Lüks araçlarda Etik Kurulu Başbakanlığı uyardı

Kamudaki araç saltanatıyla ilgili olarak Başbakanlığı uyaran Kamu Görevlileri Etik Kurulu İlke Kararında yer alan çarpıcı ve bürokrasi adına utanç verici açıklamalara yer vereceğiz.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 06 Haziran 2016 07:40, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Lüks araçlarda Etik Kurulu Başbakanlığı uyardı

Kamu Görevlileri Etik Kurulu İlke Kararı alınmak zorunda kalındı

Kamu Görevlileri Etik Kurulunun 04/08/2015 tarihli ve 2015/90 sayılı Kararında son derece çarpıcı ifadelere yer verildiğini görüyoruz. Esasında bürokrasinin içinde bulunduğu utanç verici durumu gözler önüne seriyor.

Taşıt Kanunu hükümlerine göre edinilen taşıtların, lüks ve gösterişten uzak, ucuz ve ekonomik olanlarından temin edilmesinin şart olduğu ve bu taşıtların münhasıran resmi hizmetin ifasında kullanılmak üzere tahsis edileceği anılan Kanunun 7. maddesinde düzenlenmiştir.

  1. Tasarruf tedbirleriyle ilgili 2007/3 sayılı Başbakanlık Genelgesinde, resmi taşıtların kullanımında;
  2. 237 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı cetvel uyarınca emir ve zatlarına, (2) sayılı cetvel uyarınca makam hizmetlerine ve koruma altına alınanlara tahsis edilen taşıtlar dışında hiç bir makama taşıt tahsis edilmeyeceği,
  3. Anılan Kanun hükümlerinin izin verdiği haller hariç, hiçbir makama arazi binek, jeep gibi taşıtlar ile yabancı menşeli taşıtın, makam aracı olarak tahsis edilmeyeceği,
  4. Emir ve zata veya makam hizmetlerine tahsis edilen taşıtlar dışında kalan ve hizmet aracı olarak kuruma ait havuzda yer alan taşıtların aynı kurumun birimleri arasında ayrım yapılmaksızın, münhasıran resmi hizmetlerin yerine getirilmesi amacıyla kullanılacağı, bu taşıtların özel işlerde, tatil günlerinde ve personel servis aracı olarak kullanılmayacağı, hiçbir makam, birim ve şahsın kullanımına tahsis edilmeyeceği,
  5. Taşıt tahsisleri ve kullanımının idarelerce hassasiyetle izleneceği, aksine hareket edenler hakkında, 237 sayılı Kanunun 16. maddesine göre cezai işlem yapılacağı, hususları düzenlenmiş bulunmaktadır.

İddialar havada uçuştuğu için ilke kararı alındı

Mevzuatta bu hükümler yer almasına rağmen, gerek Kurulumuza intikal eden başvurularda, gerekse medyada yer alan bazı haberlerde; bazı belediye başkanları, valiler, rektörler, kurum başkanları ile üst yöneticilerin lüks, pahalı ve gösterişli makam araçları kullandıkları yönünde iddialar yer almaktadır.

Kamu görevlilerine halkın güvenini zedeleyen, kamu kaynaklarının israf edilmesine ve savurganlığa yol açan lüks araçların hangi yollarla edinildiği incelendiğinde, aşağıdaki hususlar tespit edilmiştir:

Banka kredisiyle araç alınarak belediye başkanlarına tahsis ediliyor

Belediyeye ait şirketlerin Taşıt Kanunu hükümlerine tabi olmadığı yönünde gerekçeyle ve Taşıt Kanununun 1. maddesi hükümlerine aykırı olarak, bir belediye şirketinin mal varlığı üzerinden (bazı hallerde banka kredisi kullanılmak suretiyle) lüks araç satın alınmakta ve bazı belediye başkanlarına tahsis edilmektedir.

Öte yandan, Genelgede, belediyeler, il özel idareleri ve bunların kurdukları birlik, müessese ve işletmelerin bu Genelgenin "resmi taşıtların kullanımı" başlıklı bölümünde yer alan hükümlerden istisna tutulması, beraberinde lüks araç temini ve kullanımı konusunda çeşitli suiistimallere yol açtığından, belediyeler, il özel idareleri ve bunların kurdukları birlik, müessese ve işletmelerin de Genelge kapsamına dahil edilmesi uygun olacaktır.

Merkez, Ziraat, Halk ve Vakıf bankaları mevzuata aykırı araç sağlıyor

Bazı kamu kurumları yöneticilerinin, Kamu Haznedarlığı Genel Tebliği (2013) hükümleri uyarınca kamu bankalarında (Merkez Bankası, Ziraat Bankası, Halkbank, Vakıfbank) tutmak zorunda oldukları kuruma ait mali kaynaklarının bu bankalarda tutulması karşılığında, kamu bankaları ile çeşitli protokoller veya sözlü mutabakat çerçevesinde lüks ve pahalı makam araçları temin ettiği görülmektedir.

Bazı kurum yöneticileri, lüks makam aracının kamu bankası tarafından kendisine tahsis edilmesi karşılığında, kuruma ait mali kaynakların vadeli mevduata yatırılan kısmının nemalandırılmasında daha düşük faiz oranı uygulanmasını kabul etmek veya vadesiz hesapta tutulan kuruma ait mevduat oranını artırmak suretiyle kurumlarını zarara uğratmaktadır.

Söz konusu Tebliğin 7. maddesinde "Kurumlar mali kaynaklarının değerlendirilmesinde faiz veya kar payı dışında ayni ya da nakdi herhangi bir menfaat temin edemez." hükmü yer almasına rağmen, çoğunlukla belgesiz olarak, varılan şifahi mutabakat çerçevesinde söz konusu lüks araçlar bankalarca ilgili kurum yöneticilerine tahsis edilmektedir.

Bütçe kaynakları suiistimal edilerek valilere ve kaymakamlara lüks araçlar tahsis ediliyor

Taşra teşkilatlarında, il özel idaresi bütçesi, köylere hizmet götürme birliği bütçesi, sulama birliği bütçesi, sosyal yardımlaşma dayanışma vakfı bütçesi ve benzeri mahalli bütçe kaynakları suiistimal edilerek lüks ve pahalı araçlar satın alınmak suretiyle bazı vali, kaymakam veya yerel yöneticilere tahsis edilmektedir.

Kamu görevlilerine halkın güvenini zedeleyen, kamu kaynaklarının israf edilmesine ve savurganlığa yol açan lüks, pahalı ve gösterişli makam araçlarını kullanan yöneticilerin, Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 10 ve 17. maddelerini ihlal ettikleri de açıktır.

Başbakanlık ilke kararına rağmen hala harekete geçmedi

Bu tür lüks, pahalı ve gösterişli makam araçlarının kamu görevlilerince kullanımı, kamu yönetiminde şeffaflık, hesap verebilirlik, savurganlık ve israftan kaçınma, kamu yararına uygun olarak kaynakları etkin ve verimli kullanma gibi temel etik değerler açısından da çeşitli sorunlar ortaya çıkarmaktadır. Belirtilen açıklamalar çerçevesinde kamuda lüks, pahalı ve gösterişli makam araçları kullanımını engellemek amacıyla alınması gereken tedbirleri değerlendirmek ve gerekli düzenlemeleri yapmak üzere Kararın bir örneğinin Başbakanlığa, Maliye Bakanlığına ve İçişleri Bakanlığına gönderilmiştir.

Ancak, ilke kararının üzerinden 10 ay geçmesine rağmen Başbakanlık hala tedbir almamıştır. Ümit ederiz ki Başbakanlık gerekli tedbirleri bir an önce alarak gerekli mevzuat düzenlemesini yaparak bu pespaye duruma nokta koyar. Ne diyelim çıkmadık candan ümit kesilmez.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber