Cezaevlerindeki doluluk yüzde 93'e çıktı
Türkiye'deki cezaevlerinin yüzde 93'ü doldu. Bazı cezaevleri yer sıkıntısı nedeniyle Adalet Bakanlığı'ndan ek ranza ve yatak talebinde bulundu.
Kamuoyunda 'Rahşan Affı' olarak bilinen ve 2000 yılında DSP-MHP-ANAP koalisyonu döneminde çıkarılan 'Şartla Salıverme, Ceza ve Davaların Ertelenmesi' yasasıyla 35 bine kadar düşen cezaevlerindeki mahkum ve hükümlü sayısı yaklaşık yüzde 100 artarak 68 bine çıktı. Cezaevlerinin uzun vadede rahatlamasını sağlamak amacıyla 2005 yılında uygulanmaya geçen, tutuklama yerine farklı tedbirler öngören Ceza Muhakemeleri Usul Kanunu da cezaevlerinin dolmasını engelleyemedi.
Türkiye'de bulunan ve 72 bin 717 kişi kapasiteli 434 cezaevinde kalan tutuklu ve hükümlü sayısı bu yılın 9 ayında 67 bin 795 kişiye ulaştı. Bu sayının 34 bin 136'sını tutuklular oluştururken cezaevlerindeki hükümlü sayısı ise 33 bin 659'a ulaştı. Adalet Bakanı Cemil Çiçek, yeni ceza kanunlarının cezaları artırdığını ve hapiste kalma sürelerinin uzadığını söylemişti.
Türkiye'de cezaevlerindeki güvenliği artırmak, kalabalık koğuş sistemini kaldırmak ve suçluları topluma kazandırmak amacıyla yapılan L tipi cezaevlerinden biri olan ve geçen yıl aralık ayında açılan Sakarya'daki Ferizli L Tipi Cezaevi de ihtiyaca cevap veremez hale geldi. 479 kişi kapasiteli modern cezaevinde hükümlü ve tutuklu sayısı 540'a ulaşınca cezaevi yönetimi Adalet Bakanlığı'ndan ek ranza ve yatak talebinde bulundu. 120 hükümlü ve 420 tutuklunun bulunduğu Ferizli Cezaevi'nde tek kişilik odalar 2 ya da 3 kişilik odalara çevrildi.
Türkiye'nin suçlu üretmeye devam ettiği takdirde ülke imkanlarının da cezaevi yapmaya yetmeyeceğini söyleyen Sakarya Baro Başkanı Ali Rıza Acartürk, Türkiye'de suçu önlemek için sağlıklı bir politika uygulanmadığını belirtti. Acartürk şöyle konuştu: "Türkiye'de suç oranı fazla. Islah yöntemleri uygulanmıyor. Suçlular belli süre cezaevinde yatıp çıktıktan sonra ortada kalıyor. Bu kişilere iş verilmiyor. Hükümlülerin topluma kazandırılması için yapılan cezaevleri artık doluluk oranı nedeniyle faaliyetlerinin dışına çıkıyor. Buradaki insanları aynı şekliyle topluma iade ediyoruz. Cezaevlerinde bu kişilere meslek kazandırılmalı, dışarı çıktıklarında topluma kazandırmak için kurumlar oluşturulmalı."
Konya Selçuk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi araştırma görevlisi sosyolog Hasan Hüseyin Taylan, suçun önlenmesinde eğitimin çok önemli olduğunu söyledi. Bu eğitimin de aileden başlayarak okul ve çevrede de sürmesi gerektiğini ifade eden Taylan, "Sağlam toplum, sağlam aileden yetişir. İyi bir eğitim verildiği takdirde suç işleme oranları kesinlikle azalacaktır." diye konuştu. Cezaevlerinin suçluyu ıslah eden değil, suçlu yetiştiren kurumlar haline geldiğini dile getiren Taylan, "Cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlüler sosyolog ve psikolog eşliğinde uzmanlarca verilecek eğitimlerle suçu işlediğinden dolayı pişman hale getirilmelidir. Ayrıca cezaevlerinde mutlaka meslek edindirilmelidirler. Çıktıklarında işe girip suç işlememeleri açısından bu konu çok önemli." ifadelerini kullandı.