Atanamayan öğretmenler gençlerin mesleği seçmesini engelliyor

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 20 Kasım 2012 15:41, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:59

Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürü BALIBEY´in Artı Eğitim Dergisinde yayınlanan ropörtajı.

Ömer Balıbey, eğitim camiasının pek çok kademesinde görev yaptıktan sonra getirildiği Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü görevinde, Türkiye'nin en iyi öğretmenlerini yetiştirmeyi ve eğitimlerin bir standarda kavuşması için çabalıyor. Bu doğrultuda öğretmen yetiştiren kurumlarındaki öğrenci seçimlerinin, öğretmen olmaya istekli ve başarı düzeyi yüksek öğrenciler arasından seçilmesinin zorunlu olduğunu belirten Balıbey, son yıllarda eğitim fakültesi tercihlerinin azalmasını ataması yapılamayan ve sosyoekonomik açıdan tatmin edilemeyen öğretmenlere bağlıyor.

"Öğretmen yetiştirme" olgusundan söz edebilir misiniz? Öğretmen yetiştirme kapsamında Milli Eğitim Bakanlığı ne gibi çalışmalar yapıyor?

Öğretmen; her şeyi bilen ve bildiklerini öğrencilerine aktaran bir anlayış içersinden çıkıp, bilgisini paylaşan ve karşısındakinde paylaşma isteği uyandıran, eksiklerinin farkında olan ve bu eksiklikleri giderme yollarını araştıran bir anlayışta olmalı. Öğretmenin görevi, öğrencilerin bilişsel aktivitelerini artırmada onlara rehberlik etmek. Öğretmenin bunu yapabilmesi için de öğrenme süreci hakkında, yani öğrenmenin nasıl gerçekleştiği konusunda bilgi sahibi olması gerekiyor. Ülkemizde, Osmanlı döneminden itibaren öğretmen yetiştirme sistemlerinde önemli değişiklikler yapıldı. Buna karşın öğretmen yetiştirme sistemi üzerindeki tartışmalar halen devam ediyor. Bunlardan en sonuncusu, 18-20 Kasım 2011 tarihinde, eğitimle ilgili tüm paydaş kurum ve kuruluşların, sivil toplum örgütlerinin ve öğretmen sendikaları temsilcilerinin de bulunduğu geniş katılımlı Ulusal Öğretmen Stratejisi Çalıştayı'ydı. Bu çalıştayda hizmet öncesi öğretmen yetiştirme sistemi; hizmete alma, adaylık ve mesleğe uyum süreçleri; mesleki gelişim ve kariyer sistemi konuları ele alındı ve çalıştay raporundan esinlenerek "Ulusal Öğretmen Strateji Belgesi" taslağı geliştirildi. Bu taslakta, öğretmen yetiştiren yüksek öğretim kurumlarına öğrenci kabulünden akreditasyonuna birçok etki yaptı. Dolayısıyla tüm eğitim fakültelerini, verilen eğitimin niteliği açısından aynı kategoride değerlendirmek doğru olmaz. Uygulanan eğitim programları bakımından birliktelik söz konusuysa da öğretim elamanları bakımından daha nitelikli öğretmen yetiştiren eğitim fakülteleri bulunmakla birlikte, bu nitelikleri sağlayamayan eğitim fakülteleri de var. Bununla birlikte tüm eğitim fakültelerinde daha nitelikli eğitim verilmesinin gerektiği açık. Öğretmen yetiştiren kurumlara öğrenci seçimi, az önce de dediğim gibi öğretmen olmaya istekli ve ortaöğrenim başarı düzeyi yüksek olan öğrenciler arasından yapılmalı.

Öğretmen yeterliliği konusunda ne gibi çalışmalar yapılıyor?

Tüm öğretmenlerde bulunması gereken bilgi, beceri ve tutumlara ilişkin olarak "Öğretmenlik Mesleği Genel Yeterlikleri" belirlenmiş durumda. Ayrıca öğretmenlerin alanlarıyla ilgili bilgi, beceri, tutum ve değerlere ilişkin özel alan yeterliklerinin belirlenmesine yönelik olarak çalışmalar da sürüyor. Öğretmen yeterliklerinin, hizmet öncesi öğretim programlarının geliştirilmesi, öğretmenlerin seçimi, iş başarımlarının ve performanslarının değerlendirilmesi, kendilerini tanımaları ve kariyer gelişimleri ve hizmet içi eğitimlerinin planlanması amacıyla kullanılması hedeflendi. Bu nedenle öğretmen yeterliklerinin uygulanabilir, gözlemlenebilir ve ölçülebilir nitelikte olması gerekiyor. Mevcut yeterliklere bu özelliklerin kazandırabilmesi ve Öğretmen Yeterliklerinin Ulusal Yeterlilik Çerçevesi, Türkiye Yükseköğretim Yeterlilikler Çerçevesi (TYYÇ) ve dolayısıyla Avrupa Yeterlilikler Çerçevesi ile uyumlu hale getirilmesi için yeniden gözden geçirilmesine ihtiyaç duyuldu ve bu yöndeki çalışmalara hızla devam ediyoruz. Diğer taraftan mevcut öğretmenlerin bu yeterlikleri kazanmalarında yol gösterici olması bakımından da Okul Temelli Mesleki Gelişim Modeli (OTMG) hazırlandı. Bu model, öğretmenlerin okul yönetimi ile işbirliği içinde okul ve yakın çevre imkanlarını kullanarak, yeterlikler temelinde planlı olarak mesleki gelişimine imkan sağlayacak. Mesleki gelişiminde ilerleyen öğretmenin, okul kültürünün gelişimine de olumlu katsı sağlaması bekleniyor.

KPSS, ALAN BİLGİSİ VE FORMASYON NİTELİĞİNİ DE ÖLÇECEK

Kamuda çalışabilme için gereken KPSS sınavı ile öğretmen olan adayların durumları hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Kamu görevlerine ilk defa atanacakların tamamının tabi olduğu bir sınav bu ve yeterlilikten ziyade bir yarışma niteliği taşıyor. Konunun öğretmenliğe giriş bakımından değerlendirilmesi halinde KPSS'de alan bilgisinin ölçülmemesi, önemli bir eksiklik. Bu bağlamla KPSS'nin öğretmenlik mesleğinin bir ihtisas mesleği olarak tanımlanmasına neden olan genel kültür ve pedagojik formasyon niteliğinin ölçülmesinin yanında, alan bilgisinin ölçülmesine de imkan verecek biçimde düzenlenmesi Planlanıyor. Buna yönelik uygulamaya 2013 yılından itibaren aşamalı olarak başlanacak. Konuya ilişkin çalışmalar, ÖSYM işbirliği ile sürdürülüyor.

Gençlerin öğretmenlik mesleğine yaklaşımlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Belki de en saygın meslek olan öğretmenlik, geçlerin gelecek hayallerinde nasıl bir yere sahip?

Gençlerin öğretmenlik mesleğini tercih etmelerine Yönelik algılarına göre; kişisel faktörlerde "orta", ekonomik aktörlerde "orta" ve sosyal faktörlerde "zayıf" olduğu, kadar yapılması gereken çalışmalar amaç, hedef ve eylem olarak belirtildi. Öğretmen yetiştirme konusundaki Bakanlığımız çalışmaları da bu kapsamda sürdürülüyor.

Öğretmen Yetiştirme Genel Müdürlüğü tarafından, geleceğin öğretmenlerini yetiştirmek hususunda belirlenen kriterler neler? Geleceğin öğretmen modelinde öğretmenlerin hangi özelliklere sahip olmalarını öngörüyorsunuz?

Öğretmenlerin, günümüz toplumunun ihtiyaçları doğrultusunda araştırma, sorgulama, problem çözebilme, kritik düşünebilme, öğrenmeyi öğrenme, bilgi üretebilme, yaratıcı ve esnek düşünebilme, düşündüklerini kolayca ifade edebilme, İletişim becerilerine sahip olma ve teknolojiden azami ölçüde faydalanabilme yeterliklerine sahip olması gerekiyor. Bu bağlamda öğretmen yetiştiren kurumlarda öğrenci seçimi, öğretmen olmaya istekli ve ortaöğrenim başarı düzeyi yüksek olan öğrenciler arasından yapılmalı, öğretim programları Bakanlığımızca belirlenen öğretmen yeterlikleri çerçevesinde geliştirilmeli ve staj çalışmalarının öğretmenlik mesleğine adaptasyonu sağlayacak şekilde planlanmalı ve uygulanmalı.

Eğitim fakültelerinde verilen eğitimler sizce yeterli mi? Yeterli değilse nasıl olması ve nasıl bir yaklaşımla eğitim verilmesi gerekiyor?

Son yıllarda eğitim fakülteleri sayısında oldukça büyük bir artış oldu. Bu artış, eğitimin niteliğine olumlu-olumsuz araştırmalarda ortaya çıkıyor. 2009 yılında yapılan bir araştırmaya katılan gençlerin yüzde 18,5'i saygın bir meslek olduğu için, yüzde 7,3'ü ailesi istediği için, yüzde 32,7'si öğretmenlik mesleğini çok sevdiği için, yüzde 22,7si topluma ve çocuklara faydalı olmak için, yüzde 19,2'si ise diğer nedenlerden dolayı seçtiğini belirtmiş. Görüldüğü gibi öğretmenlik mesleği, ekonomik getirişine göre değil, mesleğe verilen önem derecesine göre tercih ediliyor. Son yıllarda, öğretmenliğe kaynaklık eden yüksek öğretim kurumlarında yer alan bölümlerin, LYS taban puanlarının düştüğü görülüyor. Buradan, öğretmenlik mesleğinin cazibesinin düştüğü sonucu çıkarılabilir. Atanamayan öğretmen sayısının artması da bu meslek seçimini olumsuz yönde etkileyen faktörlerden biri. Öğretmenlik mesleği özellikle ilköğretimde, yoğun bir çocuk sevgisinin varlığını gerekli kılıyor. Bu mesleği seçecek öğrencilerin en başta özgüvenli ve özverili olmaları, dolayısıyla kendilerini öğretmenliğe adamaları gerek. Öğretmenlik mesleğinin sosyoekonomik açıdan cazip hale getirilmesi ve toplumsal saygınlığının artırılması, gençlerin öğretmenlik mesleği tercihlerindeki faktörleri de olumlu etkileyebileceği değerlendiriliyor.

"Anadolu'da Öğretmen Olmak" olgusunu nasıl tarif edebilirsiniz?

Öğretmenler, toplumun dönüşümünde ve gelişiminde önemli bir rol üstlenmişlerdir. Başta bilgisizlik olmak üzere her türlü taassuba, batıl inanca karşı özveri ile mücadele ederler. Bu özveri ve mücadele azmi, öğretmenlerin oldukça genç sayılabilecek yaşlarda büyük şehirlerdeki yaşamlarından feragat edip, Anadolu'nun çeşitli şehir, kasaba ve köylerinde görev yapmalarına ve birçok zorluğa göğüs germelerine neden olur. Gelişmiş toplumlarda, öğretmenin konumu, yeri ve etkinliği, önemli bir gösterge olarak kabul edilir. Öğretmenin sosyal rolünden ve etkinliğinden yararlanılarak; toplumun nitelikli bir yapıda şekillendirilmesi ve toplumun her kesimine eşit hizmet sunulması, Anadolu'da öğretmen eliyle toplumun kalkınma hamlesine ivme kazandırılması, öğretmen tiplemeleri ile toplumda yer edinmiş her türlü hurafe, batıl inanç ve taassuba karşı çıkılması ve toplumun aydınlaması amaçlanmaktadır.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber