devlet ile bu gücün muhatapı vatandaşlar arasında bir adalet dengesi kuramamıştır. En azından bu saatten sonra, tüm hakim ve savcılardan istenen, hakkında güçlü bir şekilde FETÖ örgütünün suçlarına bulaştığına dair deliller bulunanlar hariç, sadece biraz daha merhametli ve insaflı olmalıdır. Hakimler ve Savcılar Kurulu ile Türkiye Adalet Akademisi bu konuda yardımcı rol üstlenebilir.

4- İlk olarak Ekim 2016'da hayatımıza giren 2. Bylock listesiyle ilgili olarak, Milli Eğitim Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü hariç neredeyse tüm kamu kurumları sınıfta kalmıştır. Neredeyse tüm kamu kurumları, yıllardır tanıdıkları ve bildikleri kamu personelini, çevre araştırmaları aksini göstermesine rağmen, Bylock listelerine kutsal inek muamelemesi yapıldığı için, ihraç etrmiştir. Sadece Milli Eğitim Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü, ikinci bir yan delil ile desteklenmeyen personelin bir kısmını ihraç etmemiştir.

5- Bugün kahraman gibi TV ekranlarına çıkıp açıklamalar yapan gazetecilerin hiçbirisi daha önce bu konuya eğilmemiştir. Kemal Öztürk ve Nevzat Çiçek gibi bir kaç gazeteci bu tespitten istisna tutulabilir. Ancak, genel olarak medyamız sınıfta kalmıştır. En azından bu saatten sonra, feryatlara sessiz kalınmamalıdır.

6- 11 bin 480 kişilik Bylock listesindeki hataya rağmen, memurlar.net forumundaki serzenişlere göre, hatalar devam etmektedir. Tıklayınız. Devletin yetkili bürokratlarının, tek bir mağdur kalmayana kadar her bir serzenişi dikkatle incelemesi gerekmektedir.

FETÖ'nün bir kumpası daha, 15 Temmuz darbesinde olduğu gibi, vatandaşların desteğiyle ortaya çıkarılabilmiştir. Eğer, Bylock kumpasına düşen kişilerin serzenişleri, elbirliğiyle meseleyi anlamaları ve yardımlaşmaları, onlara inanan kişilerin desteği olmasaydı, bu sorun uzun süre daha çözülemeyebilirdi. Bu nedenle, kamuoyundan gelen tepkilere "hain" muamelesi yapmadan, her eleştiriyi sağduyulu bir şekilde inceleyerek, FETÖ'nün tuzaklarını boşa çıkarmalı, sadece gerçek suçluların hak ettiği cezaya muhatap olması için elbirliği yapmalıyız.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber