İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

Mali yetersizlik gerekçesiyle sözleşmeli personel işten çıkarılabilir mi?

Danıştay 12. Dairesi 5393 sayılı Kanunun 49/8 maddesinde yer alan düzenlemenin ilk defa alınacak personeli kapsadığını belirterek, bu maddeye dayanılarak sözleşmeli personelin mali yetersizlik gerekçesiyle işten çıkarılamayacağını belirtti.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 26 Mayıs 2021 10:04, Son Güncelleme : 10 Mayıs 2021 10:42
Mali yetersizlik gerekçesiyle sözleşmeli personel işten çıkarılabilir mi?

Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Mardin Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü bünyesinde sözleşmeli personel statüsünde biyolog olarak görev yapan davacı tarafından, sözleşmesinin yenilenmemesine ilişkin işlemin iptali için dava açılmıştır.

İlk derece mahkemesi davayı reddetmiş ama Danıştay bu kararı aşağıdaki gerekçe ile bozmuştur:

Davacının sözleşmesinin yenilenmemesi işleminin gerekçesi olarak, 5393 sayılı Kanun'un 49/8. maddesinde yer alan "Belediyenin yıllık toplam personel giderleri, gerçekleşen en son yıl bütçe gelirlerinin 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre belirlenecek yeniden değerleme katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarın yüzde otuzunu aşamaz" hükmü uyarınca davalı idarenin mali yetersizliği gösterilmiştir.

Bu düzenleme idareye yeni alınacak personelleri kapsayıp, mevcut personeli kapsamaması nedeniyle hukuken kabul edilebilir geçerli bir neden olarak kabulünün mümkün değildir.

T.C. DANIŞTAY ONİKİNCİ DAİRE

Esas : 2019/7445

Karar : 2020/2322

Tarih : 15.06.2020

İSTEMİN KONUSU:

Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesinin 16/10/2019 tarih ve E:2019/1446, K:2019/1700 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

DAVA KONUSU İSTEM:

Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Mardin Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü bünyesinde sözleşmeli personel statüsünde biyolog olarak görev yapan davacı tarafından, sözleşmesinin yenilenmemesine ilişkin 04.01.2017 tarih ve 18652344.929/48 sayılı işlemin iptali ile bu işlem sebebiyle uğranıldığı ileri sürülen özlük ve parasal haklarının ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:

Mardin 2. İdare Mahkemesince verilen 30/03/2018 tarih ve E:2017/561, K:2018/1118 sayılı kararda; sözleşme süresinin sona ermesi nedeniyle davacı ile davalı idare arasında imzalanan hizmet sözleşmesinin yenilenip yenilenmemesi hususunda idarenin takdir yetkisinin bulunduğu, davalı idarece yapılan personel harcamalarının idarenin bütçe gelirinin %30'unu aşmış olduğu hususu da dikkate alındığında takdir yetkisinin gerekçeli ve objektif olarak kullanıldığı, mahkeme kararıyla da idarenin sözleşme imzalamaya zorlanamayacağı hususu gözetildiğinde, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu Mardin 2. İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:

Davacının hizmetine duyulan ihtiyacın ne şekilde sona erdiğinin somut bilgi ve belgelerle ortaya konulamadığı, hukuken geçerli bir sebep olmaksızın sözleşmenin yenilenmemiş olduğu, diğer yandan 2019 tarihinden itibaren yeniden görevlendirildiği ileri sürülerek, İdare Mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:

Kararın bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığı, bu nedenle kararın onanması gerektiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİNİN DÜŞÜNCESİ:

Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY:

5393 sayılı Belediye Kanununun 49. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca davalı idarede sözleşmeli biyolog olarak görev yapan davacı ile davalı idare arasında imzalanan hizmet sözleşmesinin yenilenmemesine ilişkin 04.01.2017 tarihli ve 48 sayılı işlemin iptali ile yoksun kalınan maaş ve tüm özlük hakların ödenmesine karar verilmesi istemiyle dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4/B bendinde; "Sözleşmeli personel: Kalkınma planı, yıllık program ve iş programlarında yer alan önemli projelerin hazırlanması, gerçekleştirilmesi, işletilmesi ve işlerliği için şart olan, zaruri ve istisnai hallere münhasır olmak üzere özel bir meslek bilgisine ve ihtisasına ihtiyaç gösteren geçici işlerde, Cumhurbaşkanınca belirlenen esas ve usuller çerçevesinde, ihdas edilen pozisyonlarda, mali yılla sınırlı olarak sözleşme ile çalıştırılmasına karar verilen ve işçi sayılmayan kamu hizmeti görevlileridir." şeklinde tanımlanmıştır.

5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 49. maddesinin üçüncü fıkrasında; "Belediye ve bağlı kuruluşlarında, norm kadroya uygun olarak çevre, sağlık, veterinerlik, teknik, hukuk, ekonomi, bilişim ve iletişim, planlama, araştırma ve geliştirme, eğitim ve danışmanlık alanlarında avukat, mimar, mühendis, şehir ve bölge plancısı, çözümleyici ve programcı, tabip, uzman tabip, ebe, hemşire, veteriner, kimyager, teknisyen ve tekniker gibi uzman ve teknik personel yıllık sözleşme ile çalıştırılabilir. Sözleşmeli personel eliyle yürütülen hizmetlere ilişkin boş kadrolara ayrıca atama yapılamaz. Bu personelin, yürütecekleri hizmetler için ihdas edilmiş kadro unvanının gerektirdiği nitelikleri taşımaları şarttır." hükmüne, anılan maddenin 8. fıkrasında ise; "Belediyenin yıllık toplam personel giderleri, gerçekleşen en son yıl bütçe gelirlerinin 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre belirlenecek yeniden değerleme katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarın yüzde otuzunu aşamaz. Nüfusu 10.000'in altında olan belediyelerde bu oran yüzde kırk olarak uygulanır. Yıl içerisinde aylık ve ücretlerde beklenmedik bir artışın meydana gelmesi sonucunda personel giderlerinin söz konusu oranları aşması durumunda, cari yıl ve izleyen yıllarda personel giderleri bu oranların altına ininceye kadar yeni personel alımı yapılamaz. Yeni personel alımı nedeniyle bu oranın aşılması sebebiyle oluşacak kamu zararı, zararın oluştuğu tarihten itibaren hesaplanacak kanuni faiziyle birlikte belediye başkanından tahsil edilir. Personelin her türlü alacakları zamanında ve öncelikle ödenir" hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Davalı idarenin savunmasında, sözleşme süresinin sona ermesi nedeniyle sözleşmenin yenilenip yenilenmeyeceği hususunda idarenin takdir yetkisinin bulunduğu belirtilmiştir. İdarelerin sözleşmeli personel istihdamı konusunda takdir yetkileri bulunmakta ise de, bu yetkinin sınırsız, soyut ve mutlak nitelikte olmadığı, kamu yararı ve hizmet gerekleri gözetilerek kullanılabileceği tabiidir.

Davacının sözleşmesinin yenilenmemesi işleminin gerekçesi olarak, 5393 sayılı Kanun'un 49/8. maddesinde yer alan "Belediyenin yıllık toplam personel giderleri, gerçekleşen en son yıl bütçe gelirlerinin 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre belirlenecek yeniden değerleme katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarın yüzde otuzunu aşamaz" hükmü uyarınca davalı idarenin mali yetersizliği gösterilmiş ise de, anılan düzenlemenin idareye yeni alınacak personelleri kapsayıp, mevcut personelleri kapsamaması nedeniyle hukuken kabul edilebilir geçerli bir neden olarak kabulünün mümkün olmadığı görülmektedir.

Diğer yandan, dosyada mevcut bilgi ve belgelerden, davacının 2019 yılında sözleşmeli personel (biyolog) olarak tekrar istihdam edildiği anlaşılmıştır.

Bu durumda, sözleşmenin yenilenmemesi işleminin hukuken kabul edilebilir bir nedene dayanmadığı, davacının görevinde yetersiz veya başarısız olduğuna ilişkin herhangi bir tespit bulunmadığı hususları gözönüne alındığında, dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Bu itibarla, davanın reddi yönündeki Mardin 2. İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Davacının 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,

2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesinin 16/10/2019 tarih ve E:2019/1446, K:2019/1700 sayılı kararının BOZULMASINA,

3. Kullanılmayan 73,10 TL yürütmeyi durdurma harcının istemi halinde davacıya iadesine,

4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesine gönderilmesine, (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere) 15.06.2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Temyize konu karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından, davacının temyiz isteminin reddi ile temyize konu kararın onanması gerektiği oyuyla aksi yönde verilen çoğunluk kararına katılmıyorum.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber