Ekonomi Bakanlığı ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın kurulmasındaki yanlışlar

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 15 Haziran 2011 07:02, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Aşağıda yer alan yazı, mail ile memurlar.net'e gönderilmiş olup, içeriği uygun bulunarak yayıma alınmıştır.

Değerli memurlar.net sitesi yetkilileri

Devlet Bakanlıklarının icracı bakanlıklara dönüştürülmesi esnasında yapılan yanlışlıklara bazı yazılarınızda değindiniz.

Yeni kurulan bakanlıklar arasında en yanlış yol Ekonomi Bakanlığı ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın kurulmasında izlenmiştir. Dış Ticaret Müsteşarlığı dış ticaret politikasını belirliyor, dış ticaret mevzuatını çıkarıyor, Gümrük Müsteşarlığı da bu mevzuatı uyguluyor. Mevzuatı hazırlayan ve uygulayan kurumların farklı olması zaman zaman aksaklıklara, gereksiz yazışma ve zaman kaybına yol açıyordu. Esasen dünya uygulamalarında Türkiye'de olduğu gibi çift başlı bir sistem bulunmadığı da göz önünde bulundurulduğunda bu iki kurumun birleştirilmesi dış ticaret aktörleri arasında devamlı konuşulan bir konuydu. AB heyetinin ülkemize ziyaretlerinde en çok sordukları sorulardan birisi Gümrük İdaresi varken DTM gibi bir kurumun varlığına neden ihtiyaç duyulduğu (ya da tam tersi DTM varken Gümrük Müsteşarlığı'nın neden varolduğu) sorusu idi. Yeni bakanlıkların kurulması esnasında bu iki kurumun birleştirilmesi amaçlanıyordu. Sonra Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın iç ticaretle ilgili birimleri de dahil edilerek Gümrük ve Ticaret Bakanlığı kurulması gündeme geldi. DTM ve Gümrük Müsteşarlığı'nın birleşmesi ne kadar elzem ise bu kurumlarla İç Ticaret'in birleşmesi de o kadar gereksiz bir girişimdi. Zira bu iki kurum'un iç ticaretle hiç bir ilgisi bulunmamaktadır. O kadar var ki, Gümrük Müsteşarlığı'nın bir yıl içinde Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile yaptığı yazışma bir elin parmakları kadar bile yoktur.

Sonra nasıl olduysa DTM Ekonomi Bakanlığı'na dönüştü. Ekonomi ile daha ilgili olan Hazine, DPT gibi kurumlar Ekonomi Bakanlığı'na dahil olmadı. Geriye Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nda birleşmek üzere Gümrük Müsteşarlığı ve iç ticaret birimleri kaldı. Mevcut Gümrük Müsteşarlığı'na Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'ndan 4 Genel Müdürlük dahil oldu. Bunlar İç Ticaret Genel Müdürlüğü, Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü, Esnaf ve Sanatkarlar Genel Müdürlüğü, Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü'dür. Gerek Gümrük çalışanlarında gerekse İç Ticaret birimlerinde çalışanlar bu birleşmenin mantığını anlamakta zorlanmaktadır.

Nitekim iki yazar bugünkü köşelerinde bu konuyla ilgili görüşlerini dile getirmiş ve yapılan işlemin yanlışlığını belirtmiştir. Temennimiz Yetki Kanunu'nun süresi dolmadan bu hataların telafi edilmesidir.

Mahfi Eğilmez ve Ferit Barış Parlak'ın köşe yazıları aşağıda yer almaktadır.

Mahfi Eğilmez 14.06.2011 Radikal Gazetesi

Yeni hükümet yapılanması

Başbakan, seçimden hemen önce bakanlar kurulu yapılanmasında yapmayı planladıkları değişiklikleri açıkladı. Basında yeteri kadar yazılıp çizildiği

için bu yapılanmanın nasıl olduğunu anlatacak değilim. Ben sadece bu yapılanmanın beklentileri karşılayıp

karşılamadığını tartışmaya çalışacağım.

Devlet bakanlıklarının kaldırılmış olması bir yenilik gibi görünse de yerlerine başbakan yardımcılıklarının konulması değişikliğin pek de önemli bir şey olmadığını ortaya koyuyor. Kanımca devlet bakanlıkları kaldırılmalı ve iki başbakan yardımcılı model korunmalıydı.

Ekonomi bakanlığı böyle olmaz

Dış Ticaret Müsteşarlığı'na Hazine Müsteşarlığı bünyesindeki Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü ve Teşvik ve Uygulama Genel Müdürlüğü'nün eklenmesi bu yapılanmayı ekonomi bakanlığı haline getiremez. Ekonomi bakanlığı Hazine, Maliye, planlama, gümrükler gibi bütün ekonomik birimleri ya da bunların icracı olanlarını bir arada bulunduran bakanlığın adı olabilir. Aslında değişiklikten beklenen Hazine, planlama, gümrükler ve hatta Dış Ticareti Ekonomi Bakanlığı bünyesinde bir araya getiren bir düzenlemeydi. Bu haliyle ekonomi bakanı unvanı taşıyacak kimsenin yurtdışında bu unvanı niçin taşıdığını anlatması ve muhataplarının da bunu anlaması pek mümkün görünmüyor. Ekonomiden sorumlu başbakan yardımcısı ile birlikte bulundukları her ortamda ekonomi bakanı onun yardımcısı ya da müsteşarı gibi algılanacaktır.

Bakan yardımcılığı bence Türk yönetim sistemine uygun bir model değildir. Bakan yardımcılığı uygulaması geçmişte Özal hükümetleri sırasında denendi ve son derece başarısız bir uygulama olarak tarihe geçti. Özal zamanındaki uygulamada bakan yardımcıları milletvekilleri arasından atanıyordu. Bu kez parlamento dışından olacak. Bence bu uygulama Özal dönemi uygulamasından da başarısız olmaya mahkûm.

Her şeyden önce bürokrasi patron olarak bakanı bilir. Hatta başbakanla doğrudan ilişkisi varsa başbakanı patron olarak beller. Bakan yardımcısı bürokrasiyi yönlendiremez. Verdiği talimatlar bakana aktarılır ve o ne diyorsa o yapılır. Bir süre sonra bakan yardımcısı verdiği talimatlar yerine getirilmeyince bürokrasinin düşmanı olur. Özal döneminde bakan yardımcıları siyasi kişiler olduğu halde sıkıntılar taşınamaz düzeye çıkınca bu model kısa sürede terk edilmişti. Bu kez de öyle olur ve bir-iki yıl içinde bu sistemden vazgeçilir. O nedenle şimdiden söyleyebilirim ki gereksiz zaman kaybına neden olmaktan başka bir işe yaramaz.

Yapısal reformların altyapısı görünmüyor

Kalkınma Bakanlığı'nın GAP için kurulduğu anlaşılıyor. O zaman adı Bölgesel Kalkınma Bakanlığı olmalıdır. Bugün konu GAP olabilir yarın başka bölgeler de işin içine girebilir. Ama Kalkınma Bakanlığı

artık Afrika ve Asya'daki kalkınmayla uğraşan ekonomilerin sorunudur. Kişi başına

geliri 10 bin doların üzerine çıkmış bir Türkiye'nin kalkınma sorunu yalnızca bölgesel ve/veya sektöreldir, genel değildir. O nedenle bu isim değiştirilmelidir.

Bu yapılanma Türkiye'nin yapısal sorunlarını çözecek reformlara eşlik edecek bir yapılanma havası vermiyor. Bu yapısal sorunların en önemlilerinin başında cari açığa dayalı büyüme modelinin nasıl bu yapıdan çıkarılacağı ve vergi sisteminin nasıl değiştirileceği geliyor. Ben gerek Ekonomi Bakanlığı olarak takdim edilen yeni yapılanmaya bakarken gerekse de henüz hiçbir değişiklik içermeyen Maliye Bakanlığı yapısına bakarken bu yapısal değişimin nasıl olacağının ipuçlarını göremiyorum.

Ferit Barış Parlak, Dünya Gazetesi, 14.06.2011

Ekonomi Bakanlığı!

Başbakan yeni bakanlıkları açıkladı.

Ekonomi Bakanlığı da yenilerden biri.

* * *

Teşvik Uygulama Genel Müdürlüğü?

Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü?

Dış Ticaret Müsteşarlığı?

Topla:

Ekonomi Bakanlığı!

* * *

Ekonomi bu kadar mı?

Sadece dış ticaret midir ekonomi?

İç nerede?

Sadece yabancı sermaye midir ekonomi?

Yerli nerede?

Sadece teşvik midir ekonomi?

Üretici, tüketici nerede?

Turizm, enerji, tarım, orman, çevre, kalkınma, spor, ulaştırma, şehircilik, sanayi, çalışma hayatı, maliye nerede?

* * *

Soru:

Satamayacağınızı üretir misiniz?

* * *

Bu sorunun yanıtını Dünya Ticaret Örgütü, ABD, AB ülkeleri dikkate almış.

Üretim ve ticaret politikalarının, plan ve stratejilerinin birlikte belirlenmesi için üretim ve ticareti tek çatı altında toplamayı faydalı görmüş.

Ve tüm dünya:

Önce satıp, sonra üretmeye başlamış.

* * *

Bizde mi?

Yetki Kanunu'nun 4.Maddesi iç ve dış ticaret hizmetlerinin tek bir çatı altında toplanması gerektiğini söylüyor.

Neden?

Hizmette verimlilik için.

* * *

Öyleyse: Yeni oluşturulan bakanlıklar Kanuna aykırı.

Ve 'verimlilikten uzak'.

* * *

Ekonomi Bakanlığı?

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı?

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı?

Sorular:

Madem isminde ticaret var ve madem senin de Ticaret Bakanlığın var, Dış Ticaret Müsteşarlığı neden Ekonomi Bakanlığı çatısında?

Madem isminde teşvik var ve madem senin de Sanayi Bakanlığın var, Teşvik Uygulama Genel Müdürlüğü neden Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı çatısında değil?

Onlarca Genel Müdürlük aynı mantıkla, "Neden şu çatıda, neden bu çatıda?" diye sorgulanabilir?

* * *

Son söz: Verimlilik kalkındırır, büyütür 'ekonomi'yi?

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber