NATO İslam'la barışmalı
Kuruluşundan günümüze ismi sürekli Müslüman ülkelere yönelik operasyonlarla anılan NATO, İslam ve Müslümanlarla sağlıklı bir ilişki geliştirmek zorunda

Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü (NATO), 1949'da tarih sahnesine çıkarken üç ana hedefe odaklanmıştı: 1) Batı Avrupa'ya Sovyetler Birliği tarafından gelebilecek her türlü tehlikeyi önlemek, 2) Avrupa'nın politik entegrasyon ve birlik sürecini desteklemek, 3) ABD'nin Avrupa'da aşırı ve yıkıcı milliyetçilik akımlarının yeniden ortaya çıkmaması için garantör haline getirilmesi.
Ancak NATO zaman içinde ABD'nin dünya çapındaki siyasi hedeflerinin bir payandasına
dönüştürülerek, Washington'daki politika yapıcıların operasyon aygıtı haline
geldi. Bu durumdan en çok etkilenen ise İslam dünyası oldu.
NATO ajandasında Türkiye, Sovyet tehdidine karşı bir tür "ileri karakol" olarak
konumlandırılmıştı. Komünizmin sızmaması adına Türkiye'ye destek artırılırken,
aynı zamanda ülkedeki iç siyaset dengelerine dışarıdan müdahaleler de hızlandı.
Türkiye yakın tarihindeki çok sayıda darbe ve darbe girişiminde, NATO'nun uzantılarını
görmek mümkündü. ABD ve NATO yönetimi Türkiye'yi zaman zaman "üyeliğe yakışmayacak
şekilde" davranmakla suçlarken, Türkiye'nin maruz kaldığı operasyonlarla ilgili
hiçbir telafi girişimi veya özür ortaya konmadı.
ACI DOLU MANZARA
11 Eylül 2001 saldırılarından sonra NATO'yu seferber eden ABD, önce Afganistan'ı
ardından da Irak'ı işgal etti. Yüz binlerce sivilin hayatına mal olan bu işgaller
Afganistan ve Irak'ın içinde bulunduğu durumu daha da kötüleştirirken, NATO'nun
İslam dünyasına yönelik müdahale listesine yeni başlıkların eklenmesine yol
açtı. Şimdi Afganistan ve Irak'tan çekilme konuşulurken, geride kalan acı bilançonun
nasıl tazmin edileceği meçhul.
TEK ÇIKAR YOL
Tüm bu süreçler, Müslüman dünyanın algısında NATO'nun işgallerle özdeşleşmesine yol açtı. Örgütün resmi açıklamalarında gündeme gelen barış ve huzur gibi kavramların gerçekten hayata geçirilebilmesi için, NATO'nun İslam'la ve Müslümanlarla sağlıklı bir ilişki geliştirmesinden başka bir yol görünmüyor.
Sürekli genişleyen bir örgüt
NATO, 4 Nisan 1949'da, 12 ülkenin katılımıyla kuruldu: ABD, İngiltere, Belçika, Kanada, Danimarka, Fransa, İzlanda, İtalya, Lüksemburg, Hollanda, Norveç ve Portekiz. Örgüte daha sonra 1952'de Yunanistan ve Türkiye, 1955'te Almanya ve 1982'de İspanya katıldı. Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından oluşan yeni şartlar çerçevesinde Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Polonya 1999'da NATO'ya dahil olurken, 2004'te Bulgaristan, Estonya, Letonya, Litvanya, Romanya, Slovakya ve Slovenya, 2009'da Arnavutluk ve Hırvatistan, 2017'de Karadağ ve son olarak 2020'de Kuzey Makedonya örgüt çatısı altına girdi.