Türkiye nüfusunun %32'sinin hipertansiyon hastası

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 22 Haziran 2009 13:48, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

- Her geçen gün artış gösteren hipertansiyon hastalığı ile ilgili uzmanlar uyarıyor. Türkiye nüfusunun %32'sinin hipertansiyon hastası olduğu, hasta olanların %40'ının ise bundan habersiz olduğunu belirtildi.

Türkiye'de diğer ülkelere oranla daha fazla görülen hipertansiyon ile ilgili veriler, bu hastalığa ne kadar duyarsız olduğumuzu gözler önüne seriyor.Hastalık ile ilgili olarak açıklamalarda bulunan D.Ü. Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı uzmanlarından Yrd. Doç. Yahya İslamoğlu; Türkiye nüfusunun %32'sinin hipertansiyon hastası olduğunu hasta olanların %40'ının ise bundan habersiz olduğunu söyledi.Yrd. Doç. Yahya İslamoğlu;"Türkiye'de hipertansiyon 20 yaş üzeri kişilerde %32'dir. Yani bu ülkemizde erişkin nüfusta yaklaşık 15 milyon hipertasnif hasta olduğunu bize söylemekte. Gerçekten de çok önemli bir rakam. İşin daha da kötü tarafı bu insanlarımızın % 40'ı tansiyon hastası olduğunun farkında değil. O da ayrı bir düşündürücü taraf hatta bu % 60'ın kendini tansiyon hastası olarak bilen kişilerin yarısı ancak tedavi olabiliyor. Bu tedavi olanlarında sadece yarısında düzgün bir tansiyon sağlanabilmekte. Yani hemen hemen %12.5'lik gibi bir yüzdelik tansiyonunu regüle edebiliyor diyebiliyoruz. Gerçekten halk sağlığı açısından halkı bilinçlendirme adına seminerlerimiz olmakta, işin önemini halkımıza açıklamaktayız. Bunun için bu üzerinde durulması gereken bir konu. Avrupa'da bu rakamlar daha düşük. Bizdeki kadar değil. Bu bir yandan eğitimle de alakalı. İnsanların sağlına bakması ile alakalı. Amerika ve Avrupa'da daha çok birincil koruma mevcut. Hastalık oluşmadan önce hastalığın önlemi alınmakta. Fakat Türkiye'de bu çok uygulanamamakta. Daha yeni yeni gelişmekte.Biz ancak hasta olduktan sonra doktora gidip, durumumuzu hastalığımızı ne olduğunu öğrenebilmekteyiz. O konuda böyle bir sıkıntı mevcut" dedi.

"ŞİŞMANLIK HİPERTANSİYON NEDENİ"

Aşırı kilonun hipertansiyonun nedeni olduğunu vurgulayan Yrd. Doç. Yahya İslamoğlu hastalığın çeşitli nedenlere bağlı olarak erken yaşlarda da görüldüğünü ama genel olarak 35- 40 yaşları arasında görülen bir hastalık olduğunu ifade etti. İslamoğlu açıklamalarını şöyle sürdürdü:

"Erişkin yaşa ulaşmış bir kişi için özellikle kolesterolü ne seviyede bunu bilmesi gerekmekte., şekerinin ne seviyede olduğunu bilmesi gerekmekte, muhakkak tansiyonlarını ara ara ölçtürüp, ne seviyede olduğunu, kalp yönünden düşünürsek, bir kalp grafiğini çektirip, bir akciğer filmini çektirip, bunları da 5 yıllık periyotlarla tekrar ettirip baktırması gerekir.Oluşabilecek başka hastalıklar konusunda da bu çok önemli. Genelde, 35- 40'lı yaşlardan sonra ortaya çıkmakta. Yalnızca bu yaşlardan sonra ortaya çıkacak diye bir durum yok. Özellikle bazı hastalıklara bağlı, guatra bağlı, hipertiroide bağlı, yada böbrek yetmezliğine bağlı sebeplere bağlı olarak ta daha genç yaşta hipertansiyon ortaya çıkabilmekte. Şişmanlığın bile hipertansiyonla direk ilgisi mevcut. Yalnızca şişmanlık bile hipertansiyon oluşturabilmekte. Yaş ilerledikçe şişmanlığın sabit kalması. Ayrıca şişmanlık sadece hipertansiyonun değil şeker hastalığının gelişmesine de sebep olabilmekte. Baktığınızda duruma o konuda da Amerika'dan çok farklı olacağını düşünmüyorum fakat, orda ki birinci koruma hipertansiyon olsun, başka hastalık olsun erkenden yakalanmasında farklılık var. Hipertansiyon normal bir gribal enfeksiyon gibi değildir. Ömür boyu süren bir hastalık ve yalnızca ilaçla da düzenlenen bir hastalık değil. Siz her türlü ilacı verirsiniz fakat hastanın yaşam tarzı konusunda değişikliğe özen göstermemesi sizin tüm tedavi programınızı alt üst etmekte. Onun için bu karşılıklı uyumdur. Hem hasta uyumlu olmalı hem de verdiğiniz ilaçlar. Ben şuana kadar hastalar içersinde tansiyonu regüle edilmeyen hasta görmedim."

Hipertansiyon hastalarının tuz oranına dikkat etmesi gerektiği uyarında bulunan Yahya İslamoğlu, hastaların yaşam tarzlarında çeşitli değişikliklere gitmesi gerektiği önerisinde bulundu.İslamoğlu,"En basitinden tuz kısıtlamasını öneriyoruz hastalarımıza. İlk başta tuz kısıtlaması yapılmalı. Bizim günlük tuz ihtiyacımız yalnızca günlük yediğimiz ekmeklerden bile karşılanabilmekte. Bu tuz başlangıç tabi yaşam tarzı değişikliği itibari ile. Hastalara özellikle egzersiz yapmalarını öneriyoruz. Haftada 5 gün 45 dakika süren kalp hızını %50- 70 oranında artıran egzersizler. Özellikle sabah erken olabilir.özellikle yaz günlerine geldik. Güneş altında yorucu şeylere girişmemek gerekiyor. Daha çok sabah erken ve akşam saatlerinde yapılmalı" şeklinde konuştu.

MARMARA, İÇ ANADOLU VE KARADENİZ'DE HİPER TANSİYON ORANI DAHA YÜKSEK

Hipertansiyon hastalığı oranlarının bölgesel farklılıklar gösterdiğine dikkat çeken DÜ Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı uzmanlarından Yrd. Doç. Yahya İslamoğlu, Marmara ve İç Anadolu'da hastalık oranının ortalamaların üzerinde olduğunu söyledi. İslamoğlu, şöyle devam etti:

"Özellikle Marmara iç Anadolu, Karadeniz bölgelerinde hipertansiyon fazlalık göstermekte. Güneydoğu Anadolu'da ortalarda seyretmekte. %30'larda. İç Anadolu, Marmara, Karadeniz bölgelerinde daha fazla %40'larda. Nedeni İç Anadolu olsun , Marmara olsun, genelde stresin hava kirliğinin daha fazla olduğu yerler. Bunlar bile, yalnızca stres bile hipertansiyonu tetikleyebiliyor."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber